EGEDESONSÖZ- Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında gerçekleştirilen imar ve planlama görüşmesi sonrası Güzelbahçe, Kemalpaşa ve Bornova’da bulunan dev arazilerin imara açılması konusunda adımlar atılması kentte gündem oldu.
Kemalpaşa’da bulunan ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık’a ait arazinin tarımsal üretim tesisi adı altında yapılaşmaya açılması ile ilgili süreçte ise gözler İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde…
Şehir Plancıları Odası’nın itirazı sebebiyle İmar Komisyonu’nda ele alınacak ve yeniden meclis gündemine gelecek konu ile ilgili olarak Gazeteci Fatih Yapar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın konuyla ilgili yaptığı uyarıyı SonSöz TV’de gündeme taşıdı.
TUGAY UYARIYOR
Gazeteci Yapar açıklamasında “Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın hem grup toplantısında hem Zafer Levent Yıldır’ın açıklamasında görüldüğü üzere ‘hata varsa düzeltelim’ diyor. Başkanın da ‘burada imar komisyonun imar konularına ya da imar ile ilgi mevzuatlar müdahale etmiyorum, karışmıyorum. İmarla ilgili teknik bir yapı var, doğrudan buna müdahale etmiyorum, müdahale etmek yerine hata varsa düzeltin, yanlıştan dönün’ diye uyarıda bulunduğu söylemi var” ifadelerini kullandı.
Gazeteci Fatih Yapar açıklamasında şunları söyledi:
“Dün Çevre Şehircilik Bakanlığı Bornova’daki arazilerin imarı ile ilgili çalışmasını yaptı. Zeytinlik arazileri gibi yerler var. Geniş ve büyük bir alan. İçinde zeytinlik olanları açmayacağız diyorlar şimdi. Büyükşehir ile AK Parti'den bir grubun gittiği Bakanlık ziyareti sonrası hikaye vardı. 100 binlik-25 binlik plan uyumu, ardından Güzelbahçe ve Kemalpaşa meselesi…
İzmir’de şöyle bir durum var; Yapılan her şey ya itiraza söz konusu oluyor yada dava açılıyor. İzmir'in genel atmosferi bu. Ankara ‘biz ne yaparsak yapalım hep dava açılıyor’ diye bakıyor. Açılmayan, davadan dönen, mahkeme süreçleri uzun süren yerler var. Plan yaparsanız itiraz edilir, dava açılır ama her plana itiraz edilmez. Çünkü mahkemeler var ve plan itirazları mahkemeden geri dönüyor. Her plana dava açılmaz, mahkemeler bazen karar veriyor.
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı’nı hiç tanımıyorum, yolda görsem tanımam ama üretim yapıyor, ihracat yapıyor, bir yer almış. Burayla ilgili plan değişikliği var. Kemalpaşa Belediyesi’nden gelmiş, Büyükşehir Belediyesi’nden onaylanmış. Burada yürüyen hukuki sıkıntılar var. Orada belediye başkanı diyor ki ‘ben buraya ruhsat verebilirdim ancak vermek yerine plan değişikliği yaptık’ Kemalpaşa belediye başkanı deneyimli bir isim. Ulucak’ta belediye başkanlığı yaptı. Bu konularda çok deneyimi ve tecrübesi var. Ulucak Belediye Başkanlığı yapmış, geçmişte meclis üyeliği yapmış biri. Diyor ki ‘ben buraya depo ruhsatı verebilirdim’ diyor. Evet verebilirdi. Ama depo da verebilirsiniz.
İhracatçı başkan diyor ki ‘Ben fabrikayı buraya taşıyacağım’ diyor. Bu bir sanayi tesisi kurmak, üretim yapmak demek… İhracat yapıyorsunuz. Yabancı sermaye buraya geldiğinde imarı var mı diye değerlendiriyor. Siz tarım deposu imarı verebilirsiniz. Depo olarak verebilir ancak fabrika olarak veremez. Sanayi imarı veriyorsanız böyle sorunlar çıkıyor”
İSTEMEZÜKÇÜLER ŞİMDİ BİRAZ İSTERÜKÇÜ OLDULAR
İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ise “AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe ‘biz kandırıldık’ diye uzun bir açıklama yaptı. Hukuk ile planlar arasındaki uyumla ilgili birçok konuyu anlattı ve CHP’nin Belediye Meclis Grup Sözcüsü Zafer Levent Yıldır da ‘Valilik de bize onay verdi’ dedi. Bu cevap gülünç ve komik. Neden? O zaman hükümetin tüm uygulamalarını alkışlamanız lazım. Niye itiraz ediyorsunuz? O da hükümet bu da hükümet.
Yaldız şunları söyledi:
“Bir zamanlar bu kentte istemezükçüler vardı dedik. Meslek odaları, mimarlar, peyzaj mimarları, jeofizikçiler… Alanların talan edilmesine karşı ayak diretiyorlardı. Bugün gelinen noktada koruma amaçlı plan yapılıyor. Belli yoğunluğu aşamıyorsunuz, kısmen imara açılsa da yeşil kalacak. Şu an İnciraltı, Bayraklı gibi, meşhur otelin olduğu gibi gökdelenler bölgesi olabilirdi. Olmadı. Neden? Çünkü istemezükçüler engel oldu. Şimdi bakıyorsunuz bir zamanların istemezükçülerin iktidarda olduğu dönemi yaşıyoruz. Belediye başkanları Konak, Karabağlar, başkan yardımcıları, Levent Yıldır'ın geçmişi nedir? İzBB Başkanın geçmiş nedir? Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliğinden gelmiyor mu? Meslek odalarının iktidarda olduğu bir dönemi yaşıyoruz. ‘Kordon’dan yol geçirmeyelim’ diye ortalığı ayağa kaldıran yapılar bugün her gün 200 parça arazi satışı… 300 dönümlük imara açılan tarım alanları… Bornova'da 235 hektar... Cılız ses çıkarıyorlar. Bu gidişle yeşil alan kalmayacak. İzmir yeşilden ve tarımdan mahrum betona boğulmuş kent haline geliyor. Plan diye bir şey kalmadı. Her kurum kendi planını yapıyor. Ankara'dan planlar yağmur gibi geliyor. Gücü yeten, parası yeten yolunu buluyor.
Bornova'nın sırtlarında 300 dönümlük alan bir firmanın. İmara açılması için uğraşıyor. Parası olanın düdüğü çaldığı bir dönem yaşıyoruz. Bir dönemin istemezükçülerinin de bir şekilde sürece onay verdiği, geçit verdiği anlamsız bir süreci yaşıyoruz. İzmir böyle giderse 10 yıl içinde tarım kenti kimliğini kaybedecek. Tarım Bayındır ile Tire arasında, Bergama’nın birkaç ovasında yapılır hale gelecek. Menemen’e bakıyorsunuz 300-500 dönüm satış. Satılan yerler imara açılıyor. Ne olacak bu işin sonu? Ben bu anlamda kaygılıyım. Bir zamanlar İzmir çok önemli bir tarım kentiydi. Yeşil alanları imara açarsak bunun sonunda 3-5 kişi zengin olur ancak bu kentin her anlamda kaybettiği döneme doğru gidiyoruz. Ahmet Piriştina dönemi yaşadık bu kentte. 5 yıl boyunca mevzi imar planı yapılmadı bu kentte. Ankara’dan yapılanlara da tepki gösterdiler. İstemezükçüler o dönem daha istemezükçülerdi. Şimdi biraz isterükçü olmuşlar gördüğüm kadarıyla. İstemezükçüler neyi istemiyorlardı? Kentin talan edilmesini istemiyorlardı, yeşilin yanındalardı. Bugün bakıyorsunuz çok cılız sesler... Bu noktaya nasıl geldik bilemiyorum. İzmir’de benim karşılaştığım tablo şu; Her gün onlarca yüzlerce dönüm arazı satışı var kamuda. Sata sata bitiremediler İzmir'in dağını taşını. Kaybediyoruz. Sonuç olarak kaybediyoruz. Halk kaybediyor rant kazanıyor, rantçılar kazanıyor.