Filmde organize yapısı grafikler ile anlatılan bu tarz dernekler Almanya’da istisna değil. Ülkücü hareket, bir başka adıyla 'Bozkurtlar', yaklaşık 12.900 destekçisiyle ülkedeki en büyük aşırılık yanlısı, sağcı yapılanmalardan biri sayılıyor. Bu ideolojinin, milliyetçi, Yahudi karşıtı ve ırkçı temellere dayandığı ifade ediliyor. Bozkurtların Almanya genelinde 240’tan fazla yerel dernekleri bulunuyor; küçük şehirlerde bile faaliyet gösteriyorlar.

Yetkililerin radarından kaçan okullar
ARD-Story’nin araştırmalarına göre, ülkücüler Almanya’daki yerel derneklerinde özel olarak gençleri merkeze alıyorlar. Belgeselde Duisburg-Rheinhausen’deki bir dernekten gizli kamera ile çekilen görüntüler özellikle dikkat çekici. Dernek, çocuklar ve gençleri aktif şekilde kazanmaya çalışıyor. Görüntülerde bir dernek yetkilisiyle yapılan görüşmede, yaklaşık 90 çocuğun ve gencin bu dernek tarafından “desteklendiği” belirtiliyor. Odalarda ‘Bozkurtlar’ın kurucusu Alparslan Türkeş’in fotoğrafları ve ‘aşırı sağcı’ semboller yer alıyor. Dernek haftada birkaç gün, 3 ila 10 yaş arası çocuklara eğitim veriyor. Bir dernek çalışanı, çocuklara Kur’an’dan bazı bölümler ile özellikle ulusal semboller ve değerlerin öğretildiğini anlatıyor.

Belgeselde görüşlerine başvurulan siyaset bilimci İsmail Küpeli’ye göre, bu tarz ortamlar, hareketin çok sayıda insana, özellikle de gençlere, kolayca nüfuz etmesi için bir fırsat. “Duisburg’daki yerel yöneticilerin bu okuldan haberdar olduğunu sanmıyorum,” diyor Küpeli. Böyle bir okulun nasıl onay almış olabileceğini ancak bu şekilde açıklayabiliyor. ARD-Story’nin yönelttiği soru üzerine hem Duisburg hem de eyalet gençlik dairesi, bu okuldan haberdar olmadıklarını ve sorumluluk alanlarına girmediğini belirtiyorlar.

Organize suçlarda yeni yapılar
Belgeselde yapılan araştırmalar sonucunda çocuklara yönelik bu tür faaliyetlerin sayısının hiç de az olmadığını ortaya koyuyor ve Frankfurt’taki bir başka derneği örnek olarak gösteriyor. Frankfurt-Griesheim’da bulunan Türk Federasyonu’nun cami, dernek ve etkinlik salonlarından oluşan kompleksinde, 2024 sonunda yaklaşık 200 kişinin bir araya geldiği belirtiliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl kutlaması olarak planlanan etkinlikte çocuklar bir bilgi yarışmasına katılıyorlar. Soruların çoğunun ‘Bozkurtlar’ ve kurucusu Alparslan Türkeş hakkında olduğu ve çocukların bu sorulara hiç düşünmeden yanıt verdiğine dikkat çekiliyor.

Akşam kuşağında yayınlanan belgeselde ‘Bozkurtların’ Almanya’da sadece ideolojik değil, şiddet eylemleri ile de öne çıkan bir yapı olduğu vurgulanıyor ve örnek olarak 2018’de organize suçla bağlantısı nedeniyle yasaklanan Osmanen Germania grubu ile resmi olarak dağıldığı söylenen “Turan e.V.” adlı grup gösteriliyor. ARD-Story’ye göre, bu gruplar yeniden yapılanıyor. Turan e.V. adıyla, başta Duisburg olmak üzere onlarca Alman şehrinde çevrimiçi platformlarda aktif şekilde üye toplandığı biliniyor. ARD’nin ulaştığı sosyal medya videolarında örneğin Turancılar kendini aşırı milliyetçi, şiddet çağrıştıran bir tarzda sunuyor ve ideolojilerini bu yolla yazmaya çalışıyor.

Henüz yasak yok – bilinçli mi göz yumuluyor?
Belgeselde Türk aşırı sağını eleştiren Avusturya Yeşillerinden Viyana Eyaleti milletvekili Berivan Aslan ve Alman Yeşiller’den eski Tarım Bakanı Cem Özdemir, yıllardır polis koruması altında olduklarını anlatıyor ve siyasi önlemlerin eksikliğini eleştiriyor. Cem Özdemir, bu durumu jeopolitik çıkarlarla açıklıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koalisyon ortaklarından birinin, ‘Bozkurtlar’la ilişkili bir parti olduğunu hatırlatan Cem Özdemir, Alman hükümetinin Türkiye’yi mülteci politikası, dış politika ve silah ticareti gibi konularda stratejik bir ortak olarak gördüğünü, bu yüzden, insanlar susturulsa ya da baskı altına alınsa bile, buna göz yumduğunu anlatıyor.

Fransa ve Avusturya gibi komşu ülkelerin aksine, Almanya’da ne ‘Bozkurtlar’ ne de sembolleri yasak. Buna gerekçe olarak hareketin resmi bir örgüt yapısı olmaması gösteriliyor. Buna rağmen Almanya’daki bütün siyasi partilerden politikacılar yıllardır daha sert önlemler alınmasını talep ediyor. 2020’den bu yana, Federal Meclis’e çok sayıda soru önergesi verildi ancak hala somut bir adım atılmadı.