EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SONSÖZ TV’de gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa edip AK Parti rozetini takmasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Yaldız, "20 yıl önceki Erdoğan böyle bir transfer yapmazdı. İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina rahmetli olduğunda Bornova’dan Aziz Kocaoğlu Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi ve Bornova boşaltı. O dönem Bornova’da CHP ile AK Parti arasında makas dardı. Kocaoğlu 2 bin 500 gibi bir oyla kazandı. Dursun Ali Özkan etkin bir adaydı. Bornova’da merhum Sırrı Aydoğan’ın seçildiği seçimde AK Parti için meclis üyesi transfer edecek, bazı küskün CHP’liler size geçelim demişti. İçerden CHP adayının desteklenmesine Erdoğan izin vermemişti. Bornova’nın iradesi CHP’dedir, milli iradeye saygı. Aynı Erdoğan’ın parti değiştiren vekillere ve başkanlara yönelik açıklamaları var. ‘Sen oyu tek başına mı aldın, parti oyudur. Partinin oyu ile seçildiysen görevinden de istifa et’ şeklinde çok sayıda cümlesini hatırlıyorum." dedi.

GÜNEL VE TEZCAN BLOKAJ OLUŞTURDU
Aydın’da Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişini ve süreci yorumlayan Fatih Yapar, “ Aydın’da kavga devam ediyor. Çerçioğlu ile birlikte AK Parti’ye geçen belediye başkanları var. Ankara’da toplantılar yapılıyor. İller Bankası’ndan 850 milyon kredi üzerinden değerlendirmeler var. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanına muhalif olan CHP’nin içindeki yapıların karargahı da Kuşadası oldu. Kuşadası Belediye Başkanı da Bülent Tezcan ile birlikte blokaj oluşturdu. Simge isim Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel üzerinden işlemler yürüyor. Önümüzdeki süreçte Aydın adayı olması muhtemel. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı da iktidarın tüm yapılarına sarılmış durumda. Aydın’da AK Parti seçimi almış olsaydı bu kadar coşkulu bir şekilde durum değerlendirilmezdi. Bu süreç nereye gidecek? İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunu biz yorumlamıştık” dedi.

CHP’LİLER İHANETE UĞRAMIŞ HİSSEDİYORLAR
Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişini yorumlayan Yaldız ise, “20 yıl önceki Erdoğan böyle bir transfer yapmazdı. İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina rahmetli olduğunda Bornova’dan Aziz Kocaoğlu Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi ve Bornova boşaltı. O dönem Bornova’da CHP ile AK Parti arasında makas dardı. Kocaoğlu 2 bin 500 gibi bir oyla kazandı. Dursun Ali Özkan etkin bir adaydı. Bornova’da merhum Sırrı Aydoğan’ın seçildiği seçimde AK Parti için meclis üyesi transfer edecek, bazı küskün CHP’liler size geçelim demişti. İçerden CHP adayının desteklenmesine Erdoğan izin vermemişti. Bornova’nın iradesi CHP’dedir, milli iradeye saygı. Aynı Erdoğan’ın parti değiştiren vekillere ve başkanlara yönelik açıklamaları var. ‘Sen oyu tek başına mı aldın, parti oyudur. Partinin oyu ile seçildiysen görevinden de istifa et’ şeklinde çok sayıda cümlesini hatırlıyorum. Haklıydı. Bir kişi bir partinin oylarıyla seçiliyorsa başka partiye gitmemeli. Hatta buna yasal olarak engel konulmalı. Çerçioğlu ya da İzmir’deki herhangi bir belediye başkanı. Bağımsız seçildiysen olabilir. Çerçioğlu güçlü siyasi figür. Çerçioğlu’nun da CHP’ye kazandırdıkları var. O yüzde 4. Defa aday yapılmak zorunda kalındı. Çerçioğlusuz Aydın’da CHP’nin hüküm kurması kolay değil. 2 tane doğrunun birleşmesi nedeniyle karşılıklı sonuç elde edilmişti. Çerçioğlu son seçimde AK Parti adayı olsaydı seçimi kazabilir miydi? CHP’liler kendilerini kandırılmış hissediyorlar. Kendileri ihanete uğramış hissediyorlar” diye konuştu.

İMAR RANTI TARTIŞMALARI
Aydın’da imar rantı tartışmalarına değinen Gazeteci Fatih Yapar, “Özlem Hanım sosyal medyada bir paylaşım yapıyor ve altına vatandaş yorumları ifade ediyor. Zaman zaman yorumları kapatıyorlar. Orası bir anket gibi. Özlem Hanım da sürecin tamamını biliyor. Ancak bunun zamana yayılmasını ve süreçle birlikte değerlendirileceğini düşünüyor. Hizmetler birlikte baskılanacağına inanıyor. Aydın’da imar rantına geçit yok diyor. Kuşadası Belediye Başkanı da diyor, sen de eşinin, dostunun, aile şirketinin bulunduğu alanlara imar istedin diyor. Buna biz karşı çıktık diye açıklamaları var” dedi.

YARGININ KENDİNE BOY AYNASINDA BAKMASI LAZIM
Yargının siyasallaştırıldığını vurgulayan Araştırmacı Ümit Yaldız ise, “Döküldü, her şey ortalığa saçıldı. Çerçioğlu gibi apoletli bir CHP’liyi, Genel Başkan Yardımcılarının imar istemesi partiden koparmaz. Direnirsiniz, parti sizi görevden alamaz zaten. Bir karşılıklı mecburiyet ve mahkumiyet olduğunu görüyorum. Erdoğan bu transferi yapmaya mecbur ve mahkumdu. Çerçioğlu da bu transfere evet demeye mecbur ve mahkum kaldı. Hakkında yürütülmesi olası soruşturmalar vardı. Alnım ak diyor ama yargı başka şekilde çalışıyor. Bir taraf miting yaparken yargıyı etkilemekle suçlanıyor. Ancak asıl etkileyenler devam ediyor. Sokağa indiğimizde araştırma yaptığımızda, ‘yargı siyasal mıdır, siyasetin etkisinde midir’ diye sorduğumuzda evet diyorlar. Bugün kendisini muhalefet cephesinde kimse yargı nezlinde güvende hissetmiyor. Yargının da kendisine boy aynasında bakması gerekiyor. Her iki gücünde mecburiyeti bu transferi doğurdu. Erdoğan’ın Konya’ya kadar belediyesi yok. Ankara dahil olmak üzere batıda hiç yok. Erdoğan’ın bu fotoğrafı terse çevirmek için en batıdan Çerçioğlu gibi güçlü transfer fırsatını kaçırması mümkün değil. Yoksa CHP’nin oylarıyla seçilen bir belediye başkanını gönlü çok istememiştir” ifadelerine yer verdi.

HÜKÜMET ÇIKARMA YAPIYOR
Yapar ise, “ Karşılıklı açıklamalar devam edecek. Hükümetin oraya bakanlarla çıkarması var” dedi.

HOŞ GELDİN KREDİSİ
Yaldız, “Bundan sonraki süreci gördük. Transferden 3 gün sonra İller Bankası’nın bölge müdürü jet hızıyla makamdan poz ve hoş geldin kredisi verdiler. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İller Bankası bölge müdürlüğünden Bilal Saygılı aramadan randevu alamaz. Bilal Saygılı ve Eyyüp Kadir İnan üzerinden bakanlarla görüşüyor. Onlarla mecburen fotoğraf veriyor. Muhtemelen alamaz alsa da fotoğraf veremez. Bakan alır görüşür, arka kapıdan çaktırmadan uğurlar. İzmir’de İller Bankası Bölge Müdürünün makamına gidecek iki tane belediye başkanı var, Menemen ve Aliağa. Genel Müdüre referanssız gidemez, Bakandan vekilin telefonu olmasan randevu alamıyor. İl başkanına teşekkür etmeden ikinci randevuyu alamaz. Özlem Hanım kimilerine göre topuklayan efe olmuş olabilir ama Özlem Hanım makamından bana falan bakanı bağla diyebilir. Siyasi anlamda güçlüyseniz, iktidara çıkan yolunuz varsa, Veysel Şahin’i tanımak zorundasınız. Bu başkanlık sisteminin bize dayattığı mecburiyet haline geldi. Her alanda iktidar cephesinden bir referansınız yoksa, yoksunuzdur. Bu fotoğraf neyi gösteriyor, bize gelirseniz ayrıcalıklardan faydalanırsınız mesajını tüm başkanlar aldı. CHP’liler zaten bunu bilerek aday oldular. Halk zaten bu gerçeği bilerek CHP’lileri seçti. CHP’nin belediye başkanları bakanlık randevu vermiyor, bizi silkeliyorlar diyorlar. Bunları zaten beklemiyor muydunuz? Ana muhalefetin bayraktarlığını yapacaksanız bu zorluklara rağmen yapmayı göze almışsınızdır. İzmir halkı CHP’li belediyelerden beklentisi atla deve değil. Çöpü toplasın istiyor” dedi.