İzmir'de rastgele…
Sokaktan geçene sor; “Fuar kaç yaşında?” diye…
İZFAŞ'ta çalışanlar hariç…
Doğru cevabı zor alırsınız…
Neden?
Büyük oranda ilgisizlikten!
Bebişken Fuar'da kaybolan(!)
O hengamede...
Polislerin anonsla annesine / babasına teslim edilen...
Daha mini minicikken...
Dönme dolapta neşeyle örülmüş “ilk büyük heyecan”ı tadan…
Paraşüt Kule'den en az bi'defa sevgiliye caka için(!) atlayan…
Dünya evine gireceği kızla…
İlk kez Fuar Dağ Disko'da dans eden bi'arkadaş…
Nasıl olur da?
'İzmir Fuarı kaç yaşında?' diye sorduğunuzda…
Kızarır, bozarır, “hık-mık” der ve gözler yerde sessizliğe gömülür!
Kabahat kimde?
Doğru cevap üç kelime:
“Güzelim Fuarı unutturanlarda…”
Şimdi birileri hemen ortaya 'klasik bi'karışık' yapacak:
“Ah, nerede o eski fuarlar?”
Bu yakınmanın kıymeti harbiyesi kalmadı…
Sadece nostalji yapmaya yarayan “boş” laf!
Önemli olan her devrin Fuarı'nı “unutulmaz” yapabilmek…
Başarabildik mi?
Girmeyelim o nazik mevzuya…
Benim delikanlılığımda…
Fuar'ın içinde üreticiler için…
Holştayn inekler sergileniyor ve sipariş alınıyordu…
Şimdi var mı, yok!
İyi ki yok!
“Bo.....k” kokusundan geçilmiyordu...
O zaman biz, “Nerede o eski Fuarlar?” diye iç geçirirken…
Holştayn inekleri mi özlemiş oluyoruz?
Yaşıtlarım örnekleri çoğaltabilir ama…
Biz asıl mevzudan uzaklaşmayalım…
Topu topu sekiz / dokuz gün sonra…
Bu kadim kentte…
Bir kez daha…
“Gönüller Fuar'a erecek…”
Her zamankinden farkı ne?
İşte, o çok önemli…
İzmir Enternasyonal Fuarı…
Şuracıkta “neredeyse saaatler” sonra...
94’üncü kez kapılarını açacak…
Ve...
9 Eylül gecesi...
Şen kahkahalarla...
“Gelecek yıl 95’te buluşmak dileğiyle...”
2026 Ağustos’unu özlemeye başlayacağız...
Çünkü...
“İzmir Fuarı bir aşk’tır...”
***
İlk uçan balona sahip olmanın tarifsiz heyecanı yaşadığınızda...
Kaç yaşındaydınız?
Beş mi? Yedi / sekiz mi?
Fark etmez; hala unutmadınız di’mi?
Zaten unutamayız!
Çünkü…
İstiklal yolundan İstikbal yoluna uzanan “100 yıl” gibi…
Kocaman bir süreden söz ediyoruz…
Türkiye’ye can verecek fabrikalar kurulmuştu…
Ekonomi nefes almaya başlamıştı…
Türkiye'nin dört bir yanı demir ağlarla örülüyordu…
Onurlu “kurumsal doğumlar” yaşanıyordu…
Anılarda kalan...
Sümerbank gibi… Kula Mensucat gibi… Aydın Tekstil gibi… Eskişehir'deki Uçak Fabrikası gibi…
Şimdi hepsinin yerinde yeller esiyor…
Lafın tam burasında…
Diyeceksiniz ki…
“Ama Karabel, 100 yaşını geride bırakan bi'sürü Cumhuriyet şirketi var… Say sayabildiğin kadar...”
Eczacı Abdi İbrahim… Apikoğlu Sucukları… Komili Zeytinyağı… Denizli'nin gururu Helvacı Koska… Arkas Holding… Hamidiye Su… Konyalı Lokantası… Tuzcuoğlu Nakliyat… Say, say bitmez… Hepsi, çoktan “Dalya” diyen gurur markalarımız…
Ancaaak…
Burada bi'kentin yarattığı “dünyaya açılan” bir kurumdan…
Medar-ı iftihar bir Cumhuriyet Yıldızı'ndan söz ediyoruz…
Hikayesi bile “işte mucizenin adı” diyeceğimiz…
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin…
Topyekün ayağa kalkışının…
Dünyayı kıskandıran anahtarı “İzmir Enternasyonal Fuarı” hatırlatıyoruz…
Halk adına yaratılmış…
Gerçek bir Cumhuriyet Abidesi…
Altı yıl daha “başına bi'şi gelmezse” inşallah…
2031'in Eylül'ünde…
“100'üncü yaşı kutlayan' bir Dünya Fuarı olarak tarihe geçecek…
Tabii,
Sapasağlam ayaklarının üstünde durabilirse(!)
***
İzmir kenti büyüyor; Türkiye imreniyor!
Çocuklar artık İzmir Fuarı'nda kaybolmuyor ama…
İzmir Fuarı'nın ziyaretçi sayısı…
Giderek…
“Şinanay yavrum şinanay…” olmaktan uzaklaşıyor…
Vatandaş İzmir Fuarı'na “az/biraz” küstü ise…
Ve dahi...
Çocukluğunda yaşadığı renkli dünyanın boyaları döküldüyse…
Kabahat sadece bu kentin vatandaşlarında mı?
***
İzmir düşman işgalinden kurtulduktan sonra…
Atatürk'ün…
Fazla değil; beş ay sonra…
Genç Cumhuriyet'in ilk “İktisat Kongresi” için…
İzmir'i seçmesi…
Bu kongrenin de…
Yarısı yanmış kentte çok değil, 13 yıl sonra…
Dünyaya “parmak ısırtan” İzmir Enternasyonal Fuarı'nı yarattıysa…
Demek ki…
“O Yıldızın hiç sönmemesi lazım…”
Şahane bir örnekle bitiriyoruz…
***
1923'te ekip - biçtiği buğday kendisine yetmeyen…
Şeker üretemeyen…
Bu nedenle harp yıllarında çayını kuru üzümle içen…
Çok değil, 15 yıl sonra…
Dünyaya hem tarım hem de sanayi malları satmaya başlayan Türkiye…
“İhtiyar Delikanlı İzmir Fuarı”nın…
100'üncü yaşını kutlamak için bugünden seferberlik ilan etmelidir…
(Yeri geldiği için gerçek hikaye: Yıl; 1942… İkinci Dünya Savaşı nedeniyle sığınıkların ve karartma gecelerinin zamanı… O karanlık dönemde bile Fuar kapılarını kapatmadı; sadece Kültürpark eğlenceleri düzenlenmişti… Ertesi yıl fuar acısını çıkardı… 83 yıl önceki İzmir Fuarı'nı 1 milyondan fazla ziyaretçi bilet alıp, gezmişti…)
***
Bugün “94 yaşındaki” İzmir Fuarı…
Bu güzel ülkenin adı üstünde ilk “Açıkhava Kültür Merkezi”dir…
Sosyalleşmenin…
Aslında sadece cep telefonlarıyla değil…
Kol kola dolaşırken de yaşanabileceğinin kanıtıdır…
Adresi, 94 yıldır olduğu gibi Kültürpark'tır…
Farkındasınız di’mi?
Cumhuriyet Tarihi'nde…
Bi'çok şeyi 94 yıl kesintisiz yaşatamadık…
Bari…
İzmir Fuarı 100 yaşını görsün; “Dalya” desin…
***

94. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın...
Sloganı şahane:
“Fuar Şehrin Kalbinde...”
Onur konuğu ise “Bosna Hersek”... Resmi açılış, 29 Ağustos saat 20.00’de Lozan Kapısı, İsmet İnönü Heykeli önünde... Açılış kortejinin rotası, Gündoğdu Meydanı’nda başlayacak Lozan Meydanı’nda sona erecek... Fuar’da 12 gün boyunca Çim Konserleri düzenlenecek... Candan Erçetin’den, Yıldız Tilbe’ye, Selda Bağcan’dan, Mustafa Sandal’a birçok ünlü sanatçı fuarda İzmirliler’le hasret giderecek...
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın...
Dün gece bu yazıya tam nokta koyarken ilettiği Fuar duygularını özetleyelim:
“İzmir Fuarı sadece dünyanın en eski fuar etkinliklerinden biri değil, aynı zamanda temelinde Cumhuriyet’in kurucu değerlerinin harcını taşıyan bir anıttır... Bu fuar, büyük önder Atatürk’ün de ifade ettiği gibi cephede kazanılan zaferi iktisadi alana taşıma yönündeki iradenin ilk somut adımlarından biridir... 30 Ağustos’ta Zafer Bayramı’nı, 9 Eylül’de Kurtuluş günümüzü kapsayan fuar takvimini düzenlerken duyduğumuz heyecanı şimdi yüzbinlerce ziyaretçimizle ve dünyaya açılan bir pencereden bütün insanlarla paylaşacağız...”
***
Bitiriyoruz…
İşte, şimdi tam zamanıdır…
94'üncü kez kapılarını dünyaya açmaya hazırlanan İzmir Fuarı'nı…
Üstündeki “ışıldayan” pullar az-biraz dökülmüş olsa da…
Ayağa kalkıp alkışlamak…
Ekstradan…
İzmirli olmanın borcudur…
Nokta…
Hamiş: 1935 İzmir Arsıulusal (Uluslararası) 9 Eylül Panayırı, dönemin İktisat Vekili Celâl Bayar tarafından 21 Ağustos'ta açıldı... 311.000 kişinin gezdiği panayır, bugünün organize uluslararası fuarının öncüsü oldu...
Sonsöz: “Başka İzmir Fuarı yok; kıymetini bilelim… / Anonim…”