
'NEREDE AZİM VARSA ORADA ÇÖZÜM VAR'
Sosyal devlet olmanın toplumdaki bütün kesimlere, engelli, engelsiz ihtiyaç sahibi olan olmayan tüm kesimlere aynı şefkatle aynı ilgiyle onların sorunlarına eğilmek anlamına geldiğini ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Türkiye Cumhuriyeti, Anayasamızda demokratik sosyal hukuk devleti diye tanımlanıyor. Sosyal devlet olmak demek toplumdaki bütün kesimlere, engelli engelsiz ihtiyaç sahibi olan olmayan zengin, fakir, köylü, kentli bütün kesimlere aynı şefkatle aynı ilgiyle onların sorunlarına konularına eğilmek anlamına geliyor. Dolayısıyla burada gururla gördük ki yetiştirme yurtlarında yuvalarda kalmış ama bugün toplumda bir yer temsil eden çok değerli katılımcılar var. Sanatçılarımız, sporcularımız, iş adamlarımız, kamuda yöneticilik yapanlar var. Bunlar tabii ki çok güzel gelişmeler. Bu bana şunu hatırlattı. Nerede azim varsa orada çözüm var. Zorluklar bazen size hayattan koparır ama bazen de çok özlediğiniz başarıyı getirir. Biz her istediğimizi her an elde edemediğimiz için hep ileriye yönelik azmimiz oldu. Başarma yönünde hep heyecan duyduk ve isteğimiz oldu. Bugün, erken yaşta çocuklar doygunluğa erişiyor ondan sonra da hayatla ilgili azmi kararlılığı mücadele hırsı kayboluyor. O yüzden yetiştirme yurdundan gelen arkadaşlarımızın hayatı daha iyi anladıklarını düşünüyorum. Ama eğer böyle bir imkan olmasaydı öyle bir rehberlik olmasaydı, öyle bir yuva olmasaydı o tarafını düşünmek bile istemiyorum. Orada daha farklı bir hayat çizgisi farklı bir sonuç olabilirdi.'
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in, 'Yetimi kendine yakın tut. Başını elinle okşa onu sofrana oturt. Öyle yaparsan kalbin yumuşar ve ihtiyaç görülür' hadisini hatırlatan Binali Yıldırım, 'Kimsesizlerin ne kadar önemli olduğu ve yardımcı olunması gerektiği açık bir şekilde burada ifade ediliyor. Bizim inancımız, insanların birbirleriyle dayanışması birbirini sevmesi birbirine yardım etmesi esasına dayalıdır' diye konuştu.
'DESTEKLER 10 YILDA 7 KAT ARTTI'
Binali Yıldırım, son 10 yıl içerisinde kurumsal anlamda çok büyük mesafe kat edildiğini dile getirerek, 'Bunu görmemiz gerekir. Devletin hükümetin sosyal boyutunu çok ön plana çıkardı. 11 yıllık iktidarlığımız döneminde engellilerimize tamamen yeni bir yasa yapıldı. Gazilerimiz ve şehitlerimizin hakları ile ilgili çok kapsamlı düzenlemeler yaptık. Yetiştirme yurtlarının rehabilitasyon merkezlerinin, evde bakım merkezlerinin hem fiziki imkanlarını çok arttırdık aynı zamanda da buralara harcanacak ayrılacak bütçelerde çok büyük artış sağladık. 2003 yılında belediyeler dahil bütün sosyal desteklerin toplamı 3 milyar TL. 2012 sonu itibariyle bu rakam 23 milyar TL'ye çıktı. Yani artış 7 kattan fazla oldu. Şimdi artık evde bakımdan, rehabilitasyon merkezlerinden ve özel merkezlerden yararlanabiliyoruz' diye konuştu.
'HERKESİN HİKAYESİ DEĞERLİ'
Erzincan'da yetiştirme yurduna birkaç kez ziyarette bulunduğunu, buradaki gençlerle sohbet ettiğini belirten Binali Yıldırım, 'Çok etkilendim. Hakikaten benim ufkumu açtı' dedi. Geleceğe yönelik, hayata yönelik düşüncelere katkı sağlayacağını ifade eden Yıldırım, 'her birinin farklı ve değerli hikayeleri var. Düşüncelerimize katkı sağlayan örnekleri burada gördüm. O hikayelerini o kadar heyecanla o kadar güzel bir şeklide paylaştılar ki doğrusu oralara gitmek gerekiyor gidip mutlaka onlardan bir şeyler öğrenmek gerekiyor' dedi.
'ENGELLİLER HAYATA KATILDI'
Genellikle sosyal konularda yaşanan sıkıntıların uzun yıllar toplumda göz ardı edildiğini ifade eden Binali Yıldırım, çocukluğunda yaşadığı örneği şu sözlerle aktardı:
'Ben küçük bir çocukken köyümde bayramlarda evleri ziyarete giderdik. Elimizde küçük bir torba, el öper şeker toplardık. Büyüklerimiz, evinde ne varsa, kimi kınalı şeker verir, kimisi dut kurusu verir. Bazen beğenmez, 'Bize bunu mu layık görüyor' diye atardık, çocukluk hali. Bir eve girdim. Evde el öptüm çıktım yandaki kapıya yöneldim 'oraya gitme, orası yasak giremezsin' dediler. Korktum. Niye böyle bir şey dedi diye merak ettim. Daha sonra kafama takıldı o bölmede ne olduğu ve örendim. O odada zihinsel engelli bir çocuk varmış. Onu insanlardan saklıyorlar, göstermiyorlarmış. Bunu kendi ayıpları gibi görüyorlardı.'
Bugün artık azmin engel tanımadığını, artık engelli vatandaşlarımızın gelecek hayalleri kurabildiğini belirten Binali Yıldırım, 'Oralardan buralara geldik. Bugün itibariyle biz engelli vatandaşlarımıza kamuda 37 binin üzerinde istihdam sağladık. Ayrıca bakanlık yaptığım sürede, 'Ulaşımda iletişimde hayatın her yerinde ben de varım' projesiyle engelli kardeşlerimize birçok imkanlar sağladık' dedi. Özellikle telekomünikasyon sektörü başta olmak üzere yaklaşık 600 kişiye iş imkanı sağlandığını ifade eden Binali Yıldırım, Onlar evlenme hayalleri, ev kurma, gelecek hayalleri yapmaya başladılar. Artık bu hayattan kurtulmak istiyorum, yaşamak istemiyorum derken hayal kurmaya başladılar. Bunlar çok önemli şeyler' diye konuştu.
'İZMİR ÖNCÜ BİR ŞEHİR'
İzmir'in bu konuda çok önemli bir yerde olduğunu belirten Yıldırım, İzmir'in koruyucu aile yanında bulunan çocuk sayısı bakımından 340 kişi ile Türkiye'de 2008 den bu yana açık ara önde olduğunu açıkladı. 'Çocuk evlerinin kurumsallaştırılması yaygınlaştırılmasında İzmir çok öncü' diyen Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Koruma altındaki çocuklar çocuk evlerine gönderilerek eski kurum bakım veren yuvalar ve yetiştirme yurtları kapatılmıştır. Koruma altındaki çocuklarımız özel okullara gönderiliyor her türlü sosyal sportif faaliyetlere erişebiliyor, hatta son yıllarda üniversiteye giren çocukların sayısında ciddi bir artış gözleniyor. Bu gençlerimiz 18 yaşını tamamladıktan sonra da serbest bırakılmıyor. Takipleri devam ediyor ve özellikle Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı bu takip işlerini yürütüyor. 2005 yılında çıkarılan Engelliler Kanunu ile bakım, maaş konusunda devrim niteliğinde haklar sağlanmıştır. İzmir, engelli çocukların umut evleri dediğimiz 4 ile 6 çocuğun kaldığı evlerin açılmasına ilk öncülük eden bir il olmuştur. Buradan da tüm Türkiye'ye yayılmasını sağlamıştır. Benzer şekilde İzmir'de yaşlılara yönelik 7 adet huzurevi özel kişilerin ve kurumların işlettiği 32 huzureviyle yaşlı yatak kapasitesi bakımından Türkiye'de ikinci sıradadır. Sosyal desteklerin İzmir'de Türkiye'ye öncü bir il olarak faaliyetini sürdürdüğünü görüyoruz.'
'KİMSESİZLER SUDAN MAHRUM ÇİÇEKLERE BENZER'
Binali Yıldırım, İzmirlilerin desteğiyle belediye başkanı olduğunda yatırımların ve sosyal faydanın artırılması için çalışacaklarını belirterek, 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte çalışmak suretiyle sokak çocukları koruma ve bakım evlerini kuracağız. Bu anlamdaki sosyal sorumluluk projelerimizi daha da yaygınlaştıracağız. Bu evler sağlık rehabilitasyon eğitim gibi temel şeyleri yavrularımızın, gençlerimizin alması sağlanacaktır' diye konuştu.