Mondros’un zincirleriyle elleri bağlanmak istenen,
Sevr’in kalın satırlarıyla yok edilmeye çalışılan bir millet…
Şehirler işgal altındaydı, ocaklar sönmüş, yürekler yaralıydı.
Ama Anadolu’nun bağrında gizli bir ateş vardı:
Sönmeyen, küllenmeyen, bağımsızlık ateşi.

19 Mayıs 1919 sabahı, Samsun kıyılarında
Bir adam belirdi: Mustafa Kemal.
Karanlığın ortasında yükselen bir ışık,
Yorgun bir millete yeniden hayat üfleyen bir nefes.
“Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Bu söz, Anadolu’da yankılandıkça,
Umutsuzluk boyun eğdi, umut kanatlandı.

Kadınlar sırtında mermi taşıdı,
Çocuklar erzak sepetleriyle cepheye koştu.
Köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir
Aynı yemin haykırıldı:
“Ya istiklâl ya ölüm!”
Ulus, tek bir yürek olmuştu;
O yürek, özgürlük için atıyordu.

26 Ağustos 1922…
Afyon Kocatepe’nin doruğunda
Mustafa Kemal sabaha karşı sessizce ufka baktı.
Top sesleri birden göğü yardı,
Dağlar, ovalar, taşlar bile bu sesi duydu.
Büyük Taarruz başlamıştı.
Mehmetçik yalınayak yürüdü,
Aç kaldı, susadı, ama hiç yılmadı.
Süngüsünde yalnızca çelik değil,
Bir milletin iradesi vardı.

Günler süren çarpışmaların ardından,
30 Ağustos’ta Dumlupınar ovasında
Tarih bir kez daha kaleme sarıldı.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi,
Türk milletinin yeniden doğuş mührü oldu.
Düşman darmadağın,
Millet özgür!
O gün esaret tarihe gömüldü,
Bağımsızlık göklere yazıldı.

30 Ağustos yalnız bir zafer değildi.
Anadolu’nun bozkırından yükselen bu haykırış,
Hindistan’a, Afrika’ya, Asya’nın mazlum halklarına ulaştı.
“Hiçbir güç, bağımsızlık ateşini söndüremez!”
Bu mesaj, emperyalizme karşı dikilen en büyük anıt oldu.

Zaferle birlikte yalnız topraklar kurtarılmadı,
Yeni bir ufuk açıldı.
30 Ağustos, Cumhuriyet’in önsözüydü.
Bir millet, kendi kaderini kendi elleriyle yazmaya başladı.
Savaş meydanlarının ardından,
Artık kalkınma, özgürlük ve aydınlanma zamanıydı.

Ve bugün bizler,
O destanın mirasçılarıyız.
30 Ağustos, sadece bir gün değil,
Bir ulusun dirilişinin adı,
Küllerinden doğan bir milletin sonsuz zaferidir.
Ve her yıl, aynı gururla tekrar ederiz:
“Zafer, zafer benimdir diyebilenindir!”

HATIRA-İ ZAFER KARTI

“Hatıra-i Zafer” başlığının hemen altında sola dönük bir hilalin iç kısmında Mustafa Kemal Paşa’nın bir resminin resmedildiği kartpostalın sağ ve sol üst köşelerinde bulunan dairelerin içinde İstiklal Marşı’nın dizelerine yer verilmiştir. Sağ üst köşedeki daire içinde ilk mısrası olan“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak”,sol üst köşesindeki daire içinde ise üçüncü mısrası olan“O benim milletimin yıldızıdır parlayacak” dizeleri okunmaktadır. Mustafa Kemal Paşa’nın portresi altında “Kurtardın Vatanı Mustafa Kemal” yazısı ve Hicri 1341 (1922/1923) tarihi yazılmıştır.

Bu yazının sağında ve solunda üçer adet olmak üzere toplam altı daire içindeyse Büyük Milet Meclisi’nin açılması, Birinci İnönü Zaferi, İkinci İnönü Zaferi, Sakarya Zaferi, İzmit’in geri alınışı ve 30 Ağustos Dumlupınar Zaferi yani 1921 ve 1922 yılının önemli görülen olayları tam tarihleri ile birlikte sıralanmıştır. Bu kısmı çevreleyen ve sivri uçları yukarı bakan hilalin üzerine ise Mustafa Kemal Paşa’nın 13 silah arkadaşının portreleri yerleştirilmiştir. Bu isimler sırasıyla Selahaddin Adil Bey, Cevat Paşa, Hasan İzzeddin Bey, Refet Pasa, Fahreddin Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Ali Ihsan Paşa, Kazım Paşa, Nureddin Paşa, Cemal Paşa ve Halid Bey’dir. İki dairenin ortasındaki şeritte ise Midhat Cemal’in; “Ölmez bu vatan farz-ı muhal ölse de hattaÇekmez kürenin sırtı bu tabut-u cesimi mısraları yazmaktadır.”