Yaşarken “Devrimci” unvanını yakıştırmıştı İzmir O’na...

31 yaşındaydı...

İzmir’in, “Gül gibi yaşayanların ilçesi” olarak bilinen Gültepe’den...

Belediye Başkanı seçildi aslanlar gibi...

Bu dünyaya veda ettiğinde ise...

Çooooktaaaan...

Bileğinin hakkıyla almıştı “Efsane Başkan” unvanını...

***

Diyarbakır doğumluydu...

Aydın Erten...

Ama...

Gerçek aşkı İzmir’in Gültepesi’ydi...

Zaten gencecik yaştaydı...

“İzmir Gurbeti”ne çıktığında...

Azimliydi...

CHP İl Gençlik kolları başkanlığı yaptı...

Herkesle barışıktı...

Mahalledeki çocukların idolüydü...

O günlerde...

Türkiye “garip” bir dönemin eşiğinden geçiyordu...

12 Mart Muhtırası yeri /göğü inlettiğinde...

CHP İl Yönetim Kurulu üyesiydi...

1973 yerel seçiminde sandıkları patlattı...

Bileğinin hakkıyla Gültepe’nin Reisi seçildi...

Zaten “bileğine güvendiği” için...

Laf aramızda...

Başına gelmedik kalmadı!

Tam da o günlerde...

N’oldu biliyor musunuz?

Belediyenin onca ısrarına karşın...

TEK'in elektrik direği döşemeyi reddettiği Gültepe'de...

O gencecik belediye başkanı...

Sabaha kadar belediye işçileriyle birlikte çalışıp, direkleri dikti...

TEK mecburen ilçeye elektrik verdi...

Gültepe'de sosyal konut yapılması için halka arsa dağıttı…

Fırın çalıştırdı, halka ucuz ekmek yedirdi…

Tanzim satış mağazaları açtı; halka bu kez ucuz gıda ulaştırdı…

“Yetmez!” dedi...

Maliyetine taksitle evlere kömür dağıttı…

Kimilerine göre...

Aydın Erten, artık İzmir'in Terzi Fikri”si olmuştu…

***

Dönemin Başbakanı Demirel…

O günlerde Meclis kürsüsünden şöyle seslenmişti:

Gültepe'yi solcu komünistler ele geçirmiş, kurtarılmış bölge ilan etmişler…”

***

Gültepe'ye Küçük Moskova” demeye başlanmıştı…

İller Bankası'ndan gelen belediyenin payını bile kestiler…

Gültepeliler, belediye yaşasın diye…

Ziynet eşyalarını belediyeye bağışlamak için sıraya girdiler!

O belediye başkanı var ya…

“Tariş Direnişi”ne katılanlara kumanya dağıttığı için suçlandı...

Bedelini ağır ödedi…

12 Eylül Darbesi'nde (iddialara göre...)

Başkan Aydın Erten ve belediyedeki çalışma arkadaşları…

İşkence tezgahlarından geçirildi ardından tutuklandı…

Cezaevinden çıktıktan sonra 17 yıl yasaklı kaldığı halde…

Siyaset'teki varlığını rütbesiz” sürdürdü ama…

Çektiği acılar O'nu bitirecek noktaya gelmişti...

Nitekim...

O kanser denilen illete yakalandı…

Hasta yatağında bile…

Emek düşmanları sevinmesin… Bu yatışım yeni bir mücadelenin başlangıcıdır...” diyecek kadar Eski Tüfek” olduğunu hatırlatıyordu…

***

Bu gün artık...

İzmir'de bir semt” adıdır, Gültepe”

Düşük gelirli…

Göçle İzmir'i keşfetmiş…

Ah ulan, işte benim şehrim…” diyerek…

Gül gibi geçinenlerin o semtine...

70 küsur yıl önce demir atanların…

Aşk, ihtiras ve devrim…

Sözcükleriyle taçlanmış…

Hatta ve dahi...

Eşine ender rastlanan bir yerel yönetim modelinin lezzetini tatmış…

Masalsı kahramanların…

Sınırları olmayan memleketidir Gültepe…

Kentine aşık, deli gibi sevenlerin...

İzmir’in Gültepe’si...

Düzensiz düzene baş kaldırmaktan çekinmeyenlerin bir toprak parçası gibiydi, o günlerde!

Bu yaşanmış hikayenin kahramanı var ya...

İşte, o “yiğit”...

İzmir Körfezi'ne balkondan bakan”ların kentine vurgundu…

***

Geride bıraktığımız (10 Ağustos) Pazar...

Aydın Erten’in...

Gözlerini bu dünyaya kapattığı günün 25’inci yıldönümüydü…

O sırada…

58 yaşındaydı…

Bulutların üstünden İzmir'e…

Özellikle de…

Gültepe”ye veda ettiğinde…

Sesine vurgun Edip Akbayram'ın...

Sözleri Sabahattin Ali’ye ait...

O meşhur şarkısı düşüyordu akıllara:

Başın öne eğilmesin… / Aldırma gönül aldırma… / Ağladığın duyulmasın… / Gönül aldırma…”

Belki gerçekten gönül aldırmıyor...

Amma velakin “böylesi devrimci başkanlar” da pek gelmiyor artık…

***

Bi'daha…

Üstüne basa basa söyleyelim…

İzmir'in takvimindeki…

10 Ağustos”

Bu kadim şehrin ileri yaşlı hemşehrilerine göre...

Görüp, görebileceğimiz en yiğit” belediye başkanına…

Veda ettiğimiz gündür…

Aradan geçen 25 yıl uzun süredir…

Ancaaak...

Aydın Erten gibi...

“Unutulmaz olmak” ise şahane bir unvan” diye bilinir…

***

Yaşasaydı…

Memleketin dipçik gibi 80'inde eski tüfek” bir ağabeyi olarak…

Gül gibi insanlarının yaşadığı Gültepe'deki asmaaltı bir kahvede…

Hem gölgelenir hem de…

70'li yılların unutulmaz devrimci” markasını…

Anlattığı gerçek masallar” ile hatırlatarak…

Gelecek kuşaklara “devrimci” olmanın…

Nasıl dayanılmaz bir onur” ve miras” olduğunu anlatırdı…

Anlamayan olursa…

Kafasına kafasına çakardı!

***

10 Ağustos 2000…

İzmir'in Aydın Erten'i kaybettiği tarihtir…

Bu kentin sol” hafızası…

O'nu şöyle anıyor:

Aydın Erten'in gençlerle olağanüstü iletişim kurabilme özelliği, CHP'ye bıraktığı en büyük miras oldu…”

En önemlisi gönüllerde taht kurmak” olduğunu…

Bize O öğretti…

Eski tüfek solcu olduğu için…

Sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemezdi!

***

İzmir, Aydın Erten'in…

Bir değer” olduğunu hiç unutmadı…

O günün gençleri için idol'den farksızdı…

Önderdi ama aynı zamanda…

Çilekeş babasıydı…

Hastalığında bile dimdik ayaktaydı…

Dostlarına o süreçte hep şöyle dedi:

Acımasız sermaye sevinmesin, bu yatış dinlenme sürecidir…”

Vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışanlara inat çok duyarlıydı…

Cebindeki son 5 lirayı bile ihtiyacı olana verirdi…

***

Bitiriyoruz…

Kadim dost rahmetli Sancar Maruflu...

Yıllar önce…

Aydın Erten için şöyle demişti; unutmam mümkün değil:

İnanılacak gibi değil ama gerçek… Vatandaş, Aydın Erten'in önderliğinde kendi öz olanaklarıyla, kendi yerel sorunlarını 50 yıl önce çözmüş ve kendi belediyelerini kurmuşlardı…”

Bu anlatılanlar, Türkiye’de…

Hiç bir belediye başkanına nasip olmamıştır…

Meslek büyüğümüz merhum Okan Yüksel Abi'min…

Kaleminden döküldüğü gibi:

Ayrılık Defteri'nin elimize verildiği gün! / Değil onlarca yıl, bin yıl geçse de unutmayız, unutamayız seni yoldaşım… / Yiğit 68'lim…”

Hamiş: ...Ve yıllardır rastlamadığım bir ifade... İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Aydın Ertan’ın kabri başında şöyle dedi:

“Bıraktığı mirası onurla taşımak için elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışacağız... Bu bizim namus borcumuz...” / Aramızdan çeyrek asır önce ayrılmış bir başkan için uzun zamandır bu denli anlamlı bir ifade duymadım... Helal olsun...”

Nokta…

Sonsöz: “İnsan, okunacak en güzel kitaptır… / Hacı Bektaş-ı Veli…”