Bir kitap okudum, ağzımın suyunu akıta akıta...

Kabaran iştahımı bastırmak için çok uğraştım.

Her sayfayı çevirirken, o güzel şarkıyı mırıldandım:

"Ah şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım."

Öyle bir kitap ki...

Her sayfada, ayrı bir lezzet durağı var.

Öyle lüks yerler değil.

Alanlarında uzmanlaşmış, damak tadına önem verenlerin olağanüstü ilgi gösterdiği mekanlar.

Kimi köşede bucakta gizli kalmış.

Kimi de uluorta meydanlarda...

Kitabın adı da çok güzel:

Yerim Seni İstanbul.

400 sayfalık kitabı, soluksuz okudum desem, yeridir.

Bu büyük eserde 6 genç yazarın imzası var.

Kim onlar?

Ömürden Sezgin, Varlık Sezgin, Fatma Ece Er, Aslı Göksun Şat Sezgin, Gökçe Ersoy ve Bilal Özerol.

Yaş aralığı 30-35 olan bu dev yazar kadrosunda birisi var ki...

Kendisini pek tanımıyoruz ama babasını çok iyi biliyoruz.

Yıllarca yeşil sahalarda düdük çalan...

Uluslararası maçlarda ülkemizi başarıyla temsil eden eski futbol hakemlerimizden Erol Ersoy...

Erol hocanın kızı Gökçe Ersoy ile, 258 özel mekanın, hikayeleriyle anlatıldığı rehber niteliğindeki kitap hakkında konuştuk.

Kendisini ve arkadaşlarını "Sonradan Gurme" olarak nitelendiriyor Gökçe Hanım...

"Lüks yerlerle işimiz yok. Biz, turistlerin en çok geldiği İstanbul'da ağız tadıyla yemek yiyebilecekleri, huzur bulacakları, gittiklerinde ülkelerinde herkese anlatacakları mekanları tanıtmak istedik." diyor.

Gökçe Ersoy'un gurmeliği de, sonradan oluşmuş.

Babasının bu kimliği kazanmasında çok büyük rolü olmuş.

Erol Hoca, hakemlik yaparken gittiği lüks değil, salaş ama kaliteli yemeklerin olduğu, huzur veren yerlere gittikten sonra...

 "Hadi gel, şurada güzel bir yer keşfettim. Orada bir yemek yiyelim" dermiş kızına. .

Gökçe de "Haydi gidelim baba. Aklımda kalacağına midemde kalsın" der, birlikte o mekanların yolunu tutarlarmış.

Derken, Gökçe ve yakın arkadaşlarının dağarcığında olağanüstü zenginlikte bir lezzet listesi oluşmuş.

"Yerim Seni İstanbul" adlı kitap işte böyle doğmuş.

Gökçe, geçtiğimiz günlerde babası Erol Ersoy ve annesi Ayfer Hanım'ın da katıldığı imza gününde kitaplarını lezzet düşkünlerine imzaladı.

***

Gökçe, en çok ziyaret ettiği yerlerin başında, Beyoğlu'ndaki Fıccın ve yine Beyoğlu'nun kalbinde bir sokakta bulunan Çerkez Mutfağı olduğunu itiraf ediyor.

Genç yazardan bir itiraf daha:

"Kitap çıktığından beri 5 kilo aldım. Şimdi hem yiyip hem kiloları vermeye çalışıyorum."

Gökçe Ersoy'u dinleyelim:

"Herkes lüks yerlere hücum ediyor.

Fakat alanında ustalaşmış mekanların lezzetleri bir başka oluyor.

Bizim kitapta, sadece bu özel mekanlar var.

258 mekanı defalarca ziyaret ettik, yemeklerini tekrar tekrar tattık.

Fırsat buldukça ziyaretlerimiz devam ediyor.

Kitabımız, yani İstanbul'a ait lezzet haritamız, İstanbul'a gelen ve özel tatlar arayan herkesin el kitabı niteliğinde."

***

Gökçe Ersoy ve arkadaşları, şu günlerde "Yerim Seni İstanbul" adlı kitabın İngilizce çevirisini yapmakla meşgul.

Yakında kitabın İngilizce versiyonu çıkacak.

Amaç, İngilizceye çevrilmiş kitapla turistlere de yol göstermek.

Ya sonra?

"Yerim Seni İzmir" kitabı olacakmış.

Bunu duyduğuma gerçekten çok sevindim.

Öyle ki İzmir'in özel lezzet duraklarını da saymakla bitiremeyiz.

Gökçe, her ne kadar İstanbul'da yaşıyor olsa da doğup büyüdüğü yer İzmir...

Avucunun içi gibi biliyor her yeri.

Yerim Seni İstanbul'un İngilizceye çevirisi bitince, aynı yazar kadrosu "Yerim Seni İzmir" kitabını hazırlamaya başlayacak.

Durun, daha bitmedi.

"Yerim Seni İzmir" yayınlandıktan sonra yazarlarımız, Anadolu'ya açılacak.

"Yerim Seni Anadolu" başlıklı olacak kitapta, Anadolu'nun en seçme mekanlarını tanıtacaklar.

***

Diyeceğim o ki...

İstanbul'a gidecek olan herkesin cebinde "Yerim Seni İstanbul" kitabı mutlaka olmalı.

Mesela Sultanahmet'e mi gideceksiniz?

Açın Sultanahmet sayfasını, orada en lezzetlisinden, en özelinden yemek yiyebileceğiniz mekanı seçin.

Sarıyer'e mi gittiniz?

Açın Sarıyer sayfasını, yemeklerden yemek seçin.

***

Son sözüm, genç yazar kardeşlerime...

Kaleminize yüreğinize sağlık.

Yeni kitaplarınızı sabırsızlıkla bekleyeceğim.