Evet; ilk soru budur…

“Türkiye, ABD ye düşman mı?”

Düz mantık, “Öyle şey olur mu?” demeyi gerektirir…

Gerektirmesine gerektirir de durum öyle mi?

Hayır!

Niçin?

ABD Türkiye’ye yaptırımlar uygulamaya karar verdi.

Neye dayanarak?

CAATSA’ya dayanarak…

Nedir şu CAATSA?

“ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası”…

Kime?

“Hasımları”na…

ABD, CAATSA’yı uygulamakla ,Türkiye’yi hasım ilan etmiş…

Filmi geriye çevirelim..

ABD bizim stratejik müttefikimiz!!!!

NATO’da kader birliği yaptığımız bir ülke!!!!

Eeee sonra ama bizi “hasım” gören bir ülke...

Ayıkla pirincin taşını…

Niçin bunu yapıyor?

Rusya’dan S400’leri aldık diye…

Şimdi…

Sen bizim patronumuz musun?

“Kimden ne alacağımızı sana mı soracağız?” diyebilmek için “Eyyyy…” yetmez..

Mesela...

Biz de...

“TCDDY”yi uygulamalıyız!

Nedir “TCDDY”?

Açıklayayım…

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti Düşmanlarına Yaptırımlar”ın baş harfleri...

Bunu bir yurttaşımızdan aldım..

Hakkımız var mı?

Elbette var…

Sayısız var…

Ama biri bile yeter..

PYD/PKK ya binlerce TIR silah veren kim?

ABD…

O halde…

Biz de düşman bilip uygulamalıyız, TCDDY’yi…

Nasıl mı?

Pek çok yolu var..

İlk etapta..

Kapatalım, Adana İncirlik’i…

Kapatalım, Malatya Küre’yi…

Ve diğerlerini…

Gözden geçirelim gizli açık sözleşmeleri..

Yok öyle sadece ve sadece “Eyyy…” diyerek geçiştirmek..

Tabii, bütün bunlar için kuvvetli olmak çok kuvvetli olmak gerekir..

İçte “aslan” kesilmek yetmez…

Merhum Türkeş bundan tam 50 yıl önce bir seminerde demişti ki:

“Milletlerarası ilişkilerde, hak; haklının değil kuvvetlinindir... Bunu unutmayınız…”

Evet..

Bunu unutmayınız…