Şüphesiz, “Memleketim” Türkiye’dir.

Ancak,

Doğduğumuz ve “büyük ailemiz”in yaşadığı yer, “memleket” olarak ifade edilir.

Bu anlamda, ben de 18 Kasım’dan bu yana, “memleketim”deyim. Tabir uygunsa, “yedi sülalem” ile bir aradayım. Bir tarafta ilerlemiş yaşına rağmen çok şükür sağlıklı annem, diğer tarafta kardeşlerim, eşleri, halalarım ve kuzenlerim, yeğenlerim ve diğerleri ile hoşça vakit geçiriyoruz.

Memleketim Ardeşen, sahilinde masmavi bir deniz ki Karadeniz, yamaçlarında Kaçkar dağlarına uzanan ve şimdilerde ince de olsa kar tabakasının oluşturduğu bir muhteşem güzellik için de bir ilçe..

“Ardeşen, Ardeşen… Güzel Ardeşen… / Seni görmek ister her bahtı şen…” diye başlayan bir güzel türkümüzle birlikte pek çok türkümüz var..

Çay bahçelerimizle birlikte, şimdilerde ticari değeri ne yazık ki olmayan dalları meyvesinden kırılırcasına dolu mandalin ağaçlarımız ve portakallarımız da şu soğuk mevsimde derde şifa teşkil edercesine ayrı bir güzellik oluşturmaktadır.

Senede birkaç kez ziyaret ederek,hem “geniş ailemi” görür, hasret giderir ve hem de “memleket havası”nı teneffüs ederim. Böylece İzmir’den 1609 kilometre uzakta ve doğuda yer alan ilçemi ziyaret ederek, Batı’dan Doğuya neler olup bittiği ve bütünüyle ülkem ile ilgili, siyasal, sosyal ve ekonomik tablo ile ilgili fikirler ve bilgiler edinmek imkanı bulurum..

Aslında insanlarımızın, imkan ve fırsat buldukça yurdumun dört bir köşesini gezmesi ve görmesi çok faydalıdır. Bu anlamda Karadeniz bölgemizi sadece “yeşil” olarak nitelendirmeden, her bir tarafını gezerek bilgi sahibi olmak gerekir diye düşünüyorum. Bütünüyle ülkemize büyük şehir penceresi yerine, bir de deniz sahilinde veya iç bölgelerdeki küçük yerleşim birimlerinden bakmak ve bilhassa çözüm makamında olanların ve olacakların bilgilenmesi ve çözüm yolları üretmesi ve vereceği kararlar bu açıdan da değerlendirerek vermesi şarttır diye düşünüyorum.

Ana sorunlar benzer olmakla birlikte, bakış açılarının farklı olduğu görülecektir. Çünkü Büyük Şehir “karmaşası ve kargaşası” olmadığı için daha bir serinkanlılıkla düşünmek buralarda daha da mümkündür diye düşünüyorum.. Bu vesile ile belirtmek isterim ki, büyük şehirlerde görünen “kamplaşma” buralarda söz konusu değildir.

“Kendim gurbet elde, gönlüm sılada” diye bir güzel türkümüz vardır. Zaman zaman da olsa, “kendimizi de sılada” bulmalıyız ve özlemi gidermeliyiz. Dost, akraba ve arkadaşla dertleşmek, istişare etmek, pek çok sorunun çözümünde yol gösterici olacağı gibi,sağlıklı düşünmenin de temel taşı olacaktır.

Kaçkar dağlarının lale sümbülü,

Yeşil Hemşinler’in dilber bülbülü,

Yeşil Ardeşen, güzel Ardeşen…