Dr. Berna BRIDGE
Bayram ve yaşamın gerçekleri
6 Temmuz 2022 Çarşamba

İki Dini, birçok Milli Bayram, yeni yıl, sevgililer günü, anneler, babalar günü derken yaşamımız kutlamalar, hediyeler, ziyaretler ile renkleniyor. Bu özel günlerde bazen mutlu, bazen hüzünlü hissediyoruz ve diğer açıdan bu günlerde herkes değil, bazıları mutlu, bazıları hüzünlü hissediyor. Bazı kutlamalar hatırlama, sevme, sayma amaçlı, bazıları ise tüketim amaçlı…

Yaşamın gerçekleri ise bu kutladığımız dini bayramların ve sevgililer/anneler/babalar günlerinin ötesinde bir derinlikte. Anne babası tarafından sevilmiş, korunup kollanmış ama anne babasını kaybetmiş birisi için bu bayramlar, kutlamalar hüzün, özlem, yalnızlık ve üzüntü içerirken anne babası tarafından sevilmemiş, korunup kollanmamış, yaşam mücadelesini yapayalnız vermiş kişiler için ise hüzün ve üzüntünün yanında ayrıca öfke de yaşadığı duyguların arasına karışabiliyor.

Benzer duyguları yaşamın akışı içinde birçok nedenden dolayı hiç evlenmemiş, çocuğu olmamış veya çocukları ile iyi ilişkiler kurmamış, onları ihmal ettiği için onlar tarafından görev dışında pek aranıp sorulmayan kişiler de yaşayabiliyor. Yani bayramlar, sevgililer/anneler/babalar günü gibi özel günler belki de insanların çoğunluğuna mutluluktan çok üzüntü ve sıkıntı getiriyor. Buna bir de maddi boyut ekleniyor. Maddi olanaksızlıklar, işsizlik, çocuklarına, sevgilisine hediye alamamak gibi suçluluk duyguları da saydığım diğer duygulara eklenebiliyor.

Aile ilişkileri genelde karmaşık, çok özen gösterilmediği zaman sarpa saran ilişkiler. Eşler arası ego ve güç savaşı, birbiri üzerinde kontrol kurma çabası, farklı değerler, bunlara çocukların kavgalara karıştırılması, evlatların ayırt edilip birinin daha çok sevilip korunup kollanması, yani haksızlıklar sonucu, aile ilişkileri gerginlikler, kırgınlıkların olabildiği ilişkiler. Çoğu aile böyle. Ego ve güç savaşlarının, içtenlik ve temiz kalp, iyi niyet yerine manipülatif tutumların olduğuuyumsuz aileler çoğunlukta. Tek çocuklu aileler biraz daha şanslı ama birden fazla çocuk olduğunda evlatlarını ayırmayan anne/baba sayısı çok az…

Sonuçta, bu özel günler ve dini bayramlarda anne/babası hayatta olan birçok aile bir araya gelme baskısıyla ya bir maske takıp mutluluk tiyatrosu oynuyor ya da bir telefon, mesaj ile görevi atlatıp seyahat, eğlence, tatil peşi koşarak duyguları bilinçaltını derinliklerine gömmeyi tercih ediyor. Yıllar önce “Yengeç Sepeti” diye çok başarılı bir film izlemiştim. Maske ve mutluluk tiyatrosu oyunuyla başlayan 4 yetişkin çocuklu bir ailenin yaşlı anne/baba evinde bir araya gelip, saatler, günler geçtikçe içlerindeki hüzün, üzüntü, öfke, kızgınlık, kaçınma gibi zor duygularını ortaya döküp birbirlerini suçlayarak küsüp gitmelerini anlatıyordu.

Bu açılardan bakılınca aileleri bir araya getirme baskısını içeren Dini Bayramlar, özel günler çoğu birey için zor ve gergin günler. Milli Bayramlarda ise bu duygu baskısı, zorunluluk duygusu yok. Tüm ülke aynı bayrak altında kurtuluşun, özgürlüğün, bağımsızlığın veya kazanılan bir zaferin keyfini kutluyor, herkes olumlu duygular içinde. Üzüntü, hüzün, kaybedilen sevilenin özlemi, yalnızlık duygusu, anne/baba tarafından haksızlığa uğramanın öfkesi, hediye almak gibi zorunlulukları içeren  hiçbirzor duygu yok.

Ben bu bayram böyle bir sosyolojik açıyla hepinizin bayramını kutlamak ve Atamızın kurduğu sistemle, dini vetüketim toplumunun sistemini karşılaştırmak istedim. En iyisi çocuklarımıza emek verip, manipülasyonun olmadığı içten ilişkilere yatırım yapıp, hediye faslını boş verip bu özel günleri baskıyla veya hediye/parayla değil, mutlulukla kutlamak.

Bayramınız kutlu olsun…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva