Uzun zamandır...

Bu kadim kentin politika arenasında böyle bi’şi yaşanmadı...

İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale...

Aslında...

Almanya’ya işçi olarak giden bir ailenin evladıydı...

Gurbet’te dünyaya gözlerini açtı...

O’nu “kıvılcım” yapan...

Bornova Anadolu ile İzmir Fen liseleri sayesinde...

Türkiye’nin gururu Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne kanatlandı...

Zeki ve çalışkan bir öğrenciydi...

Amerika Boston College'da yüksek lisansını tamamladı...

20 yıldır İktisat Profesörü...

Siyaset yapmaya karar verdi...

İYİ Parti de, O’nun gibi gençti!

“Adı bile gönülleri okşuyor!” dedi...

Son genel seçimde...

“İzmir Milletvekili” unvanını aldı...

Kalkınma Politikaları Başkanı olarak görev yaptı...

Ve...

15 gün önce de İYİ Parti’den istifa etti...

Artık partisiz bir “İzmir Milletvekili”...

Prof. Dr. Ümit Özlale’ye...

Yaşanmışları ve muhtemelen yaşayacaklarını sordum...

Biraz heyecanlı...

Çokça şaşırtan tıkır tıkır cevaplar verdi...

***

* Öğrenciliğiniz ile profesörlüğünüz arası, siyaset sizi ne ölçüde etkiledi? Sağ’ı mı tercih etmiştiniz yoksa kalbinizde sol fraksiyonlar mı yer alıyordu?

“ODTÜ’ye girer girmez öğrenci derneğine üye olmuştum... Bununla beraber eskiden beri yatırım ve istihdamın özel sektör tarafından sağlanması gerektiğini, devletin özel sektörün yatırım yapmaya çekindiği alanlara yatırım yapmak dışında denetleyici ve düzenleyici bir konumda olması gerektiğine inandım...”

* Politika’ya heves duymanızı sağlayan yıllarda hangi siyasi liderler gençlik ateşinizi körükledi?

“Politikaya hiç heves etmedim hala da çok hevesli değilim... Polemiklere girmek yerine sorunları nasıl çözebileceğimizi konuşan, makulü arayan, teknokrat tarafı daha ağır basan biriyim... Siyasi liderler arasında merhum Erdal İnönü’yü nezaketiyle, merhum Bülent Ecevit’i de dünya görüşüyle beğenirdim...”

* Neden İYİ Parti saflarında olmak istediniz? Belki siyasete çok genç yaşta atılmamış olabilirsiniz ama İYİ Parti’nin yanında başka seçenekler de olabilirdi; öyle değil mi?

“İYİ Parti’nin toplumun talep ettiği merkez parti konumuna gelebilecek en yakın aday olarak görüyor(d)um... Özel sektör odaklı bir büyüme ve kalkınma modelini başarıyla gerçekleştirebilecek, sosyal devlet olgusundan vazgeçmeden kapsayıcı bir ekonomi modelini uygulayabilecek bir partiydi... Hiç aklımda yokken, Sayın Meral Akşener’in davetiyle ve İYİ Parti’nin yukarıda bahsettiğim boşluğu doldurabileceğine inandığım için İYİ Parti’ye katıldım... Başka hiçbir partiden de davet almadım...”

* Yerel seçimde İzmirliler’den 100 bin oy aldınız; CHP ile seçim işbirliği olsaydı; siz ve partiniz nerelerde olurdu?

“Seçim işbirliği yapsaydık, CHP, yine ve haklı sebeplerle kendi adayını büyükşehir adayı olarak göstermek isteyecekti... Şimdi geriye baktığımda çok pozitif, güler yüzlü, hiçbir parti seçmenini rencide etmeden, projelerle gündemde kalan bir seçim kampanyası yürüttüm... Çok büyük bir tecrübe oldu. Bu kadar düşük bir oy alacağımı tabii ki tahmin etmiyordum ama bana çok düşük bir oy alacağımı önceden söyleseler bile yine aynı seçim kampanyasını aynı motivasyon ve enerjiyle yürütürdüm...”

* Sayın Akşener, “Buraya kadar!” diyerek yarattığı partiyi bıraktı... Siz neden ayrıldınız?

“İYİ Parti’ye çok emek verdim, parti de bana büyük mutluluklar ve gurur yaşattı... Bununla beraber 27 Nisan’daki kongre partinin sadece kurucu genel başkanına değil aynı zamanda merkeze yürüme hedeflerine de veda etmesi anlamına geldiği için partimden ayrılma ihtiyacı hissettim...”

* MHP Lideri, eski liderinize, “Sakın partini bırakma” çağrısı yaptı ama Akşener’in dönme ihtimali galiba “sıfır”... Zaten Müsavat Dervişoğlu da, “Geri dönüş fiziken mümkün değil” dedi... Akşener, İYİ Parti’ye veda ederek en doğruyu mu yaptı?

“Müsavat Bey’in görüşlerine katılıyorum. Zaten Meral Hanım’ın da kararından vazgeçeceğini bir an için bile düşünmüyorum...”

* Politikaya başka partide devam etme niyetiniz var mı ya da İYİ Parti’de yeni kadrolarda görevinizi sürdürmek ister misiniz?”

“Partimden başka bir partide görev almak için istifa etmedim... Geleceğin ne getireceğini bilemem ama şu anda İzmir milletvekili olarak üzerime düşen sorumlulukları yerine getirme azmindeyim...”

* Özgür Özel’li CHP’nin, yerel seçim sonrası 22 yıldır Türkiye’yi yöneten AK Parti’nin önüne geçmesi sizi nasıl etkiledi? CHP’nin şu anki fotoğrafı içinde yer almak ister miydiniz?

“Muhalefetin bu seçimlerde büyük bir başarı elde etmesini olumlu buluyorum... Genel seçimleri kaybettikten sonra sosyal medyada bir paylaşım yaparak;  “Bir dönem bitti ama yeni bir dönem başlamadı!” demiştim... Yeni dönem 1 Nisan sabahı başladı...”

* Sizce neden Türkiye’de politika yapmak zor... Bir süre sonra yeniden deneyecek misiniz? Hangi partiyle yürümek istersiniz?

“Türkiye’de politika yapmak benim için zor değil... İçimden geldiği gibi, siyasete girmeden önce nasıl yaşıyorsam ödün vermeden aynı şekilde hayatımı sürdürüyorum... Siyasete katkı veremeyeceğimi ve siyasetin beni olumsuz anlamda değiştirip kısıtladığını hissettiğim gün de akademik hayata geri dönerim...”

* Türkiye, bugünkü görüntüsünden (yüksek enflasyon, bıkkınlık, pahalılık, bezginlik, şiddet, hırsızlık, gasp ve kadın cinayetleri) ile neden başa çıkamıyor?

“Temel sebep yönetim sistemi... Bununla beraber artan pahalılığının, işsizliğin ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin toplumdaki suç oranını arttırdığını literatür bize söylüyor zaten...”

* Son soru... Siz iktisat profesörüsünüz... AK Parti hükümeti, bugünkü kaos ortamından Türkiye’yi çıkarabilecek mi?

“Bu yönetim anlayışı ve kadrolarla çıkarabilmesinin zor olduğunu düşünüyorum... Umarım yanılırım ve Türkiye’nin birçok önemli sorununun çözüleceği, toplumsal mutabakatın yeni anayasa ile beraber sağlanabileceği bir döneme gireriz...”

***

Bitiriyoruz...

Hiç aklında yokken kendisini politikanın göbeğinde bulan...

İktisat Profesörü, İzmir Milletvekili Ümit Özlale...

Belli ki...

Alışılmışın dışında...

Kalbiyle “siyaset” yapmak istiyor...

Zor mu?

Değil ama...

Bilirsiniz; sevgiler karşılıklıdır!

Hiç aklında yokken...

Siyaset’e başlamak bile önemli değil mi?

Bakalım...

Prof. Dr. Özlale’nin...

Bağımsız İzmir Milletvekili olarak bundan sonraki rotası n’olacak?

Nokta...

Sonsöz: “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz... Olmuşsa, mutlaka öyle planlanmıştır... / Franklin D. Roosevelt – ABD’nin 32’nci Başkanı...