İZMİR - Metro inşaatının durması ve İZBAN’la ilgili tartışmalar konusunda TCDD Genel Müdürlüğü bir açıklama yaptı.
Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Merkezi hükümetle yerel yönetimin ortaklaşa hayata geçirdiği, 110 kilometrelik uzunluğuyla da dünyanın en büyük banliyö sistemi olma özelliği taşıyan İZBAN Projesi’yle ilgili medyada yer alan ‘politik’ açıklamalara karşı aşağıdaki bilgilendirmenin yapılması gerekli görülmüştür” denildi ve şu görüşlere yer verildi: “TCDD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortak çalışması sonucu 6 Mart 2011’de hayata geçirilen İZBAN, hem uzunluğu hem de taşıdığı yolcu sayısı bakımından ülkemizin en önemli banliyö sistemlerinden biridir. Merkezi hükümetle yerel yönetimin ortak çalışması sonucu hayata geçirilen İZBAN, bu özelliğiyle de siyaset üstü bir projedir. Açıldığı 6 Mart 2011’den itibaren İzmir ulaşımına nefes aldıran hızı, konforu ve güvenliğiyle de vatandaşlarımızın büyük beğenisini kazanan İZBAN’da ilk etapta 33 set dizisi (çeker) hizmete verilmiştir.
Vatandaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği hatta artan talebi dikkate alan TCDD, hiçbir yasal zorunluluğu olmadığı ve İZBAN’dan yasal hakkı olan hat kirasını bile alamadığı halde 10 set diziyi daha vatandaşlarımız mağdur olmasın diye İzmirlilerin hizmetine sunmuştur. İZBAN’la ilgili yapılan protokolde üzerine düşen tüm sorumlulukları fazlasıyla yerine getiren TCDD, hattaki set sayısını artırmak için yeni siparişler vermiştir. Bu setler en kısa sürede İzmirlilerin hizmetine sunulacaktır.
BİR YILDAN DAHA AZ
Çekerlerin üretimini yapan KORE firmasının grup başkanı TCDD tarafından Türkiye’ye davet edilmiş, yapılan görüşmeler neticesinde normal teslim süresinin altında ve 1 yıldan daha kısa sürede araçların teslimi grup başkanınca talimatlandırılmıştır. Araçlar bir yıldan daha kısa sürede teslim alınacaktır.
İZBAN, yapım süreci, yapısı ve işleyişi itibariyle siyasi malzemeye konu edilmeyecek bir kamu projesidir. Bu konuda basında yer alan açıklamaların ‘seçim startı’ üst başlığında değerlendirilmesi projenin ve projeye bağlı örnek işbirliğinin doğasına uymamaktadır.”