Sındır’dan Muğla çıkarması: Cumhuriyet mesajları!

CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Muğla İl Başkanlığı, Fethiye ve Dalaman İlçe Başkanlıklarını ziyaret etti. Menteşe Geleneksel Kültür ve Sanat Festivali’ne de katılan Sındır vatandaşlarla bir araya geldi, barış güvercinleri uçurdu. Anadolu’da birliğin, beraberliğin ve bereketin simgesi olan bacayı Muğlalılarla birlikte yakan Sındır konuşmasında, “bizim artık kavgaya, teröre, çatışmaya, yoksulluğa, açlığa; bizi ayrıştıran, kutuplaştıran, ötekileştiren söylemlere tahammülümüz yok” dedi.

“CUMHURİYET’İMİZİN TEMELİNE DİNAMİT KOYMA CABASI İÇERİSİNDELER!”
AKP’nin uyguladığı yanlış ve yanlı politikaları sonucu Türkiye’yi darbe girişimiyle karşı karşıya bıraktığını söyleyen Sındır, “iktidar ülkemizi, geçmişte bizim uyarılarımızı görmezden duymazdan gelerek ortaklık ettiği yapının darbe girişimiyle karşı karşıya getirmek oldu. Ama halen iktidarda yollarına devam etmeye çalışıyorlar. Halen de bunca tehlikeye karşın gerekli dersleri almamışlar. Yaşananların devletin kuruluş ayarları ile oynanmasından ve Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşılmasının sonucu olduğu gün gibi ortada. Ama hala yanlış, kutuplaştırıcı ve kırıcı söylemlerle bulunmaktan geri durmuyorlar. Şimdi de devletimizin uluslararası belgesi olan Lozan Antlaşması'na dil uzatıyorlar. Cumhuriyetimizin temeline dinamit koyma ve patlatma cabası içerisindeler. Yurttaşlarımıza şu soruyu yöneltmemiz gerekiyor. Bir darbe girişimine maruz kaldık, her gün şehit haberleri geliyor; bunun sorumlusu kim, bu ülkeyi kim yönetiyor? Ülkemizde huzur ve refah yoksa, insanlarımız her gün birbirinden uzaklaşıyor, kutuplaşıyorsa, sevgi bağı gittikçe erozyona uğramışsa, saygı diye bir şey kalmamışsa, çoluğumuzun çocuğumuzun geleceği ne olacak kaygısı daha da derinleşen bir şekilde devam ediyorsa, Serv antlaşması ile yapılmak istenenleri bugün yaşıyorsak bunun sorumlusu, sorumluları kim diye sormalıyız” dedi.

“CUMHURİYET’İN TEMEL İLKE VE DEĞERLERİNE BAĞLI KALINSAYDI BUNLAR OLMAZDI”
Ülkemizin cumhuriyetin temel ilke ve devrimlerine bağlı kalınarak yönetilmediğini ifade eden Genel Sekreter Sındır, “Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilke ve değerlerine bağlı kalınarak; demokrasiye, laikliğe, sosyal hukuk devletine bağlı kalınarak yönetiliyor olsaydık, darbe girişimi yaşanır mıydı, ülkemizde bunlar olur muydu? Devlet kadrolarında liyakat, hukukta riayet devam ettirilseydi, bu FETÖ'cüler devlete sızabilir miydi böyle hain bir kalkışma yapabilir miydi? Bu soruları çoğaltabiliriz. Maalesef ülkemiz uzunca bir süredir Cumhuriyetin temellerinin sarsıldığı, temel değerlerinin yok sayıldığı bir süreci yaşadı. Hukuku, sosyal devleti ve en önemlisi de bu ülkenin harcı olan laikliği yok sayan bir anlayışı iktidarda gördü. Ülkemiz maalesef karşı devrim hareketleri ile karşı karşıya kaldı. Bunda darbelerin önemli rolü oldu. Darbeler karşı devrimin önünü açan gelişmeler olmuştur, karşı devrim hareketi de darbeler sonrasında hep kendine yol bulmuştur. 12 Eylül darbesinde olduğu gibi” dedi.

“TASADA VE KIVANÇTA BİR OLACAĞIZ”
Konuşmasının sonunda duygu birliğinin önemine dikkat çeken CHP’li Sındır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bizim Menteşe Kültür ve Sanat Festivalinde amaçlanan gibi duygu birliğine, insanı değerlerimize sahip çıkmaya ve bunları yaşamaya yaşatmaya ihtiyacımız var. Çünkü bu topraklar tasada, kıvançta ve kederde bir olmuş medeniyetler beşiğidir. Bizler de tasada ve kıvançta bir olacağız. Kültür ve değerlerimiz bir toplumun yasta, tasada veya sevinçte, kıvançta aynı duyguları yaşayabilmesinin hamurudur. Bizi zenginleştiren, bizi biz yapan tüm değerlerimizi yaşatmak ve geleceğe aktarmak hepimizin görevidir. Bir arada kardeşçe yaşayabilmemiz için etnik kimliği ne olursa olsun, mezhep kimliği ne olursa olsun önce insanı ve kültürel değerlere sahip çıkmamız gerekiyor. Bizi biz yapan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinin üzerinde hepimizin el birliğiyle gayret göstermesi ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmamız gerekiyor. Bizim artık kavgaya, teröre, çatışmaya, yoksulluğa, açlığa; bizi birbirimizde ayrıştıran, kutuplaştıran, ötekileştiren ne varsa bu değerlere tahammülümüz yok. Huzur ve refah dolu bir ülkeyi bir yaşamı istiyoruz. Bunu hep beraber sağlayacağız.”