Şehir Plancıları'ndan Güçbirliği A.Ş.'ye 6 maddelik yanıt!

Belediye kasasına bu satıştan 1997 senesinde 11.5 milyon dolar koymuş belediye 23 sene önce bayağı iyi bir kamu yararı yapmış zaten :))

Bence burası artık akvaryum olsun.

Yıllar önce arazi satılmış ama hala daha kamu yararı, niye satıldı tartışması yapılıyor. En iyisi yıllar önce sattığı bu yeri belediye uçuk bir bedel ile geri alsın, üstüne meydan yapsın. Yalnız maliyetini itiraz edenlerden tahsil etsin. Evet, yeşilciler pamuk eller cebe.

Kamuya ait yerler satılıp fabrika da yapılıyor. Burada bir kamu yararı yok mudur? İş merkezleri yapılması kamu yararı değil midir? Satılacak yer var, satılmayacak yer var. En son Mavişehir'deki planlarda yeşil alan olduğu söylenen yerin satılması tabi ki de kamu yararı değildir. Elma ile armutları karıştırmamak lazım. Her yer yeşil olsun diyen bir kitle de var. Kardeşim böyle şehir kurulmaz. Böyle bir da mantık yok. Evet, yeşil alanlar olmalıdır; İzmir bu konuda oldukça geri bir şehirdir ancak her alan da yeşil olmaz. Elimizde İnciraltı örneği de var. Yıllardır plan bekliyor. Buranın planlanmaması mı kamu yararı yoksa planlanıp şehre kazandırılması mı? Çeşme projesi; daha kafadan aynı gruplar karşı çıkıyorlar. Kültürpark'ın benzerleri yapılıp, şehre kazandırılması gerekirken, biz hala daha eskisinde takılıp kalmışız. Parkın elden geçirilmesi gerekiyor ama tabi ki de itiraz var. Bu şehir inanılmaz zaman kaybetti, kaybetmeye de devam edecek. Yazık oluyor.

Zamanında bir deli bir kuyuya taş atmış 30-40 yıldır kırk akıllı bu taşı o kuyudan çıkartamıyor. Bir İzmir'li olarak ben bile bu yerin kamudan (Belediyeden) ne zaman satışı yapıldı unuttum. Aslıda ilk yanlış bu satış. Daha sonra sorun bir kartopu gibi büyüyüp gitti ve İzmir'in utancı gibi şehrin tam göbeğinde duruyor. Bir an önce kamu çıkarı yönünde karar alıp bu yer halkın kullanımına kazandırılmalı.

Kamu kavramı, son yıllarda bilinçli olarak içerisi boşaltılan bir kelime haline getirilmeye çalışıldı. Halbuki kamu kavramı, ortak değerler ve çok sayıda kullanıcısı olan ve halka ait olanın korunmasının, kollanmasının tam karşılığıdır. Kamu Mülkiyetini Özel Mülkiyete dönüştürerek ve kamu yararı kavramını yok sayarak yapılan bir çok uygulama ve değişiklikler beraberinde bu tür tartışmaları da beraberinde gündeme getirmektedir. Doğal olarak da iki anlayış zaman zaman karşı karşıya gelmektedir. Kısaca; kamu yarını savunan anlayışla, bunun tersi özele ait çıkarların peşinde koşan anlayış.Burada TMMOB Şehir Plancıları Odası gibi, TMMOB'ye bağlı tüm Meslek Odaları dün olduğu gibi bugünde, Kamu Yararı ve Kamu Çıkarının yanında olmayı tercih etmişlerdir ve yarında bu duruşundan taviz vermeyeceklerdir. Meslek Odalarına kimlerin acımasızca saldırdığını iyi analiz ederseniz her şeyi daha net görür ve anlarsınız.

Yıllar önce ticaret merkezleri yapılsaydı bundan daha kötü bir durum olmazdı. Yıllardır şehrin göbeğinde dev çukur var. Diğer tarafta limana gidiyorsun köprü ayakları var. Kafanı kaldırıyorsun gecekondular var. Çukurdan Kemer yönüne doğru gidiyorsun, görüntü bildiğin Hindistan. Hindistan'ı geçiyorsun, şehrin ana aktarma merkezi Halkapınar'a geliyorsun, bildiğin lağım kokuyor ... Arazinin, kamu mülkiyetinden özel mülkiyete verilmesi neden uygunsuz olsun onu da anlamış değilim. Peşkeş çekildi deyince insanlar TDK'daki anlamı nedir diye bakmaz. 100 liralık malı, 10 liraya satarsan peşkeş çekmiş olursun. Halk bu şekilde anlar. Burada bu şekilde bir durum mu var?

Odanın açıklaması çamur at izi kalsın açıklaması gibi. Üslupları da kabadayıvari bir üslup.