İZMİR - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir'in Karaburun ilçesinde incelemelerde bulundu, vatandaşlarla kahvaltı yaptı. İzmir'de yeni bir turizm anlayışını kazandırmak istediklerini belirten Günay, bu yeni turizm anlayışında turistlerin doğayla ve damak tadıyla buluşacağı, geleneksel el sanatlarını satın alabileceği bir konsept düşündüğünü söyledi.
İtalya ve İspanya'da bu tür turizm hareketleri olduğunu belirten Bakan Günay, İzmir'in kültür, termal sağlık turizm merkezi haline getirilebileceğini söyledi. İzmir'i Barcelona gibi düşünüğünü ve 2020'de İzmir'e EXPO'yu getirmeyi planladıklarını, bu amaçla çalıştıklarını belirten Günay, şunları ifade etti: ''Bunun için İzmir'e EXPO'yu getiriyoruz. EXPO beş yılda bir, dünyada bir ülkede yapılıyor. O ülke de EXPO'yu almak için yoğun altyapı, kültür tesisleri, gerekli her türlü düzenlemeleri ne gerekiyorsa hepsini yapıyor. O bölge dünyanın ve kendisinin katkısıyla en bilinen merkezlerden biri haline geliyor. 28 Nisan'da İzmir'in EXPO müracaatını başbakanımız imzaladı ve Paris'e gönderdi. Bugün de İzmir Valisi, Ticaret Odasının da bulunduğu bir heyet, Paris'e resmi teyit için gittiler. İsterdim ki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Paris'e katılsaydı, biz hükümet olarak katılıyoruz, destekliyoruz, ama EXPO sivil hareket olduğu için ev sahipliğini Büyükşehir Belediye Başkanı taşıyor, onun da teyit için gitmesi çok yakışırdı. EXPO'yu bir siyasi tartışma olarak yapmıyoruz. Gitmesinin daha doğru olacağını söylüyorum, geri kalan tartışmaya katılmak istemiyorum. EXPO İzmir'i bilinen dünya kenti haline getirecek.''
KARABURUN VE TURİZM
Bakan Günay, Karaburun'un bakir kalmış çok güzel bir turizm bölgesi olduğunu, buralarda otellere yapılabileceğini, yeni yol yapımının da başladığını söyledi. Karaburun marinası için 25 Mayıs'ta ihale yapılacağını belirten Günay, Türkiye'nin turizmde her geçen gün büyüdüğünü ifade etti.
Türkiye'nin turizmde dünyada 7. sıraya geldiğini belirten Günay, 8 yıl önce 17. sırada bulunulduğuna dikkati çekti. Bakan Günay, Avrupa'da İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya, dünyada da ABD ve Çin'in ardında olunduğunu, kısa süre içerisinde İngiltere'nin önüne geçilebileceğini kaydetti.
İzmir'e gelen turist sayısının 1 milyon 200 binlerde kaldığını, bunun artırılması için çalıştıklarını söyledi.Turizmde büyük mesafeler aldıklarını, ancak dersler de çıkardıklarını belirten Bakan Günay, deniz kıyısında yüksek yapılaşmalara artık izin verilmeyeceğini, ağaç boyunu geçmeyen binalar yapılmasına izin verileceğini kaydetti.
Yeni anlayışta doğanın yeşili içinde bir turizm hedeflediklerini, zengin Avrupalı turistlerin konaklayacağı bir konsepti düşündüklerini belirten Günay ''Bazı turizm bölgeleri İzmir'in Kordon'una benziyor. Kordon güzel mi? Önde sıra sıra binalar, arkaya imbat gitmiyor sokak ve caddelerinde, arkada insanın nefes alacağı yer yok, gecekondu gibi. Bu yeni turizm anlayışını Kuşadası'ndan Ayvalık'a kadar bu sahilde yerleştirmek istiyoruz. İzmir merkezi olacak. Buraya gelen turistler hayatın içerisinde olacaklar. Türkiye'nin bu yeni turizm hamlesini Ege bölgesinden başlatacağız'' dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, 2003'te 13 milyon olan turist sayısının 8 yılda 30 milyona yükseldiğini, Yunanistan'dan iki kat daha fazla turistin Türkiye'ye geldiğini söyledi. Karaburun, Çeşme ve Urla'da sit sorununun kendisine iletildiğini, bu sorunun yeniden irdelenmesi için ilgilileri görevlendirdiğini belirten Günay, Karaburun için de ekip göndereceğini söyledi.
Günay, Karaburun'da sitin tamamen kaldırılmasının olmayacağını, sadece derecelerin düşürülebileceğini belirten Bakan Günay, ''Koruma kullanma dengesini kuracağız ki, çocuklarımız da bu toprağın güzelliklerinden, bereketlerinden nasiplensin'' dedi.
Karaburun'da DLH'nın bir konaklama tesisi bulunduğunu, yılda bir ay çalıştığını, buranın yüksekokula dönüştürülebileceği yönünde talep geldiğini belirten Günay, konuyu inceleteceğini söyledi.
Bakanlık olarak turizm yatırımcılarını Türkiye'ye çekmeye çalıştıklarını, ancak planlamalara yapılan itirazlar nedeniyle yatırımcıların bazen engellemelerle karşılaşabildiğini belirten Bakan Günay, Çeşme'de bir Rus yatırımcının sit nedeniyle yatırımının mahkemeye takıldığını, kamuoyu, sivil toplum örgütleri, belediyelerle planlama konusunda çalışmalar yapmak istediklerini dile getirdi.
''TAKIM TUTAR GİBİ PARTİ TUTULMAZ''
Siyasette takım tutar gibi parti tutulamayacağını, 12 Haziran seçimlerinde oy kullanırken herkesin düşünmesi gerektiğini belirten Bakan Günay, şunları kaydetti: ''2000 yılına bakın, 2010 yılına bakın. Batan bir Türkiye'den bakın neler yaptık, yollar, hava limanları, marinalar. İzmir'e dünyanın 10. büyük limanını getireceğiz, temellerini attık. Muğla, Bodrum belediyeleri işbirliği yapıyorlar, oralarda turist sayısı çok artı. İzmir'de geçmiş yıllarda işbirliği yapılmadı. Babadan, dededen kalma yöntemlerden vazgeçin, millet, memleket için hangisi daha iyi olur, siyaset için, hizmet için bu seçimde oy kullanın. Tabuları, eski alışkanlıkları yıktırıyoruz. Hangisi sağ, hangisi sol, hangisi ilerici, hangisi tutucu, elinizi vicdanınıza koyun. Hangi tabuları kimler ortadan kaldırdı. Sivas'ta sivil insanlar yandı, Demirel cumhurbaşkanıydı, Tansu Çiller başbakan, 15 sene insanların yandığı yerde kebapçı dükkanı işletildi. İnsanların yandığı yerde kebapçı dükkanı olmaz dedik, kaldırdık. Başbakanımız kaynak verdi binayı kamulaştırdık, kebapçıyı, oteli çıkardık, kültür merkezi yapıldı. 15 senedir bizden bu isteniyordu, istismar etmeden, bağırmadan, çağırmadan bir düzenleme yapmaya çalışıyoruz. Dün akşam İzmir Ahmed Adnan Saygun Merkezinde bir dinletiye gittim. Nazım Hikmet'in şiirleri okundu. Nazım Hikmet, İsmet Paşa döneminde hapislerde yatmış, Celal Bayar döneminde yurdışına çıkmış, 60 yaşında memleketim şiirini söyleye söyleye gitmiş. Nazım Hikmet vatandaşlıktan çıkartılmış, tekrar vatandaşlığa kazandırmak için bizden önce her hükümet denemiş, Ecevit, Demirel, İnönü hükümetleri formül bulamamışlar. Siz eski Bakanlar Kurulu kararını kaldıracağız dedik ve bir günde büyük şairi manevi olsun diye Türk vatandaşlığına kabul ettik, ruhunu şad ettik, bunu biz yaptık, kim ilerici, kim gerici, kim sosyal demokrat bir kez daha düşünün. Sağcı, solcu, köylü, gerici, başı kapalı diye ayırmıyoruz. İnsanı vatandaş olarak görüyoruz. bu anlayışla hayatım boyunca çalıştım, bu anlayışımın bedelini ödedim, ödülünü de gördüm.''