HABERLER>POLİTİKA
6 Mart 2018 Salı - 14:04

CHP’de 48 vekil tüzük bildirgesi hazırladı: İzmir’den kimler / niye imza verdi?

CHP’nin 48 milletvekili 9-10 Mart’taki tüzük kurultayı için demokrasi vurgusu yaptı ve 7 maddelik bir bildiri hazırladı. Açıklamaya destek veren İzmirli vekiller gerekçelerini sıraladı.

CHP’de 48 vekil tüzük bildirgesi hazırladı: İzmir’den kimler / niye imza verdi?

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 9-10 Mart’ta yapılacak Tüzük Kurultayı’na kilitlendi. Genel merkez 81 il örgütünden taslağın oluşması için görüş ve öneri istedi. İzmir’de de süreç yoğun bir şekilde sürdürüldü. Geçmiş dönemde oluşturulan Tüzük Komisyonu ve İl Yönetim Kurulu, Başkan Deniz Yücel ve Sekreter Birgül Değirmenci liderliğinde bir dizi zirve düzenledi.

Genel merkez yeni dönem için oluşturulan tüzük taslağını kamuoyuna duyurdu. Bu gelişmenin ardından İzmir’de ve diğer illerde memnuniyetsizlik oluştu. Son olarak 48 milletvekili, ‘Demokratik Tüzük, Demokratik CHP, Demokratik Türkiye’ başlığıyla ortak bir bildiri yayımladı. Açıklamaya İzmir’den 6 vekil imza attı.

Demokratik bir Türkiye’yi var etmek için tek yolun demokratik bir CHP olduğuna vurgu yapılan ve  “Demokratik bir CHP’nin var olmasının ön şartı da ‘sözün ve kararın’ üyenin olduğu bir tüzüktür. Biz bu bildiride imzası olan milletvekilleri ve PM üyeleri olarak bu çerçevede, örgütümüzün sesi olmaya, demokratik tüzük, demokratik CHP, demokratik Türkiye mücadelesini vermeye devam edeceğiz” ifadelerinin yer aldığı bildiriye İzmir’den Milletvekilleri, Zeynep Altıok Akatlı, Selin Sayek Böke, Atilla Sertel, Mustafa Balbay, Ali Yiğit ve Tacettin Bayır imza attı.

Türkiye genelinde oluşan bu ortak hareket kamuoyunda ‘genel merkeze karşı kazan kaldırma’ şeklinde yorumlandı. İzmirli isimler ise Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu.

GENEL BAŞKAN EĞER ÖN SEÇİMDEN ÇIKANLARI BEĞENMİYORSA…
İzmir Milletvekili Atilla Sertel: 
Ben ön seçimden, üyelerin oylarıyla seçilen bir insanım. Öncelikle ön seçim olmasaydı üyelerin oyları olmasaydı milletvekili olma şansımın hiç var olmadığını düşünüyorum. Onu karşılayacak ne maddi imkanlarım var ne gidip bir takım insanları çevreye sokup torpil yapacak ve onay alacak durumda olabilirdik. Yalnızca kendim için değil. Bizden sonra halk çocuklarının toplum tarafından seçilmesinin doğru olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, ön seçimi korumak ve geliştirmek için imza verdim. Sadece vekiller için değil. Parti içinde ne kadar kurul varsa. Belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, genel meclis üyeliği, milletvekilliği, tamamının ön seçimle belirlenmesini talep ediyorum. Kendi örgütümüze güvenmiyor ve inanmıyorsak kime inanacağız ve güveneceğiz? Aksini savunanla için söylüyorum. Bizim 1999’da baraj altında kaldığımızda CHP’nin tek kuruş hazine yardımı almadan, yalnızca üyelerin desteğiyle siyasette fedakarlık yapan insanların sayesinde bu parti ayakta tutulmuştur. 4 yıl hazine yardımı almadan gözyaşı içinde kalan insanların inanılmaz mücadelesiyle ayakta kalmış ve parlamentoya dönmüştür. Demokrasiye inanıyorsak, ülkeye demokrasi gelsin istiyorsak, önce kendi içimizde demokrasiyi uygulamak zorundayız. Aksi halde bu durum şuna benzer. 8 Mart’ta Dünya Emekçi Kadınlar günü var. Kadınlarımız yürüyecek. Erkeklerimiz de yanında yürüyecek. Eğer kendi evinde karısının ağzını burnunu kırıp sonra çıkıp 8 Mart günü kadın hakları gününe katılan ve inandırıcılığı olmayan politikacılara benzerler. Önce kendi içimizde uygulayıp örnek olacağız. Bazı çevreler genel başkanımızı tek seçici hale getirmek istiyor olabilirler. Buna genel başkanımızın asla ve asla uymayacağını ve bu önerileri getirenlerin önerisini reddedeceğini düşünüyorum. Bütün illerde sadece yüzde 5 kontenjan uygulansın. İzmir’de de her iki bölgede birer kontenjan yeter. Partimiz iktidar olsun. Ön seçimden gelenleri genel başkan beğenmiyorsa bakanları dışarıdan atama yetkisi var. Buyursun oradan dışardan bakan da yapabilir. Önemli olan parti içi demokrasiye inananların önünün kesilmemesidir. Buna sadece kendim için ve menfaatlerim için bakmıyorum. Gelecekteki CHP’lilerin seçme seçilme hakkını korumak için bu sözleri bu kadar ağır kullanıyorum. Mesele biz değiliz, mesele Türkiye’dir. Eğer demokrasi giderse ben belediye başkanı olayım, genel başkanın iki dudağı arasında olayım şu makamda kurulayım diye bir anlayış varsa bu bu ülkeye yapılmış en büyük kötülüktür. Demokrasiye yapılmış en büyük kötülüktür. CHP’nin de inandırıcılığını bitirmeye yöneliktir. Demokrasiyi getirmek isteyenlerin mücadele azminin kırılmaması lazım. Bu dönemde tüzüğü değiştirmeye yönelik, ön seçimi daraltmaya yönelik atılacak her adımın da özgürlükleri azaltmaya yönelik olduğunu düşünüyorum.

KİMSE KENDİSİ İÇİN BİR TÜZÜK HAZIRLAMAMALI

İzmir Milletvekili Ali Yiğit: Önümüze gelen taslak çok da demokratik olmayan üyelerin haklarını alan bir tüzüktü. Sonra arkadaşlar bir çalışma yapmışlar. Değerlendirdik. Böyle bir çalışmaya hayır diyerek sahip çıkmamak bizi seçen iradeye karşı saygısızlık olur. Bizi üyeler seçti. Üyeye karşı saygısızlık olur. Onların iradesini yok saymış ve ipotek koymuş oluruz. Doğrusu bu. Sadece üyeye olan saygımızdan imza attık. Ülkemizin, günün ve sosyal demokrat sol bir partiye uygun güzel bir tüzük olmalı. Bugün de olmalı yarına da taşınmalı. Bugün Kemal Bey var yarın başkası olur. Kim gelirse gelsin geleceğe cevap vermek durumunda. Kimse kendisi için bir tüzük hazırlamamalı. Bu tüzük partinin yapısına uygun olmalı. Arkadaşların çalışması gayet güzel. İmza atmasam kendime saygısızlık ederdim. Muhalefet hareketi yok. Daha demokratik bir tüzük için katkı koyduk. Bir başkaldırı şeklinde değil. Ben Kemal Bey’le birlikte hareket eden birisiyim. Bu tüzüğü hazırlayan da Kemal Bey’in kendisi değil. Yanındaki arkadaşlar hazırlamışlardır. Doğru şeyler yapmamışlardır. İnşallah genel başkan da tavrını kor ve en demokratik olacak tüzüğü önümüze koyar ve biz de onu oylarız.  

BABASININ DİZELERİYLE AÇIKLADI

İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı: Ben il, ilçe başkanları, milletvekilleri ve PM üyelerine ve delegelere bir mektup gönderdim. İmza vermemin sebepleri orada yazıyor.

Altıok’un ‘Değerli Yoldaşlarım’ başlığıyla örgüte sunduğu çağrılar şu şekilde;

Sol Değişime İnanır: Sol düşüncenin en temel özelliği, insanın, toplumun, tarihin ve yaşamın değişebilirliğine ve değiştirilebilirliğine inanmasıdır. Bu anlamayla farklı renklerine ve katmanlarına rağmen tüm sol partiler, değişebilirliğe /değiştirilebilirliğe olan toplumsal inancı ve umudu örgütleyen siyasal mekanizmalardır. Hiçbir sosyal demokrat ve sosyalist parti gelecek planını toplumun kabulüne, standartlarına bağlı kurgulamaz. Aydınlanma, ilerleme, gelişme için yenilenme gereklidir. İktidarın olağan dışı baskı, korku ve şiddet uygulayarak tek tip ve sorgusuz biat eden bir toplum yaratarak OHAL’i kalıcı bir rejim haline getirmek gayretinde olduğu günlerdeyiz. Aydınlanma devriminin kazanımlarını yok sayan, Cumhuriyetimizi ve Atatürk ilkelerini hedef alarak toplumu dönüştüren iktidar karşısında o iktidarın tek tipleştirdiği, sorgulamayan, “kindar ve dindar”, “yerli ve milli” toplum yargılarını yerleştirip meşrulaştıran bir dil kurarak mücadele edilemez. Dönüşen, farklılaşmayan ve yenilik önermesi olmayan bir muhalefete değil topluma öncülük eden, dönüşen ve dönüştüren sol bir muhalefete ihtiyacımız var.

CHP Karar Vermeli: Hedefe, iktidara varmak kadar, oraya nasıl bir yoldan gidildiği de önemlidir. CHP olarak şunun kararını vermek durumundayız; kimliğinden arınmış, sol değerlerle bağını koparmış ve kendisi olmaktan çıkmış bir örgüt olarak mı yürüyeceğiz, yoksa toplumsal muhalefetin tüm renklerini içinde barındıran, dayanışan, mücadele eden ve daima bir adım ileri götüren bir anlayışla mı yürüyeceğiz? Atatürk’ün toplumu aydınlatan, dönüştüren, ileriye taşıyan devrimlerine sarılarak bugünkü karanlığa karşı çağdaşlık yolunda yürümeye devam mı edeceğiz, yoksa “günlük siyaset” kaygılarıyla laikliği, halkçılığı, devrimciliği yok mu sayacağız?

 

Gezi Pusula Olmalı: Bizler, siyaseti toplumsal dinamikler üzerinden şekillendirmek zorundayız. Toplumsal dinamikleri iyi anlamak da değişimin ve gelişimin anahtarıdır. Buradan hareketle, herkesin kendi kimliği, yaşam tarzı, rengi, yönelimi, sınıfsal aidiyeti vb. özellikleriyle var ettiği, toplumun bütün katmalarını içinde barındıran “Gezi” hareketi bizim pusulamız olmalıdır.

Yeni Sol Söylem Şart: Farklı kesimlerin ortak mağduriyetleri, başkasının hakkına sahip çıkış ve farkındalık getirir. Toplumsal barış ve huzur hedefi üzerinden talep ortaya koyan bu toplumsal hareketin buradan nasıl ilerleyeceği, derinleşeceği, katılımcı, eşitlikçi bir bakış açısıyla mümkündür. Bu bakış açısı ancak asli sahipleriyle yani geniş toplum kesimleri ile tartışılarak aşağıdan yukarıya toplumsallaşacak yeni bir sol bir söylemle bilinçlenme ve örgütlenmenin yaratılmasıyla sağlanabilir.

Yeni Örgütlenme Şart: Parti olarak yapacağımız tüzük, program, eylem ve söylem değişikliklerinin bu tartışmalar ekseninde şekillendirilmesi günün koşullarına bağlı, gelip geçici bir ihtiyaç değil, zorunluluk haline gelmiştir. CHP bunun için gerici, dinci, baskıcı politikalar karşısında Türkiye’nin her yerinde ekonomik olarak ezilen, kimliği, inancı, tercihleri ve yaşam tarzından dolayı ötekileştirilen tüm kesimleri, yeni bir iktidar alternatifi yaratma çabası içinde; özgürlükçü, anti-kapitalist, ekolojist bir mücadele anlayışı içerisinde örgütlemelidir. Temel amacımız ortak bir akılla bütün parçaları, gurupları birbiriyle karşılıklı etkileşim içine sokarak mevcut siyaset tarzının, anlayışının değiştirilmesine öncülük eden gücünü paylaşım ve barıştan alan yeni bir siyaset kültürü inşa etmek olmalıdır.

Dünyada Sol Değişiyor: Dünyada yeni sol siyaset kültürü tam da bu anlayış çerçevesinde gelişmekte. Her şeye rağmen umutluyuz çünkü dünyada sol hem değişiyor hem de değiştiriyor. Yeni sol hareketin temel siyaset stratejisini oluşturan ‘insan temelli siyaset’ akımı umudu örgütlüyor. İngiltere’de, “Başka bir dünya mümkün” diyerek liberalleşen, sağcılaşan, kendisi olmaktan çıkan İşçi Partisinin yeniden yapılanmasında umut ışığı olan Jeremy Corbyn var. Yunanistan’da işçilerin, ezilenlerin, ötekilerin, gençlerin ve barışın sesi olmayı başaran Aleksis Çipras’ın Syriza’sı var. Tüm alternatif sol, sosyalist, komünist gurupları ve LGBTİ bireyleri, göçmenleri, çevrecileri, antikapitalist söylemiyle birleştiren solun yeni idolü Jean Luc Melenchon var Fransa’da. İspanya’da Podemos, Amerika’da yeni kıtanın ezberlerini bozan “Demokratik Sosyalist” Bernie Sanders var…

Sol Umut Oluyor: Solu sol yapan değerlerle, söylemlerle ve programlarla dünyanın her yerinde yeniden umut oluyorlar; haksızlığa ve adaletsizliğe uğrayan kitleler için. Biz de global sorunlar karşısında dünya ile ilişkileri sağlam, ortak gelecek inşa eden global bir sol savunmanın parçası olmalıyız.

Dava Bilinci Kurgulanmalı: Dünyanın en demokratik anayasaları, tüzükleri, kanunları, onları uygulayan insanların demokratik anlayışları ile doğru orantılıdır. Bu anlayışları, zihniyetleri değiştirmeden yapılacak tüm değişiklikler, biçimsel değişiklik olmanın ötesine çıkmayacaktır. Örgütü şekillendirecek, güç dengelerini düzenleyecek, topluma öncülük edecek bir program ya da anlayıştan bağımsızsa anlamsızdır. Tüzük çalışmaları; kurultayda yaşananların tekrarı olacak, enerji ve umut tüketen bir-iki güne sıkışmış tartışmalardan arınmalı ve toplumsal bir dava bilinci ile kurgulanmalıdır. Parti içi iktidar mücadelesi ve parti içi dinamiklerle değil toplumsal ihtiyaç ve ülke için, birlikte yaşama dinamiklerinin yeniden tanımlanacağı bir anlayışla sürdürülmelidir. Bireysel çıkış ya da temennilere değil birlikte çözüm üreten bir ortaklaşma dinamiğine ihtiyacımız olduğu düşüncesindeyim.

Ben Değil Biz Demeliyiz: CHP’yi alışkanlıklarından, kent merkezlerindeki sıkışmış olmaktan çıkaracak tek şey ben değil biz diyebilen, bugün değil yarın diyebilen bir bakıştır. Bu bakışın hâkim olduğu dinamizmini iyi anlamak, bu dinamiği sürdürülebilir kılmakla mümkündür.

Çözümün Adresi CHP: Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde kitleleri cesaretle buluşturan ve iyileşme için ihtiyacımız olan ortaklaşma duygusunu büyüten Adalet Yürüyüşü toplumun hayat damarı olmuş, değişim talebinin öncülüğü yanına çözümün de adresi bir CHP koymuştur. Bu algı yürüyüşte çok farklı kitleleri yan yana getiren sağ görüş temsilcilerinin katılımı ile değil yön, görüş, inanç, tercih ayırmaksızın yan yanalığı sağlayan sol dayanışma kültürünün tüm kesimlere yayılması ile sağlanmıştır.

Hızlı Sıradanlaşma: Toplumun ortak rahatsızlıklarını anlamak onların itirazlarını giderecek çözümleri sunmak için gerekli olan da yine birlikte yaşamı mümkün kılacak bir “iyileşme”nin sürdürülmesidir. Bu iyileşme sürecini örgütleyecek olan ancak güçlü bir sol anlayıştır. Bu gerçeği görmeyen siyaset kurgusu bugün karşımıza Adalet Kurultayı ile sönümlenen, yürüyüşün dinamiğini de yok eden hızlı bir sıradanlaşma, içe dönük bir CHP ve umut kıran bir kurultay döngüsü ile karşımıza dikiliyor.

Bebe Hakkı İçin Yürümeli: İktidarın, gücün, baskının ve şiddetin karşısında mücadelemizi görünür ve etkili kılacak yeni tüzük; partimizin önünü açacak bir bilinçle şekillenmeli, parti programımız ile örtüşmeli ve topluma yansıyan mesajlarımız, vaatlerimiz de bu bakış ve dille bütünleşmelidir. ”Ben buraya bebe hakkı için geldimdi / ben kimdim unuttum, / bebeler kimdi…” (Metin Altıok- Bir Acıya Kiracı / Soneler / IV Sone) Ancak belirleyici olan hangi tüzükle yürüyeceğimizden çok ‘hangi koşulda hangi tüzükle olursa olsun’ tarif ettiğim inancı içselleştirme ihtiyacımızdır. Yolumuz uzun süreç meşakkatli olsa da, bebe hakkını unutanlara inat, mücadelemiz ve umudumuz sürecek! Aydınlanma ve ilerleme yolunda “Bebe hakkı” için yürümeye devam edeceğiz. Yolumuz açık solumuz açık olsun…

 
Karşıyaka'da sorun çözüldü!
 
Sanatçı Arif Sağ'dan kötü haber!
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
DELEGE 7 Mart 2018 Çarşamba 09:54

48 imzaları yürekten destekliyorum.

Yorumu oyla      9      5  
Partili 7 Mart 2018 Çarşamba 01:01

Ben yillarin partilisiyim evet onsecimi savunmuyorum nedeni cok acik delege agalari ve sorunlu uyelikler. Genel merkezin heryerde profesyonelce yapacagi aday belirleme calismalari olmali.Ben onsecimden cikabilirim ama oyu sadece uyeler vermeyecekki bana oradaki halk verecek.

Yorumu oyla      10      5  
gürbüz 7 Mart 2018 Çarşamba 00:05

Neden Musa Çam yok, lütfen bir açıklama yapar mı ? Bu milletvekilleri ile bir alıp veremediğimi var, yoksa bu taleplere katılmıyor mu ?

Yorumu oyla      10      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Erdoğan'dan flaş ittifak açıklaması: Güle güle deriz!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu. ...
Ateş püskürdü: Ne ara bu kadar sapık türedi?
MHP Genel Gaşkanı Devlet Bahçeli, 'Yabancı bir erkekle kadının asansörde ...
AK Parti İzmir’de kongre mesaisi: Sırada hangi ilçeler var?
İl Başkanı Aydın Şengül önderliğinde yürütülen kongre süreci geçtiğimiz ...
 
AK Parti'den 'şeker fabrikası' açıklaması
AK Parti Sözcüsü Ünal, şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamına alınmasına ...
CHP Manisa: Başarısız genel başkan ve il başkanı görevden ayrılsın
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 81 il başkanıyla tüzük değişikliği ...
CHP Konak'ın yeni ilçe başkanı belli oldu!
Cumhuriyet Halk Partisi Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak, istifa ...
 
'Hadım' düzenlemesi için flaş açıklama!
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısının ...
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju TOSUN ve Prof Dr. Gülgün TOSUN yorumladı… İttifak’tan sonra vekiller nasıl dağılacak?
İzmirli Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun ve Prof. Dr. Gülgün Tosun’a ...
CHP İzmir’de şok! O ilçe başkanından istifa kararı!
Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak, “Genel merkezden görev isteyeceğim. ...
 
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva