Büyükşehir’de sözleşme krizi: Sendikadan Başkan’a çağrı

Büyükşehir Belediyesi, bağlı kuruluş ESHOT ve İZSU, bağlı şirketler İzulaş ve İzbelcom'da 6 bin işçiyi ilgilendiren ve 10 Şubat'ta başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlandı. Arabulucu döneminden de anlaşma çıkmadı.
 
Bu gelişmelerin ardından sendikalardan en detaylı açıklama geldi.
 
Belediye-iş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Ahmet Mutoğlu bir basın toplantısı düzenledi.

BİZ TAŞIN ALTINA ELİMİZİ KOYMAYA HAZIRIZ…
Sendika yönetimi ile birlikte düzenlediği toplantıda 6 bin işçiyi ilgilendiren kritik süreçle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Ahmet Mutoğlu, “Kanunun belirlediği sürelerin sonuna geldik. Artık sözün gücünü kaybettiği aşamadayız. Sendikamız her zaman en iyi sözleşmenin masa başında biten sözleşme olduğunu savunmuştur. İşçilerimizin bugün bu kentte otobüste, suda, kanalda, mezarlıkta, itfaiyede alın teri vardır. İşçilerimiz huzursuzdur. İşçilerimiz, toplu iş sözleşmesi ne zaman imzalanacak, grev hakkımız ve taleplerimiz “Yüksek Hakem Kurulu’na gidecek mi?” kaygısı içerisinde. Biz daha huzurlu ve daha verimli üretip, çalışmalarımızla İzmir halkına daha iyi hizmet vermek istiyoruz. Ancak, günümüz koşullarında hayat pahalılığından bunalan emekçilerimizin daha iyi hizmet vermesi beklenemez. Çağdaş İzmir böyle bir belirsizliği hak etmiyor. Daha iyi bir İzmir için biz taşın altına elimizi koymaya hazırız. Sayın Kocaoğlu’ndan talebimiz açık ve nettir. İzmir’in ilçelerinde toplu iş sözleşmeleri masa başında bitirildi. Emek ve emekçiden yana bir başkan olduğunuzu bir kez daha gösterin ve bu toplu sözleşmeleri masa başında bitirelim. Atacağınız bu imza İzmir’in geleceğine, başarısına atılacak bir imzadır” dedi.

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET!
Mutoğlu, “Sosyal hakları ve ücretler bakımından eksik koşullarda olan arkadaşlarımız var. Ücretlerde yüzde  40 ücret, sosyal haklarda  da yüzde 50 az alan arkadaşlarımız var. Biz sosyal hakların eşitlenmesini ve hak edişlerin eşitlenmesini, yani eşit işe eşit ücret verilmesini istiyoruz. Mevcut durum çalışma barışını zedeleyen bir olay. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. Tatil ücretlerinin düzeltilmesini istiyoruz. Ücretlerde anlaşma sağlanamadı. Belediyeden taleplerimizle ilgili hiçbir ücret teklifi gelmedi. İlçe belediyelerinde toplu iş sözleşmeleri bitti. İlçelerdeki ücretler ve alınan zamlar bellidir. Biz bu ilçelerdeki ücretleri istiyoruz. Aziz Kocaoğlu bu kentin büyükşehir belediye başkanı. İlçe belediyelerinde bu ücretler verilebiliyorsa, büyükşehir de bu imkanları sunabilir. Hatta Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan işçi arkadaşlarımızın sorumluluğu daha fazla, şartlar daha zor” dedi.
 
“BİZ KİMSENİN KASASINA TALİP DEĞİLİZ”
Mutoğlu, sözlerinin devamında işçinin alın terinin karşılığında hak ettiği ücretin verilmesini istediklerini kaydederek, “Bu kentin suyunda, arıtmasında, ulaşımında biz varız. Her alanda yer alıyoruz. İnsanca yaşamak bizim hakkımız. Biz kimsenden hak etmediğimiz bir şey istemiyoruz. Biz geçim endeksini istiyoruz. Biz kimsenin kasasına talip değiliz. İnsanca yaşayabileceğimiz ücretler istiyoruz. İzmir’e yakışan ücretler istiyoruz. Biz ilçelerin üstünde ücret istemiyoruz, ilçeler ile benzer koşullar istiyoruz” diye konuştu.

“İZMİR’İ MAĞDUR ETMEK İSTEMİYORUZ”
Geçtiğimiz yıl DİSK ile Büyükşehir Belediyesi arasında devam eden toplu iş sözleşmesi sürecinde YHK’ya giden sözleşmeleri de hatırlatan Mutıoğlu sözlerinin devamında Büyükşehir Belediyesi yönetimine şu sözlerle seslendi: “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokratlarının YHK gibi 12 Eylül faşist anlayışın ürünü bir kuruma göndermesini etik bulmuyoruz. Yasal mevzuat nedeniyle İZSU, ESHOT, gibi grev hakkımız olmasa bile burada YHK süreci başlamış durumda. Sendikamızın ilerleyen süreçte birtakım etkinlikleri olacaktır. Ne sendikamız ne de emekçiler YHK’yı hak etmemektedir. Eğer belediye sendika ve çalışanları toplu iş sözleşmesi sürecinde zor durumda bıraksa da İzmir’de çeşitli eylem kararları alacağız. Bunu adı grev olur, iş bırakma olur. Onu süreç belirleyecek. İzmir’e ve İzmir halkına hizmet etmek istiyoruz. Biz İzmir halkını cezalandırmak istemiyoruz. Tüm iyi niyetimizle barış içerisinde masa başında sözleşmelerin bitirilmesinden yanayız.”

‘YHK’ ÇAĞRISI
2011 yılında başlayan Büyükşehir Davası kapsamında Başkan Kocaoğlu’nun sıkça dile getirdiği sloganı olan “Adalet istiyoruz” sözlerini hatırlatan Mutoğlu, “Biz çalışanlar olarak adalet istiyoruz, eşitlik istiyoruz” dedi ve şöyle devam etti: “Türkiye’nin bu kadar bunalımlı bir döneminde illa greve çıkalım, vatandaşı mağdur eldim istemiyoruz. Biz toplu iş sözleşmesinin demokratik kurallar çerçevesinde tamamlanarak masa başında imzalanmasını istiyoruz. Ancak biz her türlü çabayı göstermemize rağmen görüşmeler tıkandı. Önünü açmak için her türlü çabayı gösterdik. Belediye başkanı tarafından yetkilendirilen bürokratların da bu süreçte gayret sarf etmesi lazım… Belediye başkanın en son devreye gireceği yer ücretlerin konuşulacağı noktadır. Daha o noktaya gelemedik. Birçok bürokrat elini taşın altına koymak yerine, işin kolayına kaçarak son sözü Kocaoğlu söyleyecek” diyor. O yüzden altyapıyı hazırlamak zorundalar. Taşın altına ellerini sokmuyorlar. Başkan’ı YHK’ya teşvik etmek demokrasi ve insan haklarına, işçi sınıfına yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Biz emek cephesi olarak YHK’nın kapatılmasını istiyoruz. Yüzü emeğe dönük, gücünü emekçiden alan bir siyasi anlayışa sahip Kocaoğlu’nun YHK’yı tercih etmesini istemiyoruz.”