HABERLER>GÜNCEL
26 Mayıs 2013 Pazar - 10:01

Birlikte yakalandılar: Sol göz ve parmaklar...

Dünyaya 15 gün arayla geldiler, askerlik dışında birbirlerinden hiç ayrılmadılar. 22 yaşlarındaki amca çocukları Hüseyin ve Hasan Hilaloğlu, Reyhanlı’daki hain saldırıya da birlikte yakalandı. Patlamada her ikisi de sol gözlerini ve sol parmaklarını kaybetti

Birlikte yakalandılar: Sol göz ve parmaklar...

HATAY - Hüseyin Hilaloğlu tam 22 yıl önce 8 Temmuz’da, Hasan ise ondan 15 gün sonra dünyaya geldi. Kardeş çocuklarıydılar ancak ikiz kardeş kadar yakın büyüdüler. Aileleri Reyhanlı’dan İstanbul’a göç ettikten sonra da onlar aynı sokaklarda, aynı okullarda birbirlerini kollayarak büyüdü. İlk heyecanlarını, korkularını, hayallerini paylaştılar. Okuldan sonra da aynı mesleği, erkek kuaförlüğünü seçtiler. Aynı gün askere gittiler.

Askerlik bitip altı ay önce İstanbul’a döndüklerinde yine paralel planlar yaptılar. Birlikte kuaför salonu açtılar. Aile kurmak için ilk adımlarını attılar. Hüseyin memleketindeki Merve Karadeniz ile nişanlandı. Hasan yine memleketinden bir genç kızdan evlilik sözü aldı.
Hüseyin Hilaloğlu düğününü memleketinde, Reyhanlı’da açık havada yapmak istedi. 11 Mayıs akşamı düğünleri olacaktı. Bir hafta önceden hazırlıklar için Reyhanlı’ya gittiler. Düğün mekanıyla anlaşıldı, davetiyeler dağıtıldı, damatlık alındı, gelinlik seçildi.
 
Saat 19.00’da düğün başlayacaktı. Havanın yağmurlu olması Hüseyin’i endişelendirdi. Yağmur devam ederse açık havadaki düğünün keyfi kaçardı. “Hayırlısı” deyip Altınözü’nde oturan nişanlısı Merve Karadeniz’i (18) evinden aldı. Gelinlik beğenilmişti ama nedense son anda vazgeçtiler. Kuaför randevusuna zaman vardı, yeniden gelinlikçiler gezildi. Bir başka gelinlik alındı. Gelin adayını hazırlanması için kuaföre bıraktılar. Bu kez kuaför gelin tacını beğenmedi, değiştirmelerini istedi. Damat adayı hızlıca gitti ve değiştirdi. Damatlığını giymek üzere yola çıktı. Merve başındaki örtüyü çıkarmak için elini uzatmıştı ki büyük bir gürültünün ardından üzerine cam parçaları yağdı.
 
Aynı anda kuaförden çıkan Hüseyin, Hasan’ın ayarladığı motosikleti kendi kullanmak istedi. Arkasına Hasan oturdu. Gaza bastı, birkaç saniye geçmeden büyük bir patlamayla savruldular.
 
ÖLÜMÜN KIYISINDA
Bir anda ikisi için de ortalık tamamen karardı. İkisi de şiddetli patlamanın kaynağının bomba olduğunu önce düşünemedi. Hüseyin Hilaloğlu, o anı, “Bizim motoru patlattılar diye düşündüm. Düştük mü, uçtuk mu bilmiyorum. Kendimi yerde buldum. Aklıma ilk gelen ölüm oldu. Önce acı değil, sıcaklık hissettim. Kandan ötürü herhalde... Hasan’a dokundum, adını seslendim cevap vermedi. Göremiyordum” diye anlatıyor.


Hasan da patlamayla uçtuğunu hissetti. Düşmüştü, nefes alabiliyor ama gözlerini açamıyordu. Elleriyle kendini yokladı. Önce sol gözünün olmadığını, sonra boynunda bir sıcaklık hissetti. Boynundan kan fışkırıyordu. “Anladım ki durumum ciddi, ölümü kabullendim. Şehadet getirmeye başladım. O sırada birkaç kişi beni kaldırmaya geldi. Kollarımdan tuttular. Burnum patlamıştı, boğazımda kan birikiyordu, ağzımdan nefes alabiliyordum sadece. Sonra bir patlama sesi daha geldi, arkasından “kaçın” bağrışları... Herhalde ölmeyenleri kurşunlayarak öldürüyorlar diye düşündüm” diyor.
 
YAKINLARI ZOR TANIDI
Patlama sesleri bitince tekrar yardıma gelenler oldu. Her ikisi de çevredekiler tarafından arabalarla ayrı hastanelere götürüldüler. Hüseyin hastanede müdahale edilmesini beklerken onu oda oda arayan ağabeyinin sesini tanıdı. Ağabeyi de onu pantalonundan seçti. “Ağabeyimin beni bulduğu andaki haykırışını unutmam mümkün değil” diyor.
 
Haftasonuydu, hastanede çok fazla yaralı vardı. Belli ki daha ağır vakalardan sıra gelmiyordu. Sedyede bekleyen Hasan unutulduğunu düşündü. Sedyeden kalktı, hiçbir şey göremiyordu ama sese doğru gitti. Anladı ki ortalık çok karışıktı. Biri yanına geldi, “Sen ne yapıyorsun” diye sordu. Hasan, “Ben ölüyorum” dedi. “Senin bir şeyin yok” karşılığını aldı. Tekrar sedyeye yatırıldı. Sol el işaret parmağı kopmak üzereydi. Derken onları arayan bir başka kuzeni ve sözlüsü, saati ve pantalonundan onu tanıdı. Yüzü tanınmayacak haldeydi. Oradan çıkarıp bir başka hastaneye götürdüler. Hastanede, “Beni bayıltın, artık dayanamıyorum... Ne yaparsanız yapın gözlerimi istiyorum sizden” diye yalvardı. Derhal ameliyata alındı. Göz ve ortopedi uzmanları aynı anda müdahale etti.
 
 
SOL GÖZ VE SOL PARMAKLAR
Her ikisine de onlarca şarapnel ve cam parçası saplandı. Ama en çok zararı gözleriyle elleri gördü. Hatay’da yapılan ilk müdahelelerden sonra sağlık bakanlığı’nın hava ambulansıyla İstanbul’a Liv Hospital’a getirildi. Göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ziya Kapran ve ortopedi uzmanları aynı anda ameliyatlarına girdi. Hüseyin’in sol parmağı kurtarılamadı, Hasan’ınkiyse yerine dikilebildi. Ancak asıl savaş gözler için verildi. Prof. Dr. Kapran’ın verdiği bilgiye göre, Hüseyin’in sol gözü tamamen tahrip olmuş. İleride protez takılacak. Sağ gözü daha şanslı, yırtılmalar var ancak merkezde değil. Yırtıklarına yama yapıldı. Hasan daha şanssız. Her iki gözü de çok ağır yaralı. Sol gözü çok daha ağır durumda. İstanbul’da da iki kez ameliyat edildi. Sol gözünü kaybedebileceği söylendi. Sağ gözüyle bir metre kadar görmeye başladı. Prof. Dr. Kapran, “Bu süreç hasta ve hekim için zor. Hastaları devamlı kontrollere çağırıyoruz. Tekrar ameliyat gerekebilir. Buna ‘görmek için savaş’ (fight for sight) deniyor. Bu savaşı biz kazanmalıyız” diyor.

YİNE REYHANLI’DA DÜĞÜNÜMÜZ OLACAK
- Hüseyin Hilaloğlu: 10 saniyede hayatımız tamamen değişti. Oldu, bitti. Buna da şükür. Allah bize bir şans daha verdi, hayatta kaldık. Bu bir mucize. Kendimi iyi hisseder etmez yine Reyhanlı’da, açık havada damatlığımı giyeceğim, düğünümüzü yapacağım. Endişem gözlerimizi kaybetmemiz. Sağ gözümle biraz görebiliyor, renkleri seçebiliyorum. Büyük olasılıkla mesleğimizi yapamayız. Devletin el uzatmasını bekliyorum.
 
*Hasan Hilaloğlu: Tek dileğim tek gözle bile olsa görebilmek. Patlamaya kadar herşey çok güzeldi. Hayatımızı programlamış, işimizi kurmuştuk, nişanlanacaktım, ayaklarımızın üzerinde duracaktık. Bütün hayallerim bitti. Tek suçum o anda orada olmaktı.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İstanbul'da eylem gerginliği: Okmeydanı savaş alanı!
Okmeydanı'nda yüzleri maskeli 50 kişilik grup izinsiz yürüyüş yapmak istedi ...
Buca Cezaevi Müdürü'ne silahlı saldırı!
Buca F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Ayhan Çapacı, ...
Ankara Emniyet ve belediyeye rağmen öpüştü!
Ankara'nın Kurtuluş semtindeki Ankaray istasyonunda yapılan 'ahlak anonsu'nu ...
 
Çöp savaşını kazanan Işıkkent bu kez ‘sanayi’ye karşı!
İlköğretim Okulu civarına yapılacak katı atık transferi tesisinden vazgeçtiğini ...
Alkol yasağına protesto: Marketini yaktı
Antalya’da bir esnaf gece 22.00 ile 06. 00 saatleri arasında perakende ...
İzmir’de yine koca vahşeti: Uykusunda haşladı!
İzmir'in Karabağlar ilçesinde, ilk eşinden gördüğü şiddet yüzünden ayrılan ...
 
İzmir’de korkunç son: ‘Hoşça kal Dünya’ yazdı ve…
İzmir Üçkuyular vapur iskelesi yakınlarında banka not bırakan kimliği ...
Bir döneme damga vuran Vali’ye veda…
İstanbul’daki evinde intihar eden eski OHAL ve İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ...
Hırsızları ‘kurukafa’ duası da kurtaramadı
Yedi ilde 97 evden hırsızlık yapan çetenin 46 üyesi yakalandı. Zanlılardan ...
 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva