HABERLER>POLİTİKA
8 Haziran 2018 Cuma - 13:22

Bağımsız Aday Okuyan’dan 24 Haziran mesajı: Seçime tek parti giriyor, o da bağımsız!

İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı ve TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “Ben hiçbir parti programını bilmiyorum. Kimse de ilgilenmiyor. Seçimler için bir tek sade kısa ve anlaşılır program sunan biz varız. Bu seçime tek parti giriyor, biziz, o da bağımsız olarak giriyor” dedi.

Bağımsız Aday Okuyan’dan 24 Haziran mesajı: Seçime tek parti giriyor, o da bağımsız!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri ve İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Kemal Okuyan, Egedesonsöz’e konuştu.

Bu Düzen Değişmeli Platformu içinde de yer alan Aday Okuyan, 24 Haziran erken genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kala önemli mesajlar verdi.

Uzun yıllar gazetecilik yapan ve köşe yazıları ile kitaplarıyla kitlelere ulaşan Okuyan milletvekili adaylık yolunu seçmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

VEKİL ADAYLIĞINI SEÇMEK ÖZEL KARARIM DEĞİL, GÖREVİN SU TAŞIMAK DESELER YAPARIM!
Okuyan, “Milletvekilliği adaylığını seçmek özel olarak benim kararım değil. Ben kişisel siyasi mücadelemde her zaman yapmam gerekeni yaptım ama hiçbir zaman kendim karar vermedim. Bana senin görevin şuradan şuraya su taşımak deseler bunu da severek yaparım. Bizi parti olarak seçime sokmadıkları için bağımsız adaylık gündeme geldiğinde değerlendirme yaptık. Burası benim kentim, liseyi okuduğum, şimdi yaşadığım yer. Bir çevrem var. Tanıdığım bir kent. İhtimal gündeme geldiğinde, ‘tamam ben olurum, görevden kaçmam’ dedim. İçimde milletvekili olayım şeyi yok. Siyasete o nedenle girmedim. Ama gerektiğinde meclise girip orada etkili olmayı bilirim. Bundan kaçmam. Bu mücadele mecliste başlamıyor, mecliste bitmez. Yazı yazmak da bir mücadeledir. Türkiye’nin her tarafında örgütlenme toplantıları yapıyorum. Yurt dışında partimi temsil ediyorum. Görevlerden bir görev seçmem” dedi.

‘SAYIN VEKİLİM’ DİYENİ PARTİDEN KOVARIZ!
“Partimizde de koltuk düşkünlüğü yoktur” diyen Okuyan, “Meclise girdiğimi takdirde insanlar çok farklı bir görüntüyle karşılaşacaklar. Mesela bizde hiç kimse birbirine, ‘sayın başkanım’ diye hitap etmez. Yasaktır bizim partimizde böyle şeyler. Sayın sekreterim, sayın başkanım, ileride de böyle bir şey olursa sayın vekilim diyeni kovarız. Bu tür şeylerin gereksiz olduğuna inanan bir partiyiz. Milletvekilliği tabi ki önemli. Çünkü insanlar sizi temsilci olarak seçiyor. Ama özünde o insanlardan hiçbir farkınız yok.  Türkiye herkesin birbirine, ‘sayın başkanım, sayın vekilim, sayın şefim’ dediği bir yer. Biz eşitlikten yana bir partiyiz. Bu kadar sıfatlar üzerinden konuşmaya gerek yok. İnsanların yetenekleri varsa, sevilip sayılıyorlarsa ne güzel, buna bir itirazımız yok. İnsanlar söyledikleriyle, duruşuyla önemli hale gelmedi, etiketle değil. Şu anki mecliste çok değerli insanlar olabilir. Ama şu andaki meclisin verdiği profil bu saygıyı hak etmeyen insanlardan oluşuyor. Ortalamadan söz ediyorum” yorumunu yaptı.

İŞİMİZ 24 HAZİRAN’DA BİTMİYOR
Saha çalışmaları hakkında konuşan Okuyan, “Biz parti olarak önceki dönemlerde çok seçime katıldık, çalışmalar gerçekleştirdik. Bu seçim döneminde bir gerçeği gördük. Ama çok da doğru yöntemlerle çalışmadığımızı gördük. Bu seçimde çok fazla insanla yüz yüze temas kurduk, dilimiz daha sadeleşti. ‘Sizin diliniz mi değişti?’ diyorlar. Biz değişmedik aslında. Savunduğumuz şeyler aynı. Başka siyasi partiler gibi dün başka bugün başka bir şey söylemiyoruz. Ama daha anlaşılır bir dil kullandığımız kesin. Bunun sonuçlarını toplamaya başladık. İnsanlar bizi daha rahat anlıyorlar. Bu düzenin neden ve nasıl değişeceğini anlatabiliyoruz. Evet, henüz daha çok az insana ulaşarak ikna edebildik. Nüfusun çok daha büyük bölümünün bu düzenin değişmesinden çıkarı var ama gidip başka partilere oy veriyorlar.  Bu seçimde daha iyi bir yöntemle çalışıyoruz. Toplumun bir kesimi hala felaketin farkında değil. Nedir onlar? Düzenli geliri olanlar, benim bölgemden örnek verecek olursak yolun aşağısı ve yukarısı. Anadolu Caddesi’ni ele alırsak yolun aşağısı hala kurtarırız paçayı diye düşünüyor. Biraz kaygılılar ama herkesin bir evi, arabası var. Yolun üst tarafındaki yoksullara yöneldik. Orada ise durum çok kötü. Gittiğimiz yerlerde toplantı yapıyoruz. Bazen iş sahibi kimse yok. Herkes işsiz. Toplumun asıl çoğunluğunu oluşturan kesimlerde muazzam bir umutsuzluk, çaresizlik ve arayış var. Bu açıdan o kesimlerde söylediklerimiz daha kolay yankı buluyor. Bunu önemsiyoruz. Bizim işimiz 24 Haziran’da bitmiyor. 25’inde de oradayız. Tatile çıkacak değiliz. Asıl problem 25’inde başlayacak Türkiye’de çünkü. Sahte vaatler, sahte çözümler var” dedi. 

ERDOĞAN SEÇİLSE BİLE ÜLKEYİ RAHAT RAHAT YÖNETEMEZ!
Türkiye’de her seçim döneminde, ‘bu seçim köprüden önce son çıkış’ gibi söylemler yapıldığını ifade eden Okuyan 24 Haziran’ın önemi hakkında konuştu. Okuyan, “Abdullah Gül’ün seçildiği dönemde onun seçilmesinin Türkiye’nin sonu olacağı söyleniyordu. Bundan sonrası tufan deniyordu. Abdullah Gül seçildi. Çok büyük bir karanlık çöktü ama Türkiye bitmedi. Her seçimde, ‘bu seçim son viraj’ dendi ama Erdoğan hep kazanıyor. Ama Erdoğan aslında hiçbir zaman tam olarak kazanamıyor. Kendisine toplumun yüzde 50’sinden büyük bir tepki var. Varsayalım ki Erdoğan 24 Haziran’da kazandı. Bu ülkeyi yönetebilecek mi? Şimdiden belli ki İstanbul, Ankara, İzmir’de çoğunluğa sahip değil. Adana, Bursa, Kocaeli, Antalya, Diyarbakır’da çoğunluğa sahip değil. Türkiye’nin emekçi sınıflarının, aydınlarının önemli bir bölümü bu büyük kentlerde yaşıyor. Siz ülkeyi ülkenin gelişmiş kentlerinde tutunamadan nasıl yöneteceksiniz? 24’ünde kazansa dahi Türkiye’de bir yönetme krizi devam edecek. Bu çok net. Erdoğan ülkeyi rahat rahat yönetemez artık. Uzatmaları oynayan bir lider. Seçilse dahi Türkiye bitmez” mesajını verdi.

ERDOĞAN 6 AY SONRA KURTARICI OLARAK GELEBİLİR, BU ONUN A PLANI OLMASA BİLE C PLANIDIR!
Okuyan sözlerini sürdürdü ve “Diğer taraftan Erdoğan diyelim kaybetti. Güllük gülistanlık bir tablo bekleniyor. Türkiye toplumunun yarısı Erdoğan’ın gitmesini istiyor, ben de istiyorum. Gitti. Ne olacak? Bir kere birbiriyle hiçbir alakası olmayan bir blok var. Millet İttifakı var bir de HDP’yi ekleyin. Çünkü bu ittifak HDP’ye oy verin çağrısı yapıyor. Muhalefet diyeyim en geniş anlamıyla. Buradan ne çıkar? Hükümet çıkmaz. Diyelim çıktı, neyi uygulayacaklar? Bir tarafta İslamcılar, bir tarafta laik olduğunu söyleyenler var. Bir tarafta Kürt milliyetçileri bir tarafta Türk milliyetçileri var. Buradan bir karmaşa çıkar. Anlaşmaları çok zor. Tutarlı bir program çıkmaz. Türkiye zaten muazzam bir krize doğru gidiyor. Bu krizi yönetmek için Erdoğan’ın dediği gibi güçlü hükümet gerekir. Bir kere zayıf ve ilkesiz bir blok var karşıda. Artı, çok fazla vaatte bulundular. Mazot düşecek, asgari ücret yükselecek,  taşeronluk kalkacak… Güzel. Bu vaatlerin hiçbirine itirazımız yok. Tabi ki asgari ücret artmalı, Türkiye dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor, taşeronluk zaten insanlık dışı bir sistem, kalkmalı. Peki bu düzene dokunmadan bunları nasıl yapacaksınız? Unutturulan bir şey var. Türkiye’de asıl iktidar zengin sınıfta, patronlarda. Türkiye’yi simge olarak söyleyeyim, TÜSİAD yönetiyor aslında. TÜSİAD diyor ki, ‘kriz geliyor, Türkiye’de işçi maliyetleri çok yüksek’. Ülkede grev yok, ücretler bastırılmış, reel ücretler gerilemiş, çalışma saatleri uzamış, 8 saatlik iş günü hayal olmuş, millet 12-13 saat çalışıyor. Para da alamıyorlar. İşçilerin hiçbir hakkı yok patronlar yine şikayet ediyor. Böyle bir durumda bir de ekonomik kriz gelirken, patronlara hiç dokunmayacaksın, hepsi kuyruğa girdiler, TÜSİAD’a, ‘bize güvenin, bizim iktidarımızda Erdoğan’ı aratmayacağız’ diyorlar. Nasıl bu vaatleri yerine getirecekler? Bir türlü getirirler, işçi ücretleri bir kat artar, enflasyon iki kat artar.  Sonra da Erdoğan kurtarıcı olarak geri gelir. Bu Erdoğan’ın A planı olmasa bile C planıdır. Erdoğan belki 6 ay sonra muazzam bir oy çokluğuyla geri gelebilir. Bunu söyleyince bize kızıyorlar. Umutsuzluk yayıyorsunuz diyorlar. Hayır umutsuzluğu siz yayıyorsunuz. Çünkü bu sahte umutlar 3 gün sonra patlıyor. İnsanlar asıl karamsarlığa o zaman düşüyor. 2014’te Ekmeleddin ile yaptılar. Bütün Gezi direnişinin halkta yarattığı durum yerle bir oldu. 2015’te de yaptılar. Sahte umutlar o günü kurtarıyor sonra daha geriye düşüyoruz. Biz, ‘umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Karşımızda sanıldığı kadar büyük bir güç yok’ diyoruz. Ama sürekli sahte çözümleri sunuyorlar. 24 Haziran’da Türkiye’de hiçbir şey çözülmeyecek. Ama 24 Haziran bazı şeylerin, umudun, çarenin boy verdiği bir gün olabilir. Bütün bu kepazeliğin, ilkesizliğin, çamurun, riyakarlığın, tuhaf ittifakların dışındaki bir alternatifin, ne dediği belli olan, düşündüğünü ve inandığını yapan bir şeyin güçlenmesi lazım” kaydetti. 

HALK BİZE ‘HAKLISINIZ’ DİYOR, UMARIM HAK VERENLER BU KEZ DESTEK DE VERİRLER!
Vatandaşlardan kendilerine yönelik teveccüh olduğunu ifade eden Okuyan ayrıca milyonlarca seçmene çağrıda bulundu. Okuyan, “Biz şundan bıktık. Görüştüğümüz insanlar bize haklısınız diyor. İnsanların yüzde 70’i, ‘böyle bir Türkiye lazım, söylediğiniz her şeye katılıyoruz’ diyor. Yüzde 30’u da karşı çıkmıyor, susuyor. Ben daha geride bıraktığımız 10 yılda, ‘sen yanlış düşünüyorsun’ diyen kimseyle karşılaşmadım. Söylediğimiz çözüm yolları hep doğru. Ama ‘Türkiye adam olmaz’ diyorlar. ‘Bu halktan bir şey olmaz’ diyen var. ‘Biz sizin yanınızdayız ama şu seçimi hele bir atlatalım’ diyorlar. İnsanlar sürekli öteliyorlar. Sonra seçim bitiyor diyorlar ki, ‘siz iyisiniz ama az oy alıyorsunuz’  diyorlar. Biz de, ‘siz vermediniz. Haklısınız dediniz ama oy vermediniz. Verseydiniz o zaman’ diyoruz.  ‘Oyum boşa gidecekti’ diyorlar.  Karşımızda, ‘haklısınız’ diyen ama oyunu bile vermeyenler var. Oy çok önemli değil, karşınıza tercihler konuyor, gidip veriyorsunuz. Oy namustur,  ‘ben buna inanıyorum’ diyeceksiniz. Ben şunu yaparsam şöyle olur, böyle yaparsam böyle olur demek insanoğluna yakışıyor mu?  Bunu vermiyorlar sonra umutsuzluğa düşüyorlar. Bir tane aykırı düşünen ve çürümenin parçası olmayan bir adayın meclise girmesi Türkiye’nin her şeyini değiştirir. İnsanlar bunun mümkün olduğunu görürse çok şey değişir.  Bu düşünceye sahip insanları oy alabildiğinin görünmesi ve oyların görünür kılınması Türkiye’de moralleri arttırır. Şöyle diyoruz; ‘TKP doğrudur, haklıdır’ diyenler biraz da destek olsunlar. Şimdi de bağımsız adayız. Bağımsız adaylarla aynı partide görev yaptık ama çok da tanımıyormuşum. Şimdi yakından tanıdım, çok sevdim o adayları. Ankara’da bir adayımız var. Fabrika işçisi, ikinci çocuğuna hamile, patronu da aday AKP’den. Ama milletvekili yapılmamış. Patronu çok şaşırmış. ‘Adaylık için nereden buldun bu kadar parayı?’ demiş.  O da, ‘biz komünist partisiyiz, aramızda dayanışma var. Benim cebimden çıkmadı, hepimiz birleştik ve bu parayı ödedik’ demiş. Bütün işçiler bizim arkadaşımızı destekliyorlar. Bu güzel bir öykü. Patron AKP’li ve işten atılmaktan korkmayan bir işçi var. Çünkü o işçi işten atılırsa tüm işçiler karşı çıkacak. Atamaz işten.  Ben Ankara’da olsaydım, TKP’li de olmasaydım, bakardım ve bu arkadaşa oy verirdim. Güzel ve ilgin. Adaylarımız var. Umarım hak verenler bu kez destek de verirler” dedi.

BU SEÇİME TEK PARTİ GİRİYOR, BİZİZ, O DA BAĞIMSIZ OLARAK GİRİYOR
Okuyan karşılaştıkları zorlukları anlatırken, diğer partilere eleştiride bulundu. Okuyan, “Medyada sıfır yer buluyoruz. Medya toplum üzerinde muazzam bir baskı uyguluyor. Bunu ne kadar aşıyoruz, bilmiyorum. Yüz yüze temaslarda bulunuyoruz, arkadaşlarımız sokak sokak dolaşıyor. İyi bir çalışma yürüyor. Sosyal medyayı iyi kullanıyoruz. İlk kez bir seçimde hiç tahminde bulunamıyorum. Bir de ilk kez bir bağımsız aday olarak giriyorum. Bunun artıları var eksileri var. Baraj yok! Kimse yüzde 10 barajını geçemezsiniz, oylarımız boşa gider diyemiyor. Çünkü bağımsız adayda baraj yok. Bu bir fırsat olabilir. Parti sayısı az. Bir olumsuzluk var. Diğer partilerle tartışma yapamıyoruz. Karşı karşıya gelip tartışma değil. Ben diğer partileri eleştiremiyorum. Niye? Ne dedikleri belli değil. Solda olduğu iddia edilen partilerden diyelim HDP ve CHP… Adaylardan biri İslamcı diğeri laik. Hangisi HDP ya da CHP? Bu partiyi hangi görüş temsil ediyor? Bunu anlamak mümkün değil. Dolayısıyla bir şey diyemiyorsun. İhtiyaca göre ceplerinden uygununu çıkarıyorlar. Bir Alevi mahallesine gidiyorlar, oraya bir Alevi solcusunu çıkarıyorlar. Daha muhafazakar bir semte gittiklerinde bir İslamcı çıkıyor. Bu seçmeni aldatmaktır. Bu seçime tek parti giriyor, biziz, o da bağımsız olarak giriyor. Çünkü bizim Diyarbakır’da da, Bursa’da da, İzmir’de de, Ankara’da da adayımız var. Hepimiz aynı şeyi söylüyoruz. Karşımızda ise bir acayip bir şey var. Oturuyorsun laiklikten söz ediyorsun, önemini anlatıyorsun, ‘evet, ben de laik düşüncedeyim’ diyor. Tamam ben ona bir şey diyemem. Ama yanındaki diğer aday, ‘kurtuluş İslam’da’ diyor. Nereyle uğraşacaksın? Bunlar toplumu çürütüyor ve buradan bir şey çıkmaz. Ben hiçbir parti programını bilmiyorum. Kimse de ilgilenmiyor. Seçimler için bir tek sade kısa ve anlaşılır program sunan biz varız. Biz şunları yapacağız diyoruz. ‘Siz mecliste ne yapacaksınız?’ sorusunu yöneltiyorlar ve tuhaf vaatleri bekliyorlar. ‘Mazot kaç para olacak?’… Yahu kardeşler mazotun kaç lira olup olmayacağı değil ki mesele. Mazotu düşürürler başka yerden alırlar o parayı. Çünkü bu devletin, ekonominin durumu mazotu düşürebilecek durumda değil. Kaynak yok çünkü. ‘Siz nereden bulacaksınız?’ diyorlar.  Birilerinde acayip kaynak var. Türkiye’deki patronlara, Koç’a bakın. AKP döneminde inanılmaz paralar kazanmışlar ve kazanmaya devam ediyorlar. Bu kadar basit. Şu popülizmi yapmıyoruz; ‘sarayın ampullerini söndüreceğiz, israf, makam arabası olmayacak’. Bunlarla Türkiye’nin dış borçlarının bir günlük faizini ödeyemezsiniz. Saraya biz de karşıyız. O ne öyle? Ama bunlar sonuç.  Asıl israf TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesi. Ona kimse bir şey söylemiyor. Çünkü Koç grubunda” ifadelerini kullandı.

ÖN YARGI, HAKARET, SALDIRI YOK!
Vatandaşlarla kurdukları temaslar hakkında bilgi veren Okuyan, “Hiç ön yargıyla karşılaşmıyoruz. TKP olarak ilk seçimlerimizde Türkiye’nin değişik yerlerinde dolaştık. Emniyet, ‘biz size güvence veremeyiz, saldırılar, öldürürler’ diye tehdit ediyordu. Seçim çalışması yapmayalım diye. Biz Karadeniz’in ücra ve muhafazakar köylerine gittik. Anlatıyorduk, soruyorlardı, ‘hangi parti?’ diyorlardı. En fazla şu oluyordu, bir bölümü, ‘saygım var’ diyordu, bir bölümü de, ‘estağfurullah’ diyordu. Kötü bir şey ama bize yakıştıramıyorlar. Ama bir hakaret bir saldırı, hiçbir yerde olmadı. Bu hikayeleri devlet yapıyor. Devlet derse saldırıyorlar. Biz Sivas’ta, Kayseri’de de seçim çalışması yaptık. Devlet izin vermediği ya da yönlendirmediği sürece Türkiye’de insanlar öyle sanıldığı gibi saldıran, tahammülsüz değil.  Birçok yerde bazı devlet görevlileri bile saygı duyuyor. ‘Biz alışmışız kimliğini gizleyenlere, siz dürüstçe çıkıp, komünistiz diyorsunuz’ diyorlar. Biz sahtekar mıyız ya? Bazıları, ‘siz çok güzel şeyler söylüyorsunuz ama komünist olduğunuzu söylemeyin’ diyorlar. Ne yapalım? Yalan mı söyleyelim? Bu partinin yapmayacağı birkaç şeyden bir tanesi yalan söylemek. Olur mu?” dedi.

KIRILMAYAN BİR KABUK VAR AMA BU SEÇİMDE ONU KIRMAYA ÇALIŞIYORUZ
Okuyan, “Bunlar dinimizi elimizden alacaklar algısı sadece komünistleri değil CHP’yi bile etkileyen bir suçlamadır. Bu başka bir şey. Bunu da kırmak çok kolay. Dürüst olmak, önyargısız olmak Anadolu insanını çok etkiliyor. Ben inançsızlık meselesinde hiç mış gibi yapmadım. Bu o kadar etkileyici oluyor ki… Bizim düzenimizde de insanların ibadet özgürlüğü olacak. Bizim derdimiz siyasete bulaşmamasıdır. Bunu insanlar anlıyor. Bunu söyleyen kişinin sahtekarlık yapmadığını duyduklarında da saygı duyuyorlar. Türkiye’de birçok kişi ibadet ediyormuş gibi yapıyor. Bazıları bunu fark ediyor ve onlara hiç güvenmiyorlar. Biz sözümüzün eriyiz. Belki farkında olmadan doğruları söylemediğimiz şeyler olmuştur ama sonrasında düzelmişizdir. Bazen insan bilmeyerek gerçek olmayan bir şeyi söyler. Ama bunu düzeltiriz. Bu parti de yalancılık en büyük suçtur. Bir kez başlarsanız yalanın küçüğü büyüğü yoktur. Bizim problemimiz halkın çok büyük bir bölümünden çok azıyla temas ediyoruz. Kırılmayan bir kabuk var ama bu seçimde onu kırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

ÇOK BÜYÜK OLASILIKLA GÖRÜNÜYOR Kİ, İNCE İLE ERDOĞAN KALACAK
Cumhurbaşkanlığı seçiminde gösterecekleri reflekse dair açıklama yapan Okuyan, “1 yıl önce hep birlikte gittik, referandumda bu sisteme ‘hayır’ dedik.  Bu sistemin kendisi zararlı. Bu sistemde kimin seçileceğinden bağımsız olarak sistemin yerleşmemesi lazım. Bize, ‘siz de yüz bin imza toplardınız, niye aday çıkarmadınız?’ diye soranlar oldu. Bu nedenle çıkarmadık. 1 yıl önce itiraz ettiğimiz bir şeye katılmadık. Bir kişinin Türkiye’yi kurtarabileceğine dair yanlış bir düşünceye sevk ediyor. İnanmadığımız bir şeye oy veremeyiz. Şu an parti olarak bir adayı desteklemiyoruz. Ama şunu anlıyoruz, insanlarda öyle büyük bir Erdoğan yorgunluğu var ki, kurtulmak istiyorlar. Biz bu görüşe büyük saygı duyuyoruz ve bununla hiçbir kavgamız yok. Ben de bir vatandaş olarak Erdoğan’ın gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama öte yandan da bu her şey değil diye uyarılarımızı yapıyoruz. İlk turda 6 adaydan birine oy vermek tercihtir. İkinci tura kalırsa orada kalacaklardan birinin Erdoğan olacağı açık. Başka iki aday kalmayacak. Bir tarafı Erdoğan olacak. Çok büyük olasılıkla görünüyor ki, İnce ile Erdoğan kalacak. Bu başka bir durumdur, oturur değerlendiririz. Bu çünkü artık bir seçim değil. İki isim var, birisi Erdoğan. Bakarız. Ama bizim açımızdan şu kritik; başkanlık sisteminin Türkiye’ye yerleşmesinin kendisi yanlıştır. Parlamenter sisteme döneceğiz diyorlar. Ne kadar sözlerinde duracaklar, bakacağız” dedi.

GÜNDEMİMİZDE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ YOK 8 TEMMUZ’A KALIRSA DEĞERLENDİRECEĞİZ
16 Nisan 2017 referandumunda ‘Hayır’ oyu kullanıp aday göstermenin tutarsızlık ve çelişki olduğunu vurgulayan Okuyan, “ Bir sene önce hayır verip bu sene aday göstermek bizce çelişki. Biz bunu tartıştık. Protesto amacıyla bir emekçiyi çıkartabilirdik. Biz bu sisteme haklı gerekçelerle itiraz ettik. ‘Hayır’ dedik ve üstelik de hayır çıktı. Hileyle hurdayla ‘evet’e çevirdiler. Bu bir tutarsızlık ve kabullenme olur diye düşündük. Şu an Erdoğan’ın gitmesi için cumhurbaşkanlığı seçiminde ben şunu yapacağım kişilerle tartışmıyoruz. Çünkü bu duyguyu anlıyoruz. Erdoğan başbakan olduğundan beri biz mücadele ediyoruz. Bazı solcular gibi biz Erdoğan’ı bir dönemler desteklemedik. Erdoğan’ın bu ülke için ne anlama geldiğini çok iyi bilen bir partiyiz. Sadece kolaycı çözümlere biz parti olarak destek veremeyiz. Birçok kişi, ‘parlamento seçimlerinde size oy vereceğiz ama cumhurbaşkanlığında oyum Muharrem Bey’e’ diyenler var. Canları sağ olsun. Gündemimizde şu an cumhurbaşkanlığı seçimi yok.  Dediğim gibi seçim 8 Temmuz’a kalırsa yeni bir değerlendirme yapacağız. Türkiye öyle bir ülke ki her gün bir değerlendirme yapmanız gerekiyor. Bizim geçmişimize bakarsanız aynı çizgiyi görürsünüz ama hep yeni kararlar almışızdır. belki de ikinci tur yok diyecekler. Siyasi iktidarın şu ana kadar yaptığı hiçbir şeyin hukuki dayanağı yok” ifadelerini kullandı.

 
'Suriye üretilen silahlar için bulunmaz nimet!'
 
İzmir'de otel odasındaki intiharda korkunç şüphe!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
AK Partili Çankırı'dan yoğun mesai: Projeleriyle geldi
AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı yaklaşan 24 Haziran ...
CHP Milletvekili Adayı Serter’in tarihi gururu
CHP İzmir İkinici Bölge Milletvekili adayı Bedri Serter, İzmir’in tarihi ...
AK Parti'nin vekil adayı Doğan'dan sağlık mesajları: İzmir'deki o hastaneyi örnek gösterdi
Ak Parti 1'inci Bölge Milletvekili Adayı Bilal Doğan Türkiye'nin sağlık ...
 
AK Parti'nin vekil adayı Nasır: Sorunların çözümü için köprü olacağım
AK Parti İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Necip Nasır, İzmiri karış karış ...
AK Partili Kaya'dan CHP'li Yüksel'e 'delege bile olamaz' yanıtı: Emekliliğinin tadını çıkar!
AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, Buca, Torbalı ve Karabağlar'da ...
CHP İzmir'den sahurda Buca'ya çıkarma
Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, CHP İl Başkanı Deniz Yücel ve ...
 
CHP'li Sertel: AVM’lerle değil esnafla dayanışma içinde olacağız
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, Muharrem ...
Erdoğan: İftira adalet duvarına çarptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk-Kanal D ortak canlı yayınında, ...
AK Partili Dağ'dan o ilçeye yatırım müjdesi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, "Bu yıl itibarıyla Enerji ...
 
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Arzu’nun Mutluluk Reçeteleri bitmez!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Herkes yer içer hesabı 'Dilber' öder!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva