Hani yolladığı davetiyede…

“Yarınlara birlikte yelken açacağız…” dediği…

Görev süresinin 14’üncü yılında…

“İzmir’in değişen fotoğrafını birlikte göreceğiz…” müjdesi verdiği…

O buluşmaya…

Gittim… Gördüm… Kararımı verdim…

150’nci yaşını kutlayan İzmir Belediyesi’nin…

Gelmiş geçmiş 34 belediye başkanı arasında…

O koltukta en uzun süreyle oturarak…

14 yılda tarihi bir rekorun sahibi olan…

İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu…

İdeal Cumhurbaşkanı adayı!

***

Açacağım konuyu merak etmeyin…

AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı belli mi, belli…

MHP ne dedi?

“Aday çıkarmayacağız, adayımız Erdoğan…”

İYİ Parti Lideri Akşener ne dedi?

“Cumhurbaşkanı adayı benim…”

Vatan Partisi’nin Genel Başkanı Doğu Perinçek ne dedi?

“Partimizin cumhurbaşkanı adayı benim…”

DSP Lideri Önder Aksakal ne dedi?

“Bu partinin genel başkanı benim; cumhurbaşkanı adayı da benim…”

HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı, halen tutuklu bulunan partinin önceki genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verilecek karara bağlı…

Geriye ne kaldı?

Bi’tek CHP…

CHP’nin Lideri Kılıçdaroğlu ne diyor?

İsim vermiyor ama tarif ediyor:

“Toplumun sevdiği, güven duyduğu, gerçekten cumhurun başkanı olacak niteliklere sahip, yaşantısıyla mütevazı, kibirli olmayan, vatandaşına kızmayan bir olacak…”

Finalde de…

Herhalde geçmişteki “Ekmeleddin Olay”nı hatırlıyor ve ekliyor:

“Kimse meraklanmasın, tanınmış biri olacak…”

***

Şimdi gelelim asıl mevzuya…

Aziz Kocaoğlu, “14’üncü Yıl Buluşması”nda…

Önce…

Merhum şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirinden bir satır aldı…

“Acıyı bal eyledim” dedi…

Aslında o dörtlük şöyle:

“Ekmeği bol eyledik… / Acıyı bal eyledik… / Sıratı yol eyledik… / Geldik bugüne…”

Buradan artık siz ne çıkarırsanız bilemem…

***

Sonra sırasıyla…

Ankara’nın İzmir’e “şaşı” baktığını söyledi…

“Emrivakilerle yol almayı alışkanlık haline getiren benim güzel ülkem, kafasını çevirip biraz da İzmir’e baksın…” dedi…

Karpuz gibi bölünmelerin arttığı şu dönemde mutlu, umutlu, barış içinde yaşan İzmirliler’den feyz alınmasını diledi…

“İzmir’den yükselen sese kulak verin…” dedi…

Eh, bunlar da bir nevi…

“Kızım sana söylüyorum, gelinim san anla…” misali…

Hafiften bir “meydan okuma”dır…

Ardından…

“İzmir’in köylüsü artık yerinde mutlu…” dedi…

“Herkesin hakkına-hukukuna saygılıyım…” dedi…

“Benimle birlikte herkesin lokması büyüdü…” dedi…

Bunlar da “Ben her kesimi kucaklıyorum” anlamına geliyor…

Devamı var, bitmedi…

En anlamlı söz şu:

“Örneğin ben iktidar partisine mensup olsaydım, kentine merkezi hükümet’ten bile fazla yatırım yapan bir belediye başkanı olamazdım…”

Tercümesi ise şöyle:

“Pes etmem… Zorlamalar beni daha da kamçılar…”

Ve final:

“İstiyoruz ki, Türkiye İzmir gibi olsun…”

Demek ki…

Bi’fırsat verilse…

“Biz bu gücümüzle Türkiye’yi İzmir yaparız…”

***

Aranızda benimle aynı fikirde olmayanlar çıkacaktır…

Allah’ın emri…

Ben de diyorum ki…

“Kuruluş’un ve Kurtuluş’un şehri İzmir’in duruşu bozulmayacak…”

Diye söz veren…

Kıdemli, güngörmüş geçirmiş bir belediye başkanı…

CHP’nin…

O’nu “Cumhurbaşkanı Adayı” göstermesini hak ediyor…

Ve…

Neden olmasın?

CHP’nin gözünü kapatıp, sırf MHP istiyor diye…

“Adayımız…” dediği…

Türkiye’nin neredeyse tamamının tanımadığı…

Aday olduğu tarihte…

71’inci yaşını süren…

Ve dahi Türkiye’nin tamamından…

Yüzde 38.4 oy alabilme başarısını gösteren(!)

Bir “Ekmeleddin İhsanoğlu”…

Bu memlekette “Cumhurbaşkanı Adayı” olabiliyorsa…

(Bakalım bu ülkede ittifak-mittifak deyip, AK Partililer’in ve MHP’lilerin tamamı Erdoğan’a oy verecek mi, orası biraz karanlık…)

Bana göre…

Aziz Kocaoğlu, “ilk tur”da yüzde 40’ı bulur, hatta geçer…

İş ikinci tura kalırsa eğer…

O zaman da…

“Allah kerim…”

***

Minik bir ek bilgi ile yazıyı okkalayalım…

2014’teki o “Cumhurbaşkanlığı” seçiminde…

İzmir’de “oy dağılımı” nasıldı, biliyor musunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: %33.3

Ekmeleddin İhsanoğlu: %58.6

Selahattin Demirtaş: %7.9

İzmir’in 30 ilçesi arasında sadece Kiraz’da…

Erdoğan birinci çıkmıştı: %50.1

Hatırlatayım, dedim…

Sonsöz: Ne dedi Kocaoğlu, 43 dakika süren konuşmasının son cümlesinde? “Güneş İzmir’den doğuyor artık!” Eeee, doğsun artık gari…”