Tayfun MARO
Türkiye artık tekin bir ülke değil
26 Temmuz 2014 Cumartesi

“Demokrasi, kuralları olan bir yönetim biçimidir.” Bu can sıkıcı bilginin farkında olan ve demokrasi kurallarını önemseyen insan sayısı, ne yazık ki ülke nüfusunun %10’unu geçmiyor.
Yurttaş ve demokrat olmak için içinde en ufak arzu taşımayanların ülkesinde hayat bu %10 için gerçekten çok zor geçiyor olmalı. Maalesef, kurallar sadece o kuralları tanıyanlar için var.
Demokrasi, istismar edildiği ölçüde, bu ülkenin yönetim biçimi olarak değil de ülke sorunu olarak gündeme geliyor.
Tuhaf bir şekilde, yurttaş ve demokrat olmak zoruna giden kahir çoğunluk demokrasi talep ediyor. Hâlbuki demokrasi geldiğinde en çok onların rahatı kaçacak. Demokrasinin gelmeyeceğinden çok emin olmalılar, ya da ne istediklerini bilmiyorlar. Bu paradoks, siyaset sosyolojisini çok aşar.
 
Demokrasi, batı düşüncesine dayalı bir yönetim biçimi olarak, yine batılı bir kurum olan devlet ile bir arada düşünüldüğünde, kamusal yaşam normlarına ve insan haklarına etkileri itibarıyla Aydınlanma düşüncesinin ve modernitenin öylesine moda akımlar olmadığı daha iyi anlaşılır.
Aydınlanma düşüncesinin sosyal ve siyasal yaşam üzerindeki derin etkisi tam olarak anlaşılmadıkça, demokrasi de bir yönetim biçimi olarak benimsenmeyecektir. Zaten benimsenmediği içindir ki, ‘aklına eseni yapmak ve söylemek’ demokrasi olarak anlaşılmaktadır.
 
Postmodernizmin belirsizlik kavramına sığınarak, islamcı bir rejimle nereye kadar? Nihayetinde din de kesinlikleri sever ve moderniteyi hazırlayan koşullardan zuhur etmiştir. Kartezyen bilim ile din çatışması sonucunda, din tapınaklardan çıkarak hayatın her alanına girebilmiştir. Buna karşın, sekülarite ve laisite ilkeleriyle kuşatılan din, siyasal alandan uzaklaştırılmıştır.
Günümüz dünyasında, islamcı düşüncenin ardılları, Aydınlanma felsefesinden ve moderniteden, modası geçmiş şeyler gibi söz etmekteler. Bu konuda, postmodernist düşünürlerden medet umuyorlar. Çabalarını anlamak mümkün; Aydınlanma düşüncesi, din düşüncesinin siyasal iktidarı ele geçirmesinin önündeki en büyük engeldir. Bu engeli bertaraf etmek için şeytanla bile işbirliği yapmaya hazır olduklarını biliyoruz.
 
İslamcı düşünce, devletin oluşumunu mümkün kılan batılı kurum ve fikirlerle hemhal olabilir mi?
Türkiye’de AKP bunun mümkün olduğunu iddia ederek iktidara geldi; İnsan haklarını ve özgürlükleri savundu, AB normlarını benimseyeceğini ilan etti. Ve iktidara geldikten sonra, “bunun aslında mümkün olmadığını” gösterdi.
 
İslamcıların iktidar talebi sistemi zorluyor; İktidar sorunu, Türkiye’yi bir rejim bunalımına sürüklüyor.  Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri, bu bunalımın yeni bir aşamasına sahne olacak. İslamcı lider diyor ki; “Değişim süreci tamamlandı, dönüşüm başlıyor.”
Bu dönüşümün ne anlama geldiği pek konuşulmuyor ama adı üstünde; dönüşüm. Erdoğan, başımıza gelecekleri peşin peşin haber veriyor. Muhalefet ise, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun muhafazakârlığını, dindarlığını falan konuşuyor, tıpış tıpış oy vermeye gitmek meselesini tartışıyor.
Aydınların ve yarı aydınların bir kısmı oy vermeye tıpış tıpış değil de, yurttaş gibi gidecekmiş… “Yetmez ama evet!” derken yurttaş olmak hiç akıllarına gelmedi, şimdi yurttaş olacakları tuttu… Örtülü veya açık, Erdoğan’a destek veren insanın yurttaşlıkla ne işi olur!
 
Türkiye artık tekin bir ülke değil. Bela, dört bir yanımızda kol geziyor. Cumhuriyet’in yurttaşları kendini güvende hissetmiyor. Orta Doğu’nun kan dökmeye doymayan islamcı örgütlerinin eli artık Türkiye’nin içinde.  
Ulusal güvenlik politikamızda değiştirilen öncelikler ve tehdit tanımı nedeniyle sorunlar daha da derinleşti. Devlet-yurttaş ilişkisi hiç olmadığı kadar bozuldu. Adalet ve asayiş, partizanlaşma sonucu yanlı ve etkisiz hale geldi. Türkiye’nin uluslararası itibarı hiç kalmadı.
Cumhuriyet çökertiliyor, sırf birileri rövanş alsın diye… Üstelik bu rövanşistler, yıktıklarının yerine ne koyacaklarını bilmiyorlar.
Anadolu, bir kere daha barbar işgali altında… Yeni Barbarların uygarlıkla buluşma sürecinin faturası ağır olacak…
Türkiye için hiç bu kadar karamsar ve endişeli olmamıştım.
İyi bayramlar!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
taylan özgür 29 Temmuz 2014 Salı 10:17

Bizde karamsarız ama ....ülkeyi bu kara bulutlardan kurtarmak için her yolu demeye de hazırız.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva