Kemal ANADOL
İki istiklal madalyalı Egeli müftü
5 Eylül 2022 Pazartesi

Yaşam çelişkilerle doludur. İnsanların kendi yaşamlarındaki iniş çıkışlar sosyal gelişmelerde de geçerlidir. Her eylemin zıddı söz konusudur. Bugün yaşamımızı borçlu olduğumuz Kurtuluş Savaşı da çelişkiler yumağıdır. İngiltere’nin vekâletiyle 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkan ve ilerdeki günlerde Ege’yi işgal eden Yunan ordusu emperyalizmin simgesidir. Buna karşı direnen Kuvayı Milliye güçlerinin, önce meclisini daha sonra da ordusunu kurmasıyla başlayan Anadolu İhtilâli de antiemperyalist bir meşaledir; mazlum uluslara yönelik işaret fişeğidir.

Antiemperyalist savaşa karşı, tahtını korumak için istilacılara boyun eğen Padişahla, Amerikan mandacıları, İngiliz muhipleri de iç cephedeki karşı güçlerdir. Anadolu’daki Padişahçı isyanlar da işgal güçlerinin karşı hamleleridir.

Mustafa Kemal Paşa’nın başlattığı kutsal isyan İstanbul’da Padişah Vahdettin ve hükümetinin korkulu rüyası olmuştu. Bunu önlemek için İslâm dinine ve din adamlarına sarıldılar. 30 Ağustos 1920 günü Yunan uçakları Anadolu köy, kasaba ve şehirlerine bir bildiri atmaya başladılar. Bu bildiriler İskilipli Atıf Hoca’nın başkanlığını yaptığı Teali İslâm Cemiyetine aitti. Halkı “Ya istiklâl ya ölüm” ilkesiyle direnişe geçen Mustafa Kemal ve arkadaşlarına, Ankara Hükümetine isyana çağırıyordu:

“Kilit Türkiye, anahtarı İngiltere’dir. Alem-i İslâm kilidinin anahtarını emin ve itimat edilir eline tesliminde Alem-i İslâm için hiçbir tehlike yoktur.

(…) Yunan ordusu Halifenin ordusu sayılır. Hiçbir zararlı topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara’dadır.

(…) Elinize aldığınız fetva-i şerif ki Allah’ın emridir. Okuduğunuz hatt-ı münif ki Halifemizin Padişahımızın fermanıdır.”

Mustafa Sabri Efendi’nin kaleme aldığı Şeyhülislâm Dürrizade’nin fetvası, halkı işgalci Yunan ordusuna desteğe ve ona karşı çıkan TBMM ile hükümetine isyana çağırıyordu. Bu ihanet belgesi kafaları karıştırmış, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını zor durumda bırakmıştı. Ama İngiliz muhibbi, Amerikan mandacısı olmayan din adamları da vicdanlarının sesine uyarak bu bildiriye yanıt vermekte gecikmemişlerdi. Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat ve 163 Müftünün karşı fetvası halkı milli mücadeleye desteğe çağırıyordu.

Tahtını korumaktan başka bir şey düşünmeyen Padişah Vahdettin işgal İstanbul’unda, her hafta Cuma selamlığı törenine saltanat arabasıyla gider, namaz çıkışında askerî, mülkî ve ilmî sınıflarla birlikte önünden geçen birlikleri selamlarken; Maraş Ulu Camisi’nde bir başka görüntüye tanık olunuyordu. Rıdvan Hoca cemaate sesleniyordu: “İşgal altında bulunan bir memlekette Cuma namazı kılınmaz. İşgal altındaki bu topraklarda ve Fransız bayrağının asıldığı kalede bu olduğu müddetçe Cuma namazı kılınmaz!”

Çal Müftüsü Ahmet İzzet (Çalgüner) Efendi 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalinden hemen sonra Çarşı Camii’nde düzenlediği mitingle milli mücadeleyi başlatmış, daha sonra da silahlı olarak Aydın/Köşk cephesinde vuruşmuştu. Zaferden sonra hem Denizli hem de Aydın cephesindeki kahramanlığı nedeniyle iki İstiklâl Madalyasıyla onurlandırılan tek din adamıdır.

22 Haziran 2022 günlü yazımda Çal halkının imza toplayarak Ahmet İzzet Efendi’nin anıt/büstünün yapılması istediğini yazmış ve belediyeyi, kaymakamlık ve valiliği göreve davet etmiştim. Kıvançla

öğreniyorum ki, Çal Belediyesi gereğini yapmış ve tarihi sorumluluğunu yerine getirmiş. Önümüzdeki günlerde büst uygun bir semtte yerini alacaktır. Çallıların bir isteği daha var. Ahmet İzzet Efendinin milli mücadeledeki evi 1995 yılında SİT ilân edilmiş. Bina yıkılmak üzere. Kamulaştırılıp restore edilerek müze haline getirilmesi onları çok memnun edecek. Millî Mücadele bilinci içindeki Belediyenin bu isteği de yerine getirmesini bekliyoruz.

***

Son yıllarda Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan, beyannamelerini Yunan uçaklarıyla Anadolu topraklarına attıran İskilipli Atıf Hoca’nın rağbete bindiğini gözlüyoruz. Mezarı Çorum Valisi ve resmi erkân tarafından ziyaret ediliyor, tören düzenleniyor.

“Keşke Yunan galip gelseydi” diyen fesli Kadir “Atatürk’e en ufak muhabbeti olan cenazeme gelmesin” vasiyetinde bulunmuştu. Cenazesinde iktidar protokolünün yer alması vasiyetine uyulduğunu gösteriyor!

Bu durumda Kurtuluş Savaşına inanlara görevler düşüyor. Mehmet Akiflere, Börekçizade Rıfatlara, Maraşlı Rıdvan Hocalara ve Ahmet İzzet Efendilere sahip çıkmak ve onların anılarını yaşatmak.

Ankara Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’tan bir yurttaş olarak isteğim olacak. Türkiye’nin ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi anısını yaşatmak üzere harekete geçmesini diliyorum. Projelendirme ve gerçekleştirme elbette onun takdirinde olacaktır.

30 Ağustos zaferinin ve İzmir’in kurtuluşunun yüzüncü yılını kutladığımız şu günlerde, ulusumuzu yok olmaktan kurtaran rakamları bir kez daha yinelemekte yarar var:

26 Ağustos - 9 Eylül 1922 tarihleri arasında Türk ordusu 146 subay şehit vermiş, 378 subay yaralanmış, 2 subay da esir düşmüştür. 2397 er şehit olmuş, 9477 er yaralanmış, 25 er de esir düşmüştür. Toplam zayiat 547 subay ve 13829 er olmak üzere 14376’dır.

Bu rakamlar ortada ve belgeliyken maalesef bir dönem gazi meclis TBMM’nin başkanlığında bulunmuş İsmail Kahraman’ın şu sözlerini tarih düşürmek amacıyla bir kez daha yazıyorum:

“Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarını birkaç kat aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki.”

Gün, Kurtuluş Savaşı şehit ve gazilerine, Mustafa Kemal Atatürk’e, demokratik, lâik bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimize sahip çıkma günüdür…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ünal Engin 8 Eylül 2022 Perşembe 12:55

Teşekkürler Sayın Kemal Anadol.Denizli Milletvekilleri ne iş yapar?

Yorumu oyla      2      3  
Şu?rü Seven 6 Eylül 2022 Salı 14:41

Çal müftüsü Çalgüner Denizlinin kahramanıdır fiili harekete geçmediydi güney ege batı cephesinde ikinci düsman kolu yerleşecekti.

Yorumu oyla      2      3  
Evran 5 Eylül 2022 Pazartesi 15:35

19

Yorumu oyla      2      3  
İsmail Ufuk özakcay 5 Eylül 2022 Pazartesi 12:53

Böyle insanların suyu hürmetine bu ülke ilelebet var olacaktır

Yorumu oyla      2      3  
Oğuz semerci 5 Eylül 2022 Pazartesi 12:41

Çal''da başlayan milli mücadele Denizli merkezi de harekete geçirmek zorunda bırakmıştır.

Yorumu oyla      2      3  
Erdal Dalgıç 5 Eylül 2022 Pazartesi 10:49

Denizlinin kritik ismi ve kahramanı görünmez güç ÇALLİLAR

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva