Koronavirüs ile mücadelenin daha güçlü bir şekilde verilmesi gereken bir dönemdeyiz.

Böyle bir süreçte Kordonboyu'ndaki olumsuz değişimi, bölgedeki herkesi rahatsız eden görüntü ve gürültü kirliliğini, Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı'nın da görüşlerini alarak dile getirmiştim.

Konuyla ilgili çok sayıda geri dönüş aldım.

Şikayetler o kadar fazla ki...

DJ getirip orada parti vermeleri bile, anlatılanlar karşısında çok hafif kalıyor.

Kordon'da yaşananlar, "Buzdağının görünen yüzü" olarak görünüyor.

Şikayetlerini dile getirmek için telefona sarılanlar, bir de Kordon'un arka sokaklarında yaşanan facialara dikkat çektiler.

Oralarda denetimin sıfır noktasında olduğunu iddia ettiler.

Gençlerin, göz göre göre uçuruma sürüklendiğini anlattılar.

***

Duyduklarım, inanılmaz şeylerdi.

Hele bir vatandaşın anlattıkları var ki...

"Emniyet, bunları bilmiyor mu?" diye sordum, şaşkınlık içinde...

Meğer emniyet de oralara çekidüzen vermek için mücadele veriyormuş.

Fakat bu mücadelenin yeterli olmadığını ifade ettiler.

Bir vatandaşın, beni çok etkileyen şikayet demetini aynen aktarıyorum.

Kordonboyu'nda bir dairede yaşayan vatandaşın söylediklerini, harfiyen sizlerle paylaşıyorum.

***

"Kordon'da oturuyorum. Benim gibi yüzlerce, binlerce kişi, kaç yıldır, Kordon'daki gürültüyle, mezbelelik haliyle mücadele ediyoruz.

Gözümüzün önünde her gün cereyan eden çirkinliklere, rezilliklere alışmamız mümkün değil.

Fakat Kordon'un arkasındaki sokaklarda neler olup bitiyor, kimse bilmiyor.

Bilenler de bir şey yapmıyor, yapamıyor.

Arka sokaklarda bulunan, içki satışı da yapan büfeler, aslında içkiyle birlikte aklınıza ne geliyorsa (!), her şeyi satıyorlar.

Alkol düşmanı değilim. Canım istediğinde ben de içerim.

İçki satışına karşı olduğum düşünülmesin.

İçkiyle birlikte satılan diğer tehlikeli şeylerin satılması, gençlerin gözümüzün önünde erimesi canımızı sıkıyor.

Gençlere yazık oluyor. Yazık ediyorlar.

Birahanelerin de bu çirkinliğin içinde olduklarını düşünmeye başladık.

Öyle ya, üç bira, bir patates satarak o dükkanların kirasını bile karşılayamayacaklarını düşünüyoruz.

Dükkanların belli bir saatte kapanması, kanun gereğidir.

Alkollü içecek satan yerlerin, saat 22.00'den sonra alkollü içecek satması yasak, bildiğim kadarıyla...

Fakat Kordon'un arka kısmındaki büfeler, sabaha kadar satış yapıyor.

Bu kurala kesinlikle uyulmuyor.

Belediyenin, zabıtanın, emniyet güçlerinin kontrolü yok ki, büfeler bu kuralı rahatlıkla çiğneyebiliyor.

Ben size bir şey söyleyeyim mi? Zabıta geliyor, o büfe işletmecilerden korkuyor, çaresizlik içinde geri gidiyor.

Çünkü mafyavari insanlar... Hepsinin belinde tabanca var, bıçak. var.

Kamu görevlileri, onlardan korkuyorlar.

Bazıları var ki, duyumlarımıza göre 10 defa cezaevine girip çıkmış.

Zabıta, korkmasın da ne yapsın!

Baş edilecek bir durum değil.

Arka sokakları disiplin altına almak lazım.

Kafaları dumanlı gençler, belli bir saatten sonra ağza alınmayacak küfürlerle yeri göğü inletiyorlar.

Tekme tokat, birbirlerine giriyorlar.

Kan revan içinde kalıyorlar, bir yere sızıp uyuyorlar.

Bu manzaraları üzülerek izliyoruz bizler, Kordon sakinleri olarak...

Emniyet Müdürlüğü'ne defalarca şikayette bulunduk.

Fakat hiçbir olumlu sonuç alınmış değil.

İşin içinden çıkılması, daha da zorlaşmadan...

Buraları, disiplin altına almak, önlemleri, denetlemeleri artırmak lazım."

***

İşte böyle bir arka sokak manzarası varmış meğer Kordonboyu'nun...

Bundan sonrası, Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın'ın alanına giriyor.

Hüseyin Müdürümüze akıl verecek değiliz elbette.

Eminim; gereğini, fazlasıyla yapacaktır.