Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Tarım’da aile işgücü temelinde köylü işletmeleri desteklenmeli
24 Temmuz 2018 Salı

Tarımda yeni bir bakan,yeni söylemler var.

Ancak sağlıklı bir tespit ve  muhasebe yapılmadan   sağlıklı bir gelecek  inşa edilmesi olası değil.

Tespitim şu;

Tarımın,bu bağlamda Türkiye’nin geldiği nokta dışa bağımlı neo-liberal politikalardan kaynaklanmakta.

Bununla birlikte toplumun bir kesimi,son 40 yıl içinde Özal ile başlayan ve Kemal Derviş ile ivme kazanan  uygulamalarla neo-liberal politikaların değişmezliğini kabullendi.

Bu politikalara Türkiye mahkum edildi.İşin en önemli noktalarından biri de iktidar ve muhalefet partileri de temelde neo-liberal politikalarda hemfikir olmuş durumda.

Tarıma gelince.

Tarımsal üretimde de verimliliğin ve üretimin  büyük işletmelerle karşılanabileceği  konusunda sokaktaki ortalama yurttaşın beyni yıkandı.Televoleji profesörler bunun için görevlendirildi.

Oysa Türkiye’de tarımsal üretim,aile işgücü temelli küçük ve orta ölçekli  köylü işletmelerinden karşılanıyordu.  Bu gerçek unutuldu. Bunların desteklenmesi yerine büyük ölçekli işletmelerin oluşturulmasına ağırlık verildi. Bunun sonucu olarak küçük ve orta ölçekli işletmelerin bir kesimi tarımsal üretimden vazgeçer duruma geldi. Önemli miktarda  tarım toprağı işlen(e)medi.

Tarımsal nüfus azaldı ve yaşlandı.

Ve tarımsal üretim artan nüfusa göre artmadı.

Söz gelişi en önemli gerilemelerden birisi hayvansal üretimde oldu.

“Hayvansal üretim için temel girdi,çayır ve meralardan karşılanan ottur.Türkiye çayır ve meralarının ot kapasitesi sığırdan daha çok koyun keçiye uygundur” diye yıllarca yaptığımız uyarılar dikkate alınmadı. Uluslararası örgütlerin yönlendirilmesi ve çıkarlarına uygun olarak dev sığırcılık işletmelerinin oluşturulması desteklendi.

İsterseniz biraz açalım.

Yönlendirme dedim,uzun süreli geri ödemeli kredileri Dünya Bankası vermedi mi? Sığırlar uluslararası sığırcılık tekellerinden alınmadı mı?

Sonuç olarak geçmişte insan başına  bir  koyun düşerken,gelinen noktada nerdeyse  dört insana bir koyun düşer duruma gelindi.

Ancak,izlenen politikalarla gerek dev işletme ölçeği,gerekse ot üretim kapasitesi Türkiye gerçeğine uymadığı için  kelimenin tam anlamıyla kırmızı ette havlu atıldı.

Bırakınız kırmızı et ithalini,hayvanlarımızı doyurmamız için saman ithali olağan duruma getirildi.

Nasıl çıkarız düzlüğe?

Genel çıkış yolu ise; dışa bağımlı ara malları ve hammadde ithalatçısı bir ülke yerine ithal İkameci ve daha eşitlikçi ekonomi politikadan geçiyor.

Bu yaklaşımı tarıma nasıl yansıtalım?

Birinci tespitimiz şu;Türkiye’deki  işletmelerin hala büyük bir çoğunluğunu  aile işgücü temelinde küçük ve orta ölçekli köylü işletmelerinden oluşuyor.

İkincisi ise ; Dev işletmelerin öne çıkartılması, ölçek ekonomisine dayandırılıyor. Ancak asıl  ölçeğin “Toplam Etmen Verimliliği(TEF)” olduğunu dikkate alma zorunluğu var.

Aile işletmelerinde emek daha bol, toprak ve sermaye de  daha düşük maliyetlidir.

Bu özelliklerinden dolayı aile işletmeleri daha yüksek bir TEF’e sahiptirler.

Bu iki tespitten yola çıkarak birinci önerimiz;

“Aile İşgücü Temelinde Küçük Ve Orta Ölçekli Köylü İşletmelerini Yeniden Tarımın Öznesi “yapmak gerekiyor.

Köylü işletmelerinin ölçek sorunu da,kamu yatırım hizmetlerinin   ve desteklemelerinin onlara yönlendirilmesi   “Kooperatif Örgütlenme”  ile aşılabilmektedir.

Bunlara Avrupa Birliği ülkelerinde  kooperatifleşme  örnek olarak verilebilir.

İzleyen yazımda kooperatifleşme konusunu işleyeceğim.

Son bir not:  Yem hammaddesi ithaline dayalı fabrika yemi ile yapılan süt hayvancılığı sürdürülemez. Bu kapsamda  çiftçi eline geçen sığır sütü fiyatının artırılması talebi de  soruna çare değildir. Sorun,yukarıda dile getirmeye çalıştığım gibi yapısaldır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
M. Olcay Nalbantoğlu 26 Temmuz 2018 Perşembe 11:59

Mensubu olduğum partinin programı da, yazınızdaki düşüncelere uygun olarak, aynen: “CHP, kooperatifleri, özellikle tarımda üretkenliğin artırılmasında, üretici emeğinin değerlendirilmesinde, gelirin daha adil paylaşımında, dar gelirli tüketicinin korunmasında önemli katkılar sağlayan demokratik örgütlenme olarak değerlendirmektedir” (CHP Programı, s.77) der. Yönetimlerinin, küçük ve orta köylülerimize bu yaklaşımı yansıtma çabası göstermemesi de neoliberal şartlanmalarının bir tezahürü olsa gerek.

Yorumu oyla      10      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva