Bugün Pazar…

Gelenekselleştirdiğimiz gibi…

Atatürk’ü yad etme günü…

***

Teferruata girmeye gerek yok…

Herkes bilir…

Ulu Önder, Milli Mücadele’yi kazandıktan sonra…

İzmir’e giderek…

Uşakizadelerden Latife Hanım’la evlendi…

Halbuki kendisi hep bekar kalacağını söylerdi…

Bunu bilen bir milletvekili arkadaşı O’şa şu soruyu sordu:

“Paşam, bekarlık sultanlık derdiniz… Fakat niçin evlendiniz?”

Mustafa Kemal’in cevabı tarihe not düşecek cinsten olur:

“Bundan sonra bir çok inkılaplar yapacağız… Bunların arasında kıyafet inkılabı da olacak… Kadınlarımızın da çarşafını atacağız… Kızlarımızın güzelliği ortaya çıkacak… Bu güzel yüzlü millete kara çarşaf ve peçe yakışmaz… Ben herkesin karısının ve kızının başını açarken, onlar diyecekler ki, (Kendisi bekar, herkesin çarşafını çıkarttı…) Bunu dedirtmemek için evlendim…”

***

Kuşkusuz bu cevap, peşinden şu tespiti getirebilir:

“Mustafa Kemal ile Latife Hanım’ın izdivacında aşk yok muydu?”

Bu tartışmaya açık bir sorudur…

Ancak…

Latife Hanım cephesinde öyle bir olay yaşanmıştır ki…

O da tarihe iz düşürecek cinstendir…

***

Evliliklerinin her halde birinci yılının sonları gibi olacak…

Latife Hanım emir vermiş:

“Bana Velet Çelebi’yi çağırın…”

Velet Çelebi, bilenler bilir Mevlana torunlarından… O sırada en büyük Mevlevi olarak kabul ediliyor… O’na demiş ki:

“Çelebi Efendi, sizi rahatsız ettim ama biraz dertleşmeye ihtiyacım var… Başka hiç kimseyle sizinle konuşacağım gibi rahat konuşamıyorum… Durum böyle böyle… Ben ne yapayım?”

Latife Hanım’ın “Durum böyle böyle…” dediği…

Atatürk’ün pek ünlü…

Sabahın ilk ışıklarına değin süren sofralarından şikayet…

Ayrıca…

Şahsen yaşadığı kırgınlıklar filan…

Velet Çelebi, Latife Hanım’ın gözlerinin içine bakarak şöyle cevap verir:

“Her genç kız evlenmeden önce bir sürü hayal kurar… Bu her genç kızın hakkıdır… Bazen hayallerinden daha güzel bir dünya ile karşılaşır, bazen de bunun tam tersi olur… Siz evladım, siz herhangi bir insanla evlenmediniz… Bir kaplanla evlendiniz… Hiç kaplana gem vurulabilir mi? O kaplanı demir kafeslere hapsedemezsiniz… Hapsetseniz bile parmaklıkları kırıp yine çıkar… Sizin bütün derdiniz buradan geliyor…”

***

Bir kaplana gem vurulamayacağı gibi…

Sofrasız Mustafa Kemal’in Mustafa Kemal olamayacağını da…

Ne yazık ki…

İzmirli Latife Hanım anlayamadı…

Bu yüzden o evlilik…

Sadece 1000 gün devam edebildi…

Sonsöz: “Başlarken aşk var mıydı; ona da siz karar verin…”