Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Kırmızı et neden zengin yemeği oldu?
6 Ağustos 2015 Perşembe

6 Ağustos 2015 tarihli gazete haberlerine göre, Et ve Süt Kurumu (ESK), kırmızı et fiyatlarında yüzde 30’lara varan artışa müdahale etmek amacıyla 3 bin 200 tonluk donmuş karkas et alım ihalesi yapmış. İhalesi yapılan etlerin bu ay içinde piyasaya girmesi sağlanacakmış. Bu etler, şarküterilere ve yemek sanayicilerine verilecekmiş.

İhaleyi kazanacak şirket yapacağı bağlantılarla alacağı eti getirip ESK’ya teslim edecekmiş. ESK da kendi belirleyeceği fiyatla piyasaya sunacakmış. Soru şu; Olasılıkla  piyasa fiyatından daha ucuza satılacak olan bu etler, piyasada fiyatları değiştirebilecek mi? Uzmanlar bunun düşük  bir ihtimal olduğunu söylüyorlar. Çünkü 3 bin 200 kilogramlık karkas et Türkiye’de pazarın yaklaşık binde 3’üne denk düşüyor.

Sorun,ithalatla çözülecek boyutta değil. Sorun  kısa bir genelleme ile “Türkiye’de Tarımın Pusulası”  olmamasından kaynaklanıyor. Aslında var  olduğu söyleniyor.Ancak pusula, daha doğrusu Türkiye tarım politikaları 1980’li yıllardan beri yerli değil. İçinde yaşadığımız dönem, dışa bağımlı yeni-liberal politikaların bir sonucu. Bunu dikkate almaksızın, örneğin bugünlerde kırmızı etle ilgili yapılan bütün tartışmalar gerçeği yansıtmaktan uzak kalıyor, kalacak.

Yeni Liberal Politikalar Tarımı Çökertti, Çökertmeye Devam Ediyor

Batı ülkelerinde tarım firmaları ve ağırlıklı olarak endüstriyel tarım işletmeleri olağanüstü destekleniyor. Bu desteklemelerle üretim fazlalıkları oluşuyor. Yaratılan üretim fazlalıkları ve tarımsal girdiler için dış pazarlar kaçınılmaz bir gereksinim olarak ortaya çıkıyor. Dış pazarlar için de Üçüncü Dünya ülkelerinde tarımın geriletilmesi, çöküşü isteniyor. Bu amaçla, anılan ülkelerde dışa bağımlı yeni liberal politikalar, küreselleştirme örtük adıyla devreye sokuluyor.

ABD/AB tarafından uygulanan politikaların ne anlama geldiğini Dünya Bankası eski ekonomisti ve 2001 Nobel Ekonomi ödülünü alan E. Stiglitz açık bir şekilde söylüyor; “Asya, Latin Amerika ve Afrika pazarlarına girmek isteyen batı, amacına ulaşmak için gerektiğinde bu ülkeleri finansal abluka altına almaktan geri kalamaz, bunu yaparken kendi üreticileri bütünüyle koruma altındadır.”

ABD/AB bunu nasıl yapıyor? Finansal abluka yanında Dünya Borsa Fiyatları’nı denetliyor, ürünlerinde damping yapıyor, Dünya Bankası’nı devreye sokarak Üçüncü Dünya ülkelerine ucuz kredi sağlıyor, ancak verdiği kredilerle kendi mallarını örneğin sığırlarını pazarlıyor ve bu ülkelerde ulusalcı politikaları uygulamak isteyen hükümetleri düşürüyor, vb.

Türkiye’de yeni liberal politikalar ile tarımda neler oldu?

•             Gümrük duvarlarıyla oynanarak tarım ürünleri ithal edildi. (Şimdi de et ithalatı  yeniden bu şekilde devreye sokuluyor. Bırakınız et ithalatını, duyumlarımıza göre besilik hayvanlar da ithal edilecekmiş).

•             Tarımsal desteklemelerde istikrarsızlık ve yetersizlik  söz konusu oldu.                 Çıkarılan Tarım Yasası süs olarak saklandı.

•             Hayvancılık deseni değiştirildi. Türkiye’nin çayır-meralarına daha uygun olan koyun ve keçi yetiştiriciliği son yıllara değin ihmal edildi . Koyun-keçi sayısı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ayrılıkçı terörün de eklenmesiyle azaldı. Bu türler yerine, sığırcılık öne çıkarıldı. Bu   tercihte de yanlışlık yapıldı. Küçük ve orta ölçekli işletmeler yerine Dev sığırcılık işletmeleri oluşturuldu.

•             Üretici lehine piyasayı bir ölçüde denetleyen Tarımsal Kitler özelleştirildi ya da kapatıldı.Örneğin; hayvan yetiştiriciliğiyle bağlantılı Süt Endüstrisi Kurumu, Yem Sanayi gibi Kitler yok  edildi.Et Balık Kurumu, önce  işlevsiz duruma getirildi. Son yıllarda yeniden Et Ve Süt Kurumu olarak devreye sokulmaya çalışılıyor.  Eskilerin deyimiyle “Ba'de harab-ül basra”. Bu deyim,“İş işten geçtikten sonra,harekete geçmek için çok geç kalınmış”anlamına geliyor.

Et İthalatı Çözüm Değil

Et ithalatı yeni bir konu değil. Kırmızı et fiyatları, 2008’de de süt tozu ithalatıyla anaç sığırların kesilmesi, koyun ve keçi sayısının neredeyse yarı yarıya düşmesi gibi nedenlerle aşırı yükselmişti.  O yıllarda da fiyatların düşürülmesi için ithalat gündeme getirilmişti. Günümüzde de et ithalatına bağlı olarak biraz öncede belirttiğim gibi, ithalat kapsamına besi danaları da eklenecek. Kimileri açık, kimileri örtük ithalatı savunuyor.

İthalat, kesinlikle çözüm olmayacak. Fiyatlar biraz düşecek, ancak bu durum pusulasız olan çiftçilerin ve daha sonrada tüketicilerin zararına olacak.

İthalat kimin işine yarar?

Birincisi; ithalat, ABD/AB’nin işine yarar, ellerindeki stokları eritirler. Fakir Türk’ün parası yabancılara aktarılmış olur. Daha kötüsü, her düzeyde Batı’ya bağımlılık fikrini beslemeye devam eder.

 İkincisi; et ve besi danası ithalatı için izin verilen ya da kurdurulan firmaların işine yarar.

Çözüm Var mı?

Çözüm elbette var: Dışa bağımlı yeni-liberal politikalardan vazgeçmek. Türkiye çıkarlarına yönelik ulusal tarım politikalarını devreye sokmaktan başka çözüm yok..

Yazıyı şöyle bitirmek istiyorum. Türk insanı, kırmızı eti daha az tüketir durumu geldi. Büyük çoğunluk bayramdan bayrama bile eti göremez oldu. Beslenme ve halk sağlığı uzmanları, kırmızı eti az tüketenleri daha kolay yönetilebilen, aynı zamanda hastalıklara daha kolay yakalanabilen insanlar olduklarını belirtiyorlar. Konunun altındaki acı gerçek bu mu?

Acaba, insanlarımız ot yiyen varlıklar haline bu amaçla mı dönüştürülmek isteniyor?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çok mu çok oluyor bu Çeşme?
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Can dostlar tartışması!
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Beyaz tren...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
'Memleket' küçülüyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Afyon üstünden Akşehir’e... (Gezi notları)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva