Nikolaj HADZIBULIC
Kalpsel dönüşüm
23 Şubat 2017 Perşembe

İstanbul son zamanlarda adeta bir açık hava şantiye alanı, her sokak başı, her mahalle yeniden inşa edilen binalarla dolu. Eskisini onarmak gibi kötü alışkanlıklarımız yok bizim, eskinin gözünün yaşına bakmadan yıkıyoruz, yerine birbirinden farksız, kimliksiz ve dokusuz konutlar dikiyoruz.

Bunun adına da ‘‘kentsel dönüşüm’’ diyoruz. Tabi yersen!

 

Bilmeyen yoktur da hala bilmeyenler için açıklamakta yarar var... İstanbul Anadolu ve Avrupa Yakası diye iki ayrı kıtadan oluşuyor ve bu iki kıta birbirine 3 adet köprü ile bağlanıyor. Siyasi atmosferin etkisi ile zaman zaman bu köprülerin isimleri değiştirilse de; kullananlar birinci, ikinci ve yeni köprü diyorlar kendi aralarında…

 

İstanbula göç edenler hayattan beklentisine göre yaşayacağı kıtayı seçiyor. Sakinlikten yana olanlar Anadolu, kaos seviciler ise Avrupa yakasını tercih ediyor. Ben tercihimi Avrupa yakasından yana kullananlardanım. Yetmezmiş gibi, Şişli ilçesinin, Fulya mahallesinde yaşıyorum. Şehirdeki en kozmopolit mahallelerden biridir. Apartmanları bitişik nizam, kakofonisi ise akla ziyandır. Zaten sakin bir hayatı tercih edecek olsaydım, İzmir’den taşınmazdım, ben seviyorum bu hızlı ritimli hayatı.

 

Günlerden bir gün, saatlerden bir saat Anadolu yakasına geçmem icap etti. Nasıl geçilir, nasıl gidilir, insanları ne yer, ne içer hiç bilmem... Koskoca kentin trafik sorununu bir çırpıda çözen metrobüs ile yolculuk etmenin, zaman tasarrufu açısından çok etkili olduğunu duymuştum, denedim…. Birinci köprüden geçtikten sonra son durakta indim, baktım aynı kaos ve keşmekeş burada da mevcut, ısındım birden bu yakaya da…

Toplantılarımı tamamladıktan sonra, kahvemi de alıp hazır vaktim varken, vapur ile Beşiktaş’a geçeyim dedim.

Vapurda seyahat ederken, önce talan olmuş İstanbul’un tarih kokan sembolleri göz kırptı bana: Galata, Topkapı, Dolmabahçe ve daha niceleri... Sonra da ‘’lan bunları buraya nasıl koymuşlar’’ diye düşündüren kazulet gibi binalar… Üstelik de estetik yoksunu ve duygusuz.

İçim acıdı, kendimi sanayi mahallesine bakar gibi hissettim… Bu kadar kolay olmamalıydı bu çirkin değişim. Şayet Orhan Veli bugün aramızda olsaydı, yine İstanbul’u dinler miydi gözleri kapalı, yoksa küfrü basar mıydı?

Neyse, mimari ile insanlık arasındaki ilişkiyi de yolculuğum sırasında iyice irdeledim.. Mimari ve peyzaj, insan eli yaratısı... Ve değişen,

dönüşen insanı da yarattıklarından tahlil etmek mümkün… Günümüz insanı daha özensiz, ayrıntısız ve tek tip; aynı TOKİ konutları gibi…

İşte bu yüzden şehirlerin yapısı da bu tekdüze insan eliyle değişti.

Öte yandan her ormanlık alan imara açıldığında, içimizin yeşilinden bir dal daha koptu. Deniz her dolduğunda, biraz daha hüzünle doldu yüreğimiz. Her tarihi bina gökdelen için yıkıldığında anılarımızı kaybettik. Doğaya ait olup doğayı bu denli katleden başka bir canlı yaşadı mı bilmiyorum. O yüzden de bazen içten içe, bu dünya dinozorların hakkıydı diyorum.

İnsanlık hakimiyet alanını geliştirmek, mutlak otorite tahsis etmek için ne çok savaşlar verdi, veriyor, verecek. Kendi soyunu tüketene dek de var gücü ile didinecek.

Daha düne kadar; basit, minik şeylerle mutlu olan bizler, kalplerimiz kurumuşçasına bir duygu kuraklığı yaşıyoruz.

Dilerim ki, kentsel dönüşüm diyerek; dünümüzü, kültürümüzü, doğayı katleden bizler, bir gün asıl dönüşümün kalplerimizde yaşandığını fark ederiz.

Bahçenin yemyeşil canlanışına, kirazın çiçek açışına sevineceğimiz günlere...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva