Tayfun MARO
Durumu kavramakta geç kalmış olabilir miyiz?
10 Mayıs 2017 Çarşamba

Yeni kamusallık, yeni sosyoloji, yeni dil diye söze girmek çok moda idi… Değişimin tılsımı vardı.

Oysa ilk ikisine yakından bakınca; Birincisinde, kamusal alanın, kamusal yaşam normlarının çökmekte olduğu görülüyordu. İkincisinde ise, Dünya nüfusunun neredeyse dörtte üçünü oluşturan kent yoksulları görülüyordu.

Kavramlaştırma çabası içinde olduğumuz her iki yıkım da, küreselleşme sürecinde ortaya çıkan yeni Dünya düzeninin getirdiklerindendir.

Başta din grupları ve etnisite grupları olmak üzere toplumun farklı katmanlarından gelen itirazlar sonucu, yüz yıllık toplumsal mutabakat son buldu, kamusal alan allak bullak oldu. Yeni kamusallık tartışması, yıkıntıların arasından ne çıkacağına dair yapılan entelektüel gevezelik düzeyinde kaldı.

Payına yoksulluk düşen milyonlarca insan, hibe ve sadakaya, cemaat ve tarikat yardımlarına muhtaç yaşıyor. Ya işsizler ya da güvencesiz işlerde çalışıyorlar. Metropoller artık sistemin iyice yoksullaştırıp yardıma muhtaç hale getirdiği bu insanlarla dolup taşıyor.

Yeni sosyoloji, büyük ölçüde, açlık ve yoksullukla terbiye edilen toplumun siyaset dilindeki adıdır.

Yeni toplumsal mutabakatın zarureti, ortak program fikri ve kent yoksulları; Bu konularda yıllardır yazıyorum. CHP’de görev aldığım dönemde, eğitim toplantılarında, bu meseleleri defalarca dile getirdim. Benim de mensubu olduğum İzmir Düşünce Topluluğu, ortak program, toplumsal mutabakat ve kent yoksulları üstüne üç yıldır çalışma yapıyor.

Bunları neden yazıyorum? Yıllardır üstünde durduğum bu konularda aldığım tepkiler ve geri dönüşler yok denecek kadar az oldu. Oysa ülkenin içinden geçtiği bunalımın temelinde, bu sosyal sorunlar yatıyordu; Oldubittiye getirilen anayasa değişikliğine dayalı zoraki toplumsal mutabakat ile bu oldubittiden medet uman yoksul kitleler…

Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, sendikalar, akademisyenler, dernekler tarafından zamanında yeterince ciddiyetle ele alınmayan sorunlar kar topu gibi büyüdü.

Muhalefet birçok konuda geç kaldı, işten geçmek üzere… Ve meseleler nasıl ele alınacak, karar süreçleri nasıl oluşacak elan doğru dürüst bilinmiyor.

Bugün gelinen noktada, iktidarıyla, muhalefetiyle, sağcısıyla, solcusuyla, laikiyle, dindarıyla; ülkede bir arada huzur ve güven içinde yaşadığını kimse söyleyemiyor. Özellikle de bir arada yaşama koşulları günbegün zorlaşıyor.

“Hayır” cephesinin, ana muhalefet CHP’den beklediği yapıcı, uzlaştırıcı rol, henüz CHP tarafından tam olarak kavranmamış gibi… Süren tartışmalar bunu gösteriyor.

Ülkenin öncelikli meselesi, kimin başkan olacağı değildir; Yönetim sistemi değişikliğinin getirdiklerini kavramak, %49’un birlikte hareket etmesine imkan tanıyacak koşulları yaratmak, ortak hareket etmenin ilkelerini konuşmaktır öncelikli olan..

Tam bir şark kafasıyla, “kim Cumhurbaşkanı adayı olacaksa belli olsun, hareketin lideri de o olsun” demek için; ya meseleyi hiç kavramamış olmak, ya da durumu meşrulaştırmak gibi bir misyon yüklenmiş olmak gerekir.

Ne yazık ki ana muhalefet olarak sosyal demokrat kimliğiyle ortaya çıkmasını, demokrasi cephesine en geniş katılımı sağlamak ve karar süreçlerini oluşturmak üzere harekete geçmesini beklediğimiz CHP’de post kavgası var.

Toplumsal mutabakatı mümkün kılacak ortak program üstünde kafa yormak artık bir zorunluluktur.

Yeni kamusallığın ne olduğuna dair bir fikir sahibi olmanın yolu da buradan geçiyor.

Küresel kapitalist sistemin yoksullaştırdığı Dünya nüfusunun %75’inin durumunu anlamak için kafa yorarsak, yeni sosyoloji üstüne de söyleyecek bir sözümüz olur.

Günümüzde, yeni bir dil kurmak ve yeniden söylemek ihtiyacı; yeni kamusallık ve yeni sosyoloji kavramlarının getirdiklerini anlamak ve anlatmakla ilintilidir.

Bilgi toplumu olmanın, ikide birde “bilgi” demekle ilgisi yok. Elinde bilgisayarla dolaşmanın da bilişim toplumuyla ilgisi yok.

Ne yazık ki bilgi ile toplum arasında, din hurafelerinin ve metafizik düşüncenin duvarları var.

Gidilecek yol uzadıkça uzuyor; umarım çok geç kalmamışızdır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva