Metin ÖNEY
Basın her şey mi?
27 Mart 2018 Salı

Basın dördüncü kuvvettir.

Doğru.

Basın özgürlüğü temel özgürlüklerin en önemlilerindendir.

Doğru.

Ancak:

Basın her şey mi?

Geçen haftanın en önemli konusu Doğan Grubuna ait basın kuruluşlarının satılmasıydı. Yazılı sözlü basının temel konusuydu. Yorum üstüne yorum. Hala devam ediyor. Yazan-konuşan herkes kendince açıklamalarda bulunuyor.

Temel fikir artık basın tek sesli oldu ve adeta pes etmekten başka çare yok.

Ortaya konan ana fikir bu doğrultuda.

Hiç şüphesiz zaten yalpalayan bu kuruluşa ait yazılı ve sözlü basın “yandaş” olunca ortaya çıkan tablo elbette kaygı vericidir.

Bir de artık iyice seçim ortamına girdiğimiz şu zaman dilimi içinde ortaya çıkacak manzarayı tayin ve tespit elbette zor olmasa gerek.

Fakat…

Bu her şeyin sonu mu? Diğer bir deyişle ve yazının başlığı gibi “basın her şey mi?”

Şöyle gerilere bir gidelim.

1950-60 arası.

Demokrat Parti üç kez seçim kazanıyor ve tek başına iktidar oluyor.

O dönemlerde “yandaş” basın mı vardı? İyice hatırlıyorum ki, 10 günlük gazete ki, o da birkaç tane benim ilçeme geldiğinde “yeni gazete” deniyordu… Bir tek radyo vardı ve eğer hava yağmurlu ise “parazit” sebebiyle onu da dinlemek mümkün değildi.

Gelelim 1965 tarihine.

“Milli Bakiye Sistemi”ne rağmen Adalet Partisi tek başına iktidar oldu.

“Yandaş” basın mı vardı?

Yine zar zor dinlenebilen radyo.

1977 seçimleri.

Ecevit “mavi gömleği” ve “Karaoğlan” sloganı ile CHP tarihinin en yüksek oyunu alıyor... Yüzde 43.

“Yandaş” basın mı vardı?

1983 seçimleri.

Anavatan Partisi tek başına iktidar oluyor... Çok namüsait şartlara rağmen. Ayrıntılara girmiyorum.

Sadece siyah beyaz ve tek kanal TRT var.

“Seçim otobüsleri” bile yoktu. Meydanın bir köşesine tahtadan kürsü yapılır ve çok bozuk ses düzeni ile Genel Başkanlar halka hitap ederdi.

Hiç şüphesiz belirttiğim tarihlerde yine belirttiğim partiler için yazılar yazan kalemler o zaman da var.

Nasıl oldu da bu partiler seçimleri kazanıyordu?

Şöyle ki:

Öncelikle hem ülke sorunlarını iyi biliyorlardı ve hem de çözüm yollarını…

Mesajlar doğru veriliyordu ve halk da doğru algılıyordu.

Demokrat Parti “Yeter Söz Milletin” diyordu.

Adalet Partisi “Eserlere Eserler Katacağız” diyordu.

Ecevit “İnsanca Hakça Bir Düzen” diyordu.

Anavatan Partisi “Dört Eğilim” diyordu.

Sorunları da çözüm yollarını da en iyi şekilde anlatıyorlardı.

Dağ-taş. Ova-bayır, sokak-meydan demeden, yaz-kış dinlemeden bütün Türkiye’yi dolaşıp duruyorlardı.

Yani “Demir Çarık Demir Asa”.

Yani “Salı’dan Salı’ya” değil her gün halkın huzurundaydılar.

Tabii bir de hepsinin karizması vardı.

Bilgi-birikim hiç şüphesiz...

Daha onlarca sebep yazılabilir.

O halde:

Basın çok önemli ama her şey değil.

“Bütün yetkiler tek kişide olsun” diyenlerin adayı da belli kadrosu da belli… Çalışmalar da apaçık ortada.

“Parlamenter Sistem geri gelsin” diyenlerin ne adayı var ne de çalışmaları.

Bekliyorlar seçim erken mi olacak zamanında mı olacak veya yerel seçim olsun, şu olsun bu olsun, yaz gelsin güz gelsin…

“Ölme eşeğim ölme yonca biter de yersin” misali…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
NEDİM SUN 29 Mart 2018 Perşembe 16:15

BASIN 4. KUVVET DEĞİL BİRİNCİ KUVVET OLSA KAÇ YAZAR HOCAM. HİÇBİR İŞ YAPAMAYAN,BİRİLERİNİ POHPOHLAMAK İÇİN VEYA KARALAMAK İÇİN OKUR YAZAR OLMAYAN BİR BİLGİ BİRİKİM OLMAYAN İNSANLAR DAHİ BASIN MENSUBU VEYA GAZETECİ OLDUĞU ÜLKEMİZDE BASIN 1, KUVVET OLSA KAÇ YAZAR? BAKIN BİR BERBER DÜKKANI AÇMAK İÇİN USTALIK BELGESİ İSTENİYOR. ODA KAYDI,MALİYE KAYDI İSTENİYOR.....PEKİ YASAMA,YÜRÜTME VE YARGIDAN SONRA GELEN 4. KUVVET BASINDAN NE İSTENİYOR? KOCAMAN BİR HİÇ. ÇIRAKLIĞINI YAPILMADIĞIN BİR MESLEĞİN USTASI OLUNMAZ. AMA BASINDA BÖYLEMİ TABİKİ HAYIR....HİÇBİR ŞEY OLAMAYAN GAZETECİ OLUYOR. BASIN MENSUBU OLUYOR.....ŞİMDİ SORUYORUM. NAMUSUYLA BU MESLEĞİ İFA EDENLERLE ŞAHSİ ÇIKARLARI İÇİN BU İŞİ YAPANLAR AYNI KEFEYE KONUĞU SÜRECE VE DAHA ÖNEMLİSİ BİR ULUSAL GAZETE İLE YEREL GAZETE AYNI KATEGORİYE SOKULARAK YASAL SORUMLULUK YÜKLENİRKEN. PASTA ULUSALA İKRAM EDİLİR. YEREL AVCUNU YALAR. YERELDE BİR HABER YAPARSINIZ. HERKES TEPENİZE BİNER. AYNIHABERİ ULUSAL YAPAR. KİMSENİN GIKI ÇIKMAZ.... SONUÇ OLARAK BASININ HÜKMÜ ŞAHSİYENE KAVUŞMASI İÇİN HER ÖNÜNE GELEN BASINCI OLMASIN. BUNUNLA İLGİLİ YASALAR ÇIKARILSIN. GAZETECİ OLMAK İÇİN ÖNCE ÇIRAKLIK YAPILSIN KI, USTA OLUNABİLSİN. BEN DİYORUM Kİ,ÇIRAKLIĞINI YAPMADIĞIN İŞİN USTASI OLAMAZSIN....SAYGILARIMLA

Yorumu oyla      9      5  
Obi 29 Mart 2018 Perşembe 00:38

Sayın Aydın Doğan Petrol Ofisini özelleştirmeden alırken çok çok keyifli bir şekilde RTE''nin arkasında duruyordu, onu destekliyordu, gazetesini ve televizyonlarını iktidarı alkışlayan bir sürü haberle dolduruyodu. Aynı şekilde Star''ı alırken de o zamanın yandaş grubundaydı kendisi çünkü o zaman hala RTE ''demokrattı''. Kıbrıs''ı vermek için türlü programlar ve Türk halkının beynini yıkamaya çalışılmasını hiç ama hiç unutamıyorum kanal d ve Hürriyet gazetesi o zamanlar Annan Planının yılmaz bekçileriydi, Ermeni soykırımı masalını savunuyordu, Denktaş''ı ihtiyar ve hain diye niteliyordu, Ruhban okulunun açılması için de az uğraşmamıştı sayın Doğan. Özelleştirmelerden faydalanırken herşey çok iyiydi şimdi ne oldu da sayın Dopan tramvaydan atıldı acaba? (tıpkı diğer liberal ''solcu'' arkadaşları gibi. Aydın Doğan bu ülkede birçok hükümetin trenine binmiştir, lütfen biraz gözlerimizi açalım ve Aydın Doğan gibilerin mağdur değil bir tüccar olduğunu unutmayalım.

Yorumu oyla      9      5  
Bekir Bozkaya 27 Mart 2018 Salı 13:05

Yakın tarihe, kısa ,çarpıcı iyi bir yolculuk yaptırıp hafızamızı tazelediniz. Bu ülkenin nüfusu seksen milyon, gazetelerimizin toplam satışı dört bilemedim en fazla beş milyon. İnsanımızın ne kadarına ulaşıyor. O konuşulan basında sanıldığı gibi badem gözlü değil. Bahane uyduranları tespitleriniz için de ayrıca teşekkür. Yüreğinize sağlık, kaleminize bereket.

Yorumu oyla      9      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Anıt başkan'dan yeni başkanlara!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva