Taraf Gazetesi’’nin dün yayınladığı darbe planı raporu ülke gündeminde bomba etkisi yarattı. ’’‘Balyoz’’ planına ulusal medya geniş yer ayırırken, hükümetten de yanıt gecikmedi. Zamanın 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’’dan ise çelişkili açıklamalar geldi.
Taraf Gazetesi dün ’‘Fatih Camii bombalanacaktı’’ başlık haberiyle 2003 yılında yapılan darbe planına ilişkin detaylı bir rapor yayınladı. "Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan cuntasının 2003 yılındaki darbe planlarını ele geçirdik" iddiasıyla yayınlanan haber ülke gündeminde bomba etkisi yarattı.
|
|
Habere hükümet cephesinden yorum Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’’ten geldi.
Ulusal basın da ’‘Balyoz’’ iddialarını manşetlere taşıdı. Raporun detayları gazetelerin sayfalarında geniş yer tuttu. Peki neydi bu detaylar?..
|
|
ÇARŞAF, SAKAL, SUGA, ORAJ
Bu eylem planlarına göre halkın kanının akıtılmasının yanı sıra Türkiye'nin Yunanistan ile savaşa sokulması da amaçlanıyor. Çarşaf, Sakal Suga ve Oraj başlıklı eylem planlarının, 2003 yılında Birinci Ordu Komatanlığı'nın öncülüğünde Karacıların yanı sıra Hava, Deniz ve Jandarma'dan da üst rütbeli personelin katılımı ile gerçekleştirilmesini öngören beş bin sayfadan fazla belge var...
Çarşaf ve Sakal kodlu eylem planlarına göre ise darbe ortamı yaratmak amacıyla Fatih ve Beyazıt Camilerinin Cuma günü bombalanması da planlanmış. Saldırıların ayrıntılarının yer aldığı krokiler de var. Krokilere göre öfkeli kalabalığı, bombalama olayı sonrasında avluda toplamak hedefleniyor. Panik havası iki kamera ile görüntülenirken halkın öfke ile sokağa çıkması ve taşkınlık yapması öngörülüyor...
FATİH'TE 9 KİŞİLİK ÖZEL TİM
Jandarma Yüzbaşı H.T. komutasındaki 9 kişilik eylem timi, cep telefonu düzenekli patlayıcı cemaate en yakın ayakkabılığa yerleşleştirecek ve cuma namazının farzının kılınmasının ardından düğmeye basılacaktı. Bölgedeki ajanlar da provokasyon amacıyla harekete geçecekti.
EZAN ÖNCESİ KAN DÖKÜLECEKTİ
Beyazıt Camii'ne yönelik Sakal Eylem Planı'na göre tahrip düzeneği bir çantaya yerleştirilecek ve şadırvanda unutulmuş görüntüsü ile bırakılacaktı. Jandarma Binbaşı H.Ö. komutasındaki tim, bombayı yine cuma günü, ezandan 10 dakika önce patlatacaktı. Eylemde özellikle yaralı sayısının fazla olması isteniyor.
DARBE İÇİN KENDİ JETİNİZİ DÜŞÜRÜN EMRİ
Sıkıyönetim ilan edilmesini sağlamak için hazırlanan Oraj Hava Harekat Planı'nda, Ege'de uluslararası kriz çıkarmak amacıyla gerekirse bir Türk jetinin düşürülmesi yer alıyor.
AMAÇ AKP'Yİ ZORDA BIRAKMAK
ORG. İbrahim Fırtına'nın Harp Akademileri Komutanlığı sırasında hazırlanan plandan: Mümkünse bir Türk jetinin Yunan uçaklarınca düşürülmesi sağlanacak.
ÖZEL FİLO PERSONELİNE GÖREV
Planda bu gerçekleşmediği takdirde Özel Filo Personelinden bir pilotun, uygun bir yer ve uçuş sırasında kendi jetlerimizden birini düşürmesi hedefleniyordu.
HAVA MÜZESİ BASILSIN
Planın icra bölümünde 134. Filo'nun Kadıköy ve Fatih'te iki gösteri yapması hedefleniyor: Gösterilerin yapıldığı gece, cübbeli ve sarıklı grupların Hava Müzesi'ni basması sağlansın...
FIRTINA İMZALI "ÇOK GİZLİ" BELGE
Oraj Hava Harekat Planı, "Türk Hava Kuvvetleri'nin Ege Denizi'ndeki uçuşlarının sayısının arttırtmasını" ve "Türk savaş uçaklarının Yunanistan tarafından engellendiğinin ve taciz edildiğinin gündeme getirilmesini" öngörüyor.
Bu planlardan ’“ÇOK GİZLİ’” damgasını, Şubat 2003 tarihini ve Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına’’nın imzasını taşıyan Oraj Hareket Planı.
"JETİMİZİ DÜŞÜRELİM YA DA DÜŞÜRTELİM"
Oraj Hava Harekat Planı, "Türk Hava Kuvvetleri'nin Ege Denizi'ndeki uçuşlarının sayısının arttırılmasının" ve "Türk savaş uçaklarının Yunanistan tarafından engellendiğinin ve taciz edildiğinin gündeme getirilmesini" öngörüyor.
EGE'DE SAVAŞ PROVOKASYONU
Oraj'ın devamında, Türkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine getirebilecek gerilim planı şöyle ayrıntılandırılıyor:
"Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde ve özellikle Filolar da Yunan Hava Kuvvetleri'ne yönelik husumet ve gerginlik kontrollü olarak artırılacak, pilotların uçuşlarda daha agresif olmaları sağlanacaktır. Benzer olaylarda meşru müdafaa kapsamında atış dahi yapabileceği gayri resmi olarak pilotlara deklare edilecektir."
Oraj'ın "İcra" bölümünün tüyler ürpertici ikinci maddesi aynen şöyle:
"Emirle Ege uçuşları sırasında Yunan Hava Kuvvetlerine ait uçaklar taciz edilerek tahrik edilecek bir çatışma ortamı oluşturulacaktır. Mümkünse bir uçağımızın Yunan Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi sağlanacak, bu gerçekleşmediği takdirde yeniden teşkilatlandırılan ÖZEL FİLO personelinden bir pilotun uygun zaman ve yerde kolundaki uçağa atış yapmak sureti ile kendi uçağımızın düşürülmesi sağlanacaktır. Uçağın, Yunan Hava Kuvvetleri tarafından düşürüldüğü yönünde medyada haberler yaptırılarak, AKP Hükümetinin bu konudaki acizliği ortaya konulacaktır."
Planın ’“Vazife’” bölümünde aynen şöyle deniyor:
Kuvvet Komutanlığı olarak Türkiye genelinde sıkıyönetim ilan edilmesini sağlamak ve Sıkıyönetim Komutanlıklarının faaliyetlerinin başarıya ulaşmasını sağlamak maksadıyla; "Yunanistan'la gerginliği artıracak ve irtica yayınlarını tahrik ederek TSK aleyhine faaliyetlere başlamalarını sağlayacak, envanterindeki mevcut silah sistemlerim kullanarak psikolojik etki yaratarak hükümet ve TBMM üzerinde baskı kuracak, personel görevlendirmesi yaparak Sıkıyönetim Komutanlıklarına destek verecektir."
ÜLKEDE GAZETECİ KALMAYACAKTI!
Dün yayınlayıp bugün devam eden haberde raporun dikkat çekici bölümlerinden biri de darbe planı sonrası tutuklanacak gazeteciler listesi’…
Taraf gazetesi bugün Balyoz darbe Planı'nda işbirliği yapılacak ve tutuklanacak gazetecilerin listesini açıkladı.
Gazetecileri iki gruba ayıran askerler tutuklanacak 36 gazetecinin ismini sayarken 137 gazeteciden de faydalanmayı umuyor.
|
|
İşte tutuklanması düşünülen o gazeteciler: Abdullah Aymaz, Abdullah Yıldız, Abdurrahman Dilipak, Ahmet Altan, Ahmet Taşgetiren, Akif Emre, Ali Bayramoğlu, Ali İhsan Karahasanoğlu, Cengiz Çandar, Ekrem Dumanlı, Emre Aköz, Etyen Mahçupyan, Fehmi Koru, Gülay Göktürk, Haluk Örgün, Hasan Celal Güzel, Hasan Karakaya, Hidayet Karaca, Hrant Dink, Hüseyin Gülerce, Kazım Güleçyüz, Mehmet Altan, Mehmet Ocaktan, Murat Belge, Mustafa Erdoğan, Mustafa Kaplan, Mustafa Karaalioğlu, Nazlı Ilıcak, Nuh Gönültaş, Perihan Mağden, Sadık Albayrak, Serdar Arseven, Sibel Eraslan, Umur Talu, Yavuz Bahadıroğlu
'Harekat planına kamuoyu desteği sağlanmasında faydalanılacak medya mensupları" başlıklı belgede adı geçen gazetecilerin darbe planından haberdan ya da herhangi bir şekilde TSK ile ilişkili olduğu yönünde hiçbir ifade mevcut değil.
|
|
Listedeki isimlerin darbe planlayan grubun zihnindeki "muhtemel destekçiler" olduğu anlaşılıyor. Liste aynen şöyle:
Abbas Güçlü, Adnan Bulut, Ali Baransel, Ali Can Değer, Ali Kırca, Ali Sirmen, Alper Turgut Altemur Kılıç, Arslan Bulut, Ayşe Nur Bulut, Ayşe Nur Arslan, Ayşe Özgün, Baki Şehrlioğlu, Behiç Kılıç, Bekir Coşkun, Bülent Özdemir, Can Ataklı, Cem Aydın, Cüneyt Arcayürek, Coşkun Kırca, Emin Çölaşan, Enis Berberoğlu, Erdal Güven, Erdal Şafak, Erdem Arif Sürek, Ergun Ayaz, Erol Manisalı, Erol Mütercimler, Ertuğrul Özkök, Esin Dalay, Faruk Kırtay, Fatih Altaylı, Fatih Çekirge, Fikret Bila, Filiz Güler, Gül Sülün, Güler Kömürcü, Gündüz Aktan, Güneri Civaoğlu, Güngör Mengi, H. İbrahim Büyükfuran, Hakan Aygün, Haluk Şahin, Hasan Pulur, Hasan Ünal, Hayati Arıgan, Hayrullah Mahmud, Hikmet Bila, Hulki Cevizoğlu, İbrahim Yıldız, İclal Aydın, İlhan Selçuk, İlker Sarıer, İsmail Küçükkaya, İsmail Polat, İsrail K. Kumbasar, Kadri Gürsel, Kemal Yavuz, Kemal Yurteri, Kerim Can Kamal, Levent Gençelli, Leyla Umar, Mehmet Ali Kışlalı, Mehmet Faraç, Mehmet Güler, Mehmet Soysal, Mehmet Şehirli, Mehmet Tezkan, Mehmet Yakup Yılmaz, Melih Aşık, Metehan Demir, Metin Uca, Mine Kırıkkanat, Mine Şenocaklı, Muharrem Sarıkaya, Murat Çelik, Murat Demirel, Murat Yetkin, Mustafa Bağdiken, Mustafa Balbay, Mustafa Mutlu, Mümtaz Soysal, N. Oktay Apaydın, Nail Güreli, Namık Kemal Zeybek, Necati Doğru, Necdet Sevinç, Nejdet Coşkun, Nuray Başaran, Nuri Çolakoğlu, Nuri Elibol, Nuri Sefa Erdem, Oktay Ekşi, Olga Ünaydın, Orhan Birgit, Orhan Saat, Özdemir İnce, Rahmi Turan, Rıza Zelyut, Ruhat Mengi, Ruşen Çakır, Sabahattin Önbikar, Saygı Öztürk, Sedat Ergin, Sefer Darıcı, Serdar Akinan, Serhar Alaattinoğlu, Soner Yalçın, Sultan Uçar, Süheyl Batum, Süleyman Arat, Şenol Demirci, Şükran Pakkan, Şükrü Küçükşahin, Taki Doğan, Taşkın Şenol, Tayfun Devecioğlu, Taylan Sorgun, Tufan Türenç, Tuncay Özkan, Ufuk Büyükçelebi, Uğur Cebeci, Uğur Dündar, Uğur Şefkat, Ümit Özdağ, Ümit Zileli, Ünal İnanç, Yalçın Bayer, Yalçın Bel, Yaşar Nuri Öztürk, Yavuz Gökalp Yıldız, Yazgülü Aldoğan, Yılmaz Özdil, Yücel Yener, Zafer Mutlu, Zafer Tokuş, Zekeriya Beyaz, Zübeyir Kındıra...
![]() |
DOĞAN PAŞA’’DAN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR
Taraf Gazetesi’’nin ’‘şok’’ raporu sonrası Doğan Paşa da suskun kalmadı. ’“Balyoz Güvenlik Harekat Planı’”nda imzası bulunduğu öne sürülen dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, önce, ’“İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK’’nın her kademesinde elbette planları vardır’” dedi, sonra da ’“Yok böyle bir şey. Bu uydurma bir senaryoyla monte ediyorlar. Meşhur bir tabirle, kopyala ve yapıştır usulüyle’” diye konuştu.
Çetin Doğan iddialara önce internetten ardından televizyondan yanıt verdi. Camilerin bombalanacağı, uçakların düşürüleceği ve hükümete darbe yapılacağı iddialarına internet sitesine yaptığı açıklamada ’“İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK’’nın her kademesinde elbette planları vardır’” diyen Doğan, Star TV’’de ’“Yok böyle bir şey. Bu uydurma bir senaryoyla monte ediyorlar. Meşhur bir tabirle, kopyala ve yapıştır usulüyle’” dedi. Doğan ilk değerlendirmeyi www.t24.com.tr adlı internet sitesine yaptı.
İç tehdit olarak değerlendirilen bölücü ve irticai gelişmelerin emniyet ve asayiş planları çerçevesinde elbette ele alındığını kaydeden Doğan, söz konusu plan ve senaryoların Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin gereği olarak hazırlandığını ifade etti. Söz konusu planların ele alındığı harp oyunları ve seminerlere genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, ordu komutanları ve beraberlerinde getirdikleri general ve subayların ’“gözlemci’” olarak katıldığını belirten Doğan, ’“Görev nedeniyle bu komutanların katılamadığı etkinliklere mutlaka kendilerini temsilen bir üst rütbeli generalin görevlendirilmesi rutin bir uygulama’” dedi.
Doğan özetle şunları kaydetti: ’“İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK’’nın her kademesinde elbette planları vardır. Bununla ilgili olarak Gnkur. Hrk. başkanlığım döneminde İçişleri Bakanlığı ile protokol da imzalanmıştır. İç tehdit sadece bölücü tehdidi değil, irticai tehdidi de kapsar. Bu kapsamda EMASYA (Emniyet ve Asayiş) planları seminerlerde elbette ele alınmıştır. Silahlı kuvvetlerin eski bir mensubu olarak daima meşru bir zeminde bulundum. Şahsıma yönelik çirkin bir iftira kampanyasında bulunanların asıl hedeflerinin ben değil TSK olduğunu biliyorum. Halen Ergenokon savcılarını mahkemeye verdim. Dava süreci devam ettiği için bu konuya girmek istemiyorum. ’”
’‘TSK’’yı pasifize etme faaliyeti’’
Ardından Star TV Ana Haber Bülteni’’nde Uğur Dündar’’ın sorularını yanıtlayan Doğan iddialara ilişkin olarak ’“Nefretle, şiddetle kınıyorum. Böyle bir şeyi Silahlı Kuvvetler’’den düşünmek. Halkımızın kutsal saydığı mekanlara bomba atmak, Silahlı Kuvvetler’’de mevcut olanların yapabileceği hiçbir şey değil. Bu ancak ve ancak benim şahsımda, her şeyden evvel, Silahlı Kuvetleri sindirmek, pasifize etmek faaliyetidir’” dedi.
Doğan iddialara şu yanıtları verdi:
İMZA ATMADIM: Harp oyunlarımızda Silahlı Kuvvetler’’in görev yeri, kuvvet yeterliliği her kademede yapılır. Hem iç tehdit hem dış tehditler değerlendirilmiştir. Buna kolordu komutanları ordu komutanları olarak katılmıştır. Benim ordu komutanı olarak imza atmam söz konusu değildir.
DARBE İDDİALARI: Yok böyle bir şey. Bu uydurma bir senaryoyla monte ediyorlar. Meşhur bir tabirle, kopyala ve yapıştır usulüyle. Ben şunu söylüyorum, şu anda yaptığımız bütün planların, yazışmaların hepsi Silahlı Kuvvetler’’in arşivinde var. Herhalde, Silahlı Kuvvetler herhalde ihtilal yaparken, ordunun da başına geçiyorum. Bu hasta bir ruhun saplantının eseri. Darbeye her zaman karşı olmuşumdur. Çünkü darbeler, siyasete susamış, başa geçme olanağı bulamamış insanların iyi niyetli askerleri, subayları kullandıkları kendi emellerine hizmet eder. Demokratik mücadelemi son nefesimi verinceye kadar devam ettireceğim.
FATİH CAMİİ’’NE BOMBA VE UÇAK DÜŞÜRÜLMESİ: TSK, vatandaşının kutsal saydığı kutsal mekanlara saldırıda bulunması, uçağı düşürmesi... Böyle bir plan olmasına imkan yok. Alçakça Türk ordusunun uçağını düşürmek, kutsal bir mekanı bombalamak gibi, hıyanetlik ancak onu yazanların bu senaryoyu yazanların kafası...
’‘Sıkışınca Ergenekon kullanılıyor’’
Emekli Orgeneral Çetin Doğan, 1 ay önce Maya dergisinde yayınlanan röportajında, Tokat Reşadiye ve Bingöl’’de 33 askerin şehit edilmesinin Ergenekon ile ilintilendirilmesini ’“iğrenç bulduğu’”nu söylemişti. Doğan özetle şunları anlatmıştı:
’“AKP iktidarda kaldığı sürece ’‘zıvanadan çıkan Türkiye’’yi siyasal, ekonomik ve sosyal açıdan rayına oturtmak’’ ümitsiz bir vaka olarak görülüyor. Halkın algılama yetisinin azaltılmasının evrensel reçetesi dozunda afyon kullanmak, gündemi değiştirmek, korku salmaktır. Kutsal günlerde aşevi açmak, kömür ve erzak dağıtmak, bu kapsamdaki yeni buluş ve uygulamalardır... Diğer taraftan halkımızın bir bölümünün, Sayın Başbakan’’ın Führer misali ’‘Dediği dedik, çaldığı düdük’’ duruşundan pek hoşlandığı, söylevleri ve anlattığı masallarla kan şekerleri düşerek tatlı rüyalara daldıkları görülmektedir... Ergenekon örgütünün varlığı henüz kanıtlanmamış olmakla beraber, ülkemizde belli çevrelerin günah keçisi olduğu, iktidarın elinin sıkıştığı zamanlarda spekülatif yeni bir iddia üretilerek, ülke gündemine oturtulduğu görülmektedir.’”










