EGEDESONSÖZ – Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yürütme Kurulu üyesi Zafer Mutluer, SONSÖZ TV’de önemli açıklamalarda bulundu.

Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularına yanıt veren Mutluer, bu dönemde odaların belediye başkanlarıyla iletişiminde bir kopukluk olduğunu söyledi.

Kamu mülklerinin sürekli satılmasından duydukları rahatsızlığı dile getiren Zafer Mutluer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ve ilçe belediye başkanlarıyla aralarındaki iletişimi şu sözlerle özetledi:

“Yerel seçimlerden bu yana neredeyse bir yıl geçti. Başkanlık görevine seçilen yeni yöneticiler, belediyenin organizasyonuyla, yapısıyla uğraşıyor. Büyükşehir’in kendi içine odaklandığı bir dönemden geçtiğini görüyoruz. Yeni daire başkanlıkları kuruldu. Böyle bir yoğunlaşma içerisinde Büyükşehir ve ilçe belediyelerin, Oda’larla sağlıklı temas kuramadıklarını düşünüyorum. Bu süreçte biraz daha kopuk, iletişimin daha zayıf olduğu bir süreçten geçiyoruz, belediye başkanları düzeyinde… Mesleğimizle ilgili daire başkanlıkları ve birimlerle ilgili iletişimizde bir sıkıntı yok, onlarla görüşüyoruz”

BAKANLIĞIN SİTESİ EMLAK OFİSİ GİBİ
Belediyelerin ve kamu kurumlarının son dönemde gayrimenkul satışlarını arttırmasını yorumlayan Mutluer, “Ülkede maalesef ekonomik zorluklar her zaman gerekçe gösterilerek, kamu mülkleri satılıyor. Oysa kamu mülkleri, kamusal hizmetler için, kentsel politikalar için kullanılabilecek alanlardır. Sonra tekrar geri alamayacağınız alanlar! Var olanın korunması gerekiyor. Merkezi idarenin de yerel yönetimlerin de ilk başvurdukları şey, yer satmak! Bakanlığın sitesine girdiğinizde, imar planının askısına bakın, pat diye önünüze satış ilanları çıkıyor. Emlak ofisi gibi bakanlığın sitesi! Böyle bir şey olabilir mi? Bu alanlar mutlaka korunmalı, satılmamalı” dedi.

KENTE DAİR BİR SORUN VARSA, ESKİ ARKADAŞLARIMIZA RAHATÇA İLETEBİLİYORUZ

Bazı dönemlerde meslek odalarında yöneticilik yapmış, bugün belediye başkanı ve başkan yardımcısı gibi konumlarda bulunan isimlerle ilişkileri hakkında Mutluer’den şu yorum geldi:

“Birlikte çalışma yürüttüğümüz arkadaşlarımızın belediyede görev almaları, başka insanların görev almasıyla benzer bir durum. Fakat bir sorun gördüğümüzde, geçmişte birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımıza  çok daha rahat bir şekilde aktarabildiğimizi söyleyebilirim. Ancak başkanlar, hangi partiden olurlarsa olsunlar, partilerinin politikalarını da yerine getirmek zorundalar. Bugün topyekun merkezi idarenin kurumlarının da yerel yönetimlerin de çok kamucu bir zeminde olmadıkları aşikardır. Bütün bu handikaplı düzenin içerisinde bir şeyler yapmaya çalışanlar da var sonuçta… Bu handikaplı yapının var olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor. Bu anlayışı ülke genelinde topyekun değiştirmek gerekir. Bir zamanlar Oda’larda birlikte çalıştığımız belediye başkanı arkadaşlarımızın bu değişime katkısı olur mu, olmaz mı, göreceğiz. Şunu tekrar söylemek istiyorum; kente dair bir sorun gördüğümüzde, daha rahat aktarabildiğimiz tablo var.”

 İLLER BANKASI İLE YAPILAN PAZARLIĞI GÖRÜYORUZ, UYARIYORUZ

Zafer Mutluer, yıkılan Buca Cezaevi alanıyla ilgili devam eden süreçle ilgili olarak şu görüşlere yer verdi:

“İzmir için çok önemli bir başka kamusal alan, eski Buca Cezaevi alanı… Orada kazanılmış bir süreç var. Bildiğiniz gibi cezaevi, 2022 yılında apar topar yıkıldı. Yıkımdan sonra ne yapılacağı hiç tartıştırılmadan yıkım gerçekleştirildi. Yıkım bittiğinde de önümüze bir plan bırakıldı. Gördük ki plan yetkisini Bakanlık kendisi almış, rezerv alan ilan ederek… Mülkiyeti de İller Bankası’na devretmiş. İmar planı, nüfus yoğunluğu getiren, küçük bir yeşil alanın olduğu alanda yaklaşık 1500 kişiyi barındıracak bir projeye dönüşen bir plandı. Bu plana davalar açıldı, meslek odaları, STK’lar ve vatandaşlar tarafından… Büyükşehir ayrıca rezerv yapı alanı ile ilgili de dava açtı. Büyükşehir davayı kazandı ve plan yetkisini aldı ve orasını direkt rekreasyon alanına dönüştürdü. Büyükşehir’in artık burasını rekreasyon alanı olarak hayata geçirmesi gerekiyor ama bir problem var. Alelacele İller Bankası’na yapılan devrin de tartışılması ve çözüme kavuşturulması gerekiyor. İller Bankası’ndan mülkiyet devrine zemin olan koşullar, şu an ortada yok. Rezerv alan değil çünkü… Oradaki mülkiyet İzmir halkınındır, Bucalılarındır. Bu alanın korunması, İzmirlilere açılması gerekiyor.

İller bankası ile pazarlık yapıldığını görüyoruz. Söz konusu alanın bir kısmının konut alanı olarak değerlendirilmesi, bir kısmının da yeşil alan olarak kalması öngörülüyor. Şehir Plancıları Odası olarak bizim böyle bir planlamayı kabul etmemizin mümkünatı yok. Bu, öyle ya da böyle, Bakanlığın getirdiği bir plandır. Bakanlığın yaptığı planın, bir benzeridir. Böyle bir şeye sıcak bakmayacağımızı söylemek isterim.”

ZORLU GÖKDELENİ İÇİN BİZE “DAVA AÇMA EHLİYETİNİZ YOK” DENDİ
Şehir Plancıları Odası’nın Zorlu Gökdeleni ile ilgili başlattığı hukuki süreçte bir sonuca ulaşıldığını belirten Zafer Mutluer, “Orası için verilen en son tadilat ruhsatının, mevzuata aykırı olduğunu söylemiştik. Alınan ilk ruhsatın ardından iki yıldan fazla süre geçmişti ve ruhsatın alınmasından itibaren 2 yıl için başlanmayan inşaatta yeni bir ruhsat almayı gerektiriyor. Dolayısıyla aldığınız ruhsat ölü ruhsat haline geliyor. Mahkeme, açılan davalarda doğrudan mülkiyet ilişkisi arıyor. O parselin komşusu değilseniz, o ruhsattan etkilenmiyorsanız, o zaman sizin dava açma ehliyetiniz yok, diyor mahkeme… Dolayısıyla Şehir Plancıları Odası da Mimarlar Odası da bu nedenle ruhsatlara dava açamıyor. Bilirkişi raporunda Odamızın dava gerekçesi haklı bulundu. Bilirkişi raporunda da ruhsatın iptal edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Fakat mahkeme, esastan bir karar almadı bu konuyla ilgili olarak… Bu durumu belediyeye de iletmiştik; bakın dedik, bilirkişi raporuyla da bu görüşümüz tescil edildi, gerekli işlemleri yapın! Bugünkü yönetim, bir irade göstererek söz konusu yerin ruhsatını iptal etti” dedi.

BUCA’DA RANTIN ÇOK FAZLA TARTIŞILDIĞI BİR DÖNEM YAŞIYORUZ

Buca Şahintepe’de bulunan Buca Fırıncılar Toplu İşyeri planlarına Şehir Plancıları Odası olarak yaptıkları itirazla ilgili değerlendirmelerde bulunan Zafer Mutluer, Buca’nın, rantın çok fazla tartışıldığı bir ilçe haline geldiğini öne sürdü:

“Bu alan, 2019 yılında da gündeme gelmişti. Belediye hizmet alanı olan bir yer. Zaten geçmişte alanın kooperatife devriyle ilgili de problemler var. Belediye hizmet alanı kullanımı adı altında toplu işyeri tarif etmek, mümkün değildir. Belediye hizmet alanı ve kamu elinde olması gereken mülkün, devredildiğini görüyoruz. Burada bir rant elde edilebilirliği anlaşılmış ki, bu alanda konut ticaret kullanımı kararı meclisten geçirilmeye çalışılıyor. Ancak üst ölçekli planda bu alan kamusal alandır. Dolayısıyla burasıyla ilgili plan, birçok açıdan kabul edilemeyecek bir plandır. İtiraz ettik ama itiraz hakkı da gasp edildi. Belediyelerin itiraza 30 gün içerisinde yanıt vermesi gerekiyor. Ancak bir konunun meclise gelmesi, komisyona havalesi, değerlendirmenin yapılıp oylama noktasına gelinmesi, 30 gün içerisinde mümkün olmuyor. Doğal olarak yaptığımız itirazlar reddediliyor. Nitekim son komisyonda da reddedildi. Buca’da rantın çok fazla tartışıldığı bir dönem yaşıyoruz. Gündeme gelen konular var, gündeme gelecek olan konular var. Buca’da yine tartışmalı olan bir ruhsatla ilgili itirazlarımız, Büyükşehir tarafından dikkate alındı, bir adım attı ve ruhsatın iptaline dönük sürece girildi. 6 kat imarlı olduğu halde 15 kat izni verilen yerden bahsediyorum. Özelleştirme İdaresi’nin sattığı, imar planlarıyla birlikte kamusal alanları kaldırarak konut ve ticari alan fonksiyonu yüklediği, bir yandan hükümetin elverdiği, diğer yandan Buca Belediyesi’nin plan kararlarına aykırı ruhsat düzenlemesi yaptığı bir alan burası. Bir çok açıdan problemli bir alan. Oradaki inşaat devam ederken, satış ilanlarına baktığınızda, orası bir konut projesi ve kullanım alanı ticari! Muhtemelen ruhsatı ofis olarak veriyorlar ama konut olarak satışları gerçekleştiriyorlar. Bu da çok ciddi bir problemdir. Büyükşehir Belediyesi, yazılarımızı dikkate aldı ve ruhsatın iptalini gerçekleştirdi. Umuyoruz bu benzer konularda aynı tutumunu sürdürür Büyükşehir Belediyesi… Bu açıdan çok memnun olduğumuzu söyleyebilirim.”