EGEDESONSÖZ – İzmir'de geçtiğimiz yaz aylarında özellikle Karşıyaka ve Bayraklı'yı etkileyen yoğun yangınlar yaşandı. Günler boyu süren yangınlardan sonra ormanlık alanlarda zarar meydana geldi.
Yangınların ardından İzmir'in Bayraklı ilçesinde bulunan bazı ormanlık alanlar, Cumhurbaşkanı Kararı ile birlikte orman sınırları içerisinden çıkartıldı. Karar ise tepkilere yol açtı. Kararla ilgili açıklama yapan TEMA 90 hektarlık alanında imara açıldığını ve bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu dile getirdi.
Karara karşı Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği, Av. Arif Ali Cangı, İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Tunç Soyer, Av. Senih Özay ve bazı vatandaşlar iptal davası açtı.
Açılan dava sonra dosyayı inceleyen Danıştay Sekizinci Dairesi, bölgede bilirkişi incelemesine karar verdi. Ancak mahkeme, keşif ve bilirkişi incelemesi için 180 bin TL para talep etti. Karar, davacılara tebliğ edildi. Kararda miktarın yatırılmaması durumunda dosya üzerinden karar verileceği belirtildi.
Talep edilen 180 bin TL’lik bilirkişi ücreti ile ilgili önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer sosyal medya hesaplarından açıklama yaptı.
Soyer’in açıklaması şu şekilde:
Adalete erişim sadece zenginlere tanınan bir hak değildir.
180.000 TL keşif ücreti adalete erişimin önünde duvardır. Paran yoksa hakkın da yok demektir…
Ağustos ayında İzmir’de hepimizi üzen bir orman yangını yaşamıştık. Daha yangının üzerinden 15 gün geçmişti ki “yangından mal kaçırırcasına” 31 Ağustos 2024 tarihinde, Cumhurbaşkanı Kararı ile Bayraklı’da bir bölümü yangın alanı, toplam 375 hektarlık alan orman sınırı dışına çıkarılmak istenmişti. Sivil toplum kuruluşları ve İzmirliler olarak bu karara dava açmıştık.
Geçtiğimiz günlerde mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yapılacağını tarafımıza tebliğ etti. Davanın sağlıklı, adil ilerleyebilmesi için bir gereklilik olan bu keşif ve bilirkişi incelemesi için tarafımızdan talep edilen tutar: “180.000 TL”. Bu fahiş tutarı vatandaşların ödemesi mümkün değildir.
Bu ne anlama geliyor?
Bilirkişi ücretlerinin fahişliği, özellikle bireylerin veya sivil toplum kuruluşlarının devletle veya büyük sermayeyle karşı karşıya kaldığı davalarda yargıya erişim hakkını fiilen yok ediyor.
Asgari ücretli çalışan bir kişinin 9 aylık emeği bilirkişi ücreti olarak talep ediliyor. Yani bir ormanı savunmak için çok paranız olması gerekiyor.
Kamu yararını gözeten yurttaşlar, bu fahiş maliyetler yüzünden hakkını arayamıyor. Bir insan hakkı olan adalete erişim kısıtlanıyor.
Ormanları korumak Devletin sorumluluğundayken ormanları talan etmeye kalkışanlar değil, onları korumaya çalışanlar cezalandırılıyor.
Bu mesele yalnızca teknik bir hukuk sorun değil; aynı zamanda adaletin erişebilirliğine, eşitliğin önüne konulmuş bir engeldir.
Bu dava hepimizin ortak yaşam alanlarının, çocuklarımıza bırakacağımız doğanın davasıdır. Kamu yararını gözeten kişi ve kuruluşların, yaşam hakkını savunanların önüne hak aramayı imkânsız kılan maddi engeller konulması kabul edilemez.