Metehan UD/ EGEDESONSÖZ - Sayıştay, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılına ilişkin düzenlilik denetim raporunu yayımladı. Rapora göre, İZSU 2024 yılında 4 milyar 355 milyon TL zarar etti. Denetim raporunda, kamu kaynaklarının etkin kullanılmaması, mevzuata aykırı alım ve uygulamalar ile çevre ve personel yönetimindeki eksiklikler dikkat çekti.
KONTROLSÜZ İMALATLAR VE İHALE USULSÜZLÜKLER
Raporda yer alan birinci bulguya göre, İZSU’nun yapım işlerinde görevli kontrol personelinin imalat sahalarında bulunmadan çalışmaların yürütüldüğü tespit edildi.
Raporda “Mevzuatta belirtilen hükümlerden de anlaşılacağı üzere İdarenin yapım işlerinin kontrol görevlilerinin nezaretinde uygulanacağı belirtilmiş olmasına rağmen yerinde yapılan denetimlerde İdarenin yapım işlerinde kontrol görevlilerinin imalat sahasında bulunmadığı zamanlarda da yüklenici tarafından imalatların icra edildiği tespit edilmiştir. Bu durum İdarenin yapım işlerinde imalatın tamamen yüklenici inisiyatifine göre uygulanmasına sebep olmaktadır. Sonuç olarak İdarenin yapım işlerinde kontrol görevlilerinin imalatın başında bulunması mevzuatta belirtildiği üzere zorunlu olup bu görevliler nezaretinde imalatların yapılması gerekmektedir” ifadeleri yer aldı.
Raporda İZSU’nun bazı mal ve hizmet alımlarını parasal limitlerin altında kalacak şekilde parçalara bölerek doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirdiği de belirtildi. Bu uygulamanın 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na aykırı olduğu vurgulandı.
Raporda şu ifadeler yer aldı:
Yapılan incelemede; İdarenin benzer nitelikte ve yakın tarihlerde ortaya çıkan ihtiyaçlarını karşılamak için yapmış olduğu malzeme alımları, araç tamir ve bakım hizmet alımları gibi bazı mal ile hizmet alımlarını kısımlara bölerek 4734 sayılı Kanun’un 22’ nci maddesinin (d) bendine göre doğrudan teminle yaptığı tespit edilmiştir. İdarenin aynı nitelikteki mal ve hizmet ihtiyaçlarını kısımlara bölerek doğrudan temin ile aynı yükleniciden karşılaması; rekabet ortamının sağlıklı şekilde oluşmamasına ve temel ihale usullerinin uygulanmasından sağlanacak faydadan mahrum kalınmasına neden olacağından, ihtiyaçların parasal limitlerin altında kalacak şekilde parçalara bölünerek doğrudan temin ile karşılanması yerine, temel ihale usulleri ile temin edilmesi gerekmektedir.
İŞÇİLERİN İZİN VE FAZLA MESAİ HAKLARI İHLAL EDİLDİ
Sayıştay raporunda, İZSU’da çalışan işçilerin yıllık izinlerini mevzuata uygun şekilde kullanmadıkları belirtildi. İşçilerin emeklilik sürecinde toplu izin ücretlerinin ödenmesinin, kuruma ek mali yük oluşturduğu ifade edildi. Ayrıca, bazı işçilere yılda 270 saatin üzerinde fazla mesai yaptırıldığı da tespit edildi. Bu durumun, 4857 sayılı İş Kanunu’na aykırı olduğu kaydedildi.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDE EŞİTLİK VE LİYAKAT İHLALİ
Denetim raporuna göre, İZSU ile yetkili sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmelerinde eşit davranma ve liyakat ilkeleriyle bağdaşmayan hükümler yer aldı.
Raporda, şoför olarak görev yapan personelin trafik suçu işlemesi durumunda başka bir göreve atanmasına imkan tanıyan maddenin “eşit davranma ilkesine aykırı” olduğu, ayrıca personelin vefatı halinde birinci derece yakınlarına işe alımda öncelik verilmesini öngören maddenin liyakat ilkesini ihlal ettiği belirtildi.
ARITMA TESİSLERİNDE ÇEVRE MEVZUATINA AYKIRILIKLAR
Sayıştay’ın en dikkat çeken tespitlerinden biri, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi ile ilgili oldu. Raporda, tesisin mevcut kapasitesinin tesise gelen atık suyu arıtmaya yetmediği ve bu nedenle arıtılmamış atık suların İzmir Körfezi’ne deşarj edildiği kaydedildi.
Tesisin çevre izni veya geçici faaliyet belgesi bulunmaması nedeniyle idari para cezası uygulandığı belirtildi. Ayrıca, İzmir genelindeki arıtma tesislerinden çıkan çamurların yirmi yıl boyunca Çiğli AAT arazisinde depolandığı ve bunun şehir genelinde koku ve çevre kirliliğine yol açtığı ifade edildi. Söz konusu çamur stokunun 2,5 milyon metreküpe ulaştığı bildirildi.
Raporda şu bulgular yer aldı:
- İdarenin atık su artıma tesislerinin veri aktarımları incelendiğinde bazı atıksu arıtma tesislerinin yıl içinde bakım, bozulma veya iletim sistemi intenet sorunu gibi sorunlar sebebiyle belirli aylar verilerin hiç aktarım yapılamadığı, bazı aylar ise %80’in altında veri gönderimi yapıldığı tespit edilmiştir. Mezkur Tebliğ’in İl Müdürlüğü’nün görev ve yetkileri başlıklı 6’ncı maddesinde SAİS(Sürekli Atıksu İzleme Sistemleri)’te her türlü yerinde inceleme, denetim yapma ve yaptırım uygulamaya yetkili olduğu belirtilmiş olup bu madde hükmü gereği söz konusu tesislere İdari para cezası kesme yetkisine sahiptir. Bu kapsamda İdarenin atıksu arıtma tesislerini bu Tebliğ hükümlerine göre çalıştırması ve SAİS’e verilerinin düzenli bir şekilde ve oranda aktarımının yapılması gerekmektedir.
- Kapasitesinden fazla atık suyun tesise iletilmesi sebebiyle atık suyun deşarj standartlarında belirtilen kalite sağlanmadan denize deşarj edildiği görülmüştür İdarenin söz konusu arıtma tesisinin kapasite artışı olan 4’üncü faz inşaatı 2014 yılında başlamış olup bu tarihten itibaren söz konusu tesis tamamlanamamış ve inşaatı halen devam etmektedir. İzmir İlinin metropol sınırları içindeki tüm atık suyun gönderildiği tesisin kapasitesi tesise gelen atık suyun deşarj standartlarını sağlayamamaktadır. Bu sebeple söz konusu tesise de ilgili Bakanlık tarafından idari para cezalarının uygulandığı da tespit edilmiştir. Kamu İdaresinin cevabında söz konusu hususlarla ilgili gerekli yatırımların icra aşamasında olduğu ve yapılan yatırımların sonuçlanması halinde arıtma tesisinin deşarj standartlarını sağlayarak hizmet vereceği belirtilmiştir. Bu çerçevede İdare tarafından söz konusu tesisin arıtma kapasitesinin tesise gelen atık suyun karşılayacak şekilde arttırılması gerekmekte olup atık suyun deşarj standartları sağlanmadan körfeze deşarj edilmesi engellenmesi İzmir Körfezinin kirliliğinin azaltılmasında katkı sağlayacaktır.
- Yapılan incelemelerde, söz konusu tesisin geçici faaliyet belgesi veya çevre izni bulunmadığı ve bu sebeple Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından ceza kesildiği görülmüştür. 19.10.2022 tarih ve E.4677100 sayılı İdari Yaptırım Tutanağında; “Bakanlıkça yapılan denetimlerde Arıtma tesisinin faaliyette olduğu, işletmede oluşan proses atık suların arıtma sonrası İzmir Körfezi’ne deşarj edildiği görülmüş olup işletmenin Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında atıksu deşarjı konulu Çevre İzin ve/veya Geçici Faaliyet Belgesinin ibraz edilemediği yapılan incelemede de işletmeye ait Çevre İzin ve/veya Geçici Faaliyet Belgesinin bulunmadığı tespit edilmiştir.” ifadeleri yer almaktadır. Sonuç olarak, İdare tarafından söz konusu tesisin faaliyette bulunması adına gerekli izinlerin alınarak İl Müdürlüğü tarafından yapılacak denetimlerde ceza sonucunu doğuracak eksikliklerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
- İdare tarafından yirmi yıl boyunca Çiğli AAT arazisinin körfez kenarında depolandığı ve depolanan bu arıtma çamurlarının şehirde koku sorunu yarattığı tespit edilmiştir. Uzun yıllardır İzmir’in tüm arıtma tesislerinden çıkan 2.500.000 metreküp çamurların bu sahalarda biriktirildiği ve il genelinde kötü kokuya sebep olduğu gerek İdare yetkililerince yapılan görüşmelerden gerek yapılan çalışmalardan çıkan sonuçlarla tespit edilmiştir. Bu boyutlardaki çamur stok sahasının rehabilite edilmesi ve çamurun bertarafı için İdarenin çok yüksek maliyetlere katlanacağı da düşünüldüğünde yıllardır plansız olarak stok sahasında çamur birikiminin yapılması, İdare bütçesine büyük bir maliyet olarak yükletilmiştir. 2022 yılı ortalarından itibaren İdare tarafından arıtma tesislerinden çıkan yeni çamurların bu sahalara nakledilmemesine ve arıtma çamurunun GFB( Geçici Faaliyet Belgesi) veya Çevre İzin ve Lisans Belgesi bulunan atık işleme tesislerine (atık yakma ve beraber yakma, düzenli depolama, atıktan türetilmiş yakıt hazırlama, çamur kurutma vb.) gönderilmesine karar verilmiştir. Böylece Çiğli AAT bölgesindeki çamur stokunun artışı engellenmiştir. Sonuç olarak, Çiğli AAT çamur stok sahasının üzerinde bulunan 2.500.000 m³ çamurun rehabilite edilmesi ve İzmir il genelinde yarattığı kötü koku sorununun ortadan kaldırılması gerekmekte olup sonraki süreçte İdarenin arıtma tesislerinden çıkan çamurlarının çamur bertaraf tesislerinde bertaraf edilmesi yöntemine devam etmesi ve İzmir Körfezinin kıyısında Çiğli AAT arazisinde çamur depolaması yapılmaması gerekmektedir
- İdarenin yetki ve işletiminde olan atık su arıtma tesislerine Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde belirtilen deşarj limitlerinin üzerinde atık su salınması sebebiyle Bakanlık tarafından ceza kesildiği tespit edilmiştir. Bakanlık birimleri tarafından yapılan denetimler sonucunda söz konusu Yönetmelik hükümlerine aykırılıklar tespit edilmiş ve deşarj limitlerinin aşılması sebebiyle cezaların kesildiği görülmüştür. Sonuç olarak İdare tarafından bu atık su arıtma tesislerinin çalışmasında mevzuatta belirtilen sınırlara ulaşması su kirliliğinin önlenmesi açısından görevleri bulunan İdare için elzem olup bu kapsamda çalışmaların başlatılması gerekmektedir. Bununla birlikte mahalli bir bölgede hizmet sunmak amacıyla bütçe oluşturan İdarenin bu şekilde bütçeye yük oluşturması engellenmelidir
ARAÇLAR KULLANILMADI
Raporda, İZSU’nun envanterinde çalışır durumda yüzlerce hizmet aracı bulunmasına rağmen, bu araçların sahada kullanılmayıp benzer nitelikteki araçların dışarıdan kiralandığı tespit edildi Sayıştay, bu uygulamanın “kamu kaynaklarının etkin kullanılmadığını gösterdiğini” belirtti.
Raporda “Kurum envanterinde çalışır vaziyette olan iş kamyonlarının sahada kullanılmadığı halde aynı özelliklerdeki taşıtların üçüncü şahıslardan kiralandığı tespit edilmiştir İdarenin mülkiyetinde 126 adet damperli kamyon, 20 adet vinçli kamyon, 18 adet su tankeri, 24 adet kurtarıcı monteli kamyon, 41 adet vidanjör, 47 adet kombine kanal açma ekipmanlı aracı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu araçların aylık çalışma km’si incelendiğinde araçların bir kısmının çalıştırılmadığını, çalışan araçların da yapmış olduğu günlük km ortalamalarının çok düşük olduğu aylık olarak pursantajlardan tespit edilmiştir. İdare tarafından mülkiyetinde bulunan araçların 2023 yılına göre kullanımlarında artış olmuş olsa da özellikle vidanjör ile kanal açma ve temizleme araçlarının hemen hemen hiç çalıştırılmadığı ayrıca diğer araçlarında günlük kilometreleri incelendiğinde yine ortalama olarak çok düşük kaldığı tespit edilmiştir. Buna rağmen İdare tarafından bu araçların sahada vereceği hizmetler için üçüncü şahıslardan bu araçlara benzer araçların kiralandığı görülmüştür. mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere İdarenin mevcut hizmet araçları bulunmasına rağmen mülkiyetinde bulunan araçlarıyla aynı teknik özelliklere sahip hizmet araçlarının ihale yöntemiyle tedarik etmesi kamu kaynaklarının kötüye kullanıldığını göstermektedir. Sonuç olarak kamu kaynağı kullanan İdarenin ve bu yetkiyi kullananların kamu kaynaklarını etkili kullanımından sorumlu olduğu düşünüldüğünde bir hizmet alımında şartnamelerinin hükümlerini bu doğrultuda gözden geçirilerek belirlenmesi ve uygulanması gerekmektedir
EKSİK KATIK BEDELLERİ
Denetimde ayrıca bazı abonelerin sayaçlarının her ay düzenli okunmadığı, bu nedenle katı atık bertaraf bedellerinin eksik tahakkuk ettirildiği tespit edildi. Sayıştay, bu durumun hem ilçe belediyelerinin gelirlerini azalttığını hem de İZSU sisteminde yazılımsal eksiklikler bulunduğunu ortaya koydu.
KAÇAK YAPILAR YIKILMADI
Raporda yer alan bir diğer tespit ise baraj havzalarındaki kaçak yapılara ilişkindi. Tahtalı, Ürkmez ve Mordoğan göletlerinde tespit edilen 600’e yakın kaçak yapının yıkım kararlarının uygulanmadığı ifade edildi.
Raporda şu ifadeler yer aldı:
Mutlak, kısa ve dere mutlak koruma alanında kalan yapılar ise bu alanlarda yapı yasağı bulunması nedeniyle İZSU Yönetim Kurulu tarafından alınan yıkım kararı sonrasında yıkım programına alınmaktadır. Yapılan inceleme sonucunda mutlak, kısa ve dere mutlak koruma alanlarında kalan; Tahtalı Barajında 585, Ürkmez Barajında 8, Mordoğan Göletinde ise 11 kaçak yapının hukuki süreçleri tamamlanmasına rağmen gerekli yaptırımların uygulanmadığı görülmüştür. Belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde kaçak yapılarla ilgili mevzuatta belirtilen yaptırımların uygulanması gerekmektedir.




