İSTANBUL - MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'in ifadeye çağırılmasına kadar uzanan süreçte MİT ile PKK arasında devletin bilgisi olmadan bir takım taahhütlerde bulunulduğu, MİT'in önceden bilmesine rağmen PKK'nın eylemlerine engel olmadığı öne sürüldü.
Savcı MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ifadeye çağırdı
Emre Uslu: MİT'çiler il sorumlusu oldu
İstanbul Emniyeti'nde deprem
İşte bugünkü gazetelerin manşetleri
İşte bugünkü gazetelerin manşetleri
Hakan Fidan ifade vermeye gidecek mi?
Edinilen bilgiye göre, PKK'nın şehir yapılanması olarak bilinen KCK'ya yönelik soruşturma kapsamında gerek İstanbul'da gerekse Diyarbakır'da MİT'in PKK'yla yaptığı görüşmelere ilişkin deliller bulunduğu öne sürüldü.
Edinilen bilgiye göre, PKK'nın şehir yapılanması olarak bilinen KCK'ya yönelik soruşturma kapsamında gerek İstanbul'da gerekse Diyarbakır'da MİT'in PKK'yla yaptığı görüşmelere ilişkin deliller bulunduğu öne sürüldü.
BDP'de MİT'in ses kaydı
İddiaya göre; PKK/KCK soruşturması kapsamında 13 kişinin tutuklandığı 13 Ocak 2012'de gerçekleştirilen operasyonda BDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda yapılan aramalarda; MİT heyeti ile kırmızı bültenle aranan terör örgütü yöneticileri arasında yapılan ve Oslo görüşmelerini tamamlayıcı nitelikte olduğu öne sürülen toplantılara ait 12 adet ses kaydı, Öcalan'ın KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı'na yazdığı 6'sı el yazısı olmak üzere 19 doküman bulundu.
Ele geçirilen belgelere göre, MİT heyetinin istihbarat toplama ve bilgi edinme görevinin dışında örgütün yönetilmesine aracılık etme ve örgütün yönetilmesine olanak sağladığı iddia edildi. Silahlı faaliyet yürütmesi en baştan beri öngörülen KCK yapılanmasının MİT heyetinin gözetiminde tamamlandığı ileri sürüldü.
İddiaya göre, MİT gerek doğrudan temaslarında gerekse örgüt içindeki ajanları aracılığıyla elde ettiği saldırı ve eylem talimatlarının önlenmesi ve engellenmesine yönelik harekete geçmedi. MİT'in eylem talimatlarını, yerine getirecek olan Kandil ve kırsal kadrolara iletilmesine aracı olduğu, MİT'in istihbarat toplama vazifesini aştığı ileri sürüldü. Operasyonlarda yeni Anayasa'da Özerk Kürdistan'a imkan tanınması, Öcalan'ın önce ev hapsine ardından özgürlüğüne kavuşması, PKK'nın özerk Kürdistan'da polis gücü olarak kullanılması, Birleşmiş Milletler veya NATO'nun bölgeye müdahalesini de içeren mutabakat metinlerine ulaşıldığı öğrenildi.
Kuryelik iddiası
Öcalan'ın terör örgütünün Avrupa ve kırsal kadrolarıyla iletişiminde, avukatların cezaevinden Öcalan'ın kaleme aldığı mektupları çıkaramadığı için bunu MİT heyeti üstünden sağladığı, MİT'in Öcalan'ın 6 Temmuz 2011'deki 'KCK Yürütme Konseyi Başkanlığına' başlıklı el yazısı mektubu da Avrupa kadrolarına ulaştırdığı iddia edildi. Öcalan'ın görüşme notlarında birçok defa MİT heyetiyle görüştüğünü, mektup trafiği yaşandığını açıkladığı da belirtildi. 'PKK-MİT Oslo görüşmeleri'ne dair ses kayıtları da deliller arasında yer aldı. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'in kayıtlarda Öcalan ile Avrupa'daki örgüt yöneticileri arasında mektup iletişimini yürüteceğini söylediği tespit edildi. Ses kayıtlarında; MİT heyetinin İmralı'ya gittiklerinde ilk olarak örgüt tarafından hazırlanan notu Öcalan'a verdikleri, hiç ses çıkarmadan okumasını bekledikleri, Öcalan'ın notu 1.5 saat boyunca okuduğu, ardından cevabını mektubun arkasına yazdığı, bunun da 45 dakika sürdüğü, kısa yazmasını istedikleri, İmralı ile böyle bir kanal kurulmasının büyük bir fırsat olduğunun söylendiği öne sürüldü. Kayıtlarda Afet Güneş'in, mektup trafiğinin hukuksuz olduğunu söylediği de iddia edildi.
Gizli tanık Bahar anlattı
Soruşturmada bir gizli tanık da yer aldı. MİT heyetinin bir taraftan hükümet adına bu görüşmeleri sürdürürken öte yandan da hükümeti zor durumda bırakacak provokasyonların ortaya çıkmasını sağladığı öne sürülürken gizli tanık Bahar, bunu şu ifadelerle anlattı: 'Habur olayını organize edenlerle Öcalan'la görüşenler aynı kişilerdir ve Habur hükümete karşı bir operasyon gibi planlanmıştır.' MİT heyetinin örgüte ulaştırdığı Öcalan'ın yazdığı bir mektup üzerine 14 Temmuz 2011'de DTK tarafından demokratik özerklik ilan edildiği öne sürülürken MİT heyetinin özerklik ilanından haberdar olduğu hatta bu talimata aracı olduğu iddia edildi. Soruşturma kapsamındaki diğer iddialar ise şöyle:
KCK'lılar için taahhüt
MİT heyeti, Öcalan ve örgüt üst yöneticileri ile yaptığı görüşmelerde örgüte vaatlerde bulunarak devlet birimlerine görüşmelerin iyi gittiğini, operasyonların durmasını sağladığını söyledi. Bazı olumlu girişimlerine hükümetin ve bazı birimlerin engel olduğunu örgüte şikayet etti. MİT heyeti ile örgüt arasında yapıldığını öne sürülen ve Diyarbakır'da ele geçirilen mutabakat metinlerine göre; KCK tutuklularının serbest bırakılması için MİT taahhütte bulundu. Savcılığın hazırladığı dosyadaki bilgilere göre, 19 Ekim 2009'da dağdan inen PKK'lıların Habur Sınır Kapısı'ndan girişleri ve karşılanmaları hükümete karşı bir operasyon gibi planlandı.
MİT-PKK mutabakatı iddiası
2011'de Norveç'in başkenti Oslo'da MİT ile PKK arasında yapıldığı öne sürülen toplantıdan 9 maddelik bir mutabakat metni çıktığı da iddia edildi. Metinde, 'Çatışmalı sürecin Türkiye'de şiddet, can ve mal kaybına neden olduğu gerçeğinden ve kalıcı barış, güvenlik, uzlaşı ihtiyacından hareketle; taraflar Oslo toplantıları sürecinin devamı konusunda hemfikirdirler. Kürt sorununun çözümünde diyalog ve müzakere yolunun esas alınması konusunda görüş birliğine ulaşmış ve bir an evvel müzakerelere başlamanın gerekliliğine inanmaktadırlar' denildi. 'Üzerinde mutabakata varılan hususlar' başlığı altında yer alan maddelerden bazıları ise şöyle: 'l Taraflar, 10 Mayıs 2011'de İmralı'da yapılan görüşmede Sayın Öcalan tarafından sunulan, Türkiye'de Temel Toplumsal Sorunların Demokratik Çözüm İlkeleri Taslağı, Türkiye'de Devlet ve Toplum İlişkilerinde Adil Barış İlkeleri Taslağı ve Kürt Sorununun Demokratik Çözüm ve Adil Barışı İçin Eylem Planı Öneri Taslağı adı altındaki taslaklar konusunda, en geç haziranın ilk haftasına kadar görüş ve önerilerini sunarlar. Kürt tarafı, sözü edilen taslakları memnuniyetle karşılar, prensip ve ilkesel olarak kabul eder.
Türk tarafı, seçimlerden sonra örgütü temsilen iki kişinin Sayın Öcalan'ı ziyaret etmesi, yukarıda adı geçen konsey ve komisyonlar kurulduktan sonra, birer alt komisyonun da Öcalan'la ilişkilendirilmesini taahhüt eder.
Kürt halkının siyasi ve legal temsilcilerine uygulanan baskılara son verilmesi ve KCK tutuklularının serbest bırakılması çözüm yönünde önemli bir adım olacaktır.
Kürt sorununun nihai çözümünün, ancak çatışmasızlık zemininde gerçekleşebileceğinden hareketle tüm askeri, siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması ve uygun tedbirlerin karşılıklı geliştirilmesi esastır. Taraflar, 15 Haziran 2011'e kadar her türlü operasyon ve askeri eylemlerini durdururlar.'
ÖNCE 'HAYIR' SONRA 'EVET'
Özel yetkili savcı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski müsteşar Emre Taner ve yardımcısı Afet Güneş ile iki MİT'çiyi ifadeye çağırdı. İstanbul Emniyeti'nde iki şube müdürü dün sabah jet hızıyla görevden alındı. 5 MİT'çinin KCK savcıları tarafından ifadeye çağrıldığı haberi, daha önce 'Yok öyle birşey' diyen İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen tarafından da doğrulandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ise önceki gece, böyle bir soruşturmadan bilgisinin olması gerektiğini belirterek, 'Bilgimiz yok, olsa verilirdi' demişti.
KCK soruşturmasını yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya'nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'i ifadeye çağırdığı İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen tarafından da doğrulandı. Seçen, 'Medyada yer alan 3 ismi (Hakan Fidan, Emre Taner ve Afet Güneş) Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya, dün (salı günü) telefon ile arayarak perşembe günü ifade vermek için savcılığa çağırdı' dedi.
BUGÜN BEKLİYORLAR
Seçen, Fidan, Taner ve Güneş'in hangi soruşturma kapsamında ve ne sıfatla çağrıldığına ilişkin soruları ise yanıtsız bıraktı. Fidan, Taner ve Güneş'in bugün KCK soruşturmasını özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar ile birlikte yürüten Sadrettin Sarıkaya'ya ifade vermek üzere Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelmesi bekleniyor. Bayraktar ise bir seminer nedeniyle Kolombiya'da bulunuyor.
Seçen, Fidan, Taner ve Güneş'in hangi soruşturma kapsamında ve ne sıfatla çağrıldığına ilişkin soruları ise yanıtsız bıraktı. Fidan, Taner ve Güneş'in bugün KCK soruşturmasını özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar ile birlikte yürüten Sadrettin Sarıkaya'ya ifade vermek üzere Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelmesi bekleniyor. Bayraktar ise bir seminer nedeniyle Kolombiya'da bulunuyor.
'YOK' DEMİŞLERDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı da önceki geceki açıklamasında, 'Bir bilgimiz yok, bilgi verilmiş değil. Olsa verilirdi diye düşünüyoruz. Bilginin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili'ne de verilmesi gerekirdi. Bu bilgi verilmedi bize. Eğer bu haber doğruysa, o zaman bizlere bilgi verilmeden yapılmış demektir' demişti. 'Sizin haberiniz olmadan çağrılmış olabilir mi?' sorusuna ise Çolakkadı, 'Duymadığımız bir şeye nasıl 'var' diyelim. Önemli konularda normalde bilgi verilir. Savcı önemli kabul etmemişse bilemem tabii' diye yanıt vermişti. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen de AA muhabirinin, konunun doğru olup olmadığı yönündeki sorusuna karşılık, 'Öyle bir şey yok' ifadesini kullanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı da önceki geceki açıklamasında, 'Bir bilgimiz yok, bilgi verilmiş değil. Olsa verilirdi diye düşünüyoruz. Bilginin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili'ne de verilmesi gerekirdi. Bu bilgi verilmedi bize. Eğer bu haber doğruysa, o zaman bizlere bilgi verilmeden yapılmış demektir' demişti. 'Sizin haberiniz olmadan çağrılmış olabilir mi?' sorusuna ise Çolakkadı, 'Duymadığımız bir şeye nasıl 'var' diyelim. Önemli konularda normalde bilgi verilir. Savcı önemli kabul etmemişse bilemem tabii' diye yanıt vermişti. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen de AA muhabirinin, konunun doğru olup olmadığı yönündeki sorusuna karşılık, 'Öyle bir şey yok' ifadesini kullanmıştı.
BAŞSAVCI SABAH ÖĞRENDİ
Başsavcı Çolakkadı, Fidan, Taner ve Güneş'in ifadeye çağrıldığını dün sabah öğrendiğini söyledi. Çolakkadı, 'Dün sabah sordum ve doğru olduğunu öğrendim. Şüpheli olarak çağrılıp çağrılmadığı konusunda ise bir bilgim yok' dedi.


OSLO ZİRVESİ
İnternet sitelerinde de yayınlanan ses kaydına göre, Norveç'in başkenti Oslo'da yapıldığı belirtilen zirvede, koordinatör bir ülke gözlemciliğinde, dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı şimdiki MİT Müsteşarı Hakan Fidan, o dönemki MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, PKK yöneticisi Sabri Ok, KONGRA-GEL Başkan Yardımcısı Zübeyir Aydar'ın bir araya geldiği iddia ediliyor. Emre Taner ise iddia edilen görüşme sırasında MİT Müsteşarlığı görevinde bulunuyor. Fidan'dan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak söz edilen kayıtlarda, Güneş olduğu iddia edilen kişi, PKK'nın eylemsizlik kararının seçime ya da bir başka nedene bağlı olmaksızın uzatılması gerektiğini anlatıyor ve Fidan'ın görüşmede bulunmasının hükümetin konuya verdiği önemi gösterdiğini belirtiyor. Fidan olduğu iddia edilen kişi de, İmralı'da Öcalan'la görüşen 3 kişilik heyette bulunduğunu, Başbakan tarafından görevlendirildiğini, siyasi riske rağmen zirveye katıldığını anlatıyor. Görüşmede, PKK tarafının eylemsizliğe rağmen yapılanlara yönelik şikayetlerine Güneş olduğu iddia edilen kişi, ordunun planlı operasyonu bulunmadığı yanıtını veriyor. 47 dakikalık kayıtta, Fidan olduğu iddia edilen kişi siyasi atmosferi, yapılacakları anlatıyor. Koordinatör ülke temsilcisi de hem Ankara'ya hem dağa gitmeleri gerektiğini, Oslo'daki 6. zirveye hazırlanmaları gerektiğini söylüyor.
İnternet sitelerinde de yayınlanan ses kaydına göre, Norveç'in başkenti Oslo'da yapıldığı belirtilen zirvede, koordinatör bir ülke gözlemciliğinde, dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı şimdiki MİT Müsteşarı Hakan Fidan, o dönemki MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, PKK yöneticisi Sabri Ok, KONGRA-GEL Başkan Yardımcısı Zübeyir Aydar'ın bir araya geldiği iddia ediliyor. Emre Taner ise iddia edilen görüşme sırasında MİT Müsteşarlığı görevinde bulunuyor. Fidan'dan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak söz edilen kayıtlarda, Güneş olduğu iddia edilen kişi, PKK'nın eylemsizlik kararının seçime ya da bir başka nedene bağlı olmaksızın uzatılması gerektiğini anlatıyor ve Fidan'ın görüşmede bulunmasının hükümetin konuya verdiği önemi gösterdiğini belirtiyor. Fidan olduğu iddia edilen kişi de, İmralı'da Öcalan'la görüşen 3 kişilik heyette bulunduğunu, Başbakan tarafından görevlendirildiğini, siyasi riske rağmen zirveye katıldığını anlatıyor. Görüşmede, PKK tarafının eylemsizliğe rağmen yapılanlara yönelik şikayetlerine Güneş olduğu iddia edilen kişi, ordunun planlı operasyonu bulunmadığı yanıtını veriyor. 47 dakikalık kayıtta, Fidan olduğu iddia edilen kişi siyasi atmosferi, yapılacakları anlatıyor. Koordinatör ülke temsilcisi de hem Ankara'ya hem dağa gitmeleri gerektiğini, Oslo'daki 6. zirveye hazırlanmaları gerektiğini söylüyor.
KOLAY KOLAY ADAM YEMEYİZ
Ses kaydının basında yer almasının ardından Başbakan Erdoğan, 'Malum çevrelerin geçmişte de Hakan Bey'i hedef aldığı biliniyor. Sızma nasıl olmuş onu araştırıyoruz. Ama hatası da olsa Hakan Bey'i böyle nedenlerle harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz' demişti. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, kurumun 85. kuruluş yıldönümü nedeniyle gazetecileri ağırladığı toplantıda bu görüşme kayıtları ile ilgili olarak 'Edit edilmiş copy paste hazırlanmış bir şey var. Keşke daha fazlası yayınlansaydı. Keşke konuşsak da bazı şeyleri düzeltsek ama konuşamıyoruz. Kurgulanmış bir şey' demişti.
(Ajanslar)Ses kaydının basında yer almasının ardından Başbakan Erdoğan, 'Malum çevrelerin geçmişte de Hakan Bey'i hedef aldığı biliniyor. Sızma nasıl olmuş onu araştırıyoruz. Ama hatası da olsa Hakan Bey'i böyle nedenlerle harcamayız. Biz kolay kolay adam yemeyiz' demişti. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, kurumun 85. kuruluş yıldönümü nedeniyle gazetecileri ağırladığı toplantıda bu görüşme kayıtları ile ilgili olarak 'Edit edilmiş copy paste hazırlanmış bir şey var. Keşke daha fazlası yayınlansaydı. Keşke konuşsak da bazı şeyleri düzeltsek ama konuşamıyoruz. Kurgulanmış bir şey' demişti.





