Zafer Partisi İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu muhabirimiz Berivan Kaya’nın sorularını yanıtladı.
Başkan Bezircilioğku, ülke gündeminin yanı sıra kent gündemine ilişkin değerlendirmeler yaparken partisinin İzmir’deki hedeflerini anlattı.

TEK ÇARE ERKEN SEÇİM
-Türkiye’nin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Zafer Partisi bu gidişata karşı ne diyor?
Zafer Partisi kuruluş ilkeleri çerçevesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri ve prensipleri üzerine kurulan bir parti. Atatürk ilkelerinin şemsiyesi altında Türk Milliyetçisi olan bir partiyiz. Toplumun tüm kesimlerine ulaşmak isteyen, kucaklamak isteyen, tüm kesimlerden teveccüh almak için uğraşan bir parti. Ülkemizin en büyük sorunlardan biri Atatürk’ün kurduğu ülkeyi fabrika ayarlarından uzaklaştırılmış olması. 23 yıllık iktidar döneminde pek çok kurum erozyona uğradı. Devletin genel işleyişi ile ilgili değişiklikler ülkeye faydadan çok zarar getirdi. Hem ekonomik hem siyasi anlamda çalkantılı bir dönem yaşıyoruz. Dün ak dediklerine bugün kara diyorlar. Emekliler geçinemiyor, öğrenci okuta aileler zorluk çekiyor. Ev gençleri diye bir kesim oluştu. Gençlerin geleceğe dair umutları tükeniyor. Kalifiye olan gençler yurtdışında hayatlarını sürdürmek istiyorlar. Olan ülkenin yetiştirdiği beyinler yurtdışına gidiyor. Gidemeyenler burada çare aramaya çalışıyorlar. Bu ülkede genç, emekli, çalışan olmak zor, patron işveren olmak da zor. Hem ekonomik, hem sosyal hem siyasal anlamda ciddi bir darboğazdayız. Bu cendereden çıkmanın tek çaresi erken seçim.
SADECE 18-24 YAŞ ARASI GENÇLER OY KULLANIYOR OLSAYDI YÜZDE 80’LERLE İKTİDARA YÜRÜRDÜK
Zafer Partisi’ne gençlerin yoğun ilgisi var. Siz bunu neye yoruyorsunuz?
Gençlerin geleceğe dair bir ümit olması lazım. Gençlik demek enerji demek. Maalesef ülkenin içinde olduğu koşullarda gençler gelecekten kaygılı. Gençlerimiz Genel Başkanımız Ümit Özdağ’ın şahsında kendilerini ifade edebildiklerini söylüyorlar. Gençlerin sorunlarını en güzel Şekilde Ümit Özdağ’ın ifade ettiğini görüyor. Sosyal medyada gençlerin nezdinde en sevilen lider Genel Başkanımız ve en sevilen parti Zafer Partisi. Seçimlerde sadece 18-24 yaş arası gençler oy kullanıyor olsaydı, yüzde 80’lerle iktidara yürürdük.
BU İŞİN SONUNU KAYGIYLA BEKLİYORUZ
“Terörsüz Türkiye” adıyla başlatılan yeni bir süreç işliyor. Bir yandan umut hakkı tartışılırken bir yandan da terör örgütü silahları bırakıp bırakmayacağı konusunda muallak açıklamalar yapıyor. Zafer Partisi, süreç karşıtı açıklamalar yapıyor. Zafer Partisi sürece neden karşı?
Terörsüz Türkiye’ye karşı değiliz bu bizim hepimizin ortak hedefi. Ancak teröristlerle müzakere yapılmaz, terör bitirilir. Terörü devlet bitirir. Taviz olmaz, karşınıza oturtmazsınız. Zaten bitmeye yüz tutmuş ve enerjisi tükenmiş bir terör örgütü var. Siz muhatap alıp ‘Terörsüz Türkiye’ kampanyasıyla ortaya çıkarırsanız bunun faydası olmaz. Devlet terörist ile oturmaz. Devletin tek görevi terörü bitirmektir. Toplumun vicdanı var. 84 senesinden beri terör örgütü 56 bin kişinin ölümünden sorumlu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti terör ile mücadelede yüzde 100 başarı kazanmıştır. Bu başarı üzerine birilerini karşılarına oturtmalarının sebebini anlamıyoruz. Böyle bir yola gidilmemesi gerekiyordu. Kimse kan aksın istemez. Ancak kimse Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de gereği yokken taviz vermesini de istemez. Vicdanları yaralayan bir geçmiş var. Düne kadar asacağız dedikleri kişileri bir anda karşılarına almalarına anlam veremiyorum. Ben İzmirlilerin de buna anlam veremediklerini düşünüyorum. Bu işin sonunu kaygıyla bekliyoruz.
SAĞCISI VE SOLCUSUNU KUCAKLAYAN ÜÇÜNCÜ YOLA İHTİYAÇ VAR
AK Parti ve CHP arasında sıkışan bir siyaset hattında seçmenin de oy tercihi yaparken bir sıkışma yaşadığı görülüyor. Özellikle son seçimlerde seçmenin “gönülsüz biçimde” bu iki partiye oy verdiği yönünde değerlendirmeler var. Siyasette üçüncü yola ihtiyaç var mı?
Türkiye ikili bir dengenin içerisine sıkışmış durumda. Bir tarafta 23 yıldır ülkeyi yöneten zihniyet diğer tarafta belli başlı belediyeleri yöneten yapı. Zaten etki tepki meselesi. Türkiye’nin asli unsuru merkez sağ dediğimiz geçmişten gelen Demokrat Parti, Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi gibi partilerdi. Bunların oy oranı yüzde 40-50 ve bazen 2 parti olduğunda 60-70’e kadar çıkıyordu. Türkiye’nin böyle bir siyasi oluşuma ihtiyacı var. Herkesi kucaklayan, sağcısından solcusuna herkesi kucaklayan bir oluşuma ihtiyaç var. Vatanın birliğiyle, bu ülke ile, Atatürk ile sorunu olmayan tüm kesimlerin bir araya gelip üçüncü yolu oluşturması gerekiyor. Biz üçüncü yol noktasında iddiamızı ortaya koyuyoruz. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile, Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile tüm kesimlerin buluşabileceği bir siyasi parti olma yolunda ilerlememiz gerektiğini düşünüyorum.
ZAFER PARTİSİ’NE GEÇİŞ NASIL OLDU?
İYİ Parti’de il başkanlığı görevini gerçekleştirdiniz. 2024 Mart yerel seçimlerinden görevden alındınız. Zafer Partisi’ne geçiş süreci nasıl oldu?
Ben görevden alındıktan sonra işime döndüm. Siyaseten sadece takipteydik. Köşemizde olayları izliyorduk. Bir gün benden önceki İl Başkanımız Naşit Birgüvi’nin istifa ettiği haberi geldi. Partimizin üst düzey yetkililerinden bize davet geldi. Genel Başkanımızın ricasını kıramayarak Zafer Partisi’ndeki görevimize başlamış olduk.
EN SON İYİ PARTİ’DEN İSTİFA EDEREK GELEN BENİM
İYİ Parti’de birlikte görev yaptığınız bazı arkadaşlarınızı yanınızda getirdiğiniz iddia edildi. Sizinle birlikte İYİ Parti’den ayrılarak Zafer Partisi’ne gelen isimler var mı?
Benimle birlikte hareket eden gönül dostlarımız var. Bizi yalnız bırakmadılar. Ancak önemli bir kısmı İYİ Parti’den yıllar önce istifa etmişti. Benimle beraber hareket eden arkadaşlar, mevcutta Zafer Partisi’nde olan arkadaşlar ve sıfırdan siyasete giren taze kanlar olarak 3 ana gruptan oluşan 94 kişilik bir yönetim kurulu oluşturduk. İYİ Parti’den en son istifa ederek gelen benim. Türk Milliyetçiliği çizgisini en iyi ortaya koyan parti Zafer Partisi’dir. Türk insanı için ömrünü vermiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisini en iyi yansıtan parti de Zafer Partisi olduğu için biz de buradayız.
İZMİR CHP’NİN DEĞİL MERKEZ SAĞIN KALESİ
Önümüzdeki genel ve yerel seçimler için hedefiniz nedir?
Partimiz sadece milliyetçi çizgide göçmen politikalarıyla anılmanın yanı sıra toplumun tüm sorunlarına reçete sunacak parti konumundadır. Ekim ayında bir tarım çalıştayımız oldu. Zafer Partisi tek kulvarda gidiyor ya da sadece milliyetçilerin, göçmen karşıtlarının partisi diye bir şey yok. Atatürk düşmanlarının, Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğine karşı olanlar dışında herkesi kucaklama hedefimiz var. Genel Başkanımız İzmir’den 3+3 milletvekili potansiyelimiz olduğunu söyledi. Biz bunu bir görev olarak aldık. 6 milletvekili çıkarmak için çalışmalarımızı yürüteceğiz. Yerel seçimlere de iddialı bir şekilde hazırlanacağız. Türkiye’deki konjektörden dolayı ana muhalefet partisinin İzmir’de oylar bölünmesin, iktidar partisinin adayı kazanmasın mantığıyla oy verdiğini düşünüyorum. Çoğu insan kalben oy vermiyor. Bu da CHP’li dostlarımızı, İzmir CHP’nin kalesiymiş gibi bir yanılgıya düşürüyor. İzmir, merkez sağın ve demokratların kalesidir. AK Parti karşıtlığı İzmir’de CHP’ye yarıyor. AK Parti iktidardan gidince İzmir’de vatandaşlar yönetecek partiyi seçme mantığıyla hareket edecek ve Zafer Partisi’nin de bu noktada çıkış yakalayacağını ve patlama yapacağına inanıyorum.
CHP’NİN İZMİR’DE METAL YORGUNLUĞU VAR
İzmir’in sorunları ve yerel yönetimlerin hizmetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de 23 yıldır bir iktidarda metal yorgunluk varsa İzmir’de de bu kadar uzun süre yerle iktidarda olmanın metal yorgunluğu var. Ankara’da İller Bankası vasıtasıyla belediyelerin çalışması zorlaştırıldı ancak belediyelerde de beceriye dayalı kadrolaşma olmasını arzu ederdik. Bürokratların halkın sorunlarına odaklanmasını beklerdik. Zafer Partisi olarak İzmir’in sorunlarıyla ilgili çözüm önerilerini önümüzdeki aylarda kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz. Körfez, çöp, trafik, su krizi gibi konularda şikayet eden değil çözüm önerileri sunan bir parti olacağız. Bu önerileri değerlendirirlerse memnun oluruz. Bu öneriler bizim uhdemizde değil, İzmir’in faydasına olacak ne varsa ortaya koymayı hedefliyoruz.
BEN DE TUGAY GİBİ DAVRANIRDIM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cemil Bey benim şahsen tanıdığım bir dostumuz. İzmir’in şehri emini. Çalışmalarını takip ediyoruz. Ana konularda atılması gereken adımlar var. Çöp meselesi ve körfez ile ilgili sorunların çözüme kavuşturulması gerekiyor. 2025 yılında bu konuların konuşulmaması gerekiyor. İyi niyet ile çalışmalarını sürdürdüğünü düşünüyorum. Biraz daha vatandaş odaklı, halka hizmet odaklı çalışmalar ve bu çalışmalara uygun olacak kadrolar bekliyoruz.
Ben Büyükşehir Belediye Başkanı olsaydım ben de Cemil Tugay gibi davranıp sorunumu kim çözecekse ona giderdim. Hizmet noktasında olan kişiler siyasetten çok hizmete odaklanmalı. Halka hizmet ederken merkezi hükümete küsüm, dargınım, gitmem Ankara’dan bir şey talep etmem gibi söylemler vatandaşın konforuna dokunuyor. Vatandaşın faydasına bu görüşmeleri yapıyorsa takdir ile karşılarım. İzmir’de yaşayan milyonlarca hemşerimizin hayatını kolaylaştırma anlamında samimiyetle bir şeyler yapıyorlarsa siyasi gömleğimi çıkarıp bir İzmirli olarak takdirle karşılarım. Görüştü diye hemen AK Parti’ye geçiyor gibi eleştirileri haksız buluyorum. İzmir’de o iş o kadar kolay değil. Belediye Başkanın öyle bir şey yapacağını zannetmiyorum.
Aziz Kocaoğlu döneminde dünyada benzeri olmayan bir sistem yapıldı. İZBAN’ın yüzde 50’si belediyenin yüzde 50’si merkezi iktidarın. Kocaoğlu ve dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile işbirliği içerisinde İZBAN’ı hayata geçirdiler. Bu yapılabiliyormuş. Bunu yaptılar diye ne AK Parti cenahında Yıldırım’a ne de CHP cenahında da Kocaoğlu’na saldıran oldu. Halkın yararıysa ve samimi olduktan sonra halka hizmet için takdir ederiz.