İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, muhabirimiz Berivan Kaya’nın sorularını yanıtladı.
Başkan Doğan, ülke gündeminin yanı sıra kent gündemine ilişkin değerlendirmeler yaparken partisinin İzmir’deki hedeflerinden ve kongre sürecinden de bahsetti.
İKTİDAR DİREKSİYON HAKİMİYETİNİ KAYBETTİ
-Bir yanda ekonomik kriz, bölgeler savaşlar ve yeni açılım süreci… Türkiye’nin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz bu iktidarın ülkeyi yanlış yönettiğini ve gidişatın da iyi olmadığını görmüş ve buna itiraz etmek için kurulmuş bir partiyiz. Türkiye şu an yanlış yönetiliyor, iktidar direksiyon hakimiyetini kaybetti. Eğitim, sağlık, tarım, dış politika gibi aklınıza gelebilecek tüm hayati sistemler çökmüş durumda. Buna itiraz ediyoruz. Biz iyi bir Türkiye’yi hak ediyoruz. Daha aydınlık bir yarın inşa etmek için var gücümüzle mücadele ediyoruz.
30 TANE TERÖRİST BİR MANGALDA SİLAH YAKARAK TERÖRSÜZ TÜRKİYE’Yİ SAĞLAYAMAZ
-“Terörsüz Türkiye” adıyla başlatılan yeni bir süreç işliyor. Bir yandan umut hakkı tartışılırken bir yandan da terör örgütü silahları bırakıp bırakmayacağı konusunda muallak açıklamalar yapıyor. İYİ Parti sürecin tam karşıtı bir siyaset izliyor. Genel Başkan Dervişoğlu’nun mecliste ip atması hala akıllarda… Sürece neden karşısınız?
Terörsüz Türkiye’ye karşı değiliz. Yaratılmak istenen algı farklı. Biz bu sürece istediğimiz kadar süslü, janjanlı ambalajlara sardılar. Milli birlik ve beraberlik tarzında süslü cümlelerle vatandaşın algısını manipüle etmeye çalışıyorlar. Ancak ortada bir gerçek var. Bizim itiraz ettiğimiz şey de bu gerçek. Daha öncede açılım sürecine, ‘analar ağlamasın’ ismi verilmişti. Kimse anaların ağlamasını istemez. Kimse Türkiye’de terör de istemez. Ancak sürecin gelişimi yanlış. Bir terörist başının, 50 bin kişinin katilini meclise çağırmak, ona umut vaat etmek, teröristle pazarlığa oturmak gibi bir süreç olmaz. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletini teröristle pazarlık masasına oturtur ki biz buna karşıyız. 30 yıla aşkın bir süreçte devlet varıyla bu terör belasıyla mücadele ediyor. Ülkede bir terör faaliyeti yok. Teröristler yazıhanesini taşıdı. Bugün ülke içerisinde terör faaliyetlerinden bitti ancak çevremizdeki coğrafyada faaliyetler devam ediyor. 30 tane terörist bir mangalda silah yakarak Terörsüz Türkiye’yi sağlayamaz. İtirazımız bu. Terörü bitirecekseniz topyekun bitmesi gerekir. Bunun için asla teröristle pazarlık yapılamaz. Bu süreç devletin kararlılığıyla yürütülecek bir süreçtir. Bu sürecin başlangıcı da yanlıştı, adımlar da yanlış atılıyor. Kurulan komisyona girmeyi reddetmemizin nedeni, komisyonun usulüne uygun hazırlanmamış olmasıdır. Kapalı kapılar ardından pazarlıklarla değil, tam tersine milletin huzurunda mecliste konuşalım demiştik. Bu nedenle komisyona karşıyız. Terörist başını meclise davet ederseniz, 30 tane teröriste mangalda silah yaktırırsanız süreç yanlış devam eder. Türk Milletinin iradesinin tecelli ettiği mecliste terörist başına özgürlük sloganları atılır. Misak-i milli sınırları içerisinde yer alan şehirlerimizin isimleri olmayan bir ülkenin beldesi gibi sayılır. Sonra anayasanın üçüncü maddesi ile ilgili tartışmalar başlar. Bu süreçleri başta gördüğümüz için sürece karşıyız.
ÜLKE A’YA YA DA B’YE MUHTAÇ DEĞİL, ÜLKENİN YENİ BİR IŞIĞA, GÜNEŞE İHTİYACI VAR
Türk siyasetinin son 25 yılına damga vuran bir kutuplaşma hali var. AK Parti ve CHP arasında sıkışan bir siyaset hattında seçmen de oy tercihi yaparken bir sıkışma yaşadığı görülüyor. Özellikle son seçimlerde seçmenin “gönülsüz biçimde” bu iki partiye oy verdiği yönünde değerlendirmeler var. İYİ Parti üçüncü yol olarak yola çıktı. İYİ Parti sizce bu misyonu sağlayabildi mi?
İYİ Parti üçüncü yol için kuruldu. Türkiye’de insanlar ya A’ya ya B’ye zorlanıyor. Bu da her iki kutbun da işine geliyor. Basın, ülkenin gerçeklerini söyleyen Müsavat Dervişoğlu ve İYİ Parti’nin ismi az zikrediliyor. Sanki yokmuş gibi davranılırsa vatandaşın da oy vermeyeceğini düşünüyor olabilirler. Siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. AK Parti 25 yıldır seçmenini konsolide ederek düşmanlık üzerinden siyaset yapıyordu. Seçmeni kutuplaştırdı, ikiye bölünen seçmenin bir kısmını kendine aldı bir kısmını da muhalefete göndermeye çalıştı. Vatandaş bundan çok rahatsız. Çok partili demokrasilerde her partinin ülke geleceğine dair vaatleri vardır. Seçmen bunları değerlendirerek karara varır. Türkiye’de şu an bu yok. Seçmen partilerin programları üzerinden seçim yapmaya değil, tam tersi karşı olduğu görüşün iktidara gelmemesi adına onun karşısında en güçlü gördüğü diğer partiye oy vermek zorunda bırakılıyor. Referandumdan sonra geçtiğimiz ucube sistemin getirisi bunlar. Türkiye’nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmesi lazım. O parlamenter sistemde her parti seçmenin güvenini kazandığı oranda meclise temsil yetkisi bulur. Her görüş mecliste temsil edilir. Ülke idaresine yönelik seçmenin iradesinin sandığa sağlıklı bir şekilde yansıması mümkün olabilir. Biz de buna itiraz ediyoruz. Ülke A’ya ya da B’ye muhtaç değil. Ülkenin yeni bir ışığa, güneşe ihtiyacı var.
ÖNEMLİ OLAN TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİ DEĞİL TÜRK MİLLETİNİ BİRLEŞTİRMEK
Kamuoyunda son dönemde Zafer Partisi ile İYİ Parti arasında bir ittifak olabileceğine ilişkin değerlendirmeler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İki parti arasında ittifaklar ya da seçim işbirlikleri ancak genel merkezler düzeyinde konuşulur. İttifak konusunda nihai açıklamayı yapacak kişi Genel Başkanımızdır. Genel Başkanımız, ‘Türk Milliyetçilerini birleştirecek misiniz?’ sorusuna, ‘önemli olan Türk Milliyetçilerini değil Türk Milletini birleştirmek.’ Kutuplaştırma siyaseti bizim milli birlik ve beraberliğimize zarar veriyor. Bizim tekrar bunu hatırlamamız lazım. İYİ Parti’nin birincil hedefi Türk Milletini birleştirmek.
GENEL BAŞKANIMIZA İYİ PARTİ’Yİ İZMİR’DE BİRİNCİ PARTİ YAPMA SÖZÜ VERDİM
Kongre süreci nasıl geçiyor?
27 Ağustos’ta aldığımız bir karar vardı. Bu kararla birlikte Eylül ayında delege seçimleriyle birlikte kongre sürecimiz başladı. 19 Ekim’de ilçe kongrelerimizi bitirdik. Demokrasi şöleni şeklinde kongrelerimizi tamamladık. Bir kısım arkadaşımız görevi devretti, bir kısmı güven tazeledi.
Neden aday oldunuz?
Ben kurulduğu günden bu yana İYİ Parti’deyim. İl başkan yardımcılığı ile başladım. 2023’te yapılan kongrede il başkan adayıydım. O kongre küçük bir fark ile neticelenmişti. Sonrasında atamayla il başkanlığına geldim. Geldiğim günden bu yana yerel seçim ve büyük kurultay geçirdik. Zor bir süreçten geçtik. Ancak elimden geldiğince mücadele ettim. Teşkilatımızın desteği ve güveniyle bu günlere geldik. Hikayemiz bitmedi, daha yapacak çok işimiz var. İYİ Parti’nin İzmir’de hak ettiği yere gelmesini ve vatandaşımıza İYİ Parti’yi anlatmak istiyoruz. İzmir’in ve ülkemizin bize ihtiyacı var. Bizim Genel Başkanımıza da bir sözümüz var. Genel Başkanımız İzmir’den çıkan bir siyasetçi, 81 il için kıymetli ama bizim için ayrı bir yeri var. Ben Genel Başkanımıza İYİ Parti’yi İzmir’de birinci parti yapma sözü verdim. O söze ulaşmak için yapmak istediğim çok şey var. Bu yüzden adayım.
HİZMET YARIŞINDA REKABETE GİRERİZ
Karşınıza bir rakip çıkmasını bekliyor musunuz?
Karşıma bir aday çıkabilir. Siyasi partilerde adaylıklar partilerin zenginliğini ve gücünü gösterir. İYİ Parti’de de il başkanlığı görevini yapabilecek değerli arkadaşlarım yok. Şu ana kadar bana ulaşan resmi il başkanlığı adaylığı yok. Ama bu olmayacağı anlamına gelmez. Burada önemli olan husus, biz rekabet kongreleri değil kardeşlik kongreleri yapıyoruz. En fazla hizmet yarışı anlamında rekabete girişiriz. Bir yarış olabilir.
ALT SINIR 4 MİLLETVEKİLİ
Önümüzdeki genel seçimler için hedefiniz nedir?
Alt sınırımız dört milletvekili. Ancak üst sınır koymuyoruz. Milletvekili sayısı meclisteki temsiliyet açısından önemli. Ancak şu an meclisi işlevsiz bıraktılar. Yargı, yasama, yürütme tek bir kişinin tekelinde. Bizim önce bu iktidarı değiştirmemiz lazım. Mücadelemiz esasen bu. Bu da bize hedef olarak İYİ Parti’nin iktidara ulaşması için ne gerekiyorsa onu yapmayı gerektiriyor. İzmir’in 28 vekili var, hepsini almak isteriz.
MİLLETVEKİLİ ADAYI OLABİLİRİM
Milletvekili adaylığı talebiniz var mı?
Ben bundan önceki 2 seçimde de milletvekili adayıydım. Genel Merkez ve Genel Başkanım aday olma devam et derse, göreve devam ederim. Aksi durumda aday olabilirim. Ancak bugünden beyan vermek doğru değil. Gündemin nasıl değişeceği ve seçimin hangi tarihte yapılacağını bilmiyoruz. Benim için aslolan İYİ Parti’nin başarısı. Bireysel çıkarlarımızdan ziyade İYİ Parti’nin başarısını ülkenin kurtuluşu olarak görüyoruz.
BELEDİYE BAŞKANI, İZMİR’İN SORUNLARINI ÇÖZME NOKTASINDA GÖRÜŞTÜĞÜ SÜRECE BİR İZMİRLİ OLARAK ALKIŞLARIM
İzmir’in sorunları ve yerel yönetimlerin hizmetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çöp ve su dediğimiz şey belediyenin ana temel hizmet noktaları. Bir belediyenin en temel vermesi gereken hizmet, çöp toplamak, su akması, trafik, altyapı ve kentsel dönüşümdür. Eğer seçim yarışında aday, ‘ben bunları yapacağım’ diyorsa seçmenin oy vermemesi gerekir. Bunlar zaten yapması gerekenlerdir. Ancak biz şu an İzmir’de temel belediyecilik hizmeti alamıyoruz. Bunun nedenleri üzerinde tartışılır. İktidarın, CHP’li belediyelere karşı uyguladığı baskı rejimi var, biliyoruz. Ancak kaybeden hep İzmir oluyor. Biz her geçen gün geriye gidiyoruz. Artık kavgayı bırakmaları gerekiyor. İzmir için bir taş üzerine taş koyacak herkesi alkışlayacak durumdayız. Artık kavga kültürünün sonlanması gerekiyor. Kavgayla kaybeden İzmir oluyor. İzmir seçmeni bunu cezalandırır.
İzmirlinin yaşadığı sorunları çözme noktasında bir Büyükşehir Belediye Başkanının bakanla ya da şehrin milletvekilleriyle görüşmesinden daha doğal bir şey görmüyorum. Ancak tepki başta kendi partililerinden geliyor. Kendi partililerinin oturup, İzmir’in iyi yönetilmesi için belediye başkanlarına destek olması gerekiyor. Cemil Tugay, Çevre ve Şehircilik Bakanı ile görüştüğünde AK Parti’ye geçecekmiş gibi algı yaratılıyor. Belediye Başkanı, İzmir’in sorunlarını çözme noktasında görüştüğü sürece bir İzmirli olarak alkışlarım. Belediye Başkanın beyanlarına rağmen aksi ve menfi yorumlar yapan kendi partililerinin de durup düşünmesi gerekir. İzmir’in sorunlarını çözmek neden insanları rahatsız ediyor?
İZMİR’DE SEÇMEN YEREL SEÇİMLERDE SÜRPRİZ YAPACAK
Yerel seçimler için hedefiniz var mı?
Seçmen İzmir’de CHP’den yana kullanırken, bunu biraz da AK Parti’nin iktidara gelme korkusundan oylarını verdi. Bu korkuyu bertaraf ettiysek seçmenin, ‘ben İzmir’de belediyecilik hizmetlerinden memnun muyum? CHP’nin belediyecilik anlayışından memnun muyum? Memnun değilsem başka alternatif kimi görüyorum?’ diye düşünerek oy verecek. İzmir seçmeni analiz eden bir seçmen. Genel seçim sonuçları yerel seçimleri de belirleyecek. Genel seçimlerde biz ülkemizi aydınlık yarına taşırsak ve 25 yıldır süren yönetim biçimi biterse yerel seçimlerde büyük sürprizlerle karşılaşılacak. Vatandaş üçüncü seçeneği İzmir’de değerlendirecek.
MUHALİF KİMLİĞİ İLE TANILAN KANALLARDA İYİ PARTİ’Yİ BARAJ ALTINA İTME EĞİLİMİ GÖRÜYORUM
Bazı kamuoyu araştırmaları İYİ Parti’yi baraj altı gösteriyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki seçimlere bakmalarını tavsiye ediyorum. Ersin Tatar kazanıyor diye bas bas bağırdılar. O zaman sormak lazım, siz o anketleri neye göre yapıyorsunuz? Dünyada anket şirketleri güvenilir kurumlardır. Ancak Türkiye’de en güvenilmez kurumlardır. Vatandaş artık anket şirketlerinin sorularını cevaplamaktan da korkuyor. Anket şirketlerinin Türkiye’de yapabileceği doğru analiz yok. Anket şirketleri neden bunu yapıyor? Muhalif kimliği ile tanılan kanallarda İYİ Parti’yi baraj altına itme eğilimi görüyorum. Bunu da vatandaşın sorması lazım. İYİ Parti’den neden bu kadar korkuyorlar?