EGEDESONSÖZ -  Selçuk Belediyesi’nin 1970’li yıllardan bu yana işletmesini üstlendiği Meryem Ana Evi otopark gelirlerinin belediyeden alınarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na verilmek istenmesi nedeniyle başlattığı eylemler dördüncü gününde devam ederken jandarma sabah alanın boşaltılması için baskın yapmıştı. 

Meryem Ana'daki nöbete CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den destek geldi. Halk TV'de gündeme ilişkin açıklamalarda CHP Lideri Özel amacın belediyeleri çalışamaz hale getirmek olduğunu kaydetti. 

Özel ''Selçuk'ta belediye gelirinin yüzde 60'ını oluşturan Meryem Ana otoparkını geri almak istiyorlar. Filiz başkanımız orada nöbet tutuyor. Dün gece 3'te geldiler, arkadaşlarımızı gözaltına aldılar otoparka el koydular. 20 yıllık sözleşme AK Parti döneminde bitmiş. Selçuk'u kaybedersek ellerinden alırız diye 5 senelik sözleşme yapmışlar. Selçuk'u biz alınca geri alıyıorlar. Amaç Selçuk Belediyesi'ni çalışamaz hale getirmek.' ifadelerini kullandı. 

Özgür Özel'in açıklamalarından önemli başlıklar şöyle:

-CHP'nin belediyecilik anlayışıyla kömür dağıtıyorlar derdik. İhtiyaç varsa dağıtılacak dedik. Ama incitmeden, partizanlık yapmadan yapılması gerek diyorduk. Bunu yapacak bir imkan bulduk. Vatandaşlara gönlüne dokunan işler markalaştı. Doğru işler milletten teveccüh gördü.

-İlk 6 ay belediyeler aldıkları oyların hakkını verdi. Oylar artıyor.

-Yaptıkları millete husumet. Diyorlar ki 'İhaleleri şeffaf yapılıyor, vatandaşa dokunacak hizmetler yapılıyor'. Ne yapalım. Ellerindeki paraları alalım.

“Kocaoğlu’nu, Soyer’i, Tugay’ı sevmiyorum” diyen Dağ’a, CHP’li Bakan’dan gönderme: O zaman Erdoğan’dan nefret etmelisin! “Kocaoğlu’nu, Soyer’i, Tugay’ı sevmiyorum” diyen Dağ’a, CHP’li Bakan’dan gönderme: O zaman Erdoğan’dan nefret etmelisin!

-Vergiyle ilgili kararı kanunla getirmeleri gerekir. Bugün şimdiye kadar belediyelerin bütün paralarını kesiyorlar. Borçlar için vergi gelirlerinden kesinti yapılacak. Belediyeleri hizmet yapamaz hale getirecekler.

-Teğmenler ihraç edilecek gibi görünüyor.

-Sıkıştı mı "LBGT", sıkıştı mı "Terörist çalıştırıyorlar." Meselenin özü, bunlar çaresizliğin, rekabet edememenin sonucu.

-Sosyal yardımları 5 kat artırmışız.

-Ne zaman olsa hazırız. Derhal seçim istiyoruz.

-Çayırhan'daki direnişi destekliyoruz. Altın yumurtlayan tavuğu kesmesinler diye sonuna kadar destekleyeceğiz.

-Mehmet Şimşek 2 yıl daha var demiş. Ama bıçak kemiğe dayandı. Şimşek asgari ücretlinin kemerini, gırtlağını sıkmaya kalkarsa milletin dayanacak gücü kalmadı. Sistem baştan aşağı bozuk. 2 yıl daha traktörün sahibiyle, cipin sahibinden aynı vergiyi alacam diyor. Garibanın yakasını bırakmalı. Vergide adalet sağlanmalı.

-Vize sorunun kökünden halledeceğiz. Bütün Avrupa'da kimlik kartıyla dolaşacak.

-"Esat ile görüşeceğim" dedim. Erdoğan Putin'i araya soktu randevu almak için. Suriye güvenli hale gelecek ise görüşürüm niye görüşmeyeyim. Sığınmacı sorununu çözelim. Erdoğan isterse ben de gelirim görüşmeye. Hatta Erdoğan bütün liderlere desin ki "gelin birlikte konuşalım" ben varım.

-Adalet bakanı 3 haftadır telefonlarıma çıkmıyor.

-AKP'li belediyelerin borçlarını ödeyin diyorlar bize. "Ödeyelim yapılandırın" diyoruz. Yok bir seferde ödeyin diyorlar. Yemeği AKP yedi, hesabı CHP ödüyor. Birikmiş devasa borçlardan CHP sorumlu değil.

-İktidara CHP'nin geleceğini gördüler, her şeyi deniyorlar.

-Erdoğan emekliye, öğretmene 15 çeyrek kaybettirdi. Gündemi bilerek değiştiriyorlar. Yusuf Tekin'in tuzağına düşmeyiz. Halkın derdi Yusuf Tekin değil, ekonomi.

-Bahçeli ne yapmaya çalışıyor? İktidar "Anayasa değişikliği" diyor dediniz. Anayasa tartışmaları sis etkisi yapar. Döner döner onu konuşursun. Maksat ekonomiyi konuşturmamak. Sonra "İsrail Türkiye'ye saldıracak". Gelin açıklayın dedim. Gelip hiçbir şey anlatmadılar. O tartışma da bitti. Adamın amacı işsizlik, enflasyon,yoksulluk konuşulmasın.

-Şimdi "Süreç, açılım." Çözüm süreci yorgun bir laf. Büyük bir iş yapalım dediler. "Öcalan Meclis'te konuşsun." "Biz kaybettik" diyor AKP geçen sefer. "Küçük ortak yapsın" diyor.

-Bahçeli'ye "Öcalan Meclis'e gelsin" dedirttiler. Küçük ortağın her lafı Erdoğan'ı bağlar. "Onun gibi düşünmüyorum" dedi mi? Demedi.

-Seçilir seçilmez hemen erken seçim demek komik olurdu. Bu bir yerel seçim hükümete sarı kart gösteriyorsunuz. Uyarın hükümeti dedim. Ardından "Geçim olmazsa seçim olur" dedim. 1 yılsa 14 miting yaptım.

-Benim her kesimden oy almak gibi bir sorumluluğum var. Ben halkın partisiyim. Benim derdim Atatürk'ün partisini iktidar yapmak.

-Devlet bey şu anda ateş topluyor. AKP ön plana çıkmıyor. Ateş eden AKP'ye değil, ona ediyor. Devlet bey bu süreçte sözcü. Oyları yüzde 5'e düşmüş zaten. Bahçeli DEM Partiyle görüşüyor. İşi bir yere oturtacaklar belli.

-Biz terör bitsin isteriz. Ama bunun gizli kapaklı yapmak yerine mecliste konuşmasını isteriz. Açıklıkla, samimiyetle yürütülsün, toplumsal mutabakat olsun isteriz. Benim kırmızı bir çizgim var. Şehit aileleri çağırılacak, görüşleri sorulacak.

-Bahçeli'nin altı doldurulmayan sözleriyle meşgul değiliz. Demokrat adımlarla güçlü adımlar atılırsa buna varız. Ama başkasının planına alet olmayız.

-Demirtaş'ın hakkı yeniyor, Demirtaş dışlanıyor. Demirtaş 'başkanlık sistemi olmasın' dedi diye kötü. Halkı sokağa davet etmiş, ölümlerden Demirtaş'ı sorumlu tutuyorlar. Öcalan, silahlı terör örgütü kurmuş, 50 bin kişinin ölümünden sorumlu Öcalan meclise çağırılıyor. Mesele Saray rejimini sürdürmek. Muhalefeti birbirine düşürmek. Öcalan'a özgürlük, Demirtaş'a Meclis'te çürüme. Kötü koku bu.

-İktidarın söylediklerinde samimiyet olsa, Demirtaş'tan katkı istenir.

-Şehit aileleri de buna isyan ediyor. Siyasi çıkara alet etmeyin. Ben bu meclis eliyle milletin planı varsa o plana destek sağlayacağım.