Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – İnşaat sektöründeki duraklama, inşaat malzemesi üreten fabrikaları vururken, inşaat malzemeleri satışı yapan esnaf da cepten yemeye başladı.

Yargıtay'dan emsal kira bedeli kararı!
Yargıtay'dan emsal kira bedeli kararı!
İçeriği Görüntüle

İzmir’de çok sayıda esnaf, stoklarındaki ürünleri satarak masraflarını karşılamaya çalışıyor ve satışlar dip yaptığı için deposuna yeni ürün koymuyor. Bu kötü gidişin 2024 Ocak ayından beri devam ettiğini, 2025’te sıkıntının daha da büyüdüğünü belirten İzmir İnşaat Malzemeleri İmalatçıları ve Satıcıları Esnaf Odası Başkanı Cumhur Taşdelen, “Stoklar bitince ne yapacaksınız?” sorusuna net yanıt verdi: “Hepimiz Arjantin gibi batacağız!”

ÜNLÜ BİR SERAMİK FİRMASI 50 MİLYON DOLAR ZARAR ETTİ
Üretici dev firmaların birer birer iflasa sürüklendiğini anlatan Başkan Cumhur Taşdelen, “Marka olmuş firmaların çoğu küçülmeye gidiyor. Borsa açık şirketlere bakın, göreceksiniz; inşaat malzemesi üreten ünlü bir firma, konkordato ilan etti, 50 milyon dolara satıldı. Ünlü bir seramik üreticisi firmanın bir yıllık zararı 50 milyon dolar. İki büyük boya firması da zarar etti. Küçülmeye gittiler” dedi.

İnşaat malzemesi satan esnafın halinin, üretici firmalardan hiç farkı olmadığını dile getiren Başkan Taşdelen, şu değerlendirmelerde bulundu:

BANKALAR BİZİM SEKTÖRÜ RİSKLİ BULDUĞU İÇİN KREDİ VERMİYOR

“Biz inşaat malzemeleri satıcıları da stoklardan yiyoruz. Neden stokları harcamaya başladık? Masraflarımız ağır ve onları karşılamak için stoklarımızdan yiyoruz. Bankalardan kredi çekmek istemiyoruz, zaten istesek de alamıyoruz, banka bizim sektörü riskli bulduğu için kredi vermiyor. Bu işte artık gelecek görmediğimiz için depolarımıza mal koymuyoruz. 2024 Ocak ayından bu yana içler acısı bir haldeyiz. İnşaat sektörü yapı üretemiyor. Ürettiğini de krediyle satabiliyordu. Fakat bugün insanlar karınlarını zor doyuruyor, kime satacak?”

ÇOĞU ESNAF, ÖĞLEYE KADAR DÜKKANINI AÇMIYOR, MORALLER BOZUK

Müşteri sayısının son 15 ay içerisinde yüzde 70 oranında azaldığına vurgu yapan Başkan Taşdelen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nerede o eski müşteriler diye diye geçmişi yad ediyoruz. Eskiden müşterinin isteklerine yetişmekte zorlanıyorduk. Şimdi içeriye bir müşteri girsin diye dört gözle bekliyoruz. Benim dükkanım, Karabağlar’da 300 bin nüfusun barındığı bir çevrenin ortasında bir çarşıda. Maalesef bunca avantajlı ortama rağmen ben de iş yapamıyorum. Meslektaşlarımın çoğu, öğleye kadar işyerini açmıyorlar. Çünkü moralleri bozuk, canları sıkkın ve iş yapamamanın yarattığı travmayla uğraşıyor. İnsan işine zevkle, gülerek gidemiyorsa, burada bir sorun var demektir. Esnafımız umudunu yitirdiği için böyle yapıyor. Stoklar bitince, hep beraber Arjantin gibi batacağız. Bir B planımız yok. Plan yapamıyoruz ki B planımız olsun. Bugün yaşadığımız sıkıntı, daha önceki yıllara hiç benzemiyor.”