Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Birincisini Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün organize ettiği İzmir Kadın ve İktisat Kongresi’nin dördüncüsü BASİFED tarafından düzenlendi.

Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye ev sahibi BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Semiha Güneş’in yanı sıra İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, oda başkanları ve çok sayıda izleyici katıldı.

I Z M I R D E 4 U N C U K A D I N V E I K T I S A T K O N G R E S 570463 168972
ELBAN: KADIN ERKEK SAYISI EŞİTLENMİŞ DURUMDA
Vali Süleyman Elban sürece karamsar bakılmaması gerektiğini vurgulayarak, “Bugün maalesef son konuşma olmanın azizliğini yaşadık. Konuşmalarımın çoğunu benden önceki kıymetli konuşmacılar söyledi. Bir asır önce İktisat Kongresi doğru şehirde yapılıyor. En kalkınmış dünya ticaretine en hakim şehir İzmir. Kadın kongresi de en doğru yerde yapılıyor. Bu toplantını burada yapılması doğru bir tesis. Güzel Atatürk 100 yıl önce toplumu bir bütün olarak ele alıp, o dönem savunmanın bile ötesinde bir vizyonla kadını erkekten erkeği kadından ayırmadan her alanda kadın erkeğin birlikte gören, her ikisinin gücünden enerjisinden yararlanmayı düşünmeyi amaçlayan anlayışla Cumhuriyetin ilk temellerini bu şehirde attı. 1 asrı devirdik bu vizyon ile. Kongre, Kadın Kongresi olunca mutlaka kadınlarla ilgili sorunlar eksiklikler dile getirilmek durumunda. Zaten de var  bu sıkıntılar eksiklikler. Ben 2 şeyin altını vurgulamak istiyorum. Biraz da pozitif taraf bakmak lazım. Akademide neredeyse kadın erkek sayısı eşitlenmiş durumda, üniversiteye devam eden öğrencilerde kadınların oranı erkekleri geçmiş durumda. Belli fakültelerde kız öğrenciler erkek öğrencilerden ezici şekilde daha fazla. Neredeyse ziyaret ettiğim her fabrikada, işletmede  en az birkaç tane yönetici kadınla karşılaşıyorum. Olmayan hiçbir şeyi yeterli görmüyorum ancak çok da karamsar değilim. Çünkü yaklaşık 21 yıl önce uzun bir süre kadın çalışmaları içinde bulunduğum dönemde biz toplumun en aydın insanlarına toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatamıyorduk. Bunun ne olduğunu insanlar anlamıyordu. Ancak bu gün artık  bir konuşmacının bir sözünde toplumsal cinsiyet eşitliği geçti. Artık bu iş anlaşılmış durumda. Bu alanda ciddi ilerlemeler olduğunu memnuniyet ile söylemek istiyorum. Kadın cinayetleri konusu maalesef sadece bizim kendi ülkemizin sorunu değil. Dünyada hala bu ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Eğitimli, eğitimsiz insan arasında da hemen hemen hiç fark yok.  Bunu insanların karakterini zayıflığından kaynaklandığını düşünüyorum. Kime gücünün yeteceğin düşünüyorsa şiddeti ona yapmaya çalışıyor. Maalesef sadece kadın değil çocuklarda bu anlamda aynı durumu yaşıyor. Şiddet aynı zamanda bir hastalık ve psikolojik problem de olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana gelinen mesafelerin yeterli olmadığını biliyoruz kadınlar için.  Bu şehir kadın için çok güvenli ve kadın dostu... Bu şehir insan için güvenli. Kocasını mağdur olduğu oğlunu sıkıntı çektiği bir şehirde kadın mutlu olabilir mi? Şehir insan dostu olmak zorunda” dedi.

I Z M I R D E 4 U N C U K A D I N V E I K T I S A T K O N G R E S 570466 168972

TUGAY:  MÜCADELENİN ÖNCÜSÜ BİR ERKEK
Toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ”1923 yılında Atatürk İktisat Kongresi'ni İzmir'de yapmayı uygun gördü. Ve dedi ki savaş alanlarında kazanılmış askeri zaferler ve siyasi başarılar, iktisadi başarılarla ile taçlandırılmadıkça tamamlanmış olmaz. Böyle bir vizyon ile bir ülkenin ekonomisine vermesi gereken değeri anlatmaya çalıştı. Buraya kadar her şeyi normal kabul edilebilir. Ancak o deha, dahi insan iktisat kongresinden 2 hafta önce İzmir'de Kadın Kongresini düzenledi. O kongrede toplumumuza bir şeyler anlatmaya çalıştı. Bu ülkedeki insanların yarısı kadın yarısı erkek. Bir yarısını önünü açıyorsunuz diğer yarısını bağlıyorsunuz. Bu şekilde toplum kalkınamaz. O gün yapılan kongre ile Türkiye'de bir kadın hareketini başlattı. Cumhuriyet kadın devrimidir der bazıları. Bunun önderi bir erkektir ancak bunu mücadelesini yapan o kocaman orda kadınlardan oluşmaktadır. Ancak 100 yılı geçmiş bu süreçten sonra dönüp kendimize baktığımız zaman, kendimize ayna tuttuğumuzda hala burada kadınlarla ilgili eşitsizliği konuşuyor olmamalıydık.  Kadınların eğitimde, sosyal yaşamda, iş yaşamında , siyasette kotalara maruz kalmalarını konuşuyoruz. Hala o başlangıçtan 100 yıldan sonra şeyi noktada olmadığımız konuşuyoruz. Atatürk yaşasaydı şu an bize ne derdi nasıl bir puan verirdi diye düşünüyorum. Dün 17 Şubat'tı. Medeni kanunun kabule edilişinin 99'uncu yıl dönümüydü. Büyük vizyonla hazırlanmış kanundur. Ne yazık ki bugün o kanun mevcudiyetine rağmen kadının aile ve toplum içinde kısıtlandığı şiddete uğradığı tacize uğradığı bir ülkeden bahsediyoruz. Bugünkü toplantı ülkemizin ekonomisi ile ilgili. Kadın olmadan kalkınma olmaz, ekonomi gelişmez, bu dünyada hiçbir şey olamaz. O yüzden Atatürk yer yüzünde ne varsa kadının eseridir diye vurgulamış. Ben İzmir Büyükşehir Belediye başkanı olarak gurur duyduğum bir kurumun kadınlarla ilgili çalışmaları uzun uzadıya anlatabilirim. Ancak kentte yaşayan herkes bunu biliyoruz. Kadın çalışma arkadaşlarımızın azmi cesareti benim de gözlemlediğim bir özellik.  Bunu sadece İzmir’i kadınlarda değil Türk kadınlarının hepsinde var olduğuna inanıyorum. sahtecilikten uzak durmalıyız ve burada söylediğimiz ile yaptıklarımız birbirine mutlaka uymalıdır” dedi.

I Z M I R D E 4 U N C U K A D I N V E I K T I S A T K O N G R E S 570464 168972

GÜNEŞ: SON DERECE MUTLU VE GURURLUYUZ
Sözlerine 6 Şubat depremi ile başlayan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Semiha Güneş, “Başlarken, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, bedenen ve ruhen yara almış depremzede yurttaşlarımıza acil şifa, sabır ve güç diliyorum. BASİFED Kadınlar Kongresinde başlattığımız “Vefa Turizmine” destek olmaya hepinizi davet ediyorum. Ülkemiz zor dönemlerden geçti, Kurtuluş Savaşını verdik, bedeller ödedik.  Bu bedel, 100 yılı aşkın süre önce ödenmeye başlandı. İzmir ödenen bedelin yakın tanığı ve kahramanı… O nedenledir ki “Kurtuluşun ve Kuruluşun şehri İzmir” diyoruz.  İşte böylesine tarihi misyona ve mirasa sahip İzmir’de Kadın Kongresi'ni hayata geçirmekten son derece mutlu ve gururluyuz. Bu yıl Kadın Kongresi’nin dördüncüsünü düzenliyoruz. İlkinin 1923’te, ikincisinin ise Cumhuriyetimizin 100. Yılında, önceki dönem BASİFED Başkanı Sayın Mehmet Ali Kasalı döneminde yapıldığını da vurgulamak isterim. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemâl Atatürk, 1923’ün Ocak ayında Eskişehir, Bursa, Manisa ve nihayetinde İzmir üzerinden gerçekleştirdiği Batı Anadolu gezisi boyunca halka yaptığı konuşmalarda, “zaferlerin süngüyle değil, iktisat ve ilimle taçlanması gerektiğini” anlatıyordu.  Asıl büyük zaferin toplumsal ve ekonomik kalkınma olduğunu gösteriyordu.  Bu yüzden, 17 Şubat 1923’te başlayacak İzmir İktisat Kongresi yeni Türkiye’nin ekonomik yol haritasını çizerken, 2 Şubat 1923 Kadınlar Kongresi de bu yol haritasının yarısını oluşturan kadın emeğinin önemini vurguluyordu. İzmir’de toplanan binlerce kadın, Ata’nın ezber bozan bu yaklaşımını hayranlıkla dinliyordu.  Hayrandılar; Zira, Osmanlı nüfus sayımında, erkekler ve hayvanlar sayılırken varlıkları dahi kayda geçmeyen kadınlar, o gün yeni cumhuriyetin inşasında erkeklerle eşit görev, yetki ve sorumluluğa sahip oluyorlardı.  Atatürk o gün toplanan binlerce kadına şöyle sesleniyordu; “Dünya yüzünde ne varsa, ne başarılmışsa, o kadının eseridir. Bir toplum, uygarlığı ve çağdaşlığı bu iki cinsten sadece birinden beklerse, yarıdan fazlası güçsüzlüğe mahkûm edilmiş demektir.  Bizim toplumsal başarısızlığımız, kadınlarımıza karşı kusurlu davranışımızdandır. Yaşamak eylem demektir. Bir toplumun yarısı eylemsiz kalırsa, orada sosyal hayat felç olur. İlerlememiz için ilim ve fen gerekli diyorsak, bunlara aynı derecede hem kadınlarımız hem erkeklerimiz sahip olmalıdırlar. Kadınlar da erkekler gibi eğitilecekler ve ortak hayatta erkeklerle beraber yürüyüp, onlara dayanak olacaklardır. İşte o dayanaktır ki; kadına özgürlüğün kapısını açan, medeni kanununu hayata geçiren ülkelerin başında geliyoruz.  O dayanaktır ki; her türlü baskı, zorbalık ve engellemelere rağmen bugün hayatın içinde ve ülkenin gelişiminde söz sahibi olabiliyoruz. O dayanaktır ki; Atamızın bize gösterdiği yolda durmadan, yorulmadan, usanmadan yürümeye devam ediyoruz” dedi.

Izmirde 4Uncu Kadin Ve Iktisat Kongres 570468 168972 (1)

Bakan Şimşek: Asılsız haberlere itibar etmeyin Bakan Şimşek: Asılsız haberlere itibar etmeyin

Güneş sözlerini şu ifadelerle sürdürdü;

“Bu kongre ile geçmiş ve gelecek arasında köprü oluyoruz.  Geçmişten aldığımız kıymetli mirası bugünlere taşımaya çalışıyoruz. Kadınların üniversitelerde, parlamentoda, belediyelerde, sivil toplum örgütlerinde, iş dünyasında daha fazla görev almalarını; kadın girişimci, mühendis, doktor, öğretmen, sanatçı, sporcu ve daha sayamadığım hayatın her alanında çok daha başarılı olmalarını istiyoruz. Bir yandan da bugünden geleceğe kadınların öldürülmediği, hiçbir saldırıya uğramadığı, hayatın hiçbir alanında haksızlığa maruz kalmadığı, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, daha adil, daha insani, daha vicdani ve daha eşit bir ülke için mücadele veriyoruz.  Bu uğurda çalışan, çabalayan, emek veren, mücadele eden ve en önemlisi vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum.  Bu yolda bizlere destek olan, omuz veren tüm erkeklere de sonsuz şükranlarımı sunuyorum.  BASİFED olarak kadın erkek eşitliğini ve bu eşitliğin getirdiği birlikteliği ve zenginliği savunuyoruz.  Bu yıl ki sloganımız “Güçlü Kadınlarla, Güçlü Ekonomi”. İki gün sürecek kongremizde ufuk açıcı ve vizyoner katılımcılarla paneller, söyleşiler, açık oturumlar ve sempozyumlar düzenleyerek geleceğimize bırakmayı hedefliyoruz.”

SÖNMEZ: ÇÖZÜMLER YERİNE UZUN VADELİ STRATEJİLER İNŞA ETMEK
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez , “Kadınlar güçlenmeden ekonomiyi büyütemeyiz. Eğitimde, istihdamda, yönetimde, girişimcilikte daha fazla kadın yer almadıkça, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşamayız. TÜRKONFED olarak, bu bilinçle hareket etmeye, iş dünyasında kadınların daha güçlü bir şekilde var olmasını desteklemeye ve her fırsatta bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.  2025, bu dönüşüm çabalarının belirlendiği kritik eşik olacak. Bu noktada bizlere düşen sorumluluk, günün krizlerini değil, geleceğin dönüşümünü konuşmak, kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli stratejiler inşa etmektir” dedi.

I Z M I R D E 4 U N C U K A D I N V E I K T I S A T K O N G R E S 570461 168972

ÖZGENER: SAYGIYLA EĞİLİYORUM
Kurulan ilk meclise babaannesinin girdiğini belirten İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “ 2023 yılında Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü nedeniyle yeniden düzenlenmeye başlanan İzmir Kadınlar Kongresi’nin her geçen yıl güçlenerek devam etmesinden memnuniyet duyduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum. Bugün, “Kadın ve İktisat: Güçlü Kadınlarla Güçlü Ekonomi” temasıyla 4’üncü kez organize edilen kongrede, kentimizin ve ülkemizin kadın kanaat önderleri ile birlikte olmak benim için gurur vesilesi. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bundan bir asır önce ortaya koyduğu vizyon sayesinde, İzmir İktisat Kongresi’nin hemen öncesinde düzenlenen İzmir Kadınlar Kongresi, ilerleyen yıllarda yaşanacak pek çok gelişmenin adeta habercisi oldu.  Atamız’ın bakış açısı, ülkemizde kadınların pek çok ülkeden daha önce seçme ve seçilme hakkı kazanmasına imkan tanıdı. 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan seçimlerde kadınlarımız hem ilk defa oy kullandı, hem de 18 kadın vekil ilk kez Meclise girdi. Seçilen kadın vekillerden birinin büyük babaannem Hatice Özgener olmasından büyük onur duyduğumu da sizlerle paylaşmak isterim.  Günümüzde bile hala dünyanın birçok ülkesinde kadınlar, her alanda erkeklerle eşitlik mücadelesi verirken, o yıllarda kadınlar için atılan bu adımların ne kadar kıymetli olduğunu anlıyoruz. Bu vesileyle, bu kongrenin ilk kez gerçekleşmesini sağlayan, hemen her fırsatta kadının ekonomideki varlığının ve temsiliyetinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan Atamızın çizdiği tarihi perspektif önünde saygıyla eğiliyor, aziz hatırasını rahmetle yad ediyorum” diye konuştu

EYLEM PLANI HAZIRLANMALI
Kadınların yaşam içindeki rolleri hakkında da vurgu yapan Özgener sözlerine şu ifadelerle devam etti;

“İlk olarak, hepimizin kırmızı çizgisi olması gereken bir konuya değinmek istiyorum. Kadınlarımızın eğitim alması, çalışması, ekonomik özgürlük elde etmesi elbette önemli ancak hepsinden önemlisi  “kadının yaşaması”. 2024 yılında ülkemizde 394 kadın cinayeti işlendi ve 259 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Kadına yönelik şiddet, eğitim, sosyal statü ayırt etmeksizin toplumun her kesimindeki kadınlarımızı tehdit eden bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada şiddeti doğru tanımlamak, kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya acı veren her türlü eylemi bu kapsamda değerlendirmeliyiz. 2024 yılında Hacettepe Üniversitesi tarafından tüm Türkiye’de gerçekleştirilen “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması”, şiddete maruz kalan kadınların yüzde44’ünün yaşadıklarından hiç kimseye bahsetmediğini ve şiddetle tek başına mücadele etmeye çalıştıklarını gösteriyor. Bu yüzden öncelikle kadınlarımızın bilinçlenmesini ve korkmadan gerekli adımları atabilmelerini sağlamamız gerekiyor. Gerek Bakanlıklarımız gerek ise yerel yönetimlerimizin kadına şiddeti önlemek için kurduğu mekanizmalar bu anlamda hayati önem taşıyor. Bu kapsamda İzmir Ekonomi Üniversitesi bünyesinde kurduğumuz “Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezimiz”de küresel, ulusal ve yerel alanda kadınlarımızın temsiliyetini güçlendirmek için çalışmalar yapıyoruz. Merkezimiz; ilimizde kadına yönelik şiddetin önlenmesi ile ilgili Eylem Planları’nın hazırlanması ve izlenmesinde, çalışmaların yürütülmesinde aktif olarak yer alıyor.”

İMKAN SAĞLAYACAĞI KANAATİNDEYİZ
“Eğitimli ve hayatın her alanında aktif katılım gösteren kadınlarımızın çoğalmasını, hem ülkemizde kadınların bilinç düzeyinin yükselmesinin hem de güçlü ve bağımsız bir neslin yetişmesinin öncüsü olarak görüyoruz.  Kadın istihdamının artması; sürdürülebilir ekonomik büyüme, tüm bölgelerde dengeli bir sosyal kalkınma ve yoksulluğun azalması gibi makroekonomik etkileri de beraberinde getiriyor. Günümüzde kadınların iş gücüne katılım oranı ile ülkelerin gelişmişlik düzeyi arasında da güçlü bir ilişki var. OECD 2023 yılı verilerine göre, kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ülkeleri arasında yüzde53. Ülkemizyüzde36 ile ortalamanın altında yer alıyor. Bu rakam bize, yolumuzun çok uzun olduğunu gösteriyor.  Kadınlar; hem girişimci hem çalışan olarak iş dünyasına katılma ve fark yaratma noktasında erkeklere kıyasla, başta sosyal ve kültürel olmak üzere farklı problemlerle karşılaşılabiliyorlar.  Kırsal bölgelerde yaşayan, üretmek ve girişimci olmak isteyen kadınların ekonomik özgürlüğe kavuşmalarında, üretici kooperatifleri fırsatlar sunuyor. Bu kooperatif modelinin yaygınlaşması, tarımdan sanayiye kadar pek çok alternatifin hayata geçirilmesine; domino etkisi ile her kesimden kadının, üretime ve ihracata yönelik katılmasına imkân sağlayacağı kanaatindeyiz.”

KALDIRILMASI GEREKİYOR
“Kadınlarımız, ekonomide olduğu gibi, siyasette de daha fazla söz sahibi olmalı. Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasama görevinin yerine getirilmesine büyük katkılar sağlayan 121 kadın milletvekilimiz var. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen yerel seçimlerde hem ülkemizde hem de kentimizde daha çok kadın belediye başkanının seçilmesini umut verici bulmakla birlikte, kadınlarımızın siyasette daha fazla temsiliyet alması gerektiğine inanıyoruz. Kadınların merkezi ve yerel yönetimlerde siyasete katılımında, erkek egemen parti yapılanmalarında kadın kontenjanı gibi asla kabul etmediğimiz, adeta bir lütuf gibi lanse edilen yüzdelik oran belirleme yaklaşımının kaldırılması gerekiyor.”

MENTORLUK YAPMASI GEREKİYOR
Kadınlarımızın gücünün ve etkisinin her geçen gün arttığı bir diğer alan ise eğitim. Yükseköğretim Kurulumuz tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan bir araştırma sonucuna göre; üniversitelerde görev yapan kadın akademisyen sayısı yüzde47 oranıyla bugüne kadarki en yüksek seviyede. Odamız Vakfı tarafından kurulan İzmir Ekonomi Üniversitemizin akademik kadrosunda bu oranın yüzde57’ye ulaşmış olmasından ve ülkemiz ortalamasının üzerine çıkmasından memnuniyet duyuyoruz.  Oda olarak kadın girişimcilerimizin çalışmalarına destek vermeyi önceliklerimiz arasında görüyoruz. Hedefimiz; kadın girişimcilerimizin sadece sayıca artması değil. Aynı zamanda başarı oranının da yükselmesi ve hedeflerine ulaşabilmeleri önem taşıyor. Bu çerçevede, başarılı iş kadınlarımızın bu yola yeni çıkacak hemcinslerine rol modellik, mentorluk yapması gerektiğini düşünüyoruz.  Girişimcilik alanında sadece maddi destek yetersiz kalabiliyor. Tecrübe paylaşımı çok daha etkili sonuçlar alınmasına vesile oluyor. Ayrıca kadın girişimciliğinin başarı oranının, erkeklere oranla çok daha fazla olduğunun da altını çizmek istiyorum. Kurdukları işletmeleri; sezgileri, titizlikleri ve çalışkanlıkları ile sürekli büyüten kadınlarımız, ülkemizin üretim gücüne güç katıyorlar. Kentimizde, özellikle kırsal kesimde yaşayan kadın üreticilerimizin ürünlerini uluslararası pazarlara açması için özellikle e-ticaret alanında özel programlar hazırlayarak destek olabileceğimizi düşünüyoruz. Bu çerçevede, uygulamaya konacak programların dijital beceriler, girişimcilik, liderlik ve yönetim konularında eğitimlerle desteklenmesinin de faydalı olacağı kanaatindeyiz. Ulu Önderimiz, kadınların hayatın her alanında başarı göstermesinin önemini şu sözleriyle vurgulamıştır: “Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır” ve “Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır”.”