EGEDESONSÖZ – İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci Yazar Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, İzmir Büyükşehir eski Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ile birlikte 157 kişinin gözaltına alındığı “kooperatif operasyonu”nu değerlendirdi. SONSÖZ TV’de bu operasyonu enine boyuna konuşan Yaldız ve Yapar, süreci net bir şekilde ortaya koydu.

TUNÇ SOYER GELDİKTEN SONRA KOOPERATİF MODELİ ORTAYA KONDU
Gazeteci Fatih Yapar, operasyonla ilgili olarak, “İzmir Büyükşehir eski Belediye Başkanı Tunç Soyer, İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Heval Savaş Kaya, Gürkan Erdoğan, Barış Karcı gibi yakından tanınan çok isim var, gözaltına alınanlar arasında. Bazıları emniyetten serbest bırakıldı. Herkes mahkemeye çıkacak, mahkeme kararı verecek. 157 kişi var toplamda. Şenol Aslanoğlu İzmir’e getiriliyor. Gözaltı süresi 4 günü aşabilir. Dosyanın niteliklerini değerlendirelim. İzmir Büyükşehir, kentsel dönüşüm projesi yapmaya çalışıyor. Aziz Kocaoğlu’nun son döneminde kentsel dönüşüm projesi ihalesine kimse girmek istemiyordu. Folkart, yalvar yakar bir tanesine girdi, bitirdi. Kocaoğlu döneminde, Örnekköy’ün bir etabında Folkart’ın bir taşeronu işi aldı, o saatten sonra hiçbir ihale yapılmadan süreç devam etti. Tunç Soyer geldikten sonra bir kooperatif modeli uygulamaya kondu. Gelinen noktada kooperatifte toplanan paralar, yapılan imalatlar, kooperatif mağdurları… Cemil Tugay geldiğinde orada da ayrı bir hikaye yaşandı. Sonuçta bir operasyon oldu ve soruşturmanın merkezinde İZBETON var” bilgisini verdi.

15 YIL BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPMIŞ SOYER, ÇAĞRILSA, İFADE VERMEYE GİDERDİ

Ümit Yaldız, operasyonu şöyle değerlendirdi:

“Bazıları bunu, İzmir’e yönelik birinci dalga operasyon olarak yorumluyorlar. İstanbul’daki gibi ikinci, üçüncü, dördüncü dalgaların olacağı gibi bir durum görünüyor. Bu operasyonun ağırlık kütlesinde İZBETON var. İZBETON’un yaptığı iş ve işlemler var. Bugün şafak sökerken bu insanlar evlerinden alındılar. 10 yıl Seferihisar’ı, 5 yıl İzmir’i yönetmiş bir belediye başkanı Tunç Soyer, evinden alınıyor şafak vakti. Saat 9’da çağrılsa, Tunç Soyer, hazırlanır ifade vermeye giderdi. Çok sayıda, çok yakından tanıdığımız bürokratlar var. Bilerek yanlışlık yapmayacak isimler, fazladan bir bardak çay ısmarlamayacak insanlar. İZBETON’un kooperatif modeli tartışılıyor. Kocaoğlu döneminde normal ihale süreçlerinin tıkanması nedeniyle, deprem, kentsel dönüşüm konuşmalarının yoğunlaştığı döneminde ortaya konmuş bir modeldir, kooperatif modeli. Özel sektör için cazip olmaması nedeniyle gündeme gelmiştir. Belediye eliyle bu işi yapalım mantığıyla ortaya konmuş bir modelden bahsediyoruz. Kooperatif modeli, çok üst düzey bir PR’la Türkiye’ye tanıtıldı. Temel atma törenleri yapıldı ve herkes onayladı aslında. Taa ki Karşıyaka’da bir kooperatif müteahhidinin, Cemil Tugay’ın Karşıyaka Belediye Başkanı olduğu dönemde, Büyükşehir bürokratlarının kendilerinden izinsiz beton dökme olayı nedeniyle başlayan tartışma sonunda mühürlemesine, oradan konunun siyasete malzeme olmasına yol açtı. Süreç, o zaman başladı. Sonra yıkıldı, yeniden beton atıldı, Kentsel dönüşüm daire başkanı suçlandı, görevden alındı. İş, Örnekköy’deki o çatışmayla başladı. Karşıyaka Belediyesi o zaman şantiyeyi mühürlemişti. Büyükşehir, yıkım kararı verdi.”

BELEDİYEDE, KOOPERATİF MODELİNİ BENİMSEMEYEN BİR GRUP VARDI
Gazeteci Fatih Yapar, sürecin başladığı dönemde ve sonrasında yaşananları şöyle özetledi:

“O zamanın Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Arzu Özçelik, görevden alındı. Kentsel Dönüşüm Dairesi kapatıldı. Cemil Tugay Büyükşehir Belediye Başkanı olunca onu göreve geri getirdi. Bir de Genel Sekreter yardımcısı Suphi Şahin vardı. O yapı, bir grup halinde, İZBETON ile kooperatif modelinin doğru olmadığına inanan, bunu seslendiren, kent bileşenlerinin destek vermesiyle kenarda duran, uzun süredir de bu yapıya destek vermeyen bir grup vardı. Bir gün beton dökme, demir bağlama süreciyle ilgili olarak, beton mikserlerinin geceye kalması nedeniyle, gece döküm talimatı geliyor; mikserler geri dönmesin diye… Bizim kontrol mühendislerimiz var, onların olmadığı, bizim izin vermediğimiz sürece beton dökemezsiniz, deniyor. Fakat gece beton dökülüyor. Talimatı veren, İZBEON yöneticileri. Dökün bir şey olmaz, biz hallederiz, diyorlar. Daha sonra kontrol mühendisleri bir tutanakla, kendilerinin izni olmadan, işi görmeden beton döküldüğünü rapor ediyorlar ve Karşıyaka Belediyesi’ne yazı işleri kayıt evraktan evrakı belediyeye sokuyorlar. Kimin zamanında? Cemil Tugay’ın Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminde. Bugün Genel Sekreter olan Zeki Yıldırım’ın, İmar’dan, Kentsel dönüşümden sorumlu belediye başkan yardımcısı olduğu dönemde! Sonrasında tutanaklar patlayınca, inşaat durduruldu, daha sonra inşaatın yürümesine karar verildi. Kooperatiflerin hareket kabiliyeti azalmıştı. Cemil Bey Büyükşehir’e gelince, kooperatiflerin tamamını durdurdu, burada usulsüzlük, uygun olmayan işler var, dedi. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün yaptığı bir kooperatif modeli ve uygulama sistemiyle ilgili bir rapor var. Bu raporun sonunda şu yazıyor: Burada yapılan işler uygun değildir, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur! Gelelim en önemli konuya. Cemil Tugay bu işin içinde midir, şikayetçisi midir, tarafı mı? Bu operasyonda Cemil Tugay’ın parmağı var mı? Cemil Bey, benim bu işte müdahilliğim yok diye açıklama yaptı. Cemil Tugay göreve geldikten sonra Mülkiye müfettişleri geldi, o dönemde görev alan memurlarla ilgili soruşturma izni verildi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya imzasıyla. Sonra, o soruşturma izni Danıştay kararıyla iptal edildi. Tugay, kendisinin bir şikayeti olmadığını, İçişleri Müfettişlerinin verdiği rapordan kaynaklı olduğunu söyledi.”

O ÜÇ KİŞİNİN GÖZALTINDA OLMASI, TUGAY’IN İŞİN İÇİNDE OLDUĞU DUYGUSUNU GÜÇLENDİRİYOR
Ümit Yaldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Tunç Soyer, Şenol Aslanoğlu ve Heval Savaş Kaya ile sürekli çatışma halinde olduğunu hatırlatarak şu görüşlere yer verdi:

“Burada Cemil Tugay’ın da doğruladığı, belediyenin iç teftiş raporunun doğrudan müfettişlerin önüne konulması sonucu verilmesi konusu var. Cemil Tugay’ın işin içinde duygusunu güçlendiren, besleyen şeydir bu. Tugay’ın bir açıklama yaparak, fiilen ben bu işin içinde yokum, demesi kıymetlidir. Cemil Tugay, Tunç Soyer’le problemli. Aralarında halef selef kavgası devam ediyor, o ateş sönmedi bir türlü. Diğer taraftan, dönemin İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ile taa Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminden bir anlaşmazlıklarının olduğunu biliniyor. Heval Savaş Kaya – Tunç Soyer ikilisiyle, butlan davasıyla ayrı cephelere düştüler. Cemil Tugay, Tunç Soyer’in kendisini aday olduğu dönemde desteklemediğini ima eden açıklamalar yaptı. Tunç Soyer, Cemil Tugay’ın aday gösterilmesini içine sindiremediğine dair açıklamalar yaptı. Dolayısıyla ortada ikili arasında bir kan davası var. Daha dün, Şenol Aslanoğlu, telefonu açıyorum, Büyükşehir belediye başkanı telefonumu açmıyor, diyor. Hemen hemen her konuda karşı karşıya geliyorlar. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanının çatıştığı, devlet sırrı falan değil. Bütün bunlar olduğu için, Cemil Tugay’ın çatışma halinde olduğu Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu, Heval Savaş Kaya, şu anda gözaltında bulundurulduğu için, ister istemez Cemil Tugay olağan şüpheli durumuna düşüyor. Ortada bu kan davası varken, Tugay olarak görülür. Biz Büyükşehir Belediye Başkanının yaptığı açıklamaya inanmak isteriz. Burada CHP’nin yaptığı yanlışlar da var. Şenol Aslanoğlu, çok birikimli, çok yetenekli biri olabilir, belki bulunmaz Hint kumaşıdır. Fakat Şenol Aslanoğlu gibi bu kooperatif işlerinin bir parçası olan, misyonu, görevi olan, fiilen rol alan birinin İl Başkanı yapılması yanlıştı. Göreve geldikten sonra o işleri bırakmış olsa da o organizasyon yapısından kurtulamadı. Ankara İl Başkanının oğlu buradaysa bugün, muhtemelen Şenol Aslanoğlu’nun davetiyle buradadır. Şenol Aslanoğlu, İzmir’deki kooperatif modelinin bir parçasıdır. Bu model, bugün soruşturmaya konu olmasa, şakır şakır kurdeleler kesilse, insanlar mutlu mesut evlerine taşınsa, Şenol Aslanoğlu’nun heykeli dikilmez miydi? Model başarısız oldu, Aslanoğlu da tukaka oldu!”

KOOPERATİF MODELİ, BU KADAR HOYRATÇA GÖMÜLMEMELİYDİ
“CHP İl Başkanını o göreve getiren de İZBETON genel müdürü Heval Savaş Kaya’dır. Tüm bunları bir araya getirdiğinizde CHP’deki rövanş duygularının bu sürece etki ettiği bir gerçek. Cemil Tugay’ın, bu işin içinde biz yokuz açıklaması, kıymetlidir. Ama onun açısından bir talihsizlik olduğunu da söylemem lazım. O üç ismin gözaltına alınmış olması, ister istemez Cemil Tugay’ı töhmet altında bıraktı. Beni üzen ne biliyor musun? Aslında o kooperatif olayı, harikulade bir modeldi. Dört başı mamur müthiş bir modeldi. Bu model, Tunç Soyer’in icat ettiği bir model değil. Dünyanın her yerinde uygulanan, başarılı olmuş bir modeldir bu model. İkincisi, çok üzüldüğüm bir başka nokta var. Yıllarca kamu ihalelerinde İzmirli müteahhit göremiyoruz. İzmir sokaklarında bile İstanbullu müteahhitleri görüyoruz, Ankaralı müteahhitleri görüyoruz. Bu kentin müteahhitleri, 25 yıldır dışlanıyor kamu işlerinden. Ben olsaydım, Şenol Aslanoğlu’nu il başkanı yapmazdım. Kooperatif modelinde bırakırdım kendisini. Pırıl pırıl İzmir Ticaret Odası Meclis üyeleri gözaltında. Onların devletle, kamuyla iş yapma aşkı, şevki daha başlamadan bitirildi. Bu kentin kendi sermayesinin, kooperatif modeliyle de olsa biraz olsun palazlanmaya hakkı yok muydu? Bir parça büyümeye hakkı yok muydu? Bu kentin her şeyini öldürmemiz, her alanda mı 3. Lig’e düşmemiz gerekiyordu? Bu kentin iş dünyasına Ankara iş vermiyor, biz verseydik keşke. Kooperatif, erozyona uğramış bir kavram. Türkiye’de kooperatif mağduru olmayan yok gibidir. Kooperatif kelimesi, Aziz Kocaoğlu döneminde bir sevimli gelmeye başlamıştı. Bu model sağlıklı bir şekilde yürütülseydi, sahip çıkılsaydı keşke. Bu, Tunç Soyer dönemine aitti, biz sırtımızı çevirelim! Bu düşünce yanlıştı. O modelde yanlışlar da olabilir. Bu kentte kentsel dönüşüm üzerinde yapılan bir iş bu kadar hoyratça gömülmemeliydi. Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninin ve kurumsalının bir bölümü, tüm bu olan bitenleri operasyon olarak okuyor. Öküzün altında buzağı aranıyor, diyorlar. İktidar cephesi de diyor ki, öküzün altına buzağıyı koyuyorsunuz, bize de onu bulmak kalıyor, cevabını veriyor. Mesele öyleyse, o 2011’deki kentsel kilitlenme, destek mekanizması çalışmalı. Bir şey çıkar mı? Bir şey de olmaz.”