Yerel yönetimlerin siyasette ağırlığının artması, belediyelerde istihdamı bir anlamda siyasi çıkar ilişkisine dönüştürdü. Sadece istihdam mı!.. İhale, satın alma, iş takibi gibi para kaynakları da yaratıldı. Bunlar siyasetin finansmanı eşliğinde ortaya çıkan ahlak dışı yollardır. Liberalleşmenin getirdikleri…
İBB grevine gelince, öncelikle şu gerçeği görmek gerekiyor; çalışan yaklaşık 35 bin personelin 20 binini işten çıkarın bir tek iş aksamaz, aksine verim artar. Nedeni, siyasi çıkar ilişkilerine dayalı istihdamdır. Ama çalışanlara soracak olursanız, onlar işçi sınıfı… Boş oturmaktan yorgun emekçiler…
Ücret sendikacılığından ötesine kafası basmayan sözüm ona devrimci sendikacılar ile solculuğu sol yumruk havada zıplamaktan öteye geçemeyen solcu çalışanlar arasında para kazanmaktan ötesi yalan bir dayanışma…
Bilinmeli ki 15 bin ile 25 bin lira arasında gelirle yaşamını sürdürmeye çalışan İzmir halkı bu “devrimci” mücadeleyi unutmayacak. “Benden sonrası tufan” kafasıyla devrimcilik yapanların solda tükenişi hızlandırdıkları bir gerçek.
Siyasetçilerin parti içi iktidar mücadelesinde kullandıkları belediye imkanlarının faturası halka çıkıyor. Ve sokaktaki insan bunun farkında.
Gerek merkezi yönetimde gerekse yerel yönetimlerde kamusal normların çökmesiyle ortaya çıkan durumun özeti, tükeniştir.
Gerçeğin diğer yüzünde ise yeni sosyoloji var. Uluslararası sistemde ortaya çıkan derin kriz, sistemin yeniden dengeye dönmesine izin vermiyor. Ve sistem sürekli yoksulluk üretiyor. Yanı sıra, akıllı sistemler, emeğe olan ihtiyacı gün be gün azaltıyor. Bu değişim, kent yoksulluğu olarak adlandırılıyor.
Yürüyen gerçek; Artı değerdeki sınırsız genişleme yoksulluğu büyütürken, dijital devrim de yeni üretim/tüketim kültürünü inşa ediyor. Sistem, bu süreci sadaka ekonomisiyle geçmeyi planlıyor. İşsizliğin önüne, “evrensel gelir hakkı” ile geçmek gibi… Buradan bakınca, belediyelere istif edilen işsizler anlamlı hale geliyor.
Ancak, hal böyle iken, siyasetçilerin herkese iş, refah tabana yayılacak gibi vaatleri hiç inandırıcı olmuyor.
Sistem değişiyor ve faturası çok ağır olacak. Bu durumu yok saymak yerine, siyasi partilerde yeni toplumun ve yeni siyasetin konuşulması yerinde olur. Siyasetçi artık umut ticaretinden ve yalan söylemekten vazgeçmeli.
Ve grevde sol yumruk havada zıplayanların, sendikacıların devrimci neşesi, toplumun çektiği acıları hiç yansıtmıyor.
Bu sol, toplumsal sorumluluk noktasında, ne yazık ki hiç güven vermiyor.