Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a sert yolsuzluk çıkışı!

ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle: "Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına itti. Türkiye terör ithal eden bir ülke oldu. Erdoğan bugün hiçbir Ortadoğu ülkesine gidemez. Bugün bana birisi telefon etsin diye bekliyor. Bekleme sana kimse telefon etmez. Terör örgütleriyle içiçiçe bir parti olabilir mi? Hükümetin meşruiyeti uluslararası alanda tartışılıyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın elleri kanlıdır.
 
Dışarıda bu hükümet güven vermiyor. Peki içeride, içeride de kimse güvenmiyor. Bu iktidara yandaşları dışında kimse güvenmiyor. Bir şeye hakkını teslim etmek lazım. Yolsuzluk konusunda Recep Tayyip Erdoğan'ın eline su dökecek kimse yoktur. Demiyor muydun? 'Siyasete yırtık ayakkabıyla girdim'. Nereden geldi bu para? 'Yürütme organının başıyım' diyor. Doğru, yürütme organının başısın.
 
Adım adım demokrasinin dışına itiliyoruz. Otoriterleşen bir süreç yaşıyoruz.
 
Yargı adalet dağıtmaktan uzaklaştı. Siyasi otoritenin hizmetinde. Adalet milletin vicdanı demektir. Toplumu ayakta tutan adalet duygusudur. Teraziyi elinde tutuyorsun sen. Siz adaleti aldınız çöpe attınız. Vicdanıyla karar vermek varken birinin talimatıyla karar verirsen orada adalet mi gerçekleşir. Yoksulun hakkını yiyenlerin sırtı sıvazlanıyor. Adalet birarada yaşamamızın güvencesidir. Onu yok ettiğiniz anda kutuplaşma başlar. 'Bir tek kişiye yapılmış adaletsizlik bütün topluma yapılmıştır der' bilim insanları.
 
Biz görüşü ne olursa olsun bilin ki onun yanında bir CHP milletvekili vardır. İster KCK'dan ister İBDA-C'den olsun. Biz yurttaşlarımız arasında ayrım yapmayız. Türkiye'de yeniden adalet kavramının vicdanlara yerleşmesi lazım.
 
Darbelerden bu ülke çok çekti. 12 Mart'ta, 12 Eylül'de darbeler oldu. En çok çeken siyasi parti CHP'dir. Gencecik fidanlar idam edildi. Darbeleri de darbecilerin kurduğu mahkemeleri de savunmadık. Darbecilerin önünde el pençe durmadık. 28 Şubat sürecinde altlarına lüks arabaları alırken genelkurmay başkanı, 'bu milletin parasıyla nasıl alırsın' diye biz eleştirdik.
 
Balyoz davası görülüyor. Kim darbe teşebbüsünde bulunursa yargılanır, bu bizim kırmızı çizgimiz. Ama yargılamanın hukuk içerisinde, adalet içerisinde olmalıdır. Bu dava ilginç bir dava. Önce kuvvet komutanları nerede yargılanacak? Kanunlar hiçbir kamu görevlisine suç işleme yetkisi vermez. Göreviyle ilgili suç kavramı; görevinin verdiği yetki, olanak ve fırsatları kullanarak suç işlemesidir. 'Siz o mahkemede değil bu mahkemede yargılanacaksınız' dendi."