İzmir ticaretinin patronu Özgener açıkladı: Bir dönem daha adayım!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, görev süresinin üstünden geçen 4 yılı değerlendirmek ve yeni dönem için adaylığını açıklamak için Büyük Efes Otel’de basın toplantısı düzenledi.

Yaklaşık 1 saatlik değerlendirmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özgener, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

PROJELERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Yeni dönem için adaylık mesajını paylaşan Özgener, “Bu dönemde, kardeş oda ve borsalarımızla kurduğumuz iş birliğinden aldığımız gücün ve yakaladığımız ahengin, kentimiz, bölgemiz ve ülkemiz adına gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmalardaki etkisinin de özellikle altını çizmek istiyorum. Kurumlar arası sahip olduğumuz bu uyum, ortak projelerimizin hızla ve olumlu yönde ilerlemesine önemli katkı sağladı ve inanıyorum ki gelecek projelerimize de sağlayacak. Bu duygulardan hareketle, devam ettirdiğimiz ve aynı heyecanla hayata geçirmeyi dilediğimiz yeni projelerimizin bizlere yüklediği sorumlulukla yeniden aday olma kararımı sizlerle paylaşıyorum.  Üyelerimizin yeni dönem teveccühleri olması halinde aynı anlayış ve istekle projelerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

SİYASET ÜSTÜ KURUMUZ
İzmir’de yerel yönetimler ile merkezi hükümetin farklı partilerden olmasının kendileri için herhangi bir sorun yaratıp yaratmadığı yönündeki soruya yanıt veren Özgener, “Bizler odalar ve STK’lar olarak siyaset üstü kurumlarız ve hizmet verirken bu gerçeği unutmuyoruz. Çeşitli sorunların çözümünde biz hükümetimiz ve Büyükşehir belediyemizin çeşitli partilerden olmasının bir sıkıntısını sorunun yaşamadık. Bazı sorunların çözümünde bizler Büyükşehir belediyesi ve ilgili bankalıklar nezdinde iş birliğimiz ile yol alınmasını sağladık. Bunu için oldukça mutluyuz. Bunun en önemlisi UNESCO dosyasıdır” dedi.

EVDE KAPALI OLMAK KOLAY OLMADI
Yaşanan süreçte hiçbir şeyin kolay olmadığını vurgulayan Özgener, “Hiçbir iş kolay değil ancak bu görevlere talip olduğumuzda, görevlere geldiğimizde yaptığımız işin önemini ve zorluklarını bilerek göreve geldik. Zorluklar elbette yaşadık, mühim olan adımlarımı ve hayatlarımız gerçekleştirmek için attığımız adıma oldu. Bu mutluluklar  bize zorlukları unutturdu. En çok zorlandığımız dönem tabii ki pandemi oldu. Çok hızlı karar alınması gerektiği dönemlerde evlerde kapalı kalmak kolay olmadı” diye konuştu.

KAÇ OY ALIRIM DİYE DÜŞÜNMEDİM
Seçim öncesi oy hedeflerinin olup olmadığı yönündeki soruya ‘düşünmedim’ yanıtını veren Özgener, “Kaç oy alırım diye düşünmedim. Seçim demokrasinin en doğal koşularından biri. Aday olur mu olmaz mı bilemiyoruz ancak aday olmasını her zaman doğru bulurum. Şu ana kadar üyelerimiz ile herhangi bir temas haline geçmedim. Görece devam etmek isteyen çeşitli komite üyeleri geldi ve görüşlerimi sordu bende görüşlerimi paylaştım” dedi.

DÜNYADA DAHA FAZLA SÖZ SAHİBİ OLACAK
Özgener 4,5 yıllık sunumunu ise şu ifadeler ile gerçekleştirdi;

“Raporlarda ve öngörülerde ortak kanı, dünya ticaretinde, 2020’de pandemiyle yaşanan büyük düşüş ve 2021’de toparlanmayla yüzde 9.8’lik artışın ardından, gelecek 5-10 yıl yüzde 3 ila 5 arası istikrarlı bir büyüme yaşanacağı yönünde. Ticarette ve küresel siyasette “Jeopolitik” önemli bir kavram. Son yıllara kadar bu terimi kullananlar ilk olarak enerji ve petrol endüstrilerinden bahsederdi. Bu denkleme artık teknoloji de girdi. Üretimde, dağıtımda ve insanların sosyal yaşamında teknolojiyi etkin şekilde kullanabilen ülkeler ve toplumlar, dünya siyasetinde daha fazla söz sahibi olacaklar. Günümüzde işgücünün, enerjinin ve ticaretin akışı, bilginin akışına bağlı. Sanal zeka, artık birçok şeyi bizim yerimize hesaplıyor, analizler ve öngörüler ortaya çıkarıyor. Bu hesaplamalar sayesinde üretimde ve tüketimde israfın önüne geçiliyor, ticaretin hızı artıyor. İnsanların önünde yeni fırsatlar açılıyor. Dünya Ticaret Örgütü Genel Direktörü NgoziOkonjo-Iweala(İngoziokonjaiveyla) bu yılın başında Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada dünya ticaretinin geleceğini iki sözcükle özetledi: “Dijital ve Yeşil”. Sadece üretim ve tüketimde değil, ürünlerin ticaretinde de çevreye daha az zarar veren yöntemlerin kullanılacağı bir döneme giriyoruz. Yapılan uluslararası toplantılarda iklim krizine karşı alınan önlemler arasında ticaretin de daha ekoloji dostu hale getirilmesi yer alıyor. Ürünlerin farklı bölgelere taşınırken ortaya çıkan karbon ayak izinin minimuma indirilmesi için yine teknolojinin olanaklarını kullanacağız.”

İŞİ EHLİNE VERMEYİ ÖNEMSEDİK
“Son dönemde tüm dünyada ve ülkemizdeki gelişmelerin kısa bir değerlendirmesi ile orta ve uzun vadedeki projeksiyonların ardından, 2018 yılının Nisan ayında İzmir Ticaret Odası’nda göreve geldiğimiz günden bu yana gerçekleştirdiklerimizi mümkün olduğunca kısa özetleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle ilk yola çıkarken üzerinde önemle durduğumuz “Biz” olma hedefimizden söz etmek istiyorum. Yönetim Kurulumuz, Meclisimiz ve Meslek Gruplarımızın üyeleriyle “Biz” anlayışını temel felsefe olarak belirleyip tüm yönetim anlayışımızı buna dayalı iletişim stratejisiyle yönettik. 4,5 yıl boyunca üyelerimizle çok fazla bir araya geldik. Yönetime katılım arttıkça farklı düşünceler ve farklı projelerle beslenme şansına sahip olduk. Farklı görüşler arasında uzlaşma becerisini daha fazla kullanıp, en doğru sonuçlara ulaştık ve yürüttüğümüz tüm proje ve çalışmalarımızda ortak akılla hareket ettik. Aynı zamanda; hükümetimiz, bakanlıklarımız, yerel yönetimler, kardeş kurumlarımız, kamu kurum ve kuruluşlarıyla kurduğumuz işbirliği sayesinde, İzmir Ticaret Odası ailesi olarak herkesin gönülden katkı koyduğu bir enerji yaratmayı başardık.  Oluşturduğumuz bu kıymetli “aile” ruhunu ve kurumlar arası işbirliğini her zaman liyakata dayalı bir koordinasyonla yürütme çabası içinde olduk. Her işimizde, her projemizde “işi ehline” vermeyi önemsedik. Yakaladığımız başarıda bunun önemli bir etken olduğunu düşünüyorum.”

 TİCARİ FAALİYETLERİN KESİNTİYE UĞRAMAMASI İÇİN…
“Göreve geldiğimizde ve yönetime talip olduğumuzda, projelerimizle İzmir’i ve İzmir Ticaret Odası’nı ileriye götürmeyi hedefledik. Dünyada ve ülkemizde yaşananlar nedeniyle yönetim felsefemiz daha çok kriz yönetimine dönüşse de hedeflediğimiz projelerin birçoğunu hayata geçirmeyi başardık.  Önümüze çıkan her yeni sorunda önceliklerimizi yeniden belirledik. Projelerimizi yeniden zaman planına oturttuk. Krizlerle ortaya çıkan sorunları çözmek tek odak noktamız olmadı tabiki.Odamızın günlük yönetim ihtiyaçlarının yanı sıra geleceğe yönelik projelere de aynı önemi verdik.  4,5 yılda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızı özetlemek adına bir dizi veri paylaşmak istiyorum.  221 yönetim kurulu toplantısında 6.623 karar aldık. Yine aynı dönemde, 79 Meslek Komitemiz 3.947’si olağan ve 306’sı olağanüstü olmak üzere toplam 4.253 toplantıda 21.587 karar aldı. Bu dönemde Bakanlıklar ve TOBB nezdinde, sektörel sorunlarla ilgili toplam 1.038 girişimde bulunduk ve bu girişimlerin 316 tanesi olumlu ve kısmi olumlu olarak sonuçlandı. Diğerlerinin takibine devam ediyoruz. Bizzat katıldığım ziyaret, görüşme ve toplantı sayısı 2.457'yi buldu. Üyelerimizin taleplerini ve projelerimizi 67 kez gerçekleştirdiğimiz bakan düzeyinde toplantılarla Bakanlarımıza anlattık. Toplam 1.317 sektörel toplantı organizasyonu gerçekleştirdik. Yabancı ülkelerden firmalarla 2.016 iş odaklı görüşme yaptık. 157 yabancı konuk heyeti ağırladık. Üye iletişimien öncelikli konularımızdan biri oldu. Mevcut iletişim kanallarını güçlendirdik, yeni iletişim kanalları oluşturduk. Bu sayede; Nisan 2018 – Temmuz 2022 döneminde Çağrı Merkezi veWhatsapp Destek Hattı başta olmak üzere, tüm iletişim kanallarımızdan üyelerimizle gerçekleştirdiğimiz etkileşim 4 Milyon 700 bini aştı.  4,5 yıllık faaliyet ve çalışmalarımızı aktarırken, Mart 2020’de tüm dünyayı etkisi altına alan ve yaşam koşullarımızda yarattığı ani değişim ve bilinmezliklerle başlayan Covid-19 pandemisini ayrı bir başlık olarak değerlendirmek istiyorum. Odamız, yaşanan ve yaşanabilecek sorunlara en hızlı tepki veren ve önlem alma kabiliyetine sahip, adaptasyon gücü yüksek kurumlardan biri oldu.  Pandeminin başlamasının hemen ardından 79 komitemizle 1 hafta içerisinde online toplantılar düzenledik. Bu toplantılarda, pandeminin olası olumsuz etkilerini istişare ederek gerekli girişimler için ilk adımları attık.En önemlisi, bu toplantılarda, kriz dönemlerinde en çok ihtiyaç duyulan moral ve güveni üyelerimizle paylaştık. Hafta sonları ve resmi tatil günlerinde sokağa çıkma kısıtlamaları boyunca, üyelerimizin ticari faaliyetlerinin kesintiye uğramamasını teminen İzmir Valiliğimiz nezdinde girişimlerde bulunduk.Firmalarımızın toplum sağlığını riske atmayacak şekilde sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyarak faaliyetlerine devam etmelerini güvence altına alarak Odamız koordinasyonunda 5,897 Oda ve kardeş kurum üyemize çalışma muafiyet belgesi hazırladık. İhracat yapan üyelerimizin siparişlerinde herhangi bir aksama yaşanmaması adına Gümrük Müşavirliği bünyesinde görev yapacaklar için üye firmalarımızda çalışan 1.702 kişiye “Zorunlu Hal İzin Belgesi”ni düzenledik. Sokağa çıkma yasağı sürecinde, üyelerimizin şehir dışındaki ticaretlerini kolaylaştırmak ve geliştirmek için toplam 10.989 Görev Belgesi düzenledik.  Vergi ve Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin ötelenmesi, kredi şartlarının üyelerimiz lehine iyileştirilmesi yönünde girişimler yaptık. Nefes kredisiile üyelerimizin en uygun koşullarda gerekli finansal desteğe ulaşmalarınısağladık. Nefes Kredisine Türkiye genelinde en çok kaynak ayıran 3. Oda olduk. 4.315 üyemize, 342 milyon 542 bin 500 Türk Lirası kredi verilmesine imkan sağladık. Pandemiyle ilgili örnek çalışmalarımız sonucunda ise İzmir’de  “Covid-19 Güvenli Hizmet Belgesi” almaya hak kazanan ilk Oda olduk.”

PROJELERİMİZİ AKSATMADAN DEVAM ETTİRDİK
“Her dönemin farklı dinamiklere, farklı koşullara sahip olduğunu görev süremiz boyunca deneyimledik. Dünyamız ve ülkemiz dönüşüm geçirirken, bizler de büyük bir hızla bu değişime adapte olmayı hedefledik. Bir yandan önümüze çıkan her yeni sorunda önceliklerimizi belirlerken diğer yandan göreve gelirken söz verdiğimiz projelerimizi aksatmadan devam ettirdik.  Tüm bu süreç içinde odaklandığımız en önemli nokta “sürdürülebilirlik” oldu.  Yaptığımız işler öncesinde araştırmalarımızı iyi yapmıyorsak, planlama konusunda sorun yaşıyorsak, orta ve uzun vadede işimizi nasıl geliştireceğimizi en baştan düşünmüyorsak, sürdürülebilirlik konusunda başarılı olamayız. Geçtiğimiz 4,5 yıl, dünyanın yaşadığı dönüşüm, her anlamda sürdürülebilir olmanın önemini gösterdi. Biz de, projelerimizi, gelecek kuşakları önceliğimize alarak ve finansal altyapılarını uzun süre problem yaşamayacak şekilde tasarlayarak hayata geçirdik. Mevcut yapılarımızda da dönüşümü hedefleyerek daha verimli çalışmanın yollarını aradık.  Dijitalleşmede, Tarımda, Ticaret ve Sanayide, Turizmde, Eğitimde, Temel konvansiyonel çalışmalarımızda, İzmir’in ve Odamızın markalaşmasında, Üyelerimize verdiğimiz hizmette,“İklim Krizi ve Yeşil Mutabakat Uyum Projeleri” çalışmalarımızda hep sürdürülebilirliği temel alarak çalıştık. Bu yola çıkarken hem yeni projelerin hem de bu projeleri kentsel bir sinerjiyle gerçekleştirmenin sözünü de vermiştik. “Biz” olma anlayışını önceliklendirerek ve kent çapında bir birliktelik yaratarak İnovasyon Üssü olma hedefimiz doğrultusunda çalışmalara hemen başladık. Bu hedefin ilk önemli ve büyük projesi İzQ oldu.”

BAKANLIK İLE GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM EDİYOR
“2018 yılında  yüzde 50 doluluk ile devraldığımız teknoparkımız“İzmir Bilimpark” ise vurgulamak istediğim bir diğer önemli çalışma. Şu anda  yüzde 100 doluluğa ulaşmış durumda. İzmir Bilimpark'ın içerisinde Üniversitemiz tarafından projesi yürütülen TeknotestLaboratuvarımız da hizmete vermeye başladı. Yine, Bilimpark A.Ş. ve Odamız ortaklığında yürüttüğümüz İzmir TeknotestAkredite Test Laboratuvarı Merkezi projemizi de tamamlayarak, IZTECHLABS markası altında İzmir Ekonomi Üniversitesi yürütücülüğünde hayata geçirdik. Merkezimiz, elektronik ve elektromekanik alanda ilk ve tek uluslararası onay veren yetkilendirilmiş test merkezi olarak hizmet veriyor.  İzmir tarımda da oldukça gelişmiş bir yapıya sahip. Özellikle sürdürülebilir  ve akıllı tarım uygulamalarını hızlı bir şekilde adapte eden yapısıyla benzerlerinden bu özelliğiyle ayrışıyor. Kentimizin birlikte hareket etme vizyonuna uygun olarak Tarıma Dayalı İhtisas OSB projelerine 2018'de imzaladığımız protokollerle start verdik. Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera,  Bayındır Tarıma Dayalı İhtisas Çiçekçilik, Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Bitkisel Üretim Sanayi Bölgeleri çalışmalarımız devam ediyor.  Kardeş odalarımızla birlikte Avrupa ve ülkemizin en büyük jeotermal ısıtmalı tarıma dayalı organize sanayi bölgesi Dikili Tarıma Dayalı İhtisas OSB’nin temel atma törenini gerçekleştirdik. Dikili projemizde, yıllık 80 milyon ton yaş sebze meyve üretimi 3.500 kişi istihdam ve toplam 5 milyar Türk Lirası yatırım hedefliyoruz.  Dünya Bankası tarafından “Türkiye İklim Akıllı ve Rekabetçi Tarımsal Büyüme Projesi -TUCSAP” kapsamında bölgemizin altyapı işleri için 30 milyon ABD Doları destek alacağız. Hibe için Bakanlığımızla görüşmelerimiz devam ediyor.  Ayrıca Kınık Tarıma Dayalı İhtisas OSB projemiz ile, 1,2 milyon metrekarelik alanda 1,500 kişi istihdam ile tohum, fide, tıbbi ve aromatik bitki üretimi ve işlenmesi ve toplamda 2,5 milyar Türk Lirası yatırım hedefleniyor.  890 bin  metrekarelik alanda süs bitkileri ve çiçek üretimi, 12 ay açık kalacak ürün teşhir - sergi alanları, süs bitkileri mezatını kapsayan ve 1,100 kişiye istihdam sağlayacak  Bayındır Tarıma Dayalı İhtisas OSB’nin yatırım hedefi 1,2 milyar Türk Lirası.”

ODAMIZIN YOĞUN ÇABASI SONUCUNDA…
“Mobilya sektöründe faaliyet gösteren üyelerimiz uzun zamandır daha geniş bir alana ihtiyaç duyuyordu. Katma değerli ürünler üretmek ve markalaşmak hedefiyle, gerekli altyapıya sahip olmaları için Torbalı Karma ve Mobilya Organize Sanayi Bölgesi projemizi oluşturduk. Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden aldığımız ek 626 bin m2 alanda faaliyet gösterecek 64 firma ve 3,5 milyar TL yatırım ile birlikte toplam 1 milyon 292 bin 890 m2 alan içinde 3.500’ü mobilya sektöründe olmak üzere toplam 5.000 kişiye istihdam sağlanmış olacak.  Sektörlerimizin yaşadığı çok kritik sorunlara da çözüm üretme şansımız oldu.  Girişim yaptığımız ve olumlu sonuç aldığımız en önemli konulardan bir tanesi 48 yıldır değiştirilemeyen Su Ürünleri Kanunu. Sektörün güncel ihtiyaçlarını karşılamayan Kanunun değiştirilmesiyle, sektörde faaliyet gösteren üyelerimiz adına önemli bir başarıya imza attık.  İnşaat sektöründeki üyelerimizin yakından takip ettiği İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 3 Haziran 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinde önemli rol oynadık. Uzun yıllardan sonra kentimiz kendi imar yönetmeliğine kavuştu. İzmir Alsancak Limanının Ro-Ro seferlerinde açılmasında da önemli bir mesai yürüttük. Odamızın yoğun çabaları sonucunda, ilgili Bakanlıklarımızın değerli katkılarıyla Ro-Ro seferleri İzmir Alsancak Limanı’ndan Şubat 2021’de yeniden başladı. Ayrıca İzmir – Alsancak Limanı’ndan İspanya’nın Teragonalimanına da yeni Ro-Ro seferleri desteğimizle başlamış oldu. Ayrıca, 6 yıldır yapılamayan İzmir-Selanik feribot seferleri, Odamızın Bakanlık nezdinde harcadığı yoğun mesaisi sonucunda Eylül ayında tekrar başlıyor.  Sicil tasdikname ve ihale belgeleri, büyük çabalarımızla  elektronik ortamda ilk olarak Odamız tarafından verilmeye başlandı ve ülke genelinde de uygulanmaya geçildi. Üyelerimizin ulusal ve uluslararası iş birliklerinin geliştirilmesi, göreve gelirken üzerinde durduğumuz diğer bir önemli konumuzdu. Bu kapsamda, İhracat Destek Ofisimiz, Ticaret Bakanlığı desteğinde gerçekleştirdiğimiz UR-GE ve Hiser projelerimiz, Alım Heyetleri ve Odamızı ziyaret eden heyetler kapsamında organize ettiğimiz B2B toplantılarımız aracılığıyla yoğun çalışmalar yürüttük.”

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ
“Ticaret Bakanlığı ve TOBB arasında imzalanan protokol ile 365 Oda ve Borsa arasında ilk olarak Odamızın hayata geçirdiği İhracat Destek Ofisi ile üyelerimize, A’dan Z’ye ihracat süreci ile ilgili bilgilendirmeler ve eğitimler gerçekleştiriyoruz.Son 4 yıllık dönemde, 1.000’e yakın üyemize  birebir danışmanlık hizmeti sunduk ve eğitimlerle de 4.500 üyemize ulaştık.  E-ticaretin özellikle pandemiyle kazandığı ivme sonucunda üyelerimizden gelen talep doğrultusunda E-Ticaret Meslek Grubumuzu, Odamızın 80. Meslek Grubu olarak kurduk. Üyelerimizin ihracatının geliştirilmesinde ve dış pazarı tanımalarında en etkin araçlardan olan fuarlara yönelik desteklerimizi çok önemsedik ve artırarak sürdürdük. Fuarlar üyelerimizin ciddi iş bağlantıları kurduğu organizasyonlar. Yurtiçi ve yurtdışı fuarlara düzenlediğimiz grup ziyaret organizasyonlarımız, şemsiye stand organizasyonlarımız, fuarlarda bireysel standlarını açan üyelerimize verdiğimiz fuar teşviklerimiz ve kentimizin tanıtımı için kurumsal olarak stand açtığımız fuarlar bütününde 6.012 üyemize toplam 17.689.016 Türk Lirası destek sağladık. Üyelerimizden bize gelen en önemli konular arasında ara eleman ihtiyacı ve bu elemanların yetiştirilmesini sağlayan mesleki eğitim sisteminin iyileştirilmesi de bulunuyor. Oda olarak meslek gruplarımız ve mesleki eğitim veren kurumların iletişimini güçlendirerek bu sorunların çözümüne katkı sağlıyoruz.  Bu amaç doğrultusunda; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan “Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü” kapsamında proje okulumuz “Çınarlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” Protokol Yürütme Kurulunda İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve diğer oda ve borsalarımızla birlikte görev yapıyoruz. Ayrıca, ara eleman ihtiyacı konusunda İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile yeni bir anlayışla işbirliği sağladık. Eleman ihtiyacı bulunan sektörlerimizle ilgili bölümlerin bulunduğu meslek liselerimizi eşleştirerek bire bir iletişim ve koordinasyon halinde sorunların çözümü için çalışmalar yürütüyoruz.”

HALKIMIZIN YANINDA OLMAYA GAYRET ETTİK
“Bu çalışmalar kapsamında, Vakfımız aracılığıyla verdiğimiz mesleki yeterlilik belgesi hizmetinden2018-2022 yılları arasında açılan 52 sınav programında toplam 2.434 üyemiz faydalandı. Dijitalleşme süreci ile birlikte yoğun ihtiyaç haline gelen, nitelikli personel yetiştirme hususunda Üniversitemiz ile birlikte Yazılım ve Kodlama Sertifika Programı’nı başlattık. İş bulamayan üniversite mezunu gençlerimize farklı iş alanları yaratma potansiyeline sahip bu proje ile, hem üniversite mezunlarına iş imkanı sağlayacak hem de bu alandaki açığı hızla karşılamış olacağız. Toplamda, kısa vadede hedefimiz yılda 1.000 kişiyi vereceğimiz nitelikli eğitimle sertifikalandırmak. Görev süremiz boyunca, kentimizin turizm konusunda gelişimine katkı sağlayacak projeler de önceliklerimiz arasında yer aldı.  Kemeraltı dünyanın en büyük açık hava çarşısı olma özelliği ile öne çıkıyor. Kemeraltı’nın değerlerini korumak ve yaşatmak dönüşümümün sağlıklı şekilde olmasını sağlamak için kurulan Tarkem’e 2019 yılında ortak olduk ve 2022 yılında sermaye artışına katılarak portföyümüzü genişlettik. Odamızın himayesinde 2006 yılına kadar uzanan UNESCO başvurusunun Kültür ve Turizm Bakanlığı’na teslim edilmesinde aktif rol aldık.Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy ile üç kez bir araya geldik.  UNESCO sürecindeki  dosya başvurusunun 1 yıl öne çekilmesi için Oda olarak çaba harcadık ve başarılı olduk. Avrupa’nın lider kruvaziyer destinasyonu olan İzmir’e 2017 yılı Kasım ayından bu yana kruvaziyeler gemileri yanaşmıyordu. Odamızın ve İzmir Büyükşehir Belediye’mizin girişimleriyle 2022 yılının Ağustos ayına kadar İzmir Alsancak Limanı’na 13 sefer ile 17.160 kruvaziyer yolcu geldi, yılsonuna kadar 18 sefer daha yapılması planlanıyor. Tüm bu çalışmalarımızı gerçekleştirirken plan ve hedeflerimize ulaşmaya çalışırken, pandemi gibi insiyatifimiz dışında gelişen krizler ve felaketler de yaşadık. Bu zor zamanlarda da dayanışmanın en güzel örneklerini sergileyen halkımızın yanında yer almaya gayret ettik. Hep birlikte yaraları sarmak adına çalıştık. “

HER GÜN DAHA BÜYÜK HEYECANLA YAPIYORUZ
“Odamız burada daha sayamadığım birçok faaliyeti gerçekleştirirken, bir yandan da kentimizin ihtiyaç duyduğu alanlarda yeni projeleri hayata geçirmek adına çalışmalarına devam etti. Geleceğimizin teminatı en değerli varlığımız çocuklarımızın, temel sıralardan başlayarak çok iyi eğitim almasını önemsiyoruz. Bu amaçla öncelikle Üniversitemiz bünyesinde Çocuk Üniversitemizi kurduk. Çocuk Üniversitemizin himayesinde faaliyet gösterecek olan, 3-6 yaş arasındaki çocuklarımızı kabul ettiğimiz 'Beyaz Köşk' Uygulama Anaokulumuz kentimizin ilk akademik anaokulu olarak eğitim-öğretim dönemine Eylül ayında başlayacak. Kentimiz, pandemi sürecinin zorluklarının yanı sıra bu dönemde afetler de yaşadı.  İzmir Ticaret Odası olarak, İzmir'de yıkıma yol açan 30 Ekim deprem felaketinde kentimizde faaliyet gösteren 10'a yakın oda, birlik ve dernekle bir araya geldik. Ailesinde vefat olan depremzedelere konut yapımı,, sosyal ve eğitim alanlarının oluşturulması ve ihtiyaç duyabilecekleri diğer sosyal alanların karşılanması amacıyla “BİRLİKTEN İZMİR DOĞAR” kampanyasını başlattık. TOKİ ile işbirliği içerisinde sürdürdüğümüz çalışmalar çerçevesinde yakın zamanda depremzedelere konutlarını teslim edeceğiz.  Gerçekleşen ve gerçekleştirmeyi planladığımız projelerimiz çok. Dünyadaki gelişmeler ve krizler tempomuzu yavaşlatmadı, yolumuza devam ettik. Bizler; İzmir’de yaşayan, çalışan, yatırım yapan, İzmir ile var olan, büyüyen, hayata bakış açımızı, başarılarımızı İzmir’e borçlu olan insanlarız. Bu kentin bize kattığı değerlerin başında olumlu düşünmek, zorluklar karşısında pes etmeden, vazgeçmeden devam etmek geliyor. 4,5 yıl önce göreve gelirken “Birlikte olmanın, el ele vermenin, Ben değil Biz olmanın” önemini anlatmaya çalışmıştık. Geçen yıllara baktığımızda, en zor zamanlarda bile yan yana kaldığımızı, birlikte ürettiğimizi, birlikte ticaret yaptığımızı, birlikte büyüdüğümüzü gördüğümüzde mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bizler son 4,5 yıl içinde zor bir konjonktür içinde çalışmalarımızı sürdürdük. Bu durumdan şikayet etmiyor, tam tersine çok öğretici süreçler yaşadığımıza inanıyoruz. Zorluklar, birçok konuda deneyim ve bilgi birikimimizin artmasına yol açtı. Kısa vadede, benzer zorluklar yaşayacağımızı öngörebiliriz. Bunları olduğundan büyük görmeden, kriz yönetimi yaklaşımlarıyla geride bırakabiliriz.Uzun vadeli dönüşümleri dikkate aldığımızda da isabetli öngörüler ve projelerimizle dünyanın yaşayacağı büyük değişimlere hazır olduğumuzu düşünüyoruz. Arkadaşlarımla birlikte görev yaptığım 4,5 yıl süresince doğduğum doyduğum kente hizmet etmenin büyük mutluluğunu hissettim. Her bir proje tamamlandığında, her bir üyemizin ihtiyacına yardımcı olduğumuzda, her bir sektörümüz adına sorun çözdüğümüzde, gençlerimizin mezuniyet törenlerindeki pırıl pırıl heyecanına tanıklık ettiğimde hep farklı mutluluklar yaşadım. Görevim vesilesi ile hayatıma yeni katılan kıymetli dostlar, çalışma arkadaşlarımızın görev süremizce bizlere olan güveni, yardımlaşma ve dayanışma duygumuz, zor günlerde birbirimize olan desteğimiz, hergün yeni edindiğim, hayatımı besleyen yeni öğrenimler bu görevi her geçen gün daha büyük heyecanla ve istekle gerçekleştirmeme sebep oldu.