Erkan İYİGÜNGÖR/EGEDESONSÖZ - Sağlık turizminde en güvenilir ülke olarak gösterilen Türkiye’de önemli bir yere sahip olan İzmir’de ciddi verilerin sunulduğu bir analize imza atan Ege Sağlık Kuruluşları Derneği’nin raporunda kentin bu sektöre nasıl baktığı gözler önüne serildi. İzmir’deki 191 sağlık kuruluşundan 74’ü bu dev projeye katıldı. 28 devlet hastanesinden sadece 6 hastanenin katılımı da dikkat çekti. Ortaya çıkarılan sağlık turizmi rehberiyle, hangi kuruluşun hangi hizmeti verdiği de görülebilecek.
Konuyla ilgili bilgi veren Ege Sağlık Kuruluşları Derneği İzmir Medikal Turizm Sektörü Analiz Projesi Koordinatörü Tuğrul Şahbaz, araştırmanın amaçlarının, Medikal Turizm pazarında uluslararası rekabetin en önemli unsuru olan kalite standartlarının sertifikasyonu yanı sıra, medikal turizm konusunda hazırlıklı olmaları gereken, hasta memnuniyetini ve dolayısıyla İzmir’e gelecek yabancı hasta sayısının arttıracak diğer hizmetler konusunda sağlık kuruluşlarını bilgilendirmek ve teşvik etmek olduğunu dile getirdi.
İzmir, turizm ve sağlık sektörlerindeki potansiyelinin kullanılması öngörüsüyle, uzun yıllardır Sağlık Turizmini tartışmakta ancak somut adımlar atamakta sürekli geciktiğini dile getiren Şahbaz, bu gecikmenin 3 temel nedenini lider kuruluş eksikliği, kaynak ihtiyacı ve vizyonsuzluk olarak gösterdi.
SAĞLIK TURİZMİNE AİT İZMİR VERİLERİ
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nden alınan verilere göre 2011 yılının son 6 ayında ayaktan teşhis ve tedavi yapılan sağlık kuruluşlarında 1.562.000 poliklinik ve 30.000 ameliyat yapıldığını ifade eden Şahbaz, “Bu rakamlara bakarsak, İzmir’in yıllık sunabileceği toplam sağlık hizmeti 3 milyon poliklinik ve 60.000 ameliyattır. Bu rakamlara yataklı tedavi kurumlarında sunulan sağlık hizmetleri dahil değildir. Tedavi edilen yabancı hasta sayısı toplamı (4.746) ise 5.000’i bile aşmamaktadır. İzmir ayaktan teşhis ve tedavi hizmeti sunan sağlık kuruluşlarında var olan kapasitesinin ancak % 0,1’ini yabancı hastalara kullandırabilmektedir” diye konuştu.
PROJEYE KATILIM DÜŞÜK
Şahbaz, yürüttükleri projenin 3 ay sürdüğünü ve bu süre içinde projeye katılan kuruluş oranı sadece % 38 olduğunu söyledi. Şahbaz, “Bu oranın düşüklüğü zamanın kısa oluşu yanı sıra, sağlık kuruluşlarının sağlık turizmine karşı ilgisizliği ve çoğu kuruluşta konuyla ilgilenebilecek eleman bile bulunmamasından kaynaklanmaktadır” diye konuştu.
HASTALAR EN ÇOK NEREDE TEDAVİ EDİLDİ?
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Yabancı Hasta Koordinasyon Merkezi’nden alınan verilere göre 2011 yılında İzmir’de tedavi olan yabancı hastaların çoğunluğu devlet hastanelerinde (% 53.6) bakıldı. Özel hastaneler % 39.6 ile diğer önemli hizmet alanı iken, üniversite hastanelerinin toplam yabancı hasta sayısı içindeki payı çok düşük. ( % 6.8)
İŞTE O ANALİZDEN ÇARPICI VERİLER
İzmir’deki sağlık kuruluşları pek çok branşta hizmet sunuyor. 74 sağlık kuruluşu içinde en çok hizmet sunulan branşlar sırasıyla Kadın Hastalıkları ve Doğum (40 kuruluş), Göz Hastalıkları (39 kuruluş), Çocuk Hastalıkları (36 kuruluş), Genel Cerrahi (35 kuruluş), Ortopedi (35 kuruluş), Dahiliye (34 kuruluş), Kulak Burun Boğaz (33 kuruluş), Üroloji (32 kuruluş), Nöroloji (29 kuruluş) ve Fizik Tedavi Rehabilitasyon (29 kuruluş) tur. Hizmet açığı olan yani en az bulunan branşlar ise Çocuk Cerrahisi (5 kuruluş), Perinataloji (5 kuruluş), Tüp Bebek Birimi (6 kuruluş) ve Romatolojidir. (6kuruluş).
YATAK SAYILARI
İzmir’deki toplam 7.587 yatak sayısının % 54,3’ü üniversite, % 26,8’i devlet hastanelerindedir. Özel hastane ve tıp merkezleri sadece % 20’lik bir paya sahiptir.
Toplam 730 yoğun bakım yatağı açısından da İzmir’deki üniversiteler % 50, devlet hastaneleri ise % 24,5 ile bu alanda önemli bir ağırlığa sahiptirler. Tüm özel sağlık kuruluşlarının yoğun bakım yatağı içindeki payı % 25’tir ve çoğunluğu özel hastanelerdedir. İzmir’deki 228 Ameliyathanenin % 41’i üniversite hastanelerinde, % 21,4’ü devlet hastanelerinde, % 25,8’i özel hastanelerde ve % 11’i de özel tıp ve dal merkezlerinde bulunmaktadır.
BALÇOVA TERMAL ÖNDE GİDİYOR
Toplam yabancı hasta sayısı açısından Balçova Termal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin % 34,3 ile çok önemli bir payı vardır. Özel hastanelerin payı % 26,3 iken, polikliniklerin % 19,3 ile 3. sırada yer alması bu alanda hizmet veren tek kuruluşun verisine dayanmaktadır. Burada ilginç olan bu kadar yüksek kapasiteye sahip olmalarına rağmen üniversite ve devlet hastanelerimizin yabancı hasta sayısında oldukça düşük oranlarda hizmet verebilmeleridir. (sırasıyla % 9,9 ve % 1,7) Sağlık Bakanlığı ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından pilot hastane olarak seçilen Atatürk Devlet Hastanesi, Katip Çelebi Üniversite Hastanesi olarak üniversite hastaneleri kapsamında ele alınmıştır. Pilot hastane seçilen diğer devlet hastaneleri olan Menemen Devlet Hastanesi ve Tire Devlet Hastanesi proje kapsamında yer almıştır. Toplam 28 devlet hastanemizden sadece 6’sı projeye katıldığı için bu rakamların daha yüksek olması beklenebilir.
YABANCI HASTALARIN İHTİYAÇLARI
İzmir’deki özel hastanelerin bu alanda en hazırlıklı kurumlar olduğu söylenebilir. Üniversite hastaneleri altyapı gerektiren bazı alanlarda çok hazırlıklı olmakla birlikte yabancı hastaların insani ihtiyaçları konusunda hazırlıklı değildir. Araştırmada sadece 5 özel poliklinik yer almıştır ve bunlar da sağlık turizmi konusunda hizmet üreten kurumlardır, bu nedenle polikliniklerin genelde daha hazırlıklı olduğu söylenemez. Özel tıp merkezleri ve dal merkezleri yabancı hastaya hazırlıklı olma açısından devlet hastanelerine göre daha önde görünmektedir.
HASTA TRANSFERİNDE ÖZEL HASTANELER YETERLİ
Kuruluşlarımızın % 63.5’inde yabancı hastaların havaalanı veya limana geldikten sonra sağlık kuruluşuna ulaşması ile ilgili bir düzenleme vardır. Çoğu kuruluş temsilcisi, hasta nakil ambulansı ile az sayıda yabancı hastanın transferi için hazırlıklı olduğunu ifade etmişlerdir. Özel hastanelerin tümünün hastanın transferi için düzenleme yapmış olması yanında özel tıp ve dal merkezlerinin bu alanda hazırlıklı olma açısından devlet hastanelerine ve üniversite hastanelerine göre daha hazırlıklı olduğu görülmektedir.
KİŞİSEL BAKIM
Yabancı hastaların hastanelerde kaldıkları uzun süreler boyunca insani ihtiyaçlarının karşılanması hasta memnuniyeti açısından kilit önemdedir. Bunlardan bir tanesi de kuaför vb bakım ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Her hastanede bir kuaför veya kişisel bakım hizmeti sunan personel istihdam edilmesi gerekli olmayabilir. Ancak hastaların böyle bir talebi olduğunda sağlık kuruluşunun bu hizmeti sağlayabilecek anlaşmalı elemanlar veya kuruluşlar bulunmalıdır. Yaptığımız saha çalışmasında sağlık kuruluşlarının % 54’ünün bu alanda hizmet sunma konusunda hazırlıklı olduğu, ancak bu alanda da özel hastanelerin diğer sağlık kuruluşlarına göre % 73,3 oranla en yüksek oranda olduğu, üniversite hastanelerinin % 60 ile daha sonra geldiği belirlenmiştir. Devlet hastanelerinin (%50), dal merkezlerinin % 48.2, tıp merkezlerinin % 42.8 ve polikliniklerin % 40 ile bu alanda hazırlıksız oldukları görülmektedir.
TEKNOLOJİ İMKANLARI
Yabancı hastaların hastanelerde kaldıkları uzun süreler boyunca karşılanmasını bekledikleri ihtiyaçlarından birisi de internete ulaşmaktır. Saha çalışmamızda sağlık kuruluşlarımızın bu alanda % 77 gibi yüksek bir oranda hazırlıklı olduğu görülmüştür. Özel hastanelerimiz gene % 93,3 ile bu alanda en yüksek orana sahip olmakla birlikte diğer sağlık kuruluşlarımız da, buna yakın oranlarda internet olanağı sağlamaktadırlar
KONAKLAMA HİZMETİ ŞART
Bazı ameliyatlar için uzun süreli hastane yatış süreleri gerekirken, diş tedavileri, estetik amaçlı bazı operasyon ve tıbbi işlemler, ESWL gibi taş kırma işlemleri, uzun süreli fizik tedavi ve rehabilitasyon seansları ve katarakt cerrahisi gibi bazı işlemlerde hastanın sürekli hastanede kalmasına gerek yoktur. Bu gibi durumlarda hastaların aralıklarla tedavilerini sürdürürken, otel veya başka bir yataklı kurumda kalması mümkündür. Saha çalışmamızda sağlık kuruluşlarımızın bu alanda % 60 oranında hazırlıklı olduğu görülmüştür. Özel hastanelerimizin % 80’inde hastalara konaklama olanağı sağlanabilirken, devlet hastanelerinin sadece % 16 oranında konaklama olanağı sağlamaları bu alanda yetersiz kalmalarına neden olacaktır. Sağlık Bakanlığı tarafından karar alınması gereken ve aşılması gereken bir sorundur. Konaklama olanağı sağlama oranının üniversitelerde % 60, tıp merkezlerinde % 50 ve dal merkezlerinde % 62 olarak yakın oranlarda bulunduğu ancak polikliniklerde % 80 olduğu görülmüştür.
YABANCI DİL BİLEN ELEMAN
Saha çalışmamızda sağlık kuruluşlarımızın bu alanda oldukça yüksek oranda (% 77) hazırlıklı olduğu görülmüştür. Üniversitelerimizin tümünde, özel hastanelerimizin % 93.3’ünde hastalara yabancı dil bilen personel sağlanabilirken, devlet hastanelerinin sadece % 66 oranında bu olanağı sağlamaları bu alanda yetersiz kalmalarına neden olacaktır. Sağlık Bakanlığı tarafından karar alınması gereken ve aşılması gereken bir sorundur. Yabancı dil bilen personel sağlama oranının, tıp merkezlerinde % 64.2, dal merkezlerinde % 75.8 ve polikliniklerde % 80 olarak birbirine yakın oranlarda bulunduğu görülmüştür.
İBADET İMKANI
Saha çalışmamızda sağlık kuruluşlarımızın ibadet olanağı sağlama konusunda genel olarak hazırlıksız olduğu (% 27) görülmüştür. Üniversitelerimizin, özel hastanelerimizin ve polikliniklerimizin bile sadece % 40’ında yabancı hastalara ibadet olanağı sunulurken, bu hizmet açısından devlet hastaneleri % 33, tıp merkezleri % 28.5 ve dal merkezleri % 13.8 ile konuya tamamen ilgisiz olduklarını göstermişlerdir.
MİNİ ŞEHİR TURU ORANLARI
Yabancı hastalara tedavi sonrası mini şehir turu olanağı sağlama konusunda kuruluşlarımızın ancak yarısının ( % 54) hazırlıklı olduğu gözlenmiştir.
Tedavi sonrası mini şehir turu olanağı sağlama açısından poliklinikler % 80, dal merkezleri % 62 ve özel hastaneler (% 60) en iyi durumdadırlar. Tıp merkezleri % 42.8, devlet hastaneleri % 33 ve üniversite hastaneleri (%20) hazırlıklı olma oranları ile bu tür hizmetler konusunda gerilerde kalmaktadırlar.
.jpg)
11
5
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri