ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Toplantı, merhum gazeteci Savaş Ay'ın yıllar önce SSK hakkında yaptığı ve dönemin SSK Genel Müdürü olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da konuk olduğu A Takımı programının arşiv görüntüleriyle başladı.
Başbakan Erdoğan kürsüye boynunda Filistin poşusuyla çıktı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
''1992-98 yılları arası ağırlıklı olarak SSK Genel Müdürlüğünü Sayın Kılıçdaroğlu yaptı. O acı, çirkin tablo sağlığı tehdit eden çirkin tablonun hiçbir sorumluluğu yok. Genel müdür zaten sadece sırıtıyor. O kuyrukların hali ne? Bunları ne yazık ki bu ülke yaşadı. Artık bunlar tarih oldu. 6-7 yıl SSK'nın genel müdürlüğünü yapacaksınız ve bu dönem içerisinde hiçbir günahınız olmayacak ve bir de çıkıp '10 yıl önce daha iyiydik' diyeceksiniz. Uzun süre kuyrukta bekle böyle bir şey kalmadı artık. O tuvaletlerin halini gördünüz değil mi? Bunlar bu ülkeyi bu hale getirdi. Bu millet bunların bu yönetim anlayışından kısa zamanda kurtuldu da yeni Türkiye'ye adım attı. Bunlar eski Türkiye'nin görüntüleri.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor. Biz sıradan bir sonuç beklemiyoruz. Bunun için de çok çalışıyoruz. CHP tabanında bu ithal adaya dayatma adaya karşı çok ciddi bir tepki var. Devlet Bahçeli dayatmalara boyun eğdi partisini Sosyalist İşçi Partisi ile aynı çatı altına yerleştirdi.
Şu anda zaten BBP'de de itirazlar başladı. Arkadaşlar karşımızda bir eski Türkiye koalisyonu var. Bunlarda o malum medya ve işveren çevreleri ile Pensilvanya ihanet şebekesi var. Yeni Türkiye'nin karşısına dikildiler. Yeni Türkiye bu koalisyonu aşıp geçecek. Aziz millet 10 Ağustos'ta bu eski Türkiye koalisyonunu aşacak.
Filistin'de şehit sayısı 600'e yaklaştı. Devletler bu insanlık dışı, bu barbarca katliama seyirci kalırken, Allaha hamdolsun, halklar sokaklara çıkıyor. Devletlerinin engellemesine rağmen tepkilerini mertçe, yiğitçe ortaya koyuyorlar. Gazze için eylem yapan Londra'yı, Paris'i, Brüksel'i, Belgrad'ı, Kopenhag'ı, Berlin'i tebrik ediyor. İnsanlık için ayağa kalkanları selamlıyorum.
Türkiye'nin İsrail'e hukuku hatırlatması birilerini rahatsız ediyor. Türkiye'nin mazlumun yanında dimdik durması birilerini ciddi şekilde rahatsız ediyor. Önce Gezi olayları sokak eylemleriyle deviremedikleri hükümeti Pensilvanya'yı kullanarak devirmek istediler ama deviremediler. Gezi'de başaramadıklarını 17-25 Aralık'ta 30 Mart'ta başaramadıklarını şimdi 10 Ağustos'ta başarmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin de İsrail için nöbet tutmasını istiyorlar. Türkiye'ye gündem dayatamazsın. Türkiye'ye artık zalim devletler için nöbet tutturamazsın, parmak sallayarak istikamet çizdiremezsin.
Türkiye sussun hizada dursun istiyorlar. Biz olsak da olmasak da artık bu milletin iradesi hiçkimsenin ve istiklali hiçbir ülke ve odağın ipoteği altına alınmasın. Gezi'de bizi yok edebilirlerdi, 17-25 Aralık'ta bizi hapsedebilirlerdi. İstiyoruz ki artık bu ülke zalimlerin çıkarına peşkeş çekilmesin. Zalimin karşısında eğilip bükülecek bir ülke değiliz. İçerideki ve ihanet şebekeleri bizim üzerimize geliyor.
Türkiye İsrail'e jet yakıtı satmışız. Dürüst olun dürüst. Zaten çıkınınızda tek şey var, yalan, iftira, takiye. Siz busunuz. Enerji Bakanım kaç kez açıkladı. Böyle bir şey sözkonusu değil. Ama bunlar öyle ciddi anlamda yalanı meslek edinmişler ki. Buraya İsrail'in uçağı gelir, havalimanından kendi yakıtını alır, bu her ulus için gittiği ülkelerde, bakımını yaptırır, yakıtını alır ve yoluna devam eder. Bunu İsrail'e jet yakıtı vermek olarak takdim ediyorsanız, ona söyleyecek bir şey yok. Aynı şekilde 40'a aşkın uçağımızda her hafta Tel Aviv'e gidiyor. Onlar da orada yakıtını alıyor.
Çıkmış Kılıçdaroğlu ne diyor, Kürecik'teki radar İsrail'e bilgi veriyormuş. Vay gafil, bu ne cehalet. Omurgalı olun omurgalı, şerefli olun şerefli, ecdadınız gibi dik durun, dik durmayı öğrenin. Bir defa Kürecik'teki radar, Kahramanmaraş'ta, buralardaki hepsi NATO'nun. Bir NATO üyesi olmamız hasabiyle talebimiz üzerine, bizim savunmamızda kullanılmak üzere buralara getirilmiş radarlardır ve füzelerdir. Bunu bilmeyecek kadar cahil. Kaldı ki İsrail'in zaten böyle bir şeye ihtiyacı yok, çünkü onun haber alma kaynakları çok daha farklı. Bu iftiraları İsrail medyası değil dalkavuk ve satışmış medya ve kalemler gündeme taşıyor.
Pensilvanya'daki zat Gazze için taziye yayımlamış. Efendisi İsrail'e tek bir laf söylemiyor. Yazıklar olsun. CHP'nin genel müdürü sosyal medyadan her duyduğunu doğru mu değil mi bakmasan gündeme taşıyor. Bir insan kendi ülkesine bu kadar Fransız olur mu? Cehalet paçalarından akıyor. Bu ülke hürdür. Ne içerideki ihanet şebekeleri ne dışarıdaki dalkavuklar bu ülkeye istikamet çizemez.
Biz susarsak, biz susturulursak, bilin ki kaybeden sadece Gazze değil, kaybeden Türkiye'nin bağımsızlığı olacak. Onun için susmayacağız. Sadece Gazze için değil, Türkiye'nin istiklali ve istikbali adına susmayacağız. İsrail'e nöbetçi hükümet, nöbetçi cumhurbaşkanı çıkarmak için yapılan tüm tuzaklara göğsümüzü siper edeceğiz. Son nefesimize kadar bağımsız Türkiye demeye, Filistin demeye devam edeceğiz. Rabbim zalime karşı dik bir duruş sergilemesini İslam dünyasına nasip etsin.
Eğer milletimin yetki verir beni seçerse bu benim bu kürsüden sizlere yaptığım son konuşma olacak. Tam 13 yıldır bu kürsüden sizlere seslendim. Bu kürsü her zaman ama her zaman milletin kürsüsü oldu. Çünkü egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Böyle inandık. Dinleyiciler zaman zaman değiştiler. Milletvekillerimiz yenilendi. Aramızda vefat nedeniyle ayrılanlar oldu. Aramızda dava sorumluluğunu taşıyamayıp çekilenler oldu. Eğer milletim beni cumhurbaşkanı olarak seçerse AK Parti'nin genel başkanı ve başbakan olarak bir başkası hitap edecek. Bu kürsüye belki bugün veda ederken gözümün arkada kalmadığını bilmenizi isterim.''