HABERLER>GÜNCEL
16 Şubat 2016 Salı - 09:41

E.Ü. rektör adayı Prof.Dr.Yağdı'dan adalet ve eşitlik vurgusu!

Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yağdı, bütün kampüsün rektörü olacağını vurgulayarak, “Ulaşılabilen ve ulaşan, konuşulabilen, anlaşılabilen ve sorunları çözen bir rektör olacağım. Bunları taçlandıracak olan ise adaletli olmaktır. Ben adaletli bir rektör olacağım” dedi.

E.Ü. rektör adayı Prof.Dr.Yağdı dan adalet ve eşitlik vurgusu!

Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - Üniversitede eğitim, araştırma ve toplumsal barışı güçlendirme adına faydalı işler yapabileceği inancıyla yola çıkan Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahir Yağdı, ‘İste, inan, üret’ felsefesiyle Ege Üniversitesi rektörlük yarışında yerini aldı.

Üniversitenin tamamına hitap edebildikten sonra rektörün hangi fakülteden olduğunun bir anlamı olmadığını belirten Yağdı, Tıp Fakültesi’nin değil, bütün kampüsün rektörü olacağını vurgulayarak, “Ulaşılabilen ve ulaşan, konuşulabilen, anlaşılabilen ve sorunları çözen bir rektör olacağım. Bunları taçlandıracak olan  adaletli olmaktır. Ben adaletli bir rektör olacağım” dedi.

‘Sosyal barışı sağlamak için sosyal ortamı birlikte kurmak lazım’ diyen Yağdı, merkeze insanı koyarak topyekün bir üniversite sistemi oluşturma hedefiyle izleyeceği politikaları aktardı...

Kampüsün kavgayla, yaralanmayla ve ölümlerle değil sosyal ve kültürel faaliyetlerle anılması gerektiğini vurgulayan Yağdı, kampüste arabaların değil, insanların hüküm sürmesini istediğini belirterek, ‘Proje 6.1’ adı altında topladığı projelerini anlattı...

EĞİTİMİ, ARAŞTIRMAYI VE TOPLUMSAL BARIŞI GÜÇLENDİRME ADINA...
Üniversiteye pozitif katkıda bulunabileceği düşüncesiyle yola çıktığını ifade eden Yağdı eğitim, araştırma ve toplumsal barışı güçlendirme adına faydalı işler yapabileceğine inandığını ifade ederek, “'Neyi eksik gördünüz ki' diye soruyorlar... Ya da 'neyi değiştirmek istediniz ki...' Aday olmak için bir şeyi eksik görmeye ya da bir şeyi değiştirmeye gerek yok. Tabii ki hayatta değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, muhakkak değişiyor. Fakat benim ana fikrim, 'bu üniversitede bir şeyler çok kötüye gidiyor, Türkiye’deki üniversiteler çok kötüye gidiyor ben bunu değiştirmek zorundayım' değil. Belki içinde pay vardır ama ben daha çok birikimimi, deneyimimi, isteğimi, heyecanımı ve inancımı bu üniversitenin idari pozisyonunda olarak çok daha iyi yansıtabileceğimi düşünüyorum. Benim çok güçlü bir eğitim öğretim kadrosuna akademik bilgi ve birikime sahip olduğuna inandığım, İzmir’in güleryüzlü, açık, aydın insanlarının çoğunlukta olduğuna inandığım bu üniversiteye pozitif bir katkıda bulunabileceğimi düşünerek yola çıktım. Üniversiteme hem eğitim alanında, hem araştırma alanında, hem de ülkemizin toplumsal barışını güçlendirme adına faydalı işler yapabileceğime inanıyorum. Ürettiklerimizi öğrencilerimizle, halkımızla ve insanlıkla paylaşabileceğime inandığım için aday oldum” dedi.

TÜM KAMPÜSÜN REKTÖRÜ OLACAĞIM
Üniversitenin tamamına ulaşıp hitap edebildikten sonra rektörün hangi fakülteden olduğunun bir anlamı olmadığını belirten Yağdı, tüm kampüsün rektörü olacağının altını çizdi. Sorunların çözümünde öncelik prensibine göre hareket edeceğini söyleyen Yağdı, “Biz bir aileyiz, Ege Üniversitesi ailesiyiz, meslektaşız. Ben olaya hiçbir zaman hastane, kampüs, tıp ya da diğer fakülteler olarak bakmadım. Her öğretim üyesiyle konuşup onlara kendimi ve projelerimi anlatarak, projelerin herkese yönelik olduğunu gösteriyorum. Ben sadece öğretim üyesinin de rektörü değilim. Bütün üniversite çalışanının, personelin, hizmetlinin, araştırma görevlisinin ve en önemlisi öğrencinin rektörü olacağım. Çünkü bizim birincil amacımız öğrencilerimiz. Sorunlar sadece öğretim üyelerinin sorunları değil. Tüm çalışanlara hitap edebildikten sonra rektörün hangi fakülteden olduğunun bir anlamı yok. Ben Tıp Fakültesi’nin rektörü olmayacağım, bütün kampüsün rektörü olacağım ve sorunların çözümünde öncelik prensibine uygun davranacağım. Hangi sorun daha öncelikli ise ve çözümü daha çok sayıda insanı ilgilendiriyorsa öncelikle o sorunu çözmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ULAŞILABİLİR, KONUŞULABİLİR, ANLAŞILABİLİR, ADALETLİ...
Ulaşılabilir, konuşulabilir, anlaşılabilir, sorunları çözen ve adaletli bir rektör olacağını belirten Yağdı nasıl bir rektör olacağını şu şekilde anlattı: “Bir rektör sahip olduğu makamın gereği olarak, yapılanları ve eksiklikleri yerinde görmeli. Öğrencinin, öğretim üyesinin ve çalışanın günlük çalışma ortamlarında nasıl davrandıklarını, hangi zorlukları yaşadıklarını, neler istediklerini gidip yerinde birebir görmesi gerekir. Bunu bir baskın yapan haber vermeden kontrol eden bir amaçla değil, gerçekten gündelik yaşamda insanlar ne sıkıntı çekiyor, evlerine nasıl gidip geliyor, hangi ortamda yemek yiyor, hangi ortamda çalışıyor görmek lazım. Ben ulaşılabilen ve ulaşabilen bir rektör olacağım. İnsanların karşılıklı konuşma kültürünü elde etmesi gerekiyor. Bu bir monologa dönüşürse, bir rektör birlikte çalıştığı iş arkadaşlarıyla mutlu çalışamaz. Ben anlaşılabilen bir rektör olmak isterim. Bu benim için çok önemli. Anlamamız lazım. Sorun olmasa da olur, daha güzel olması için ne yapabiliriz diye çalışmalıyız. Güzeli tespit edelim ve koruyalım. Artıralım, büyütelim, geliştirelim, paylaşalım. Güzellik sizin güzelliğiniz olarak kalırsa, sadece sizin kullanacağınız bir meta olarak kalırsa bunun insanlığa bir faydası yok, bunu paylaşmanız lazım. O nedenle de anlaşılabilir olmak lazım. Ve tüm bunları taçlandıracak olan şey adaletli olmak. Adalet duygusuyla evrensel hukuk kuralları, ilahi adalet ne derseniz deyin bütün bunların karışımıyla bir adalet perspektifinden insanlara, olaylara ve durumlara yaklaşmanız gerekiyor.”

SOSYAL BARIŞ İÇİN SOSYAL ORTAMI BİRLİKTE KURMAK LAZIM
‘Sosyal barışı sağlamak için sosyal ortamı birlikte kurmak lazım’ görüşünden hareketle, sorunlara anında, yerinde ve konuşarak çözüm üretmenin önemine dikkat çeken Yağdı, “Bir yöneticinin en önemli görevi, sorun orada çıkmadan oraya gitmektir. Orada bir gerginlik, tansiyonda bir artış varsa bir rektörün bunu bilmemesine imkan yok. O esnada başını kuma gömüp bu olayları görmezden gelirsen daha sonra büyük sıkıntılarla karşı karşıya gelebilirsin ve o zaman da o gergin ortama girmek senin için daha çok olur. Bir daha gelemezsin ve bu kısır döngü haline gelir. Güzellikleri de paylaşamazsınız. Etnik kimlik, siyasi görüş, dini görüş insanları ayrıştırmak için değil, farklılıkların bir erdem olduğu ve bunların zenginliğini görmemiz için bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Benim rektörlüğüm döneminde tartışma, kavga olmayacak diyemem. Ama her şeyi söyleyebilirsiniz. İnsan haklarına, demokratik hukuk kurallarına aykırı olmayan, şiddet içermeyen ve insanları birbirine düşürme ana fikrini içermeyen her fikri insanlar söyleyebilmeli. Burada söylemeyeceğiz de nerede söyleyeceğiz? Eğitimli insanlar birbirine söyleyemezse, eğitimsiz insanlardan ne bekleyeceğiz? Bir tartışmanın nasıl yapılacağının örneğini biz vermezsek insanlar bunu nereden görecek?” şeklinde konuştu.

PROJE 6.1
‘İstekle, İnançla, Üretimle’ sloganıyla çıktığı rektörlük yolunda öğretim üyelerine, öğrencilere ve kampüse dair projelerini ‘Proje 6.1’ adı altında toplayan Yağdı, merkeze insanı koyarak topyekün bir üniversite sistemi oluşturmayı hedeflediğini söyledi. İnsan, çevre, üretim, kampüs, inovasyon ve sistem olmak üzere 6 ana bileşenden oluşan Proje 6.1 kapsamında üretilen projelere ise ayrı ayrı özgün isimler verildi. Yağdı, “Projelerimiz herkesin kendisini bu üniversitenin bir parçası hissetmesine yönelik. Öğrencinin öğretim üyesine, öğretim üyesinin öğrenciye ‘ona rağmen ben buradayım’ gözüyle bakmamasını istiyoruz” dedi.

ARABALARIN DEĞİL İNSANLARIN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ KAMPÜS!
‘Yaşadığımız ortamın güzelleşmesi lazım’ diyen Yağdı, kampüste arabaların değil, insanların hüküm sürmesini istediğini belirterek, kampüsle ilgili projelerini şu şekilde özetledi: “Kampüsü bir bütün olarak düşünüyorum. Mantar gibi her yerde bina bitiyor. Bu kronik şantiye halinden üniversitemizi kurtarıp güvenli bir kampüs haline getirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Yapılacaksa da yapılan binaların bir Ege Üniversitesi konseptini oluşturabilecek şekilde olmasını istiyorum. Temeli 1960’lara dayanan lojmanlarımızı yenilememiz gerekiyor. Yeşili koruyan daha fazla personelimizin oturacağı hale getirmemiz lazım. Üniversitemiz içindeki spor tesislerini artırarak öğrencinin öğretim üyesinin kullanabileceği hale getireceğiz. Fikirler müzesi, üretim müzesi, sağlık müzesi, havacılık müzesi gibi yeni müzeler açalım istiyoruz. Yerleşkemizdeki yemekhane ve kafeteryalarının kalite, performans oranının düzeltilmesi lazım. Çözüm ortaklarıyla birlikte yapılacak işbirlikleriyle daha kaliteli olacak. Ayrıca hem çalışanlarımızın, hem de özellikle emeklilerimizin üniversitemizin imkanlarından otopark, sağlık hizmetleri gibi hizmetlerinden ayrıcalıklı olarak faydalanmaya devam etmeleri gerektiğini düşünüyorum.”

Yağdı, öğretim üyelerinin kadro sorunu, döner sermayeden eşit faydalanma, ek ders ücretleri, sendikal faaliyetler konularıyla ilgili çözüm geliştirdiğini ifade ederek, öğrencilerin yaşadığı maddi zorluklar başta olmak üzere hakları olan bilimsel, sanatsal ve kültürel faaliyetler için gerekli fiziki ve sosyal ortamı yaratacağını da belirtti.

KAMPÜSÜN TRAFİK SORUNU: ‘İKİ TEKER EGE’
Kampüse ulaşımın da kampüs içinde dolaşım da sıkıntılı olduğunu söyleyen Yağdı, kampüs içindeki trafik sorununa çözüm önerisi olarak şunları anlattı: “Kampüsümüze ulaşım zor, çevredeki yollardan dolayı sarılmış durumdayız kampüs içinde de büyük bir trafik yoğunluğu var. Bununla ilgili otopark alanları yaparak kampüs içinde ring sistemi oluşturarak ve en önemlisi kampüs içinde bisiklet depoları oluşturarak öğrencilerin ulaşımını rahatlatmak istiyorum. ‘İki teker Ege Projesi’ kapsamında kampüsün farklı yerlerine bisiklet depoları yapacağız. Metrodan indin ve Meslek Yüksek Okulu’na gideceksin, çok soğuk ya da çok sıcak bir gün olduğunu düşelim, metronun oradaki bisiklet parkından kartınızla bir bisiklet alacaksınız, gittiğiniz yerdeki depoya da geri bırakacaksınız. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin BİSİM projesi gibi...”

KAMPÜSTEKİ GÜVENLİK ÖNEMLERİ AKILCI DEĞİL
Kampüste uygulanan güvenlik önlemlerinin akılcı olmadığını belirten Yağdı, herkesin bu önlemlerden rahatsız olduğunu kaydederek “Kampüste alınan güvenlik önlemleri hem öğretim üyelerini hem öğrencileri inanılmaz rahatsız ediyor sanki bir nevi damgalanmış gibi karantina bölgesi gibi algılanıyor. Kampüsümüzün çok güçlü güvenlik önlemleri alıp da arka kapısını tamamen kontrolsüz bıraktığımız bir mekanizmanın çok akılcı olmadığı malum. Şu anda bulunduğumuz yer hastane ve burası da kampüs sınırları içinde. Mesai saatlerinde nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu yer. 2 bin 3 bin öğrencinin yer aldığı ve sadece tıp fakültesinde 550 öğretim üyesinin olduğunu düşünün... Bu kadar yoğun bir yere insanlar metrodan inip hastane kapısından geçerek arkadaki alışveriş merkezine gidebiliyor. Şu an benim bulunduğum, dersliklerin bulunduğu çalışma ofislerinin bulunduğu yere gayet rahat gelip gidiyorlar. Burada anlamsız bir durum var. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ÖLÜMLERLE DEĞİL SOSYAL KÜLTÜREL FAALİYETLERLE ANILALIM
Kampüsün kavgayla, yaralanmayla ve ölümlerle değil sosyal ve kültürel faaliyetlerle anılması gerektiğini vurgulayan Yağdı, açmayı hedeflediği kongre merkezini ise şu şekilde anlattı: “Üniversitemize bir kongre merkezi yapmayı düşünüyorum. İçinde konserlerin, tiyatroların, bilimsel konferansların, panellerin, aynı anda birden fazla toplantının olabileceği bir kongre merkezi... Burası havaalanına yakın, otogara yakın, İstanbul, Ankara, Aydın, Çanakkale ve Çeşme otoyollarının birleştiği yer. Gelişi gidişi kolay olan bir kongre merkezi yapılacak. Dinlenme yerlerinin, müzelerin, okuma odalarının, kafeteryaların da bulunduğu bir merkez.”

 
İzmir’de Shoexpo heyecanı: Tasarım yarışı, defileler ve en yeni modeller
 
Fırtına mermilerinde 'Sur ve Cizre' mesajı!
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Husnu cam 21 Şubat 2016 Pazar 11:09

Tıp Fakültesi yöneticisi iken sol gruplara en sert tepkileri verdiniz ancak sağ oluşumlara bu eşitliği göstermediniz

Yorumu oyla      11      5  
Husnu cam 21 Şubat 2016 Pazar 11:09

Tıp Fakültesi yöneticisi iken sol gruplara en sert tepkileri verdiniz ancak sağ oluşumlara bu eşitliği göstermediniz

Yorumu oyla      11      5  
Sedef 16 Şubat 2016 Salı 19:20

Adaylar içerisinde sürpriz aday çıkmaz ise en yüksek ihtimal olabilir, kampüs içi binalarda ne bir mimari ne bir sanat var hepsi yeni bile olsa yıkılıyor işçilikler harika neyse mevcut rektör hocayı görev sonrası mahkemeler bekler

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Platonik aşk kurbanı Türkan 7 gün dayanabildi
Adana’da geçtiğimiz pazar günü kendisine platonik aşk duyduğu iddia edilen ...
Türkiye'nin müdahalesi BM'de görüşülecek
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, bugün yapılacak oturumda Rusya’nın ...
İstanbul'da gece yarısı iki kardeşe kurşun yağdı
Beykoz'da dün gece, silahlı 3 kişi, Ercan ve Deniz Karakaya kardeşleri ...
 
İzmir'de 'Öcalan' protestosu: 8 gözaltı
İzmir'in farklı ilçelerinde, terörist başı Abdullah Öcalan'ın Kenya'da ...
70 adet uyuşturucu hap ile yakalandı
İzmir'de polis ekiplerinin fiziki takibe aldığı H.K. (46) yapılan çalışmada ...
Van'da polis aracına roketatarlı saldırı
Van'da PKK'lıların bir polis aracına düzenlediği saldırıda bir polis memuru yaralandı.
 
Kadın avukatı vuran eski kocaya 17,5 yıl hapis cezası
İzmir'in Karşıyaka İlçesi'nde, boşandığı 2 çocuk annesi avukat 54 yaşındaki ...
Ege’de Şubat ortasında sıcak rekor!
Ege Bölgesi Şubat ortasında baharı yaşadı. Hava sıcaklıkları Ege Bölgesi'ndeki ...
Flaş! Türkiye yeniden YPG bölgesini vuruyor
Suriye’de YPG bölgesinden ateş açıldı, obüsler karşılık vermeye başladı.
 
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İnsanlık durumu; vasat altı
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Her genel başkan 'lider' olamıyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Hilafet Çalıştayı ve İslamcılık parantezi
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Anneler Günü Münasebetiyle: Sütveren Meryem Ayazması
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Erdoğan yalnız değil; Özgür Özel de istiyor!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva