EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, SONSÖZTV’de konut olarak Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Bayır, pandemi sürecinde esnafın durumu, erken seçim gibi Türkiye ve İzmir gündeminde yer alan konular hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Pandemi sürecinin esnafa ve ekonomiye etkisini değerlendirerek 1 Haziran’da yapılacak kabine toplantısını işaret eden Bayır, “Vatandaşımız, yurttaşımız 1 Haziran’ı bekliyor. Evine ekmek götüremeyen küçük işletme sahipleri, restoranlar, kafeler hazırlıklarını yaptı hepsinin gözü alınacak kararlarda” dedi ve pandemi sürecinde yüzlerce insanın işini kaybettiğine değindi. Bayır, “Cumhurbaşkanı her ne kadar kapanan dükkan yok dese de 99 bin dükkan ve 40 bin şirket kapanmış bu süreçte. Bu yerler de büyük ihtimalle bıçak kemiğe dayanmış ki kapanmış. Devletin verdiği para da yeterli değildi. İnsanlar direnmeye çalıştı borç, harçla ancak bir yere kadar…” dedi.
YARDIMLAR YANDAŞLARA GİDİYOR!
Cumhurbaşkanlığı tarafından esnafa yapılacak 3 ve 5 bin TL tutarındaki hibe desteği hakkında çarpıcı iddialarda bulunarak, örgüt eliyle AK Partili esnafa gideceğini söyleyen Bayır, “3-5 bin lira gibi kişisel yardımlar için iş yeri sahibi olduğunuzu kanıtlayacaksınız. Bu arada onlar tarama yapıyor, bankadan daha önce devlet destekli kredi aldıysanız bu yardımı alamıyorsunuz, ‘biz size gerekli iyiliği yapmışız’ diyor. Kredi kullanmış ama borç olarak almış bu krediyi. Geri ödemesiz paraları da arkasında milletvekili olan, dayısı abisi olan il ve ilçe başkanı olan alıyor. AK Parti iktidar olduğundan beri ister devlete memur alsın, ister para dağıtsın, ister kapının önünü süpürsün her hâlükârda yandaş olup olmadığını bir kere kontrol ediyor. Kontrol etmeden bu yardımlar yapılmıyor asla. Başvuru listeleri kontrol ediliyor. Genelde de bunları il örgütleri, ilçe örgütleri yapıyor. Diyelim ki, İzmir’de A ilçesine yardım yapılacaksa önce o ilçenin ilçe başkanı aranıyor, oradan mahallelerden listeler alınıyor ona göre dağıtılıyor. Mitinglerde topladıkları adamlar gibi; mitinge gelirsen şu kadar ücret vereceğiz, yoklama alacağız o alanda, mitinge gelmezsen okulda işine son verebiliriz, resmi dairede işine son verebiliriz… Oradaki otokontrol nasıl oluyorsa aynı yöntemlerle yapıyorlar.” diye konuştu.
ERKEN SEÇİM OLACAK
Bayır, bugüne kadar AK Parti’nin ifade ettiği her şeyin tam tersi olduğunu açıklayarak, “Her konuda bu böyle. Ne olacak dedilerse; tam tersi oldu. Erken seçim olmayacak dediler, onlar ne söylüyorsa tam tersi olduğu için erken seçim de olacak diyoruz biz. Yasaya göre 1 yıl kala seçime, erken seçim talep edilemiyor. En geç 2022 yılı Haziran ayında erken seçim olacak yani. Herhalde AKP başka ülkede biz başka ülkede yaşıyoruz. Bizim konuştuğumuz herkes erken seçim beklentisinde. Bizden yardım istiyor vatandaş, ‘bizi bunlardan kurtarın’ diyor. ‘Ben bir hata yaptım Allah beni affetsin’ diyor insanlar. Hayatından memnun tek bir kesim kalmadı. Herkes şikayetçi. Çok az bir azınlık Ankara’da, sarayda sadece onlar mutlu. Onun dışındaki herkes mutsuz ve çaresiz ve bunlardan kurtulmak istiyor” şeklinde konuştu.
EZAN OKUNUYORSA ATATÜRK SAYESİNDE!
İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu döneminde fethedilmesinin yıl dönümü kutlamalarıyla ilgili konuşan Bayır, asıl kutlanması gerekenin İstanbul’un tekrar işgalden kurtarıldığı 6 Ekim 1923 olduğunu belirtti. Bayır, “İstanbul’un kurtuluşu kutlanıyor… 1453’ten sonra 7 millet geldi işgal etti. İstanbul’u tekrar alan 6 Ekim 1923 Mustafa Kemal Atatürk. Eğer kutlanacaksa bu tarih kutlanmalı. Mustafa Kemal’e o lafları etmeye onların gücü yetmez! Orada kimin ne söylediği çok net anlaşılıyor. Biz de niyetinden anlayabiliyoruz. Mustafa Kemal olmasaydı o ezanlar okunabilir, namazlar kılınabilir miydi? Eğer yapılabiliyorsa sebebi Mustafa kemal Atatürk. Başarılı olmasaydı klise çanları çalıyor olabilirdi şu anda. En azından yeni kuşağa bunları doğru anlatmamız gerekiyor. Çocuklarımız tarihi okuyacak ve bilecekler. Şu anda miras yedi konumundan başka bir şey yapmıyor Adalet ve Kalkınma Partisi” dedi.
BEN NASIL HAKKIMI HELAL EDEYİM?
Bayır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaştan helallik istemesiyle ilgili “Kendisi helallik istedi, sosyal medyada 1 hafta boyunca herkes helal etmiyoruz dedi. Kendisinin bunu demesi de manidar. Bundan sonra yokum demek de olabilir; acaba kaçacak mı sorularını akıllara getirebilir. Ben kendi adıma; hakkımı helal etmiyorum. Tek tek değerlerimizi –Sümerbank, Şekerbank gibi- elden çıkarıp peşkeş çektiği için. Yeri geldi vergi rekortmeni oldum, milletvekili maaşımla kız çocuklarını okuttum. Birey olarak cumhurbaşkanına bir borcum söz konusu değil. Makam ayrı, makamı kutsaldır” diyerek olması gereken cumhurbaşkanı imajını şu sözlerle çizdi:
“Bizim bildiğimiz cumhurbaşkanı milleti bütünleştirir, kardeşçe bir araya getirir. Bizim cumhurbaşkanı her gün çıkıyor, her gün ayrıştırıyor. Oy vermezsen ona teröristsin. Ayrıştıran bir yapı izliyor. Ben nasıl hakkımı helal edeyim? Biz artık kavga etmek istemiyoruz. Biz bir bayrak altında bu ülkede barış içinde yaşamak istiyoruz. Bu bizim anayasal hakkımız. O sadece tarafsız olması gerekiyor. Ama ne yazık ki değil. Biz 2023’te bu işin gereğini yapacağız, Millet ittifakı gelecek insanların yüzleri gülecek.”
BARAJ MHP İÇİN DÜŞÜRÜLMEK İSTENİYOR
AK Parti’den gelen seçim barajının aşağı çekilmesi yönündeki talebi değerlendiren Bayır, “Mevcut siyasi partiler içerisinde seçime en hazır olan parti Cumhuriyet Halk Partisi. Her hafta bir kente ziyarete gidiyoruz. Özellikle AKP yaptırdığı anketlerde istediği sonuçları alamadı ki seçim barajını aşağı çekmekten bahsettiler geçen gün. Oysa biz defalarca aşağı çekilmesini söylemiştik. MHP’nin oyları barajın altına düştüğünden olsa ki barajın aşağı çekilmesini kendileri teklif ettiler. 3 dönemdir milletvekiliyim, defalarca dile getirdik… Düşünün bir bahçeniz olduğunu; tek renk güller size keyif verir mi? Vermez. Renkli bahçe keyif verir. TBMM’de farklı bakış açılı insanlar olması iyi olacaktır. Sıfıra çekilmesi mümkün değil ama yüzde 1 de olsa komik bir şey de olsa koyalım. 1 çıkarıyorsa çıkarsın. Zaten grup kuramayacak ama mecliste bulunması önemli. Çözüm önerileriyle takdir toplarsa yükselir. AKP’nin bu gün içindeki insanlar; Sayın Soylu Demokrat Parti’den gelme. Aslında baraj sistemi yüksek tutularak irili ufaklı parti liderlerini transfer edip, bakanlık vermiştir AKP. Barajı düşürdüğü zaman dilimi toparlaması zor olacaktır” diye konuştu.
CHP SUSMUYOR, YOLSUZLUKLARIN ÜSTÜNE GİDİYOR
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile birlikte anılması konusunu değerlendiren Bayır, kesinlikle ortak bir protokolün olmadığının altını çizerek konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Cumhur ittifakının karalaması bu. HDP’nin desteği Millet İttifakı’na dışarıdan. Sözleşme, talep asla yok. Bunlar sadece CHP’nin güçlenmesini engellemek için terör ilintili olduğunu iddia ettiği partiyle aynı kefeye koymaya çalışıyor. Batan gemiden atlayanların son hamleleri bunlar. Saldırıyorlar, MHP’nin barajını kurtarmaya çalışıyorlar. Millet İttifakı olarak yarın bir seçim olsa açık ara seçimi alırız. Tayyip Bey’in davranışlarına bakarsanız; inanılmaz saldırganlaşmaya başladı. Kadın muhalefet liderine ‘daha neler olacak neler’ diyor. Cumhurbaşkanı bir kadını tehdit ediyor resmen. Bana göre bunun sebebi panik sadece. Anket sonuçlarını görünce saldırganlaşmaya başladı. 2014 yılında Kılıçdaroğlu’na saldırı oldu tutuklama olmadı. Konvoyuna ateş açıldı genel başkanımızın tutuklanan yok. 2019’da şehit cenazesinde linç edilmek istendi Kılıçdaroğlu, bunda da tutuklama yok. Bu saldırganlıklar yeni değil ama CHP artık rüyalarına giriyor cumhurbaşkanının. Cumhuriyet Halk Partisi’yle yatıyor CHP’yle kalkıyor. Çünkü CHP susmuyor, yolsuzlukların üstüne gidiyor. Toplum yandaş medyaya rağmen artık farkında. Bugün sosyal medyadan bu iktidara hizmet vermiş bir adam konuşuyor, tüm Türkiye izliyor. Çok açık bir şey daha öğrendik TIR’larla yurt dışına çıkarılan silahlarla ilgili. Sedat Peker, ‘bu silahların oraya gönderilmesi benim aracılığımla oldu ve Türkmenlere karşı kullanılmasına ben de anlam veremedim’ dedi. ‘Bu silahların parasını sanayideki bir kişi ödedi’ dedi. Bu TIR’lar şerefli bir askerimiz tarafından yolda yakalandığında Can Dündar’da haber yaptı. Adamı memleketten silkelediler. Can Dündar’ın da videoları geziyor şimdi... Gerçekler eninde sonunda yüz üstüne çıkacaktır.”
BİRİLERİ ÜSTÜNÜ ÖRTÜYOR
Bayır, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım ile ilgili Sedat Peker’in ortaya attığı iddialar üzerine verdiği yanıtlar doğrultusunda Venezuela’dan açıklama geldiğini belirterek, “Pandemi sürecinde ülkemize gelen yardımlarda Erkam Yıldırım’ın bir katkısı olmamıştır. Her hangi bir yardım almadık dediler” diyerek konuyla ilgili, “Üçyol’da bir arkadaşım Tire’den sütünü peynirini alır satar 40 yıldır. ‘Binali Yıldırım’ın oğlu kadar değil, bir gemi bile alamadım’ diyor... Bu soruların cevabını vatandaş veriyor, görüyor çünkü… Devletin her şeyini kullanıyor bunlar. Ve birileri bu işlerin üstünü örtüyor” dedi.
İNSANLARIN DAYANACAK GÜÇLERİ KALMADI
Pandeminin yönetimini sağlamak amacıyla yapılan 17 günlük tam kapanmanın ardından vatandaşın gözlerini 1 Haziran’da alınacak kararlara çevirdiğini aktaran Bayır, “Dışarıdaki esnafı anlamak lazım, gezdiğim yerler, esnaf bir beklenti içinde. İnşallah bu beklenti bir hayal kırıklığına dönüşmez. Çünkü dayanacak güçleri kalmadı. Günübirlikçilerin yapacak başka bir işi yok. Saat 9’a kadar derlerse olmaz. 12 olmalı mutlaka. Aşılamanın da hızlanmasıyla bu işin haziran ayı sonuna kadar çözülmesi gerekiyor. Hızlı bir aşılamayla 40-30’lu yaşlara düşürürsek bu işi Haziran sonu itibariyle atlatırız diye düşünüyorum. Yazın açık havada olmanın avantajı var. Kapalı ortamlar biraz daha riskli” diye konuştu.
KİMİN TECAVÜZCÜ OLDUĞU KİMİN UYUŞTURUCU KULLANDIĞI ORTADA!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında CHP’ye ciddi bir ithamlarda bulunduğunu belirten Bayır, Erdoğan’a İzmir’den de olmak üzere AK Parti örneklerini göstererek şu sözlerle yanıt verdi:
“Partili cumhurbaşkanı ‘Şu an Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde hırsızlar, onları koruyanlar, tacizciler, tecavüzcülerin işgalinin altında’ diye bir laf etti. Bunun cevabını en iyi Grup Başkan Vekilimiz Engin Altay verdi ama ben tekrar etmekte fayda görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı kendi partisiyle Cumhuriyet Halk Partisi’ni karıştırıyor galiba. Taciz ve tecavüzcü arıyorsa eğer önce kendine bakması lazım. Gebze AKP ilçe başkanlığına gitmesi lazım, Mersin-Toroslar ilçe başkanlığına gitmesi lazım hatta İzmir’in Kemalpaşa ilçe başkanlığına gitmesi lazım. Orada tacizci tecavüzcünün nasıl konuşlandığını görebilir. Kokain arıyorsa hiç uzağa gitmeyecek. AKP Genel Merkezine gidecek orada pudra şekeri çeken çocuğa bakacak. Bu kadar basit kimin kokain kullandığı kimin tecavüzcü olduğu. Mafya ile ilgili işler arıyorsa kendi içlerine kendi kabinelerine bakacaklar. Başka yerlere bakmalarına gerek yok hiç CHP’ye çamur atmasın, bu anlattıkları kendi aynası. Bizi karıştırmasın bu işlere.”
BU İŞ KILIÇDAROĞLU’NA YAKIŞIR
Olası bir erken seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak kimin gösterileceği sorusuna yanıt veren Bayır, “Ben belediye başkanlarımızın parti adayı olacağını düşünmüyorum. Olmamalılar, görevlerini güzel yapıyorlar. Dönemlerini tamamlamalı hatta bir dönem daha yapmalılar. Öyle belediyeler devraldılar ki; özellikle Ankara çok problemliydi. Oradaki savurganlığı durdurup tedbirler almaya başladılar. Güzel götürüyorlar şu anda, bence devam etmeliler. Bir halk iradesinin ittifakıyla gideceğiz seçimlere. Tabi ki Millet İttifakı’nın da adayı olacak. Partili bir arkadaşımıza geçen sefer görev verildi; olmadı, becerilemedi. Bu dönem Millet İttifakı’nda büyük özveride bulunan her konuda birleştirici tutkal görevi gören Sayın Kılıçdaroğlu’na ben bu işin yakışacağını düşünüyorum. Kılıçdaroğlu, çok özverili bir insan. İşaret edebileceği bir aday da olabilir kendisinin” yorumunda bulundu.
GERİYE DOĞRU BAKSIN BAKAN!
30 Ekim İzmir depremi esnasında yıkılan ve deprem sonrası hasarlı olması sebebiyle yıkımı gerçekleşen yerlerle ilgili konuşan Bayır, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın geçmiş dönem cevap verilmeyen İzmir projelerinin büyük bir çoğunluğuna hala daha yanıt vermediğini söyledi. Bayır, “Bir mülkiyet problemi var ve kolay çözülecek bir olay değil. 10 yıl öncede biz 13 dosya göstermiştik bakanlığa, ben il başkanıyken. Bu projelerden 10 yıl geçmesine rağmen 2-3 tanesine yanıt geldi. Kendi bakanlık süresine değil, geriye doğru da baksın sayın bakan. Her bakan değiştiğinde bu yazışmalar tekrar tekrar yapılmaz. Orada bekliyor onlar hala. Duruyor. Bakanın kendi elindeki boş dairelerden haberi yoktu, TOKİ konutlarından. Ben önerdim,’ gider mi insanlar oraya’ dediler ama nitekim insanlar gitti” dedi.
İKİNCİ BİR TOKAT YEMEK AK PARTİ İÇİN İYİ OLMAZ!
“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sandıkta kazanamadığı yerleri mahkemelerle kazandığını biliyoruz” diyerek Menemen sürecine işaret eden Bayır, Torbalı değerlendirmesinde bulunarak, “Aynı şey Torbalı’da olur mu? İdari mahkeme seçimi geçerli sayar diye düşünüyorum. 2’nci bir kez daha tokat yerse onlar için iyi olmaz. Ancak bir iki meclis üyesini yine transfer etmeye kalkışmış olabilirler bu süreçte. İdari mahkemelerin de kontrolü onlarda. Bazı belediye başkanlarının bazı inisiyatifleri olabilir. Transfer olan arkadaş MHP’li bir arkadaş ve herkesin belediye başkanı olmak için İsmail Uygur listesine bilerek yazmış. Ve o arkadaş gitti. DEVA da gitti. 3 fark var hala en az iki kişiyi daha transfer etmeleri gerekiyor. Ama arkadaşlarımızın başı dik onurlu insanlar, herkesin dik duracağını düşünüyorum” diye konuştu.
SOYER'E 'BİRAZ SERT OL' DENDİ
CHP İzmir’de yaşanan; Menderes’teki ‘CİMER krizi’ gibi vakaların koronavirüs sebebiyle iyi çalışmalar yapılamamasından kaynaklandığını söyleyen Bayır, “Örgütler kapalı. Çalışma yapılmadığı için otorite oluşmuyor. 15-20 gündür yapılan çalışmalarla boşluk kapatılmaya çalışıyor. Menderes’e Torbalı’ya gittik. Otoriteyi oluşturmaya çalışıyoruz. Tunç Başkan’la da görüşüldü. ‘Biraz sert ol, masaya yumruğunu vur’ dendi, çok naif bir insan ve ‘benim huyum bu’ dedi kendisi de. Bence tatlı sert olmalı büyükşehir başkanı. Aziz Bey çok sertti, gülerken ısırabilirdi. Tunç Bey, çok naif. Doğruyu yanlışı seçmek için zamana ihtiyacı var tanıması gerekiyor. Bence yavaş yavaş da tanımaya başladı. Örgüt ile yerel hizmetlerin paralel gitmesi gerekiyor, anlaşır halde olmalılar. Sürtüşmelerinin bir faydası olmaz. Bizde zaman zaman Aziz Bey’le anlaşamazdık ama kapı arkasında olurdu bu. Deniz Bey örgüt görevini yapacak, Büyükşehir Belediye Başkanımız da hizmetlerine devam edecek” dedi.