Mehmet İŞLER/EGEDESONSÖZ – Bütünşehir Yasası’nın yürürlüğe girmesinin ardından Özel İdarelerin kapatılmasıyla İzmir Valiliği bünyesinde kurulan Devir, Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu tarafından Urla Belediyesi’ne devredilen Balıklıova Mahallesi’nde alınan yıkım kararına isyan çığ gibi büyüyor.
25 yıl önce arsaları kiralanan 74 ev için toplanan Belediye Encümen Üyeleri, evlerin Kıyı Kanunu’na uygun olmadığı ve inşaat ruhsatı bulunmadığı gerekçesiyle boşaltılarak yıkılmasına karar verdi. Yıllarca toprak için devlete kira ödeyen vatandaşlar, hizmet beklerken yıkım kararıyla şoka uğradı.
Balıklıova Mahallesi’nin kamu hizmet malı olarak kullanılması gerektiğini vatandaşlara bildiren ilçe belediyesi, mahalleliye ‘İşgal ettiğiniz devlet mülkünden çıkın. 30 gün içerisinde çıkmazsanız eğer gerekli işlemler yapılacak’ ifadelerinin yer aldığı tebligatı gönderdi.
Bunun üzerine Ocak ayında Urla Belediyesi önünde eylem yapan mahalle sakinleri sorunları için çözüm üretilmeyince imza topladı. Yine sonuç alamayan vatandaşlar protestolarını bu kez CHP İzmir İl Başkanlığı’na çıkarma yaptı.
Yaklaşık yüz kişi ellerinde, ‘Evini yıktırma, terk etme’, ‘Yıkıma ve sürgüne hayır’, dövizlerle başkanlığa gelirken 87 yaşındaki Halis Soyuyüce ise, ’87 yaşındayım ve sokak köşelerinde ölmek istemiyorum yazılı pankartı taşıdı.
KILIÇDAROĞLU’NUN EVİNİN ÖNÜNDE YATACAĞIZ
Kalabalık adına konuşan, Yusuf Altun yaptıkları eylemin ciddiyetine vurgu yaparak, “Sorunumuz çözülene kadar buradan gitmeyeceğiz. Nasihat almaya gelmedik. Sorunumuz çözülmezse Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin önünde yatacağız” dedi.
UYAR’A HİTLER BENZETMESİ
Altun, “CHP’li Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar 74 evin yıkımına encümeniyle karar verdi. Bu insanlar 30 yıldır orada yaşıyorlar. Evlerini inşa etmiş, yuvalarını kurmuş, çocuklarını evlendirmiş ve geleceklerini orada yaşlanmak hatta ölmeye adamışlar. CHP’li belediye Başkanı Sibel Uyar, bu insanları evlerinden yuvalarından adeta sürgün edercesine evlerinizi yıkın ve toprağımı terk edin demiştir. Alman faşisti Hitlere taş çıkartırcasına da elektrikleri ve suları evleri yıkılana kadar kesilmiştir. Bizler otuz yıldır kiraladığımız topraklar üzerinde yaptığımız sözleşmelerle evler yapıp geleceğimizi burada inşa ettik. Gidecek başka yerimiz yok. Başka evlerimiz yok. Buradaki evlerimizin yıkılması demek çoluk, çocuk sokakta kalmamız demektir. Bunun için CHP İl Başkanlığı önüne geldik. Sayın Sibel uyarı bizim karşımıza başkan adayı olarak gösteren CHP İl binasına geldik. Biz bugün buraya gelirken nasihat almaya ya da ‘seçim öncesi buna benzer uyumsuzluklar yaratmayın’ demecini ya da ‘siz gidin sonra bu işi hallederiz’ masalını dinlemeye gelmedik. Biz buraya sorunumuzu çözünceye kadar burada gecelemeye yatmaya geldik. Biliyoruz ki evlerimiz yıkılınca sokaklarda kalacağız. İşte evimizin dışında bir yerde kalmanın da ilk provasını birkaç gün CHP İl başkanlığı binasında geçireceğiz. Ya bizim sorumuzu çözecekler, ya da biz bu sorunun çözülmesi için fiili ve meşru mücadelemizle haklılığın verdiği güç ile burada kalacağız. CHP’li belediye başkanı Bizim evlerimizi yıkmak için şahince davranırken, denizin içerisindeki villalara, milyarlık yalılara göz yummaktadır. 74 tane yoksulun evini yıkmakta mahir olan ve hiç vakit geçirmeyen CHP’li belediye başkanına sesleniyorum; Eğer kıyı yasasını gerekçe göstererek evlerimizi yıkacaksan, Urla iskelesinden başla. Tayyip’in villalarından başla. Milyarlık yalılardan başla yıkmaya. Yok onlara gücün yetmiyor, 74 aileyi sokağa atıp, orada bir takım işler yapacağım diyorsan, biz küçük lokma değiliz. Biz halkız ve halkın gücünden, haklılığın gücü ile buradayız” diye konuştu.
YASTIK VE BATTANİYELERİYLE GELDİLER
Konuşmanın ardından il binasına çıkan kalabalık CHP’li bir yöneticiyle konuşmak istedi. Parti görevlileri kalabalığa toplantı odasını tahsis ederken su ve çay ikram etti. İl yöneticilerinden kimseye ulaşamayan mahalleliler yanlarında getirdikleri battaniye ve yastıklarıyla eylemlerine devam etti. Vatandaşlar Kimseyle görüşemedikleri sürece il başkanlığındaki odaları basacaklarını ve sorunları çözülünceye kadar hiçbir yere gitmeyeceklerini ifade etti.
TÜRKÜ GERGİNLİĞİ
İl binasındaki kalabalık türkü söylemek isteyince CHP İzmir İl Sekreteri Osman Peri duruma müdahale etti. Oluşan gerginlikte grup adına konuşan Yusuf Altun ve İl Sekreteri Peri tartıştı.
Peri yıkım kararının kaymakamlık tarafından belediyeye gönderildiğini savunurken Altun “Hayır elimizde resmi belge var” dedi.
AKP’NİN KAYMAKAMINA MI GÜVENİYORSUN?
Bunun üzerine Altun, “AKP’nin kaymakamına mı güveniyorsun?” diyen Peri’ye, “Belediye başkanımızın encümen kararı var. Bizim başımıza Sibel Uyar’ı siz sardınız. Ben öğretmenim, çocuk yanlış yaparsa uyarırım, sonra velisine giderim. Şimdi Sibel Uyar hata yapmıştır. Ben de düzeltmesi için velisine, size geldim” diye konuştu.
BİZİ KİRACISI OLARAK KABUL ETSİN
Altun sözlerine şöyle devam etti: Sibel Uyar buraya gelsin, il başkanı da gelsin. İl Başkanı Sibel Uyar’la konuşsun. Mahkeme kararı aleyhimize çıkacak. Sibel Uyar da bu kararı uygulamak isteyecek. Biz davamızı geri çekelim, Sibel hanım da bizi kiracısı olarak kabul etsin.
SICAKTAN FENALAŞTI
Öte yandan kalp hastalığı bulunan 58 yaşındaki Mehmet Cemil Arı sıcaktan fenalaştı. Gelen sağlık ekipleri Arı’nın şeker hastalığından dolayı rahatsızlandığını belirtirken hayati bir tehlikenin de bulunmadığını ifade etti. Arı gözetim amacıyla Alsancak Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne götürüldü.
SERTER’LE KARŞI KARŞIYA GELDİLER
İl Başkanı Bedri Serter, bekleyen kalabalığı toplantı odasına davet ederek konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Karşılıklı olarak tansiyonun yükseldi toplantıda konuşan Serter, “Hepiniz hoş geldiniz. Bizi ziyaret etmekle şeref verdiniz. Mağduriyetlerimizi hukuksal yollarla ve karşılıklı diyaloglarla karşılamak zorundayız. Hepiniz büyüğümsünüz. Hiçbir yeri işgal ederek, baskın yaparak bir şey elde edemeyiz. Hepiniz aklıselimsiniz. Bunu size anlatma hakkım olamaz. Bir dava süreci yürüyor. Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde görülüyor değil mi? Bu davanın oralarda görülmesi gerekiyor. Ben il başkanı olarak savcı, avukat değilim burası da adliye değil. Burada biz CHP’nin siyasal işlerini görürüz. Burada İzmir siyasetini genel başkanımızın direktifler doğrultusunda yürütürüz. Sizin davanız kaymakamlık, belediye ve İçişleri Bakanlığı’nda görülmekte. Bizim elimizden gelen bir şey varsa yapabiliriz. Bu davanın çözüm odak noktası burası değil. Bu olayın bu boyutta olduğunu bilmiyordum. Belediye başkanından aldığım telefonda ‘bu dava sonuçlanıncaya kadar yerlerinizi ellemeyecekler’ diye duydum. Sizler kültürlü insanlarsınız bu şekilde olur mu?” dedi.
Mahalle sakinlerinin avukatı CHP Urla İlçe eski Başkanı Yusuf Baratalı da, “Davamız devam ediyor. Belediye aklıselim düşünsün istiyoruz. Kira kontratlarının varlığı borçlar kanuna göre düzenlediğini dikkate alarak karar vermesini istiyoruz. Sizden de sesimiz olmanızı diliyorum” diye konuştu.
Grubun sözcüsü Yusuf Altun ise, “Dava süreci bekleyip Sibel Hanım’ın ipini boynumuza geçirmesine gerek yok. Davamızı geri çekeriz. Sibel Hanım encümen kararını değiştirir. Yetkisi vardır. Avukatımızın söylediği gibi bizi kiracı kabul eder bütün sorun biter. ‘Mahkeme kararını bekleyelim’ demek aleyhimizde çıkacak kararda evlerimizin yıkılmasını beklemek demektir. Mahkeme kararından sonra Sibel Hanım haklı bir şekilde evlerimizi yıkacak. Sibel Hanım’ı bizim karşımıza çıkaran bu örgüttür. Biz Sibel Hanım’ın velisine siyaseten oraya oturtana geldik. Sibel Hanım’ın siyaseten her hareketi CHP’yi bağlar. Milletvekilleriyle, başkanlarla herkesle görüştük. Herkes ‘sizin hakkınız var’ dedi ama kimse bir şey yapmadı. Encümen kararını gözden geçirmek için yeniden getirir görüşürüz. Biz yasal anlamda kiracıyız. Fuzuli şagil değiliz. Biz davamızı geri çekeriz. Dava diye bir şey kalmaz. 7 bin 600 yıkım kararı olmasına rağmen bizim orası için adeta yarışa girmiş. 7 Haziran’dan 2 gün önce yıkım kararı gönderiyor. Eylül ayında mahkeme kararını beklemeden evlerimizin yıkılacağını ifade ediyor. Buraya gelmemizin sebebi arkadaşlarımız yormak il yönetimini sıkıntıya sokmak değil. Ama sonumuz hızla yaklaşıyor. Evimizin yıkılması demektir. Bu insanların evlerini yıkmak insani değildir. İnsanların bir kanun maddesiyle sokağa atılması insani değil. Kıyı yasasını gerekçe gösterirseniz binlerce villa yıkılır. Belediye başkanından yasaları lehimize yorumlamasını istiyoruz. Buralarla ilgili farklı şeylerin olduğunu biliyoruz. Siyasi tercihin bizden yana değil başkalarından yana kullanıldığını düşünüyoruz. Buralar yıkıldıktan sonra şunu yapacağım demiyor. Biz iyi niyet aramıyoruz. Bu işin sorumlusu olan örgüttür. Sorunun çözümü çok basittir. 15 dakikayı alır” ifadelerini kullandı.
ADRES GÖSTERDİ GERGİNLİK YAŞANDI
Serter’in, “Sorununuzun çözümü için kaymakamlık ve AKP il binasına da gidin. Bu en doğal ve doğru adrestir” demesine kalabalık büyük tepki gösterdi. Serter bütünşehir yasasını çıkaran ve sorunu yaratanın AK Parti olduğunu söyleyince, vatandaşlar adına konuşan Altun, “Biz buradayız. Burası bizim evimiz. Yöneticiler başkanlar gelip geçicidir. Bu örgüt bizim. Sorunu çözmek iki dudağınızın arasındadır. Bizim gece korkulu rüya görmemizi sağlatmaya hakkınız yok. Kimsenin sıkıntıya girmeyeceği bir öneri getirdik” dedi. Bunun üzerine Serter, “Gidin bütünşehir yasasıyla sizi bu hale getireni de lanetleyin” diye konuştu.
Belediye başkanının encümen kararı alınmış yer için bir daha karar alma yetkisi olmadığını savunan Serter, “Ben belediye başkanımı kanunsuz bir şey yaptırmaya yönlendiremem. Bu kanunsuz olaylar Bedri Serter yönetiminde yoktur” ifadelerini kullandı.
Kalabalık Serter’in işi siyasete döktüğünü belirtirken, “Bizi AKP’ye yönlendiriyorsunuz. Siz siyasetçi olarak bütünşehir yasasını neden önleyemediniz? Biz CHP’liyiz, rozetimiz var. AKP’ye yönlendirdiniz” dedi.
Serter de, “Tepkiyi sadece burada değil her yerde gösterin” cevabını verdi.
Tartışmanın ardından kalabalık il başkanlığından ayrılmadı ve eylemine devam etti.