İZMİR - Karaburun'a bağlı Yaylaköy'de kurulan yarımadanın önemli bir bölümünde bulunacak olan rüzgar enerjisi santralinin 47 türbini için, vatandaşlar ve çevreciler, hukuk mücadelesi başlattı. 166 rüzgar türbini ile yarımadanın en büyük projesi olan Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş.'ye ait Karaburun RES projesi için, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) verdiği elektrik üretim lisansının iptali talebiyle, Ankara 8'inci İdare Mahkemesi'nde dava açıldı. Geçen 25 Mayıs'ta mahkeme, şirketin RES proje iznini iptal etti. Bunun için de halen çalışıp elektrik üreten proje kapsamındaki 47 türbin de durduruldu.
Yargı kararının ardından santral için yeniden ÇED süreci başlarken, çevreciler ve köylüler, 166 türbin direkli RES projesinin, ilk 47 türbinini yapan Lodos firmasının, kalan bölümleri tamamlamak için yapılan halkın katılım toplantısını protestoyla önledi.
Karaburun’da mücadele sürerken Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan şok bir karar çıktı. Yargının iptal ettiği lisans yeniden yürürlüğe girdi. EPDK firmanın geçmişte aldığı 49 yıllık üretim lisansının devamı niteliğindeki 41 yıl 11 aylık süre için bir kez daha onay verdi.
Gelişmelerin ardından rüzgar santrali için kapıda yeni bir ÇED süreci belirirken İzmir Valiliği Çevre İl Müdürlüğü’nden önemli bir duyuru geldi. Valilik santral için bakanlıktan inceleme değerlendirme toplantısı yapılacağını duyurdu.
DANIŞTAY DURDURDU!
İlçe 31 Ağustos’ta bakanlıkta yapılacak zirveye kilitlenirken Danıştay’dan gelen haberle sevindi. Bölge halkının Lodos A.Ş.’ye ait Karaburun RES projesine karşı açtığı davada temyiz talebini kabul eden Danıştay, yerel mahkemenin kararını bozdu.
DANIŞTAY VATANDAŞI HAKLI GÖRDÜ
Yargıdan gelen son karar sonrasında yaşanan süreçle ilgili yazılı bir açıklama yayınlayan Karaburun Kent Konseyi kamuoyuna şu bilgileri aktardı: "Lodos A.Ş.’ye ait “Karaburun RES Projesi” için Karaburun Yarımadası’nın yüzde 61’ini kapsayan bir alanda, 2005 yılında verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararıyla ve EPDK’nın bu karara dayanarak 2011 yılında verdiği üretim lisansıyla 50 türbinin kurulumuna izin verilmişti. EPDK 2013 yılı Kasım ayında, yine 2005 yılında verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına dayanarak, 47 ilave türbinlik kapasite artışı için firmanın üretim lisansını tadil etmişti. “ÇED Gerekli Değildir” kararının yürütmesinin durdurularak iptal edilmesi istemiyle İzmir Valiliği’ne açılan, Karaburun Kent Konseyi’nin de müdahil olduğu davada İzmir 2'inci İdare Mahkemesi’nin süre aşımı gerekçesiyle verdiği ret kararı için temyiz başvurusu yapılmıştı. Danıştay 14. Dairesi, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönünden verilen Mahkeme Kararının “bozulmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine ve dosyanın karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına” 28 Mayıs 2015 tarihinde oy çokluğuyla karar vermiştir. Şimdi, Karaburun RES Projesi “ÇED Gerekli Değildir” kararının yürütmesinin durdurularak iptali istemiyle açılan dava esastan görüşülecek.
ÖNCE İPTAL EDİLDİ, SONRA YENİDEN LİSANS VERİLDİ
Bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı ikinci dava, Karaburun RES Projesi’nin üretim lisansının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle EPDK aleyhine açılmış, yargı oybirliğiyle önce yürütmenin durdurulmasına ardından yine oybirliğiyle üretim lisansının iptaline karar vermişti. Bunun üzerine, EPDK, 2011 yılında verdiği üretim lisansıyla zaten kurulmuş olan Karaburun RES’in 50 türbini için 11 Haziran 2015 tarihinde yeni bir üretim lisansı vermiştir. Karaburun RES Projesi’nin “ÇED Gerekli Değildir” kararı yargı aşamasındayken, 47 türbinlik kapasite artışı için T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, yine aynı alanda, yine Yarımada’nın yüzde 61’ini kapsayacak biçimde ve yangından mal kaçırırcasına yeni bir ÇED süreci başlatılmıştır. Bu yeni ÇED süreci kapsamında, 14 Temmuz 2015 tarihinde Yaylaköy’de yapılacağı duyurulan “Halkın Katılımı Toplantısı” Karaburunlular’ın itirazı ve güçlü protestolarıyla yaptırılmamış, Toplantının yapılmadığına ilişkin Tutanak, İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Zeynep Altıok, Karaburun Belediye Başkanı, Karaburun Kent Konseyi Başkanı ve Karaburun Yurttaş davacıları tarafından da imzalanmıştı. ÇED Dosyası, 31 Ağustos 2015 tarihinde İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nda görüşülecek.
"İNSANLIK SUÇU"
Karaburun RES Projesi’nin, Yaylaköy’ü çepeçevre sararak, Bozköy,Tepeboz Köyleri sırtlarına konuşlandırılan 50 türbinin negatif etkilerinin Yarımada’nın yüzde 61’ine yayılmasına izin vermek bu hasas/nadir coğrafyanın geri dönüşsüz biçimde tahrip edilmesine, bölgenin kırsal kalkınma olanaklarının ortadan kaldırılmasına, halkın geçim kaynaklarının yok edilmesine ve sağlıklı ortamda yaşam hakkının elinden alınmasına izin vermek anlamına gelecektir. İtiraz gerekçelerimiz ve ÇED başvurusunun reddi talebimiz ilgi Bakanlıklara gönderilmiştir. Karaburun Yarımadası’nda RES’lere verilen izinlerin kapladığı toplam alan, Ege Denizi kıyılarının denizden en hızlı yükselen Akdağ/Bozdağ kütlesi çıkarıldığında, Yarımada’nın neredeyse tamamına ulaşmaktadır. Bu yıkımın önüne geçmek için her türlü demokratik, yasal mücadelemizi ulusal ve ulusal platformlarda sürdüreceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. HES'lere peynir ekmek gibi verilen izinlerin Karadeniz'de yaptığı tahribat, doğayı, yerel yaşamı düşünmeden verilen RES izinleriyle Ege'de yaşanacak. Bu uygulamaların adı “temiz enerji” değil talan ve yağmadır. Bu bir insanlık suçudur."